TAHRİF EDİLMİŞ İNCİL’DEKİ TUTARSIZLIKLAR
TAHRİF EDİLMİŞ İNCİL’DEKİ TUTARSIZLIKLAR[1]
Hristiyan dünyasının tahrif edilmiş İncil’de gördükleri tutarsızlıklar.
Hristiyan dünyasında İncil üzerinde yapılan eleştiriler ve incelenen tutarsızlıklar hem teolojik hem de metinsel açıdan çeşitli konulara odaklanmaktadır. Bu eleştiriler, genellikle Kutsal Kitap (Eski Ahit ve Yeni Ahit) metinlerinin tahrif edilmiş olduğu iddiaları ya da çelişkiler içermesi üzerine yoğunlaşır. İşte Hristiyan dünyasının tahrif edilmiş İncil’de gördüğü tutarsızlıklar:
1. Çelişkili Anlatımlar
Soy ağaçları arasındaki farklar:
Luka ve Matta İncilleri, İsa’nın soy ağacını verir; ancak bu soy ağaçları arasında ciddi farklılıklar vardır. Luka, İsa’nın Yusuf’tan Davud’a kadar olan soyunu farklı isimlerle aktarırken, Matta başka bir silsileyi takip eder. Bu durum, İncil’in vahiy olduğu inancıyla çelişkili bir durum olarak görülür.
İsa’nın doğum tarihi:
Luka İncil’ine göre İsa, Kral Herod döneminde doğmuştur (MÖ 4’ten önce), ancak aynı zamanda Suriye Valisi Kirinius’un nüfus sayımı yaptığı dönemden bahsedilir (MS 6). Bu iki tarih arasında ciddi bir tutarsızlık vardır.
İsa’nın son sözleri:
İsa’nın çarmıhta söylediği son sözler, farklı İncillerde değişiklik gösterir:
Matta ve Markos: “Tanrım, Tanrım, beni neden terk ettin?”
Luka: “Babam, ruhumu senin ellerine teslim ediyorum.”
Yuhanna: “Tamamlandı.”
2. Teolojik Tutarsızlıklar
Teslis inancına dair belirsizlikler:
İncil’in hiçbir yerinde “Teslis” (Baba, Oğul ve Kutsal Ruh’un tek bir Tanrı olduğu) terimi açıkça geçmez. Teslis öğretilerinin, sonraki Kilise Konseyleri tarafından geliştirildiği düşünülür. Özellikle Yahudi inancına dayalı tektanrıcılıkla (monoteizm) bu öğreti arasındaki uyumsuzluk eleştirilir.
Pavlus’un öğretileri ve İsa’nın mesajı arasındaki farklar:
Bazı eleştirmenler, Pavlus’un öğretilerinin, İsa’nın orijinal mesajını tahrif ettiğini ve Hristiyan teolojisine yabancı kavramlar kattığını savunur. Örneğin, Pavlus’un kurtuluşun imanla olacağı vurgusu (Romalılar 3:28), İsa’nın eylem ve itaat temelli mesajıyla çelişir.
3. Metinlerin Değişmesi ve Eklemeler
Markos’un sonu:
Markos İncili’nin 16. bölümünün son ayetleri (9-20) birçok el yazmasında bulunmaz. Bu ayetlerin sonradan eklendiği düşünülür. Bu eklemelerde İsa’nın dirilişi ve öğrencilerine görünmesi anlatılır.
Yuhanna’daki zina yapan kadın hikayesi (Johannes 7:53–8:11):
Bu bölümün, ilk dönem el yazmalarında bulunmadığı ve sonradan eklendiği ortaya konmuştur. Bu da metnin otantikliğine dair şüpheleri artırır.
4. Tarihsel ve Arkeolojik Tutarsızlıklar
Nüfus sayımı ve Beytüllahim doğumu:
Luka İncili, Yusuf ve Meryem’in nüfus sayımı nedeniyle Beytüllahim’e gittiğini söyler. Ancak Roma tarihine göre, böyle bir nüfus sayımı hiçbir zaman kaydedilmemiştir. Ayrıca nüfus sayımında herkesin ata yurdunda toplanması gibi bir uygulama da tarihsel olarak gerçekçi görünmez.
İsa’nın tarihi ve yaşamı hakkında boşluklar:
İncil’de, İsa’nın çocukluk dönemiyle 30 yaşına kadar olan dönemine dair çok az bilgi bulunmaktadır. Bu eksiklik, İncil’in metinsel bütünlüğüne yönelik eleştirileri artırmıştır.
5. Diğer Çelişkiler
İsa’nın Tanrı olup olmadığı:
Yuhanna İncili’nde İsa’nın tanrısallığı açıkça ima edilir (Yuhanna 10:30: “Ben ve Baba biriz”).
Diğer İncillerde ise İsa, sürekli olarak Tanrı’ya dua eder ve O’nu üstün bir otorite olarak tanır (Matta 26:39: “Benim değil, Senin isteğin olsun”). Bu durum, İsa’nın insani ve tanrısal doğası arasında bir çelişki oluşturur.
İsa’nın ölümünden sonra olaylar:
İncillerde, İsa’nın ölümünden sonra gerçekleşen olaylar farklı aktarılır. Örneğin, mezarına gidenlerin kim olduğu ve mezarda kimle karşılaştıkları anlatımları çelişir.
6. Metinsel Güvenilirlik Sorunları
Hristiyan dünyasında, İncil’in güvenilirliği üzerine çalışan bilim insanları, yazıların zaman içinde değişime uğradığını düşünmektedir:
İncil’in orijinal metinlerinin kaybolduğu ve mevcut metinlerin kopyalarının kopyaları olduğu bilinmektedir.
Yeni Ahit, İsa’nın ölümünden onlarca yıl sonra (MS 70-100) yazılmıştır, bu da orijinal anlatımların değişebileceği anlamına gelir.
Bu tutarsızlıklar ve tahrifat iddiaları, hem Hristiyan teologlar hem de seküler akademisyenler tarafından tartışılmaktadır. Eleştiriler, daha çok İncil’in insan eliyle yazılmış bir kitap olduğunu öne süren kesimlerden gelir. Ancak Hristiyanlar, genellikle İncil’in ilham edilmiş bir metin olduğu ve bu tür detayların mesajın özünü etkilemediği görüşünü savunur.
[1] https://www.youtube.com/watch?v=-G9_g93n0Ds