KURAN-I KERİM’DE MÜKELLEFİYET VE SORUMLULUKLAR
KURAN-I KERİM’DE MÜKELLEFİYET VE SORUMLULUKLAR[1]
Kuranı Kerimde mükellefiyet ve sorumluluklar.
Kur’an-ı Kerim’de Lut kavmi, Hz. Lut’un peygamber olarak gönderildiği bir topluluktur. Lut kavmi, ahlaki bozulma ve sapkınlıkları ile tanınır. Kur’an, Lut kavminin yaşam tarzını, Hz. Lut’un tebliğini ve bu kavmin başına gelen akıbeti detaylı bir şekilde anlatır.
Lut Kavmi
1. Ahlaki Bozulma: Lut kavmi, cinsel sapkınlık ve ahlaki çöküntü ile bilinir. “Kavmi Lut, kendisinden önceki kavimlerin helak edilmelerine sebep olan bir bozulma içindeydiler.” (Araf, 80) ayeti, bu kavmin ahlaki durumunu belirtir.
2. Hz. Lut’un Tebliği: Hz. Lut, Allah tarafından gönderilen bir peygamberdir. Kavmine, sapkınlıklarından vazgeçmeleri ve Allah’a yönelmeleri için uyarılarda bulunmuştur. “Ey kavmim! Bu kadınlar sizin için daha temizdir. Allah’a kulluk edin, O’ndan başka ilahınız yoktur.” (Araf, 80-81) ayetleri, Hz. Lut’un verdiği mesajı açıklar.
Akıbeti
1. Uyarıların Reddedilmesi: Lut kavmi, Hz. Lut’un uyarılarına karşı gelmiş ve onun mesajını reddetmiştir. “Onlar, Lut’u yalanladılar.” (Araf, 82) ayeti, kavmin tepkisini ifade eder.
2. Azap ile İmtihan: Allah, Lut kavmine büyük bir azap göndermiştir. Bu azap, kavmin yıkımı ve helakı şeklinde gerçekleşmiştir. “Onlara, gökten taşlar yağdırdık.” (Hud, 82) ayeti, bu durumu açıklar. Ayrıca, “O kavmin yurtlarını alt üst ettik.” (Hud, 82) ifadesi, fiziksel yıkımı belirtir.
3. Sonsuz Azap: Lut kavmi, inkârları ve sapkınlıkları nedeniyle yok olmuştur. Kur’an, bu olayları, diğer kavimlere bir ibret dersi olarak sunar. “Lut’un kavmi de, helak edilenlerdendir.” (Müminun, 41) ayeti, kavmin akıbetini vurgular.
Sonuç
Kur’an-ı Kerim’de Lut kavmi, ahlaki sapkınlıkları nedeniyle helak olan bir toplum olarak önemli bir yere sahiptir. Hz. Lut’un tebliği ve kavmin bu tebliğe karşı gelmesi, insanlara ahlak ve inanç konularında ders vermektedir. Lut kavminin hikayesi, inkâr edenlerin ve sapkınlık içinde olan toplumların nasıl bir sonla karşılaşabileceklerini gösterir. Bu nedenle, Lut kavminin akıbeti, insanlara ahlaki ve dini değerlerin korunmasının önemini hatırlatır.
@@@@@@@@
Kur’an-ı Kerim’de Mükellefiyet ve Sorumluluklar
Kur’an-ı Kerim, insanın hem dünya hem de ahiret hayatındaki sorumluluklarını detaylı bir şekilde ele alır. İnsanlara verilen akıl ve irade sayesinde, yaptıklarından sorumlu oldukları vurgulanır. Bu sorumluluk bilinci, insanı hem iyi amellere teşvik eder hem de kötülüklerden alıkoyar.
Mükellefiyet Nedir?
Mükellefiyet, dinî açıdan bir kişinin sorumlu olduğu, yapması veya yapmaması gereken şeylerin bütünüdür. Kur’an-ı Kerim’e göre, akıllı ve buluğa erişmiş her Müslüman mükelleftir. Yani Allah’ın emir ve yasaklarına uyma sorumluluğu altındadır.
Kur’an’da Sorumluluk Bilinci
Kur’an, insanın yaratılış amacının Allah’a ibadet etmek olduğunu belirtir. Bu ibadet sadece namaz kılmakla sınırlı kalmaz; aynı zamanda Allah’ın emirlerine uymak, yasaklarından kaçınmak, insanlara iyi davranmak, hakkı söylemek gibi birçok sorumluluğu da içerir.
* İnanç Sorumluluğu: Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine ve ahiret gününe inanmak temel bir sorumluluktur.
* İbadet Sorumluluğu: Namaz kılmak, oruç tutmak, zekat vermek, hac yapmak gibi ibadetleri yerine getirmek mükellefin görevidir.
* Ahlak Sorumluluğu: Doğruluk, dürüstlük, adalet, merhamet gibi güzel ahlak özelliklerini göstermek ve kötülüklerden kaçınmak önemli bir sorumluluktur.
* Toplumsal Sorumluluk: İnsanlara karşı iyi davranmak, haklarını korumak, toplumsal barışı sağlamak gibi sorumluluklar da Kur’an’da vurgulanır.
Sorumluluğun Önemi
* Kişisel Gelişim: Sorumluluk bilinci, insanın kendisini geliştirmesine ve olgunlaşmasına katkı sağlar.
* Toplumsal Barış: Herkesin sorumluluklarını yerine getirmesi, toplumda huzur ve güven ortamının oluşmasına yardımcı olur.
* Ahiret Mutluluğu: Dünya hayatında yapılan her işin ahirette karşılığı olacağı için, sorumluluk bilinciyle hareket etmek, ahiret mutluluğuna ulaşmanın anahtarıdır.
Sorumluluğun Kaynağı
İnsanın sorumluluklarının kaynağı, Allah’ın emir ve yasaklarıdır. Kur’an-ı Kerim, bu emir ve yasakları açık bir şekilde belirtir. Peygamber Efendimiz (sav) de bu emir ve yasakları açıklamış ve örnekleriyle hayatımıza taşımıştır.
Sonuç olarak, Kur’an-ı Kerim, insanı hem bireysel hem de toplumsal olarak sorumlu kılar. Bu sorumluluk bilinci, insanın hayata daha anlamlı bir bakış açısıyla yaklaşmasını sağlar ve hem dünya hem de ahiret mutluluğuna ulaşmasına yardımcı olur.
[1] https://www.youtube.com/watch?v=HaW9Pg9gmok