MEZHEPLER VE FIKIH USULÜ
Mezheplerin Ortaya Çıkışı
Erken Dönem İhtilaflar ve Mezheplerin Kurulması.
Mezheplerin Ortaya Çıkışı
İslam tarihindeki mezheplerin ortaya çıkışı, dinî, siyasî, sosyal ve kültürel etkenlerin bir araya gelmesiyle gerçekleşmiştir. İslam’ın ilk dönemlerinde birliğin korunmasına büyük önem verilmesine rağmen, özellikle Hz. Muhammed’in (s.a.v.) vefatından sonra liderlik ve dinî yorumlar konusunda ihtilaflar ortaya çıkmıştır. Bu ihtilaflar zamanla itikadi, siyasi ve fıkhi mezheplerin doğmasına neden olmuştur.
Erken Dönem İhtilaflar
1. Siyasi İhtilaflar (İmamet ve Hilafet Sorunu)
Hilafetin Kime Ait Olacağı Sorunu:
Hz. Muhammed’in (s.a.v.) vefatının ardından Müslümanlar arasında halifelik meselesinde ihtilaf çıktı. Bu mesele, Müslüman toplumun Şii ve Sünni olarak ayrışmasına neden olan temel faktördür.
Ehl-i Sünnet: Halifeliğin ümmetin seçimine bağlı bir görev olduğunu savunur.
Şia: Halifeliğin (imametin) Allah tarafından belirlendiğine ve Hz. Ali ile onun soyuna ait olduğuna inanır.
Kerbela Olayı (680): Hz. Hüseyin’in şehit edilmesi, Şii kimliğinin güçlenmesine ve siyasi ihtilafların derinleşmesine yol açtı.
2. İtikadi İhtilaflar (Teolojik Tartışmalar)
Kader ve İrade Tartışmaları:
Müslümanlar arasında kader ve insanın özgür iradesi konusunda ciddi görüş ayrılıkları yaşandı:
Cebriyye: Her şeyin Allah’ın iradesiyle gerçekleştiğini ve insanın hiçbir iradesi olmadığını savunan mezhep.
Kaderiyye: İnsanların kaderlerini kendilerinin belirlediğini savunan görüş.
Büyük Günah Meselesi:
Büyük günah işleyenlerin durumuyla ilgili ihtilaflar:
Hariciler: Büyük günah işleyenin dinden çıkacağını savundu.
Mu’tezile: Büyük günah işleyenlerin iman ve küfür arasında bir yerde olduğunu (el-Menzile Beyne’l-Menzileteyn) ileri sürdü.
Ehl-i Sünnet: Büyük günah işleyenlerin mümin olarak kalacağını ancak ahirette cezalandırılabileceğini savundu.
3. Fıkhi İhtilaflar
Hz. Peygamber’in (s.a.v.) vefatından sonra Müslümanlar, yeni meselelerde Kur’an ve Sünnet’e dayanarak içtihat yapmaya başladı. Ancak farklı coğrafyalarda farklı yaklaşımlar ortaya çıktı:
Hicaz (Medine) Ekolü: Sünnet ve sahabe uygulamalarına ağırlık verdi.
Irak Ekolü: Daha fazla kıyas ve akıl yürütme yöntemine başvurdu.
Mezheplerin Kurulması
1. Siyasi Mezhepler
Şia:
İmamet anlayışı etrafında şekillenmiştir. Şia, imamları masum kabul eder ve onların sözlerini dinî delil sayar.
Şii Mezhepleri: İmamiyye (Caferiyye), İsmailiyye, Zeydiyye gibi alt gruplar oluşmuştur.
Hariciler:
Hz. Ali ile Muaviye arasında gerçekleşen Sıffin Savaşı’ndan sonra hakem olayını reddeden ve her iki tarafı da kâfir ilan eden radikal bir mezhep.
Günümüzde bu mezhep tamamen ortadan kalkmış olmasa da etkisi sınırlıdır.
2. İtikadi Mezhepler
Ehl-i Sünnet:
İtikadi konularda mutedil bir çizgi benimseyen gruptur. Ashabın görüş birliğine ve nasslara dayanır.
Kelami Okulları:
Maturidilik: Hanefi fıkhına uygun bir itikadi mezheptir. Akla ve insan iradesine önem verir.
