DÜNYA HER İNSAN İÇİN BIR ATLAMA TAŞI VE NEREYE GİDECEĞİNİN GİRİŞ KAPISIDIR
DÜNYA HER İNSAN İÇİN BIR ATLAMA TAŞI VE NEREYE GİDECEĞİNİN GİRİŞ KAPISIDIR.[1]
TÜM AHİRET ATAMALARI BURADA VE BURADAN YAPILMAKTADIR. SONSUZLUĞA AÇILAN İLK İSTASYON
DÜNYA: ATLAMA TAŞI VE SONSUZLUĞA AÇILAN İLK İSTASYON
İnsan, bu dünyaya tesadüfen gelmedi. Gelişi, ilahi bir iradenin eseri; varlığı, büyük bir sınavın parçası; gidişi ise sonsuz bir hayata açılan ilk adımdır. Dünya, her insan için bir atlama taşı, bir geçiş noktasıdır. Buradaki her nefes, ahiretteki sonsuz hayata yapılan bir hazırlık hükmündedir.
Bir Yolculuk Başlıyor: Ruhun Dünya İmtihanı
İnsan, ruhlar âleminde yaratıldı, ana rahminde şekillendi ve bir gün dünyaya gözlerini açtı. Ancak bu dünya, nihai bir durak değil, sadece bir misafirhane. İnsan, bu istasyonda bir süre konaklayacak, ardından asıl hayatına doğru yola çıkacaktır.
Bu yolculuğu şu misalle daha iyi anlayabiliriz:
Bir öğrenci, üniversiteye girmek için sınava hazırlanır. O sınavı kazandığında bir ömür boyu mesleğini şekillendirecek bir sonuç elde eder. Dünya hayatı da bir sınav yeridir. Burada yapılan her amel, sonsuz hayattaki konumumuzu belirleyecektir. Dünya, ahiretin tarlasıdır; burada ne ekilirse, orada o biçilecektir.
Allah Kur’an’da bu hakikati şöyle bildirir:
“Kim ahiret kazancını isterse, onun kazancını artırırız. Kim dünya kazancını isterse, ona da dünyadan veririz; fakat ahirette onun bir nasibi olmaz.” (Şura, 20)
Bu ayet açıkça gösteriyor ki, insanın yönelimi kaderini belirler. Kimi ahirete yatırım yapar, kimi dünyada kalıcı olacağını sanarak sadece fani olana sarılır.
Ahiret Atamaları Bu Dünyada Yapılıyor
Bir devlet, memurlarını belirlerken önce bir sınav yapar. Başarılı olanlar yüksek makamlarla ödüllendirilirken, başarısız olanlar kaybeder. Ahiret için de durum aynıdır.
Cennet veya cehennem… Bunlar sadece ölümden sonra karşımıza çıkacak rastgele mekânlar değil, dünya hayatındaki tercihlerimizin sonucudur. Allah herkese fırsatlar sunar, yönlendirmeler yapar, yollar gösterir. Ancak herkes kendi seçimlerinden sorumludur.
Nitekim Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurulur:
“Kim zerre kadar hayır işlerse, onu görür. Kim de zerre kadar şer işlerse, onu görür.” (Zilzal, 7-8)
Bu ayet, dünya hayatının bir değerlendirme alanı olduğunu vurgular. Kimin nerede olacağı, bu dünyadaki kararlarına bağlıdır. Cennet de cehennem de insanın elindedir; kişi kendi tercihleriyle kaderini şekillendirir.
Dünya: Sonsuzluğa Açılan Kapı
Zamanın başlangıcından beri milyarlarca insan bu dünyaya geldi ve göçtü. Kimse burada kalıcı olmadı. Peygamberler, krallar, filozoflar, alimler, mazlumlar ve zalimler… Hepsi bu dünya sahnesinde bir süre oynadı ve sahneden çekildi. Ancak kimse yok olmadı. Hepsi varlığını sonsuz bir istasyona doğru devam ettiriyor.
Bu yüzden, dünya hayatı asıl varlığımız değil, bir geçiştir. Bizi bekleyen sonsuz hayat, ya nimetlerle dolu olacak ya da pişmanlık ve azapla.
Allah’a kulluk şuuru, bu yolculuğun en güvenli pusulasıdır. Çünkü insan fani, dünya geçici, ahiret ise ebedidir.
Son Söz
Dünya bir atlama taşıdır; ama nereye atlayacağın senin seçimine bağlıdır. Sonsuzluğa açılan ilk istasyon burasıdır. Burada ne yaptığımız, ebediyette nereye gideceğimizi belirler.
İşte bu yüzden, dünyayı ahiretin bir basamağı olarak görmek ve buradaki sınavı başarıyla tamamlamak, her insanın en büyük gayesi olmalıdır.
Çünkü ölüm, bir son değil, sadece bir kapının açılışıdır…
[1] https://www.youtube.com/watch?v=co1GCZ5Ameg