SİYASİ FIRILDAKLAR
SİYASİ FIRILDAKLAR
Havaya, esintiye göre yön alanlar, yer alıp yol kapanlar.
Şahsiyet oluşmadan kimlik alanlar veya verilenler.
En kullanılışlı kişiler, kişilik sahibi olmadan veya gelişmeden sanal,yapma,yapay,vekalet kişiliği elde edenler.
Sürülen tarladan çıkıp, topluma sürülen ve sürüklenenler .
Sonuçta toplumu da sürüm sürüm süründürenler.
Menfaat odaklı siyasetin siyaset ve yöneticileri rüzgar gülü gibidirler.
Zahiren gül gibi görünürler, hakikatte ise başkasının havasını üretip, rüzgarlariyla onlara güç oluştururlar.
Ya İngiliz gülüdür, ya ABD, ya İsrail.
Paraya, makam ve mevkiye göre düdük çalarlar.
Ellerinde güç olunca beceremeyip veya beceriksizlik gösterirken, devrildiğinde muhalefetin ağzıyla konuşup ahkam keser.
Ya nankördür ya da ahmak…
Oy sayısına göre tavır alır, alkışa göre renk verir.
Her renge sahiptir.
Bukalemun.
Her mevsimin adamıdırlar.
Onun için herkese yar olur görünürken, hakikatte bâr ve yük olur.
Değeri makamda kaldığı değer kadardır.
Sonra mı?
***********
Şahsiyetin Eridiği, Menfaatin Kral Olduğu Dünya
- Giriş: Dönemin Adamları ve Davanın Adamları
Siyaset, idealde halkın haklarını gözeten, adaletle hükmeden, emaneti ehline veren bir hizmet alanıdır. Ne var ki zamanla bu alan, şahsiyetli insanların değil; rüzgârın yönüne göre yön değiştirenlerin, kalabalığın peşine takılanların, menfaati pusula edinenlerin oyun sahasına dönmüştür. Bu kişiler halkın değil, alkışın temsilcisidir. Hakikatin değil, çıkarın peşindedir. Dün savunduğunu bugün inkâr eder, bugün övdüğünü yarın yerin dibine batırır. Bu yazıda, bu tarz siyasi fırıldaklıkların mahiyetini, sebeplerini ve topluma verdiği zararı farklı boyutlarıyla ele alacağız.
- Siyasi Fırıldaklık: Şahsiyet Yoksa Şekil Vardır
Siyasi fırıldak, esasen şahsiyet sahibi olmayan; neye inandığı, neyi savunduğu, kimden yana olduğu belli olmayan kişidir. Rüzgâr hangi yönden eserse oraya eğilen, dün yücelttiğini bugün yerin dibine batıran bu kimseler, halkı temsil etme iddiasıyla çıkar çevrelerinin taşeronu hâline gelirler. Bu, bir şahsiyet iflâsıdır.
Kur’anî Bakış:
Kur’ân-ı Kerîm bu tür insanları şöyle tasvir eder:
> “İnsanlardan öyleleri vardır ki, dünya hayatı hakkındaki sözleri seni hoşnut eder; o kalbinde olana Allah’ı şahit tutar; hâlbuki o düşmanların en yamanıdır.”
(Bakara, 204)
Bu ayet, ağzı laf yapan ama içinde hile barındıran sahte samimiyetin, siyasî dildeki iki yüzlülüğün tipik tarifidir.
- Tarihten Örnekler: Dönme Dolaplar ve Devrancılar
Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Geçiş Süreci:
- Abdülhamid devrinde padişahın dizinin dibinde övgüler dizen kimi paşalar, Meşrutiyet ilan edilince ‘hürriyet kahramanı’ kesildiler. Cumhuriyet devrinde aynı kişiler laiklik nidalarıyla Abdülhamid’e sövmeye başladılar. Tarih bu “dönme”leri kaydetti.
Modern Dönemde:
Bugün Türkiye’de dünden bugüne tüm siyasi partilerde benzer isimlerle karşılaşmak mümkündür. Bir dönem sağcı, sonra solcu, sonra yeniden milliyetçi, ardından demokratikleşme yanlısı olup tekrar otoriterleşen profiller sıradanlaşmıştır. Partiler değil, kişisel menfaatler yol belirler hâle gelmiştir.