Eş’arilik: Şafii mezhebine bağlıdır. İlahi irade ve kader üzerinde durur.
Mu’tezile:
Akılcı bir yaklaşımı benimseyerek Allah’ın sıfatları, kader ve günah gibi konularda farklı görüşler ileri sürmüştür.
Cebriyye:
İnsan iradesini tamamen reddeden ve her şeyin Allah’ın zorlamasıyla gerçekleştiğini savunan mezheptir.
3. Fıkhi Mezhepler
Ehl-i Sünnet Fıkıh Mezhepleri:
Hanefilik: Akıl ve kıyas kullanımına önem veren, özellikle Irak bölgesinde gelişen bir mezheptir.
Malikilik: Medine halkının uygulamalarını esas alan bir mezheptir.
Şafiilik: Sünnet ve kıyası dengeli bir şekilde kullanan mezheptir.
Hanbelilik: Nasslara sıkı sıkıya bağlı, kıyas ve içtihada sınırlı ölçüde başvuran bir mezheptir.
Zahiriye:
Sadece Kur’an ve Sünnet’in zahiri anlamıyla hüküm çıkaran mezhep.
Mezheplerin Ortaya Çıkmasında Etkili Olan Faktörler
1. Siyasi Çekişmeler: Hilafet ve imamet meselesi, özellikle Şii ve Harici mezheplerin oluşmasında etkili olmuştur.
2. Coğrafi Farklılıklar: Hicaz, Irak, Şam ve diğer bölgelerde yaşayan Müslümanların çevresel koşullara bağlı olarak farklı yöntemler geliştirmesi.
3. İlim ve Eğitim: Farklı bölgelerdeki ilim merkezlerinin (Medine, Kufe, Basra gibi) farklı yorum yöntemleri geliştirmesi.
4. Sosyal ve Kültürel Etkiler: İslam coğrafyasının genişlemesiyle farklı kültürlerin etkisi altına girilmesi.
5. Hadislerin Tedvini: Hadislerin yazılı hale getirilme sürecinde, bazı grupların farklı rivayetleri öne çıkarması.
Sonuç
Mezheplerin ortaya çıkışı, İslam’ın farklı coğrafyalarda ve şartlarda yaşanmasıyla doğan doğal bir süreçtir. Ancak bu süreçte siyasi ve itikadi ihtilaflar, mezheplerin teşekkülünü hızlandırmıştır. Ehl-i Sünnet, bu ihtilaflara karşı vasat bir yol izlemeye çalışmış ve dini birliği korumayı hedeflemiştir. Mezheplerin farklılıkları, İslam düşüncesinin zenginleşmesine katkı sağlamış olmakla birlikte, tarih boyunca zaman zaman ayrılıklara ve çatışmalara da neden olmuştur.
*************
Fikhın ve Fıkıh Usulünün Temel İlkeleri ve Fıkıh İlminin Temel Kavramları nelerdir?
Fıkhın ve Fıkıh Usulünün Temel İlkeleri
Fıkıh, İslam’ın günlük hayata dair hükümlerini ve ibadet, muamelat (insanlar arası ilişkiler), ceza gibi alanları düzenleyen bir ilimdir. Fıkıh usulü, bu hükümlerin elde edilmesi için kullanılan yöntemleri ve ilkeleri inceler. Bu alanlar, İslam hukukunun teorik ve pratik boyutlarını kapsar.
Fıkhın Temel İlkeleri
1. Kolaylık İlkesi (Yüsr):
İslam’da yükümlülüklerin (ibadet ve muamelat) ifasında kolaylık esastır. Zor durumlarda hükümler hafifletilir (örneğin, seferde namazların kısaltılması).
Delil: “Allah sizin için kolaylık ister, zorluk istemez.” (Bakara, 2:185).
2. Zaruret İlkesi (Darurat):
Zaruret halinde haram olan bir fiilin, hayatı veya sağlığı korumak amacıyla yapılmasına izin verilir.
Örneğin, açlıktan ölme tehlikesi varsa domuz eti yemek caiz olabilir.
İlke: “Zaruretler haramları mubah kılar.”
3. Maslahat İlkesi:
Şer’i hükümlerin temel gayesi, insanların maddi ve manevi menfaatlerini korumaktır.
