İLİM ARTTI HİKMET AZALDI
İLİM ARTTI HİKMET AZALDI
GERÇEK İLİM HİKMETLE BERABER YÜRÜYEN İLİMDİR
Hikmetsiz ilim, vitaminsiz yiyecek gibidir.
Yüktür.
Zihni isgaldir.
Sahip olunan zenginliği yerinde ve yerli yerince kullanmamak demektir.
Sentez ve analiz yapmamak ve yapamamaktır.
İlim Arttı, Hikmet Azaldı: Hakikî Bilginin Kayıp Kardeşi
İlim, insan aklının nurudur; hikmet ise kalbin rehberidir.
İlim öğrenmek kolaylaştı; bilgiye erişim saniyelerle ölçülür oldu.
Ama bu kadar çok ilme rağmen insanlık niçin bu kadar yönsüz, yorgun ve yitik?
Sebebi açık: Hikmetsiz ilim, yönsüz bir kaptan, pusulasız bir gemi gibidir.
- Hikmetsiz İlim: Gölgesiz Bir Ağaç Gibi
Bugünün insanı, bilgi denizinde yüzüyor ama hikmet susuzluğundan kavruluyor.
Çünkü öğrendiği bilgi, sadece zihninde yığılıyor; kalbine inmiyor, davranışına dönüşmüyor.
Böylece:
İlmiyle kibirlenenler çoğalıyor,
Bilgisiyle hakikati çarpıtanlar çoğalıyor,
Ama o ilmiyle dünyaya ve ahirete yön veren hikmet ehli azalıp kayboluyor.
İlim artıyor ama insan azalıyor.
- İslam’da İlim-Hikmet Dengesi
Kur’an’da ilim kadar “hikmet” de öne çıkar.
Hz. Lokman, peygamber değilken “hikmet sahibi” olarak övülür.
Kur’an’da hikmet, sadece bilgi değil; bilgiyi doğru yerde kullanma, anlamlandırma ve hayra yöneltme kabiliyetidir.
Okumak ancak Rabbin adıyla okumak.
Nitekim Kur’an şöyle buyurur:
> “Kime hikmet verilmişse, ona çok büyük bir hayır verilmiştir.”
(Sure: Bakara, 269)
Bu ayet, hikmeti üstün bir lütuf olarak takdim eder.
Çünkü hikmet, ilmin hedefini, ahlakını, hadlerini tayin eder.
Bugün ise çok bilen ama doğru düşünemeyen, çok öğrenen ama az anlayan bir nesil türedi.
Zira ilim var, hikmet yok.
- Tarihten Hikmetsiz İlim Örnekleri
Firavun’un sihirbazları bilgi sahibiydi, ama hikmetten mahrumdu. Musa (a.s.)’a ancak kalplerine hikmet dokununca iman ettiler.
Ebu Cehil, Arap yarımadasının en bilgili kişisiydi, ama cehlin lideri oldu. Çünkü bildiği şeylerin hakikatiyle buluşamadı.
Batı medeniyeti, ilimde zirve yaptı, ama iki dünya savaşını çıkardı, nükleer bombalarla şehirleri yaktı. Çünkü ilim vardı ama hikmet yoktu.
- Hikmetin Azaldığı Günümüz: Zihinsel İşgal Çağı
Bugün eğitim kurumları niceliksel başarıya odaklı.
Test çözmeyi öğretiyorlar, tefekkür etmeyi değil.
Ezberletiyorlar, anlamayı değil.
Bilgi yığıyorlar, irfan inşa etmiyorlar.
Sonuçta; bilgi bombardımanına tutulmuş ama mana yoksunu bir gençlik ortaya çıktı.
İlim var ama hikmet yoksa;
Bilim silaha dönüşür,
Teknoloji felakete neden olur,
Ahlâk yozlaşır, ruh kurur.
Bu sebeple hikmetsiz ilim, vitaminsiz yiyecek gibidir:
Doyurur gibi görünür ama çürütür.
- Hikmeti Diriltmek: İlimle Kalbi Buluşturmak
Hikmeti artırmak için sadece bilgiyi çoğaltmak yetmez.
İlim:
Kalple buluşmalı,
Ahlâkla yoğrulmalı,
Sorumlulukla yön bulmalı.
Hikmet, akıl ile vahyin, kalp ile bilginin izdivacıdır.
İnsanlık, bu izdivacı yeniden kurmak zorundadır.
İlimli olmak değil, hikmetli olmak hedeflenmelidir.
SONUÇ VE ÖZET
İlim artıyor ama hikmet azalıyor.
Oysa hikmetsiz ilim, yanlışta ısrarın aracı, zulmün süsü ve zihnin işgali olabilir.
İslam’da ilim; hikmetle beraber yürüdüğünde anlamlıdır.
Bugün ihtiyaç; ezber değil tefekkür, malumat değil irfan, bilgi değil bilgeliğe geçiştir.
Gerçek ilim, hikmetle yürüyen ilimdir.
Kısa Özet:
Hikmetsiz ilim, sadece bir yük ve yozlaşma sebebidir.
Kur’an’da hikmet, büyük bir lütuf ve yüksek bir fazilet olarak anılır.
Tarih, hikmetten mahrum ilmin felakete sebep olduğunu gösterir.
Günümüz eğitim anlayışı, bilgi verir ama hikmet kazandırmaz.
Hakiki çare: Kalple buluşan, ahlâk ve irfanla beslenen hikmetli ilimdir.
Hazırlayan: Mehmet Özçelik – www.tesbitler.com