- Siyasi Ahlâkın Çöküşü ve Topluma Etkisi
Siyasi fırıldaklık bir ahlâk çöküşüdür. Bu çöküş, yalnız siyasetçileri değil; toplumun tamamını etkiler:
Güven Kaybı: Halk, artık hiçbir söze inanmamaya başlar.
Şüphe Kültürü: Herkese ve her şeye kuşkuyla bakılır.
Toplumsal Çürüme: Samimiyet, dürüstlük ve adalet gibi değerler geriler.
Gençlerde Umutsuzluk: Gençler siyasetten ve yöneticilerden soğur, ülkeden kopar.
Bu durum sadece bir ülkenin değil, bir ümmetin çöküşüdür. Bediüzzaman Said Nursî’nin ifadesiyle:
> “Menfaati şahsîyesi namına hareket edenler, milletin maslahatını düşünemezler.”
Ve; ” Menfaat üzerine dönen siyaset canavardır. “
- Bilimsel ve Psikolojik Yönüyle: Bukalemunluk Sendromu
Siyasi fırıldaklık, psikolojik olarak kişilik bölünmesi veya kişilik zayıflığına dayanır. Bu kişilik tipi:
Eleştiriye dayanamaz.
Onay alma bağımlılığı yaşar.
Aidiyet değil menfaat arar.
Sürekli güçlüden yana olma eğilimindedir.
Bu, siyasette narsistik karakter yapısı ile birleştiğinde toplumun sırtına bir kambur olur. Çünkü bu kişiler koltuğu halka hizmet için değil, egosunu tatmin etmek için kullanır.
- Hikmetli Bir Temsil: Rüzgâr Gülü ve Bukalemun
Siyasi fırıldaklık, bir rüzgâr gülü gibidir: Kimin estiğine göre yön değiştirir. Ama kendi esmez, kendi yön tayin etmez. Aynı zamanda bukalemun gibi bulunduğu ortama göre renk alır. Ama hiçbir zaman “öz renk” taşımaz.
Bir Mevlâna hikmetinde şöyle der:
> “Kiminle gezdiğine değil, neye benzediğine bak. Herkes bir kalıba girer ama herkes aynı mayayı taşımaz.”
Tam bir kaht-ı rical yani adam kıtlığı hali.
- Çıkış Yolu: Şahsiyetli Siyaset
Toplumu kurtaracak olan, şahsiyetli liderlerdir. Değeri makamdan değil, makamı değerli kılan şahsiyetlerdir. Bu liderlerin özellikleri:
İlkeye sadakat,
Samimiyet,
Hesap verebilirlik,
Hakikati her durumda söyleyebilmek,
Menfaate değil, hakka dayanmak.
Pusula ise:
> “Siyaseti dine, dünyevi şeylere ve menfaate âlet etmeyiniz, bunları siyasete âlet ederseniz hem onlar zarar görür hem siyaset bozulur.”
Çünkü Samimiyet esastır.
İçle dışın uyumu.
- Sonuç:
Siyasi fırıldaklık, bireysel çıkarların toplum değerlerinden önde tutulduğu, siyasetin ilke değil, menfaat çerçevesinde yapıldığı bir hastalıktır. Bu hastalık yayılırsa, sadece siyaset değil; ahlâk, güven, adalet, gelecek de çöker. Bu sebeple siyasi duruşta en büyük servet şahsiyettir. Makamlar geçici, ama şahsiyet kalıcıdır.
ÖZET:
Siyasi fırıldaklık, rüzgârın yönüne göre hareket eden, menfaatin izinden giden ve şahsiyetini çıkar uğruna kaybeden bir siyasi tavırdır. Bu kişiler dün savunduklarını bugün inkâr eder, her renge girer ama hiçbir değeri temsil etmez. Tarih boyunca bu tür karakterler topluma güven kaybettirmiş, siyaseti kirletmiştir.
Kur’an, hadis ve tarihî tecrübe bize göstermiştir ki, toplumlar ancak şahsiyetli, sadık ve ilkeli liderlerle ayağa kalkar.
Gerçek değişim şahsiyetle başlar, makamlarda değil, kalplerde ve değerlerde yükselir.
Hazırlayan: Mehmet Özçelik – www.tesbitler.com