Beş temel maslahat: Din, can, akıl, nesil ve malın korunması.
4. Hükümlerde Kolaydan Zora Geçiş:
Fıkhi hükümler, bireyin kapasitesine ve koşullara göre düzenlenir. Kolaydan başlanır, zora mecbur kalındığında uygulanır.
5. Adalet ve Denge İlkesi:
Hükümler, bireysel ve toplumsal adaleti sağlamaya yöneliktir. Aşırılıklardan kaçınılır.
Delil: “Böylece sizi vasat (orta yolu izleyen) bir ümmet kıldık.” (Bakara, 2:143).
Fıkıh Usulünün Temel İlkeleri
1. Hükümlerin Kaynakları (Edille-i Şer’iyye):
Hükümler, belirli kaynaklardan elde edilir. Bu kaynaklar:
Kur’an: İslam’ın birinci ve temel kaynağıdır.
Sünnet: Hz. Peygamber’in söz, fiil ve takrirleridir.
İcma: Müçtehitlerin bir meseledeki görüş birliğidir.
Kıyas: Benzer bir meseleye kıyas yapılarak hüküm çıkarılmasıdır.
2. Aklın Rolü:
Özellikle Mu’tezile ve Şii fıkıh usulünde akıl, fıkhi hükümlerde önemli bir delil olarak görülür. Ehl-i Sünnet fıkhında ise akıl, nakle uygun şekilde kullanılır.
3. Maksatlar (Mekasıd):
Hükümlerin nihai amacı (mekasıdü’ş-şeria) bireyin ve toplumun maslahatını sağlamaktır. Örneğin, canı koruma amacıyla kısas cezası uygulanır.
4. İstihsan:
Daha büyük bir maslahatı gerçekleştirmek veya zararı önlemek için genel kuraldan bir istisna yapılmasıdır.
5. Örf ve Adet:
Şer’i kurallara aykırı olmadığı sürece, örf ve adet fıkhi hükümler için bir dayanak olabilir.
İlke: “Örf ile sabit olan, nass ile sabit gibidir.”
Fıkıh İlminin Temel Kavramları
1. Farz:
Yapılması kesin delille emredilen işlerdir. Terk edilmesi günah, yapılması sevap kazandırır (örneğin namaz).
2. Vacip:
Farz kadar kesin olmayan, ancak yapılması gerektiği düşünülen fiillerdir (örneğin bayram namazı).
3. Sünnet:
Hz. Peygamber’in ibadet ve günlük hayatta yaptığı ve tavsiye ettiği işlerdir. Yapılması sevap, terk edilmesi günah değildir.
4. Mübah:
Yapılması veya yapılmaması serbest olan fiillerdir (örneğin yemek yemek).
5. Haram:
Yapılması kesin delille yasaklanmış fiillerdir (örneğin içki içmek).
6. Mekruh:
Terk edilmesi tavsiye edilen, ancak yapılması günah olmayan fiillerdir. Mekruh, tahrimen (harama yakın) ve tenzihen (helale yakın) olarak ikiye ayrılır.
7. Zaruret:
Hayatı ve sağlığı tehdit eden durumlarda yasakların hafifletilmesi (örneğin, ölüm tehlikesi durumunda domuz eti yemek).
8. İçtihat:
Şer’i bir delilden hüküm çıkarma çabasıdır.
9. Taklit:
Bireyin bir müçtehide uyarak onun verdiği hükümleri kabul etmesi.
10. İcma:
Ümmetin müçtehitlerinin bir meselede ittifak etmesi.
Fıkıh ve Fıkıh Usulünün Amacı
1. İnsanın Allah’a karşı sorumluluğunu bilmesi ve yerine getirmesi.
2. Toplumun düzen ve adalet içinde yaşamasını sağlamak.
3. Maddi ve manevi zararlardan korunmak için rehberlik etmek.
. Hayatın tüm yönlerini İslam ahlakı ve hukuku ile düzenlemek.
Bu ilkeler ve kavramlar, İslam hukukunun hem teorik hem de pratik boyutlarını anlamak için temel bir çerçeve sunar.
[1] https://www.youtube.com/watch?v=oW3FwhRhEqs