FABRİKA-İ DİMAĞİYE: AKLIN MABEDİ, FİKRİN ATÖLYESİ
FABRİKA-İ DİMAĞİYE: AKLIN MABEDİ, FİKRİN ATÖLYESİ
Bozulmasının Felaketleri Üzerine Hikmetli, Edebi ve İlmî Bir Makale
Giriş: Fabrika-i Dimağiye Nedir?
“Fabrika-i dimağiye” tabiri, özellikle Bediüzzaman Said Nursî tarafından kullanılan bir ifadedir. Bu kavram mecazî bir anlatımla insanın akıl, düşünce ve muhakeme mekanizmasını ifade eder. “Fabrika” kelimesiyle üretim yapan bir merkez, “dimağ” kelimesiyle de beynin özellikle düşünme ve analiz eden yönü kast edilir. Yani bu terkip, insanın düşünce üretim merkezine işaret eder.
Dimağ, sadece biyolojik bir yapı değil, aynı zamanda zihnî, ruhî ve fikrî faaliyetlerin işlendiği bir metafizik alandır. Akıl, hayal, hafıza, anlayış ve tefekkür gibi kabiliyetlerin hepsi bu fabrikanın şubeleri gibidir.
Dimağın Vazifesi: Akleden Kalbin Müşaviri
Dimağın temel vazifesi, gelen malumatı anlamlandırmak, analiz etmek, hakikat ile hurafeyi ayırmak, hikmeti keşfetmek ve nihayetinde marifetullah’a ulaşmak için zihni bir yol haritası çizmektir. Tıpkı bir fabrikanın gelen hammaddeleri işleyip mamul hâle getirmesi gibi, fabrika-i dimağiye de duyularla alınan bilgileri işleyerek fikir, kanaat ve sonuç üretir.
Bediüzzaman bu noktada aklın bir fabrika gibi işlediğini, fikrin ise bu fabrikanın enerjisi olduğunu belirtir. Eğer bu enerji bozulursa ya da yanlış yönlendirilirse fabrika işe yaramaz hale gelir. İşte tam da burada felaket başlar.
Bozulmasının Tehlikesi: Akıl Azraile Dönüşür
Fabrika-i dimağiyenin bozulması, aklın istikametini kaybetmesiyle başlar. Bu bozulma:
İlmi gerçeklerin çarpıtılması,
Yalanın hakikat diye satılması,
Nefsin ve hevanın aklı ele geçirmesi,
Zanların ilim yerine konulması,
Aklın kalple olan bağının koparılması ile olur.
Tarihte birçok sapmanın, ideolojik zulmün ve fikrî cinnetin arkasında bozulmuş dimağların olduğunu görürüz. Firavunlar, Nemrutlar, Stalin’ler, Hitler’ler hep fabrikası ters işlemeye başlayan dehaların içi boşalmış hâlleridir. Aklını yalnız dünyevî faydaya hasreden bir beyin, zamanla şeytanın enstrümanı hâline gelir.
Tarihî Bir Bakış: Eflatun’dan Gazâlî’ye
Eflatun, ideal devleti kurmak için aklın eğitilmesi gerektiğini söyler. Ona göre düşünceyi şekillendiren zihin, eğer nefsin emrine girerse toplum helake sürüklenir. Farabî ve İbn Sînâ da aklı nûrânî bir cevher olarak görür; fakat Gazâlî, daha derin bir uyarıda bulunur: Aklın selameti, vahyin rehberliğine girmesindedir. Aksi hâlde akıl şeytana maskara olur.
İbretli Bir Temsil: Ters Dönen Fabrika
Düşünün ki bir fabrika var; hammaddeleri yanlış alıyor, işlemesi bozulmuş, sonuç olarak zehirli ürünler üretiyor. Bu fabrika artık bir üretim merkezi değil, bir yıkım makinasıdır. Bozulmuş bir dimağ da böyledir: Fikri, inancı, ahlakı zehirler. Tefekkür eden değil; saptıran, ifsad eden, kandıran bir yapı haline gelir.
Bugünün dünyasında bilgiye ulaşmak kolaylaştı, fakat hikmetten uzaklaşıldı. Bilgi çağında cehaletin yayılması, işte bu bozulmuş fabrika-i dimağiyelerin eseridir. Sosyal medya, yapay zekâ, dijital çağ gibi modern kavramlar, eğer doğru bir dimağın elinde değilse, felaket getirir.
Bilimsel Yön: Nörolojik ve Psikolojik Açıdan Dimağ
Beyin, nörolojik olarak bilgi işleme merkezidir. Sinapslar arasında kurulan bağlar, öğrenme, karar verme ve düşünmeyi sağlar. Ancak aşırı stres, yanlış bilgi bombardımanı, bağımlılıklar ve ahlaki yozlaşma bu işleyişi bozabilir. Psikolojik bozulmaların çoğu, düşünce sistemlerinin çöküşünden kaynaklanır. Fikrin yönü saparsa, ahlaki pusula da bozulur.
Aklî ve Mantıkî Yön: Hakkı ve Batılı Ayıran Ölçü
Akıl, mantık terazisiyle ölçer. Eğer bu terazi eğrilirse, yanlış doğruya karışır. Kur’an’da sürekli “akletmez misiniz?” sorusu, bu yüzden sorulur. Akleden kalp, doğru aklı bulur. Bozuk dimağ ise aklı kendine hizmet ettirir. Bu, hakikatin üzerine perde çekmek demektir.
Sonuç: Kalp ile Dimağ Arasındaki Kutsal İttifak
Dimağ fabrika ise, kalp onun ruhudur. Kalpsiz bir fabrika, üretim yapamaz. Kalpsiz bir dimağ da hakikate ulaşamaz. Akıl, ancak vicdanla iş birliği yaparsa hikmete ulaşır. Bu yüzden fabrika-i dimağiyeyi bozmamak, onu iman ve ahlak ile beslemek gerekir.
Özet:
Fabrika-i dimağiye, insan aklının düşünce üretim merkezidir.
Bozulduğunda, akıl hakikati saptırır, yanlışları doğru gösterir.
Tarihte, sapkın liderlerin çoğu bozulmuş dimağların ürünüdür.
İlmî olarak, dimağ stres, bilgi kirliliği ve yanlış yönlendirmeyle ifsad olabilir.
Aklî ve mantıkî yönden, doğruyu yanlıştan ayırma yeteneği yitirildiğinde felaket kaçınılmazdır.
Çözüm, dimağı vahiy ve vicdanla beslemek, kalp ile akıl arasında denge kurmaktır.
“Akıl nûrdur, fakat kalbin mumu sönmüşse, o nûr karanlığa hizmet eder.”
–Hazırlayan: Mehmet Özçelik – www.tesbitler.com