İNSANIN SAHİP OLDUĞU POTANSİYELLERİ

İNSANIN SAHİP OLDUĞU POTANSİYELLERİ[1]

 

İstidat, Kabiliyet ve Latifeler Nedir?

1. İstidat

İstidat, kişinin yaratılıştan sahip olduğu potansiyel ve eğilimlerdir. İnsanın doğasında bulunan ve gelişime açık olan yetenekler olarak tanımlanabilir. Bediüzzaman Said Nursî’ye göre, insanın istidatları kâinattaki her şey gibi Allah’ın isim ve sıfatlarını tanımaya yöneliktir. İstidatlar, yaratılışın bir yansıması olarak Allah’ın rahmetinin, hikmetinin ve kudretinin delillerini keşfetmek için verilmiştir.

Örneğin:

Sevme istidadı: Allah’ın Vedûd (çok seven) ismini anlamaya hizmet eder.

İlim istidadı: Allah’ın Alîm (her şeyi bilen) ismini tanımaya yöneliktir.

2. Kabiliyet

Kabiliyet, istidatların gelişmiş ve somutlaşmış halidir. İstidatlar, kabiliyetlere dönüşebilmek için işlenmeli ve doğru bir şekilde yönlendirilmelidir. Risale-i Nur’da kabiliyetlerin eğitimi ve geliştirilmesi üzerinde durulur; çünkü insan, bu kabiliyetler vasıtasıyla ahiret hayatına hazırlanır.

Örneğin:

Güzel konuşma istidadı, geliştirildiğinde hitabet kabiliyetine dönüşebilir.

İlim öğrenme istidadı, çalışmayla bilgi üretme kabiliyetine dönüşebilir.

Bediüzzaman, kabiliyetlerin doğru yönlendirilmediğinde insanı yanlış yollara sürükleyebileceğini, bu yüzden bu potansiyelin iman ve ibadetle kontrol altına alınması gerektiğini ifade eder.

3. Latifeler

Latifeler, insanın ruhunda ve kalbinde bulunan ince, hassas, manevi hislerdir. Bunlar, insanın Allah’a yönelmesini ve ulvi gayeleri kavramasını sağlar. Risale-i Nur’da latifeler, insanın manevi yapısının temel taşlarıdır ve şu unsurları kapsar:

Kalp: Allah’a iman ve sevgi merkezidir.

Ruh: İnsanın ezeli ve ebedi hakikatlerle bağlantısını sağlar.

Vicdan: Doğruyu yanlıştan ayırma hissidir. Allah’ın adalet ve hikmet sıfatlarının bir aynasıdır.

Akıl: Allah’ın varlığını ve birliğini delillerle anlamaya yöneliktir.

İhsaslar: Sezgi ve ilham yoluyla hakikati kavrama araçlarıdır.

Latifeler, ancak ibadet, dua, tefekkür ve zikirle inkişaf eder (gelişir). Gaflet ve günah ise bu latifeleri köreltir.

Risale-i Nur’da İnsan Fıtratına Bakış

Risale-i Nur’da insanın fıtratı (yaratılışı), kâinatın küçük bir numunesi, Allah’ın isim ve sıfatlarının bir aynası olarak tanımlanır. İnsan hem maddi hem manevi boyutuyla donatılmış bir varlıktır. Fıtratın doğru anlaşılması, insanın dünyadaki görevlerini ve ahiretteki amacını belirler.

1. İnsan Fıtratının Amacı

Bediüzzaman’a göre, insanın yaratılışı Allah’ı tanımak, O’na ibadet etmek ve O’nun rızasını kazanmaya yöneliktir. İnsan, fıtratındaki istidatlar sayesinde kâinatı okuyabilir ve Allah’ın varlığını kavrayabilir.

2. Fıtratın İki Yüzü

Fıtrat hem dünya hem ahiret için hazırlanmıştır.

Dünya Yönü: İnsanın fiziksel ve akılsal ihtiyaçlarını karşılamak için verilen maddi yetenekler.

Ahiret Yönü: İnsanın Allah’a ibadet etmesi ve ebedi saadet için manevi kabiliyetlerini geliştirmesi.

3. İnsanın İmtihanı

İnsanın fıtratında iyiliğe ve kötülüğe yönelme potansiyeli vardır. Fıtratındaki istidatları olumlu yönde kullanarak Allah’ın rızasına ulaşabilir. Ancak, gaflet ve nefsin etkisiyle bu potansiyel yanlış yöne de kayabilir.

4. İstidat ve Kabiliyetlerin Terbiyesi

İman: İnsanın fıtratındaki kabiliyetlerin inkişaf etmesi için iman şarttır. İman, insanın kâinattaki hakikati görmesini sağlar.

İbadet ve Zikir: Manevi latifeleri güçlendirir ve insanın Allah ile olan bağını kuvvetlendirir.

Tefekkür: Kâinattaki her şey üzerinde düşünmek, insanın Allah’ın isim ve sıfatlarını tanımasına yardımcı olur.

Sonuç

Risale-i Nur’da insanın fıtratı, istidatları ve kabiliyetleri bir emanet olarak görülür. İnsanın bu emanetleri doğru kullanarak Allah’a yaklaşması, yaratılışının temel amacıdır. İstidat ve kabiliyetler, insanın ahirette ebedi saadete ulaşmasını sağlayacak bir araçtır. Ancak bu potansiyeller, gaflet veya yanlış kullanım sonucu insanı hüsrana da sürükleyebilir. Bu nedenle Risale-i Nur, insanın fıtratını ve manevi yönlerini doğru bir şekilde eğitmesi gerektiğini vurgular.

