GAZALİ’NİN FELSEFECİLERİ TENKİDİ
GAZALİ’NİN FELSEFECİLERİ TENKİDİ[1]
Gazali’nin Felsefe Eleştirisi: Tehafütü’l-Felasife
İslam düşünce tarihinin en önemli eserlerinden biri olan Gazali’nin Tehafütü’l-Felasife (Filozofların Tutarsızlığı), filozofların bazı fikirlerini eleştiren ve İslam akidesiyle çeliştiği düşünülen felsefî görüşleri çürütmeyi amaçlayan bir eserdir. Gazali (1058-1111), bu eseriyle hem İslam dünyasında hem de Batı’da felsefe ve kelâm alanında derin etkiler bırakmıştır.
Gazali’nin Eserin Amacı ve Yazılma Sebebi
Felsefenin İslam İnancına Zararları: Gazali, İslam dünyasında yaygınlaşan Yunan felsefesi (özellikle Aristoteles ve onun İslam’daki temsilcileri olan Farabi ve İbn Sina’nın görüşleri) karşısında, bu felsefenin İslam akidesine zarar verebileceğini düşünmüştür. Ona göre, bu filozofların bazı görüşleri dinî inançlarla bağdaşmamaktadır.
Akıl-Nakil Dengesi: Gazali, aklı inkâr etmeyen bir âlimdi. Ancak aklın sınırlarını çizmeyi ve naklin (vahyin) mutlak hakikat olduğunu vurgulamayı amaçlamıştır.
Gazali, Tehafütü’l-Felasife eserini yazarken temel hedefinin, felsefenin metafizik alanındaki bazı iddialarını çürütmek ve bu alanın aklın kapasitesini aştığını göstermek olduğunu belirtmiştir.
Eleştirdiği Felsefî Görüşler
Gazali, filozofların düşüncelerini 20 temel mesele üzerinden ele almış ve bu meselelerin 17’sini hatalı, 3’ünü ise küfür olarak nitelendirmiştir.
Küfürle İtham Edilen Görüşler
1. Alemin Ezeli ve Ebedi Olduğu Görüşü:
Farabi ve İbn Sina gibi filozoflar, maddenin ve evrenin ezelî olduğunu savunmuşlardır. Gazali’ye göre bu görüş, İslam’ın yaratılış inancına aykırıdır, çünkü İslam’da evrenin Allah tarafından yoktan yaratıldığı (hudûs) inancı esastır.
Gazali bu görüşe, evrendeki değişim ve sonluluğu delil göstererek karşı çıkmıştır.
2. Allah’ın Cüziyatla İlgilenmediği Görüşü:
Filozoflara göre Allah, yalnızca genel ilkeleri bilir, ancak tek tek bireylerin ve olayların bilgisine sahip değildir. Gazali’ye göre bu, Allah’ın her şeyi kuşatan ilmiyle çelişmektedir.
Gazali, Allah’ın bilgisiyle her şeyin en ince ayrıntısına kadar kuşatıldığını savunur.
3. Bedenlerin Yeniden Dirilişi İnancını Reddetmek:
Filozoflar ahiret inancını sadece ruhani bir durum olarak görmüş ve bedenlerin dirilişini kabul etmemişlerdir. Gazali’ye göre bu görüş, İslam’ın ahiret inancı ve fiziksel diriliş öğretisiyle çelişir.
Gazali, ahiret inancının maddi ve manevi boyutlarıyla bir bütün olduğunu vurgulamıştır.
Hatalı Olduğunu Söylediği Görüşler
Gazali’nin hatalı bulduğu diğer 17 mesele metafizik, tabiat felsefesi ve mantıkla ilgilidir. Bu görüşlerden bazıları şunlardır:
1. Neden-Sonuç İlişkisi (İlliyet):
Filozoflar, doğadaki olayların neden-sonuç ilişkisine göre zorunlu bir şekilde meydana geldiğini savunmuştur. Örneğin, ateşin bir maddeyi yakması zorunlu bir sonuç olarak görülmüştür.
