İNSANIN DUYGU- KABİLİYET VE LATİFELERİNİ SÖNDÜREN GÜNAHLAR
İNSANIN DUYGU- KABİLİYET VE LATİFELERİNİ SÖNDÜREN GÜNAHLAR[1]
İnsanın duygu, kabiliyet ve latifelerini söndürüp öldüren sebep ve faktörler. Günahların duygular üzerinde görülen etkileri.
İnsanın duygularını, kabiliyetlerini ve latifelerini söndürüp öldüren sebepler, genellikle yaratılış amacına aykırı davranışlar ve manevi hassasiyetlerin yitirilmesinden kaynaklanır. Bu süreçte, günahlar ve olumsuz faktörler hem insanın fıtri özelliklerini hem de manevi yönünü zayıflatarak duygular üzerinde derin etkiler bırakır.
1. Duygu, Kabiliyet ve Latifeleri Söndüren Sebepler
a. Günahlar:
Günahlar, insanın ruhunda karanlık bir etki bırakır ve fıtri güzelliklerin körelmesine neden olur:
Günahların Ruh ve Kalp Üzerindeki Etkisi:
> “Hayır, onların kazandıkları (günahlar) kalplerini karartmıştır.”
(Mutaffifin, 83:14)
Günahlar kalpte bir kararma meydana getirir ve insanın manevi duyarlılığını zayıflatır.
Latifelerin Hissizleşmesi:
Her bir günah, insanın manevi duyularını etkisiz hale getirir, Allah’ı tanıma ve sevme kabiliyetini zedeler.
b. Nefsin ve Şeytanın Tesirleri:
Nefis ve şeytan, insanın duygularını ve kabiliyetlerini yanlış yönlendiren iki önemli faktördür:
Duyguların Yanlış Kullanımı:
Allah için yaratılmış sevgi, korku ve ümit gibi duygular, dünya ve nefsani arzular için kullanıldığında insanı asıl hedefinden uzaklaştırır.
Şeytanın Aldatması:
Şeytan, insanı süslü ve geçici zevklerle kandırarak kabiliyetlerini yanlış kullanmasına yol açar:
> “Şeytan, onların yaptıklarını süslü gösterdi.”
(En’am, 6:43)
c. Dünya Sevgisi ve Gaflet:
Dünya sevgisi, insanın manevi yönünü körelten başlıca sebeplerden biridir:
Dünya Hayatına Dalma:
İnsan, dünya nimetlerine aşırı bağlandığında manevi kabiliyetlerini ihmal eder ve köreltir:
> “Dünya hayatı, oyun ve eğlenceden başka bir şey değildir.”
(Ankebut, 29:64)
d. İlim ve Tefekkürden Uzaklaşma:
İnsanın akıl ve duygularını besleyen en önemli kaynaklardan biri ilim ve tefekkürdür. Bunlardan uzaklaşmak, insanın manevi yeteneklerini öldürür:
Fikrin İhmal Edilmesi:
> “Onlar, düşünüp taşınmazlar mı?”
(Rum, 30:8)
Tefekkür etmeyen insan, yaratılış gayesini unutup gaflete düşer.
e. İsraf ve Şükürsüzlük:
Allah’ın verdiği kabiliyetleri ve nimetleri israf etmek, bu özelliklerin zayıflamasına yol açar:
Şükürsüzlük:
> “Eğer şükrederseniz, elbette size daha fazlasını veririm. Ama nankörlük ederseniz, azabım şiddetlidir.”
(İbrahim, 14:7)
2. Günahların Duygular Üzerindeki Etkileri
a. Günahların Duygulara Verdiği Zarar:
Günahlar, insanın Allah’a olan yakınlığını ve manevi duyarlılığını azaltır. Her günah, insanın ruhunda bir yara açar:
Sevgi ve Şefkatin Sapması:
Sevgi, Allah’tan başka şeylere yöneldiğinde, insan Allah’ın verdiği bu nimeti yanlış kullanmış olur. Örneğin, mal sevgisi, makam sevgisi gibi dünyevi tutkular sevginin özünü kirletir.
Korkunun Yanlış Yönlendirilmesi:
Allah’a duyulması gereken korku, insanın geçici şeylerden (fakirlik, insanlar) korkmasına dönüşür. Bu durum insanı daha da güçsüz kılar.
Vicdanın Zayıflaması:
Sürekli işlenen günahlar, insanın vicdanını köreltir ve yanlışlara karşı duyarsız hale getirir.
b. Kalpte ve Latifelerde Oluşan Kararma:
Bediüzzaman Said Nursî, günahların insanın kalbine ve manevi latifelerine zarar verdiğini şöyle açıklar:
Her Günah Kalpte Bir Leke Bırakır:
> “Her bir günah içinde küfre giden bir yol vardır. Günah, istiğfarla silinmezse kalpte siyah bir leke bırakır.”
(Sözler, 23. Söz)
Günahlar, insanın manevi duygularını zayıflatır ve yok eder.
c. Huzur ve Rahatlık Kaybı:
Günahlar, insanın ruhunda huzursuzluk ve sıkıntıya yol açar:
İçsel Çelişkiler:
İnsan, fıtratına aykırı hareket ettiğinde manevi bir huzursuzluk hisseder. Bu durum, duyguların işlevselliğini bozar:
> “Kalpler ancak Allah’ı anmakla huzur bulur.”
(Rad, 13:28)
3. İnsanın Duygularını ve Latifelerini Öldüren Faktörlere Karşı Çözüm
a. İman ve Tövbe:
Günahlardan kurtulmanın ve duyguları yeniden diriltmenin en etkili yolu, samimi bir tövbe ile Allah’a yönelmektir:
Tövbe ve Arınma:
> “Ey iman edenler! Samimi bir tövbe ile Allah’a dönün.”
(Tahrim, 66:8)
b. İbadet ve Zikir:
İbadet ve zikir, insanın manevi yönünü güçlendiren en önemli araçlardır. Özellikle namaz ve Kur’an okumak, duyguların ve kabiliyetlerin yeniden canlanmasını sağlar:
Namazın Etkisi:
> “Şüphesiz ki namaz, insanı her türlü kötülükten ve fahşadan alıkoyar.”
(Ankebut, 29:45)
c. Tefekkür ve İlmi Gelişim:
Allah’ın yaratışını düşünmek ve ilmi çalışmalarla aklı ve ruhu beslemek, insanın kabiliyetlerini yeniden güçlendirmesine yardımcı olur:
Tefekkürün Önemi:
> “Göklerin ve yerin yaratılışında tefekkür ederler.”
(Ali İmran, 3:191)
d. Salih İnsanlarla Birlikte Olmak:
İnsanın çevresi, manevi hayatını etkileyen önemli bir faktördür. Salih insanlarla birlikte olmak, insanın duygularını ve latifelerini diri tutar:
Arkadaş Seçimi:
> “Ey iman edenler! Allah’tan korkun ve doğru kimselerle birlikte olun.”
(Tevbe, 9:119)
Sonuç:
İnsanın duygularını, kabiliyetlerini ve latifelerini söndüren en önemli sebep günahlar ve gaflettir. Bu süreçte, insanın manevi hassasiyeti azalır, duygular yanlış yönlendirilir ve kabiliyetler körelir. Ancak iman, tövbe, ibadet ve tefekkür gibi manevi araçlar, bu zararları telafi ederek insanın duygularını ve kabiliyetlerini yeniden canlandırabilir. İnsan, kendisine verilen emanetleri doğru kullanarak hem dünya hem de ahiret saadetini kazanabilir.
[1] https://www.youtube.com/watch?v=WiC313E-jSk