GAZZE: DÜNYANIN GÖZÜ ÖNÜNDE TÜKENEN BİR VİCDAN HARİTASI

GAZZE: DÜNYANIN GÖZÜ ÖNÜNDE TÜKENEN BİR VİCDAN HARİTASI

Giriş: Göz Göre Göre Bir İnsanlık Çöküşü

Gazze… Artık sadece bir coğrafi bölgenin adı değil; vicdanın sınandığı, insanlığın çırılçıplak teşhir olduğu bir kıyamet eşiği. Bu kadim topraklar, tarihin en uzun işgallerinden birine sahne olurken, şimdi göz göre göre açlığa, susuzluğa, hastalığa ve ölüme terk ediliyor. Kapılar kapalı, göklerden yardım inmiyor, yeryüzünde ise merhamet sus pus. Öyle bir suskunluk ki, bombalardan daha ağır. Öyle bir tıkanmışlık ki, Gazze artık sadece Filistinlilerin değil, bütün insanlığın mezarlığına dönüşüyor.

  1. Şeytanın Çocukları: Vahşetin Sınırlarını Zorlayanlar

Kur’ân’da Firavun’un zulmü, Nemrut’un kibri, Ebu Cehil’in inkârı bize anlatılır. Ancak bu çağda yeni bir isim çıktı karşımıza: İsrail. Sadece bir devlet değil; vicdansızlıkta birleşmiş bir zihniyetin kod adı. Zulümle büyüyen bu yapı, artık insanlık dışı eylemleriyle “insan” kavramını zorluyor.

Bir zamanlar çocukları diri diri toprağa gömen cahiliye toplumu vardı. Bugünse çocukları diri diri bombalayan modern barbarlar var. Üstelik bunu “güvenlik” adı altında meşrulaştırmaya çalışıyorlar. Hâlbuki her atılan bombayla sadece binalar değil, insanlık da çöküyor.

  1. Sessiz Çığlıklar: Suyun ve Gıdanın Bile Yasak Olduğu Topraklar

DSÖ’nün verileri açık: Temmuz ayında açlıktan 63 kişi öldü. Su bulmak artık bir mucize, temiz içme suyu ise hayal. Ve bu rakamlar sadece istatistik değil; her biri, bir annenin evlatsız kalışı, bir çocuğun gözlerinin kapanışı, bir babanın eli kolu bağlı çaresizliğidir.

Gazze’de su da öldürüyor. Çünkü su aramak, kurşunla burun buruna gelmek demek. Açlık ise sessizce bedenleri kemiren bir silah. İnsanlar sadece bombalarla değil, ambargolarla da öldürülüyor.

  1. İsrail İtirafları ve Suskun Dünyanın Suçu

Bizzat bazı İsrailli vekiller bile yapılanların soykırım olduğunu dile getiriyor. Ama bu sesler anında susturuluyor. Gerçekleri söyleyenler ya baskıya uğruyor ya da dışlanıyor. Peki ya dünya? En çok konuşması gerekenler en sessiz olanlar. En güçlü olması gereken kurumlar en zayıf halkaya dönüşmüş durumda.

Bir ABD’li eski özel kuvvet subayının, “Böyle barbarlık görmedim,” demesi, Batı’nın kendi kurduğu yapının ifşasıdır. Bu beyanlar, artık bu işin sadece siyasi değil, ahlaki bir çöküş olduğunu da gözler önüne seriyor.

  1. Tarih Tekerrür Ediyor Ama Ders Alınmıyor

Geçmişte Kudüs işgal edildiğinde Haçlılar meydanlarda kan akıttı. Bugün aynı zulüm, daha sofistike araçlarla yapılıyor. Ama öz aynı: Mazluma zulmetmek.

Tarihte Emevîlerin yaptığı ırkçılık, Abbasîlerin yaptığı baskı, Moğolların yaktığı kitaplar, Endülüs’te Müslümanların kıyımı ve bugün Gazze… İnsanlık, adeta hatalarla dolu bir kaseti tekrar tekrar oynatıyor.

  1. Bilim Susturulmuş, Akıl Tutsak Edilmiş

Bu kadar ölümün, yıkımın ortasında bilimsel akıl ne yapıyor? Sessiz. Çünkü bilim bugün insanlık için değil, menfaat için çalışıyor. Yıkım makineleri üretirken susuzluk çeken çocuklara bir damla su göndermiyor. Bilim, “insan”a hizmet etmedikçe, şeytanın emrine girer. Bugün Gazze’de bilim değil, zulmün teknolojisi çalışıyor.

  1. Vicdan Tükenirse İnsanlık da Tükenir

İsrail, sadece toprak işgal etmiyor; hafızayı, umudu, inancı da işgal ediyor. Ama en büyük yıkım, dünya insanının vicdanında yaşanıyor. Artık insanlar ölü çocuk fotoğraflarına alıştı. Artık “63 kişi açlıktan öldü” denilince kimsenin yüzü bile kızarmıyor.

Vicdanın sustuğu yerde, akıl işe yaramaz. İnsanın insanla olan bağı kesilince, geriye sadece bir tür kalır: Yamyamlaştırılmış insanlar.

Sonuç: Gazze Yalnız Değil, Biz Kaybediyoruz

Sanılıyor ki Gazze kaybediyor. Hayır! Asıl biz kaybediyoruz. Sessizliğimizle, duyarsızlığımızla, iki yüzlülüğümüzle. Gazze’nin açlığı bizim ruhumuzun açlığıdır. Oradaki susuzluk, bizim vicdanımızın kurumasıdır. Her bomba sadece Filistinlilerin evine değil, insanlığın haysiyetine düşüyor.

Yarının tarihi bugün yazılıyor. Ve bir gün şu cümle yazılacak:

> “Gazze yandı… Ama onunla birlikte insanlık da yanmıştı. Ve o yangına kimse bir damla gözyaşı bile dökmedi.”

Özet

Bu makale, Gazze’de süregelen insanlık dramını çok yönlü olarak ele alıyor. İsrail’in zulmü yalnızca bir siyasi çatışma değil, ahlaki, insani ve ilmi bir çöküştür. Açlık, susuzluk ve hastalıkla kıvranan insanların dramı, vicdanların tükenişini de göstermektedir. Tarihî örneklerle desteklenen yazıda bilimsel suskunluk, siyasi ikiyüzlülük ve bireysel duyarsızlık da eleştirilmektedir. Sonuç olarak Gazze’nin değil, insanlığın kaybettiği anlatılmaktadır. Bu yazı, sadece bir çağrı değil; aynı zamanda bir yüzleşmedir.

Hazırlayan: Mehmet Özçelik – www.tesbitler.com

 

Loading

No ResponsesTemmuz 29th, 2025