Gazali, bu ilişkiyi Allah’ın iradesine bağlamış ve illiyetin zorunlu değil, Allah’ın sürekli müdahalesine bağlı bir ilişki olduğunu savunmuştur. Bu, Gazali’nin “ateş yakmaz, Allah yakar” şeklinde özetlenebilecek görüşüdür.
2. Allah’ın Sıfatları:
Filozoflar, Allah’ın sıfatlarını bir tür metafor olarak yorumlamışlardır. Gazali ise Allah’ın sıfatlarının hakiki anlamda var olduğunu ve bunların inkar edilmesinin yanlış olduğunu belirtmiştir.
3. Nübüvvet (Peygamberlik):
Bazı filozoflar, peygamberliği sıradan bir insan yeteneği veya olağanüstü bir zeka ile açıklamaya çalışmıştır. Gazali ise peygamberliğin ilahî bir vahiy olduğunu ve sadece akıl yoluyla anlaşılamayacağını savunur.
azali’nin Eleştiri Metodu
Gazali, filozofların düşüncelerini çürütmek için şu yöntemleri kullanmıştır:
1. Filozofları Kendi Silahlarıyla Vurmak:
Gazali, filozofların kendi mantık ve delillerini kullanarak onların görüşlerindeki çelişkileri göstermiştir. Bu yüzden “tehafüt” (tutarsızlık) kelimesini kullanmıştır.
Örneğin, filozofların neden-sonuç ilişkisi konusundaki görüşlerinin kendi ilkeleriyle çeliştiğini iddia etmiştir.
2. Akıl ve Nakil Dengesi:
Gazali, aklın sınırlı olduğunu ve metafizik meselelerde kesin bilgiye ulaşamayacağını savunmuştur. Bu tür meselelerde vahyin yol gösterici olduğunu belirtmiştir.
3. Metafizik Eleştirisi:
Gazali’ye göre, metafizik felsefe kesin bilgi sağlayamaz. Matematik ve tabiat bilimleri gibi konular ise kesin bilgiye daha yakındır. Ancak filozoflar bu kesinlik anlayışını metafiziğe taşımaya çalışmışlardır ve burada hataya düşmüşlerdir.
Tehafütü’l-Felasife’nin Etkileri
İslam Dünyasındaki Etkileri
Gazali’nin eleştirileri, İslam dünyasında felsefeye yönelik ciddi bir mesafeye neden olmuştur. Bu durum, İslam felsefesinin gelişiminde bir yavaşlama olarak görülmüştür.
Ancak kelâm ve tasavvuf gibi disiplinler bu eleştirilerden güç kazanmış ve gelişmiştir.
Batı Dünyasındaki Etkileri
Gazali’nin eleştirileri Batı’da da yankı bulmuş, özellikle 12. ve 13. yüzyıllarda Latince’ye çevrilen eserleri, Batı felsefesindeki skolastik tartışmaları etkilemiştir.
İbn Rüşd, Gazali’ye cevap olarak Tehafütü’t-Tehafüt (Tutarsızlığın Tutarsızlığı) adlı eserini yazmış ve Gazali’nin eleştirilerine karşı çıkmıştır. Bu eser, Gazali’nin etkisini Batı’da daha da artırmıştır.
Sonuç
Gazali’nin Tehafütü’l-Felasife adlı eseri, İslam dünyasında felsefe ve din ilişkisinde bir dönüm noktasıdır. Gazali, aklın önemini reddetmemekle birlikte, aklın sınırlarını vurgulamış ve vahyin mutlak otoritesine dikkat çekmiştir. Onun bu eseri, İslam dünyasında felsefenin dinî inançlarla uyumlu bir şekilde ele alınması gerektiğini göstermiş ve dinî düşüncenin gelişimine önemli katkılar sağlamıştır. Bununla birlikte, felsefe ile kelâm arasındaki denge arayışı, sonraki İslam düşüncesini derinden etkilemiştir.
[1] https://www.youtube.com/watch?v=G26hkgyBQpg