ELHAMDÜ FARKI

ELHAMDÜ FARKI[1]

 

El hamdü- nün Risale-i Nur Külliyatı’nda yapılan izahı.

Hamd,sena ve şükür farkı nedir?

Hamd, sena ve şükür kavramları birbirine yakın anlamlar taşımakla birlikte farklı yönleri ve kullanım alanları vardır. İşte bu üç kavramın farkları:

1. Hamd (Övgü ve Şükür Birleşimi)

Anlamı: Hamd, övgü ve şükür kavramlarının birleşimini ifade eder. Hem bir varlığın kemalini, üstün sıfatlarını övmek hem de onun verdiği nimetlere teşekkür etmeyi içerir.

Kime Yapılır: Hamd, yalnızca Allah’a mahsustur. Çünkü gerçek anlamda övülmeye ve şükredilmeye layık olan sadece Allah’tır.

Örnek: “Elhamdü lillahi Rabbi’l-alemin” (Hamd, âlemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur.)

Kapsam:

Allah’ın zatına, sıfatlarına ve fiillerine duyulan hayranlık.

Allah’ın verdiği nimetlere şükür ve teşekkür.

2. Sena (Övgü ve Yüceltme)

Anlamı: Sena, sadece övgü ve yüceltme anlamındadır. Bir varlığın üstün sıfatlarını ve mükemmelliğini dile getirmek demektir.

Kime Yapılır: Allah’a veya başka varlıklara (insan, peygamber vb.) yapılabilir. Ancak Allah’a yapılan sena, mutlak övgüyü ifade eder ve tevhid inancıyla ilişkilidir.

Örnek: “Ve inneke le alâ hulukin azîm” (Şüphesiz sen büyük bir ahlak üzeresin. [Kalem, 4])

Farkı: Sena, şükür boyutunu içermez; sadece övgü anlamına gelir.

3. Şükür (Teşekkür ve Minnettarlık)

Anlamı: Şükür, bir varlığın verdiği nimetlere teşekkür etmektir. Nimet sahibine olan minneti ifade eder.

Kime Yapılır:

En yüksek seviyede şükür Allah’a yapılır. Çünkü her türlü nimetin kaynağı Allah’tır.

İnsanlar arası ilişkilerde de nimetin sebebi olan kişilere teşekkür anlamında şükür yapılabilir.

Örnek: “Şükrederseniz, elbette nimetimi artırırım.” (İbrahim, 7)

Kapsam:

Dil ile Şükür: Allah’a hamd ederek veya teşekkür ederek yapılır.

Kalp ile Şükür: Nimeti verenin Allah olduğunu düşünerek minnettarlık hissetmek.

Fiil ile Şükür: Allah’ın nimetlerini doğru bir şekilde kullanmak ve O’na itaat etmek.

Kavramların Karşılaştırılması

Sonuç:

Hamd, hem Allah’a övgüyü hem de nimetlere şükrü birleştirir ve kapsamı en geniş olan kavramdır.

Sena, yalnızca övgüyü ifade eder ve şükür boyutunu içermez.

Şükür, nimete yönelik teşekkür ve minnettarlığı ifade eder.
Bu üç kavram, insanın Allah’a olan bağlılığını ve ilişkisini farklı yönleriyle ifade eder.

@@@@@@@

Risale-i Nur Külliyatı’nda “Elhamdü” kelimesi, Fâtiha Suresi’nin başındaki “Elhamdü lillahi Rabbi’l-alemin” ayetinin tefsirinde ele alınır ve oldukça derin bir şekilde açıklanır. Bediüzzaman Said Nursî, bu ifadeyi farklı açılardan ele alarak tevhid, şükür, ibadet ve kainattaki ilahi düzeni anlamaya yönelik önemli bir tefekkür zemini oluşturur.

Risale-i Nur’da “Elhamdü” Kelimesinin İzahı:

1. Hamd ve Şükür Kavramları

“Hamd”, Allah’a şükür ve övgü anlamındadır. Risale-i Nur’da hamd, Allah’ın sonsuz nimetlerine bir teşekkür olduğu gibi, O’nun zatına ve sıfatlarına yapılan bir övgüyü de ifade eder.

Hamd, yalnızca Allah’a mahsustur. Çünkü her türlü nimet, güzellik ve kemal, O’ndan kaynaklanır.

2. Hamdın Tevhidle Bağlantısı

“Elhamdü lillah”, tevhid inancının bir ifadesidir. Risale-i Nur’da bu cümle, kainattaki her şeyin Allah’a ait olduğunu ve O’nun Rububiyeti (Rablik) ile yönetildiğini vurgular.

Kainatta var olan her şey, Allah’ın isimlerinin bir yansımasıdır. Bu yüzden bütün hamdler, doğrudan veya dolaylı olarak O’na yönelir.

3. Hamdın Kapsamı ve Evrenselliği

Risale-i Nur’da hamd, yalnızca dil ile yapılan bir övgü değil, aynı zamanda fiiller ve düşüncelerle yapılan bir teşekkürdür.