*************  

Risale-i Nur Külliyatı’nda sıkça vurgulanan istidat, kabiliyet ve latifeler konuları, insanın yaratılış gayesi, iman hakikatlerine olan yatkınlığı ve manevi gelişimiyle ilgilidir.


İnsan Fıtratı ve Manevi İstidatlar.
İstidat, Kabiliyet ve Latifeler Üzerine Risale-i Nur Perspektifi.

İnsan Fıtratı ve Manevi İstidatlar: Risale-i Nur Perspektifi

Risale-i Nur, insanın yaratılışını (fıtratını) ve sahip olduğu manevi istidatları (yetenekleri) derinlemesine ele alır. Bediüzzaman Said Nursî, insanın hem maddi hem manevi boyutlarını kapsayan geniş bir varlık olduğuna dikkat çeker ve insanın fıtratını, Allah’ın isim ve sıfatlarını anlamaya yönlendirilmiş bir ayna olarak tanımlar.

İstidat Nedir?

İstidat, bir şeyin potansiyel olarak yapabileceklerine işaret eden yaratılıştan gelen kabiliyetlerdir. Risale-i Nur’da, insanın istidatları iki ana kategoride değerlendirilir:

1. Maddi İstidatlar: İnsan vücudunun ve aklının dünyada faydalı işler yapmaya uygun yaratılışı.

2. Manevi İstidatlar: İnsanın Allah’a iman, ibadet ve O’nun sıfatlarını tanıma gibi ulvi gayelere uygun yaratılışı.

Bediüzzaman’a göre, insanın manevi istidatları, Allah’ın isim ve sıfatlarını tanıyacak bir şekilde düzenlenmiştir. İnsanın sahip olduğu her bir duygu ve kabiliyet, Allah’ın bir ismine işaret eder. Örneğin, sevgi duygusu, Allah’ın Rahman ve Vedûd isimlerine, ilim arzusu ise Alîm ismine yöneliktir.

Kabiliyet ve Latifeler

Kabiliyet, istidatların gelişmiş ve belirginleşmiş hali olarak tanımlanabilir. Bediüzzaman, insanın kabiliyetlerini işlemesi gerektiğini vurgular. Bu kabiliyetlerin işlenmesiyle insan hem dünyada hem ahirette yaratılış gayesine uygun bir hayat sürebilir.

Latifeler ise insanın ruhunda bulunan ve manevi âlemlere yönelmesini sağlayan ince ve hassas hislerdir. Kalp, ruh, akıl, vicdan gibi latifeler, insanın manevi terbiyesinde en önemli unsurlardır. Bu latifeler, ancak ibadet, zikir, tefekkür gibi manevi pratiklerle işlenip inkişaf ettirilebilir.

Fıtratın Terbiyesi ve İnsanın İmtihanı

Risale-i Nur’da, insanın yaratılışı itibarıyla büyük bir potansiyele sahip olduğu, ancak bu potansiyelin geliştirilmesi gerektiği vurgulanır. İnsan, yaratılışındaki istidatları şu yollarla geliştirebilir:

1. İman: Allah’a iman etmek, insanın fıtratındaki potansiyeli ortaya çıkarır. İman, insanı kâinatı ve kendisini doğru bir şekilde okumaya yönlendirir.

2. İbadet ve Dua: Manevi kabiliyetlerin inkişaf etmesi için ibadet temel bir gerekliliktir. Dua ise insanın Allah ile olan bağını kuvvetlendiren bir latifedir.

3. Tefekkür: İnsan, kâinattaki her bir varlık üzerinde düşünerek Allah’ın isim ve sıfatlarını tanıyabilir. Bu, insanın akıl ve kalp latifelerini besler.

Risale-i Nur’da İstidatların Önemi

Bediüzzaman’a göre insan, kâinatın küçültülmüş bir nüshasıdır. İnsan fıtratındaki istidatlar, Allah’ın kâinat üzerindeki tecellilerinin bir yansımasıdır. İnsanın bu potansiyelini doğru yönlendirebilmesi için şu noktalara dikkat çekilir:

İstidatların İhmal Edilmemesi: İnsanın yaratılıştan gelen kabiliyetleri ihmale uğratıldığında, fıtratındaki ulvi gayeler unutulabilir. Bu durum insanı gaflete sürükler.

Sırr-ı İhanet ve Nimeti İnkâr: Eğer insan, sahip olduğu yetenekleri nefsine mal eder ve onları kötüye kullanırsa, bu, Allah’a karşı büyük bir nankörlük olarak değerlendirilir.

Sonuç

Risale-i Nur perspektifine göre, insanın fıtratı, Allah’ı tanımak ve O’na ibadet etmek üzere donatılmıştır. İnsanın sahip olduğu istidat, kabiliyet ve latifeler bu yüksek gayeye ulaşmasını sağlayan araçlardır. Bu araçların doğru bir şekilde işlenmesi, insanın hem dünyada hem ahirette saadet bulmasına vesile olur. Fıtrat, insan için bir emanet, kabiliyetler ise bu emaneti geliştirmenin anahtarıdır.

 

 

[1] https://www.youtube.com/watch?v=XcvrBhpUk7c

Loading

No ResponsesAralık 18th, 2024