KURAN-I KERİM’DE TEVHİD VE VAHDET

KURAN-I KERİM’DE TEVHİD VE VAHDET[1]

 

Kuranı Kerimde tevhid ve Vahdet.


Kur’an-ı Kerim’in en temel öğretilerinden biri tevhid (Allah’ın birliği) inancıdır. Tevhid, Allah’ın eşi ve benzeri olmayan tek ilah olduğu, her şeyi yaratan ve idare edenin sadece O olduğu anlamına gelir. Bu inanç, İslam’ın özüdür ve diğer tüm ibadetlerin, ahlaki değerlerin, ve yaşam kurallarının temelini oluşturur. Kur’an, Allah’ın birliğini vurgularken insanların aralarındaki vahdeti (birlik ve beraberlik) korumalarını öğütler.

1. Tevhid: Allah’ın Birliği

Kur’an, tevhid inancını kesin bir dille ortaya koyar ve Allah’ın birliğini ilan eder. O’nun hiçbir ortağı, benzeri, ya da yardımcısı olmadığını, evrenin ve varlıkların tek yaratıcısı olduğunu öğretir. “De ki: O Allah bir tektir.” (İhlas Suresi, 1. Ayet).

Bu bağlamda, Allah’ın sıfatları ve isimleri sadece O’na özgüdür. O’ndan başka ibadet edilmeyi hak eden hiçbir varlık yoktur ve sadece O’na yönelmek gerekir. “Allah, kendisine ortak koşulmasını bağışlamaz.” (Nisa Suresi, 48. Ayet).

2. Tevhidin Boyutları

Rububiyet Tevhidi: Allah’ın tek yaratıcı ve yönetici olduğunu kabul etmeyi içerir. Evrenin ve içindeki her şeyin sahibi, düzenleyicisi yalnızca Allah’tır. “O’nun benzeri hiçbir şey yoktur.” (Şura Suresi, 11. Ayet)

Uluhiyet Tevhidi: İbadetin yalnızca Allah’a yapılması gerektiğini ifade eder. Bu, hiçbir şeye veya kimseye tapınmadan yalnızca Allah’a ibadet etmek demektir. “Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz.” (Fatiha Suresi, 5. Ayet)

İsim ve Sıfatlarda Tevhid: Allah’ın isim ve sıfatlarının eşi benzeri olmadığını ifade eder. Allah’ın rahmeti, adaleti, kudreti ve diğer sıfatları benzersizdir.

3. Şirkten Sakındırma

Kur’an, tevhidin karşıtı olan şirk (Allah’a ortak koşma) konusunda sıkça uyarılarda bulunur. Şirk, en büyük günah olarak tanımlanır ve tevhid inancını zedeleyen, Allah’ın birliğini reddeden bir davranış olarak kabul edilir.

Allah, şirki bağışlamayacağını açıkça belirtmiştir. “Şüphesiz, Allah kendisine ortak koşulmasını bağışlamaz.” (Nisa Suresi, 116. Ayet).

Putlara tapma, insanları ilahlaştırma, dünya sevgisini Allah sevgisinin önüne koyma gibi davranışlar şirk olarak tanımlanır.

4. Vahdet: Müslümanlar Arasında Birlik

Tevhid inancı, Müslümanlar arasında vahdeti (birliği) güçlendiren bir temel oluşturur. Kur’an, Müslümanların tek bir ümmet olduğunu ve Allah’ın ipine sımsıkı sarılarak bir arada olmalarını emreder. “Hep birlikte Allah’ın ipine sımsıkı sarılın; ayrılmayın.” (Al-i İmran Suresi, 103. Ayet)

Müslümanlar, kardeşlik bilinciyle hareket etmeli, aralarında düşmanlık, kin ve fitneden uzak durmalıdır. Bu vahdet anlayışı, toplumun sağlam ve güçlü bir şekilde ayakta durmasına yardımcı olur.

5. Tevhid ve Vahdet Arasındaki Bağlantı

Tevhid inancı, vahdeti doğurur; Allah’ın birliğine inanmak, Müslümanları da birliğe, kardeşliğe yönlendirir. Tevhid inancına sahip olan bir toplum, Allah’ın yolunda dayanışma içinde hareket eder ve İslam kardeşliği bağlamında bir arada olur.

Tevhidin gereği olarak Müslümanların Allah’a kullukta birleşmesi, iman edenlerin aralarında huzuru ve adaleti tesis eder. Kur’an, birlikten kuvvet doğacağını vurgular: “Müminler ancak kardeştirler.” (Hucurat Suresi, 10. Ayet)

6. Vahdetin Örnekleri: Geçmiş Peygamberler ve Toplumlar

Kur’an, geçmiş peygamberlerin ve onların ümmetlerinin de tevhid inancına davet edildiğini belirtir. Örneğin, Hz. İbrahim’in putperestliğe karşı Allah’ın birliğini ilan etmesi, Hz. Musa’nın kavmini tevhid inancına yönlendirmesi gibi örnekler bu birliğin önemini vurgular.

Peygamberlerin ümmetleri de vahdeti koruyarak tevhid inancını desteklemekle sorumlu tutulmuş, bu birliği bozanlar Allah tarafından uyarılmıştır.

7. İslam Ümmetinin Birliği (Vahdet)

Kur’an’da Müslümanların tevhid inancını yaşayarak İslam ümmeti olarak birleşmeleri emredilir. Tefrikadan (bölünmeden) sakınılması gerektiği ve Müslümanların tek bir ümmet olarak hareket etmeleri gerektiği üzerinde durulur.

Tevhidin toplumda tam anlamıyla yaşanabilmesi için birlik önemlidir. “İnsanlar tek bir ümmetti…” (Bakara Suresi, 213. Ayet) ve “Dinlerini parçalayıp bölünenler gibi olmayın.” (Rum Suresi, 32. Ayet) ayetleri, Müslümanların vahdet içinde olmaları gerektiğini ifade eder.

8. Tevhid ve Vahdetin Topluma Katkıları

Tevhid, bireysel olarak insanı huzurlu ve güçlü kılarken vahdet, toplumun sağlam bir yapı halinde kalmasını sağlar. Bu sayede Müslümanlar, birliğin ve kardeşliğin getirdiği güçle hem maddi hem de manevi anlamda ilerler.

Tevhid ve vahdetin sağlanması, Müslümanların dünya ve ahiret saadetini elde etmelerine katkıda bulunur ve İslam’ın yeryüzünde güçlü bir şekilde yayılmasına zemin hazırlar.

Kur’an-ı Kerim’de tevhid, Allah’a yönelmenin, sadece O’na ibadet etmenin, O’nun dışında hiçbir varlığa boyun eğmemenin bir yolu olarak sunulurken; vahdet, bu inanca sahip olanların kardeşçe, birlik içinde yaşamalarını teşvik eder. Bu öğretilerle Kur’an, Müslümanların hem Allah’a hem de birbirlerine bağlı kalarak huzurlu bir toplum oluşturmalarını hedefler.

[1] https://www.youtube.com/watch?v=crdAH2Kd3wM

 

Loading

No ResponsesOcak 29th, 2025