Tüm varlıklar, Allah’a hamd eder. İnsan, bu hamd zincirinin bilinçli bir halkasıdır.

4. “Elhamdü” Kelimesindeki Varlık Anlamı

“Elhamdü” ifadesi, Allah’ın varlık ve birliğinin bir delilidir. Said Nursî’ye göre, varlık âlemindeki her şey Allah’ın bir nimetidir ve bu nimetlerin bir sahibi olduğunu gösterir.

5. Hamdın Dereceleri

Risale-i Nur’da hamd, derecelere ayrılır:

Zahiri Hamd: Dille yapılan övgü ve şükür.

Bâtıni Hamd: Kalple Allah’a olan sevgiyi ve minnettarlığı ifade etmek.

Hal Diliyle Hamd: İnsanın davranışlarıyla ve Allah’ın emirlerine uygun yaşamıyla O’na hamd etmesi.

6. Hamdın Sonsuzluğu

“Elhamdü lillah” ifadesi, Allah’a yapılan hamdin sonsuz olduğunu ifade eder. Çünkü Allah’ın nimetleri ve güzellikleri de sonsuzdur.

Özetle:

Risale-i Nur’da “Elhamdü”, Allah’a olan şükür ve övgünün en mükemmel ifadesi olarak tanımlanır. Said Nursî, bu kelimeyi tevhid, şükür, kulluk ve kainatın yaratılışındaki hikmetle bağlantılı olarak detaylı bir şekilde açıklar. “Elhamdü lillahi Rabbi’l-alemin” ifadesi, kainattaki tüm hamd ve övgülerin yalnızca Allah’a ait olduğunu ve insanın bu bilinçle yaşaması gerektiğini öğretir.

@@@@@@@

“Rabian: Hamdin en meşhur mânâsı, sıfât-ı kemâliyeyi izhar etmektir. Şöyle ki:”

“Cenab-ı Hak, insanı, kâinata câmi bir nüsha ve on sekiz bin âlemi hâvi şu büyük âlemin kitabına bir fihrist olarak yaratmıştır. Ve esma-i hüsnâdan herbirisinin tecellîgâhı olan her bir âlemden bir örnek, bir nümune, insanın cevherinde vedîa bırakmıştır.”

“Eğer insan, maddî ve manevî herbir uzvunu Allah’ın emrettiği yere sarf etmekle hamdin şubelerinden olan şükr-ü örfîyi îfa ve şeriate imtisal ederse, insanın cevherinde vedîa bırakılan o örneklerin her birisi, kendi âlemine bir pencere olur. İnsan, o pencereden, o âleme bakar ve o âleme tecellî eden sıfatla o âlemden tezahür eden isme bir mir’at ve bir ayna olur. O vakit insan, ruhuyla, cismiyle âlem-i şehadet ve âlem-i gayba bir hülâsa olur ve her iki âleme tecellî eden, insana da tecellî eder. İşte bu cihetle, insan, sıfât-ı kemâliye-i İlâhiyeye hem mazhar olur, hem muzhir olur.”
bk. İşârâtü’l-İ’câz, Fâtiha Sûresi Tefsiri.

@@@@@@

“Saniyen: Şu اَلْحَمْدُ ِللّٰهِ cümlesi, her biri niam-ı esasiyeden birine işaret olmak üzere, Kur’ân’ın dört sûresinde tekerrür etmiştir. O nimetler de, ‘neş’e-i ûlâ ile neş’e-i ûlâda beka, neş’e-i uhrâ ile neş’e-i uhrâda beka’ nimetlerinden ibarettir.”
bk. İşaratü’l-İ’caz, Fatiha Suresi Tefsiri.

“Hamd, âlemlerin Rabbi, Rahman ve Rahîm olan Allah’a mahsustur.” (Fatiha, 1/2-3)

“Hamd o Allah’adır ki, göklerde ne var, yerde ne varsa hepsi Onundur. Ahirette de hamd Onundur. O, hüküm ve hikmet sahibidir. Her şeyden haberdardır.” (Sebe, 34/1)

“Hamd O Allah’a mahsustur ki, kuluna kitabı indirdi ve onun içine tutarsız hiçbir şey koymadı.” (Kehf, 18/1)

“Hamd, gökleri ve yeri yaratan, karanlıkları ve aydınlığı var eden Allah’ın hakkıdır. Bir de kâfirler kalkmışlar, birtakım putları Rab’lerine eşit sayıyorlar!” (En’am, 6/1)

“Hamd, gökleri ve yeri yaratan ve melaikeyi iki, üç, dört… kanatlı elçiler yapan Allah’a mahsustur. O, yaratıklarından, istediğine, dilediği kadar fazla özellikler verir, çünkü O her şeye kadirdir.” (Fatır, 35/1)

@@@@@@#

[1] https://www.youtube.com/watch?v=zAn2RHer3pk

Loading

No ResponsesAralık 29th, 2024