KABZ VE BAST HALLERİNİN DUYGULARLA OLAN İLGİSİ
KABZ VE BAST HALLERİNİN DUYGULARLA OLAN İLGİSİ
BAK: https://www.youtube.com/watch?v=hOCiw1B6PG4&t=20s
Kabz ve bast halleri. Nedeni ve hikmeti.
Kabz ve Bast Nedir?
Kabz ve bast, tasavvuf terminolojisinde insanın ruhsal durumunu ifade eden iki temel haldir:
Kabz (Daralma): Ruhun sıkıntı, darlık ve üzüntü hali. Kişinin kendisini Allah’tan uzak hissettiği veya ilahi bir huzurdan yoksun olduğu duygusal bir durumdur.
Bast (Açılma): Ruhun genişleme, ferahlık ve huzur hali. Kişinin Allah’a yakın olduğunu hissettiği ve manevi bir coşku yaşadığı durumdur.
Bu haller, Allah tarafından kulun kalbine yerleştirilen özel hallerdir ve genellikle birbiri ardına gelir. Her ikisi de geçici olup, kulun manevi terbiyesi ve olgunlaşması için birer imtihan ve eğitim vesilesidir.
—
Kabz ve Bast Hallerinin Nedeni
Kabz ve bast hallerinin nedeni, kulun Allah’a olan yakınlık derecesini artırmak, manevi terbiyesini sağlamak ve onun irade gücünü güçlendirmektir. Bu haller, kulun ruhsal ve manevi gelişimini tamamlaması için ilahi hikmetle düzenlenmiştir:
1. Kabz Halinin Nedeni:
Kendini Tanıma: Kabz hali, insanın zayıflıklarını ve acziyetini fark etmesini sağlar. Bu durumda kişi, Allah’a olan muhtaçlığını daha derinden idrak eder.
İmtihan: Kabz, kulun sabrını ve teslimiyetini ölçen bir imtihandır. Bu süreçte kişi, Allah’a olan tevekkülünü güçlendirme fırsatı bulur.
Arınma: Ruhsal darlık, kişinin günahlarından tövbe etmesi ve içsel bir temizlenme yaşaması için bir vesiledir.
Dua ve Yaklaşma: Kabz halindeki kişi, iç sıkıntısından kurtulmak için dua eder ve Allah’a daha fazla yönelir. Bu, kul ile Allah arasındaki bağın güçlenmesine neden olur.
2. Bast Halinin Nedeni:
Manevi Coşku: Bast hali, kulun Allah’a olan yakınlığını hissettiği, sevgi ve huzur dolu bir durumdur. Bu hal, insanı daha fazla ibadete ve şükre yönlendirir.
Teşvik: Bast hali, kulun ruhsal yükselişini destekler ve manevi hayatında ilerlemesini teşvik eder.
İlahi Rahmetin Hissi: Bast, Allah’ın rahmetini ve sevgisini doğrudan hissetmenin bir neticesidir. Bu hal, kulda Allah’a olan sevgiyi artırır.
İmtihan: Bast hali de bir imtihandır. Kişinin bu genişlik içinde ne kadar şükür sahibi olduğu ve Allah’a bağlı kaldığı ölçülür.
—
Kabz ve Bast Hallerinin Hikmeti
Kabz ve bast, kulun manevi olgunluğunu sağlamak için Allah’ın bir lütfu ve terbiyesidir. Bu haller, insanın ruhsal tekâmülünde şu şekilde hikmet taşır:
1. Ruhun Dengesi:
İnsanın ruhu sürekli genişleme (bast) içinde olursa, gaflete düşebilir ve Allah’a olan muhtaçlığını unutabilir. Aynı şekilde sürekli daralma (kabz) halinde olursa ümitsizliğe kapılabilir. Bu haller, insanın ruhunu dengede tutar ve onu ne aşırı sevince ne de aşırı kedere kaptırır.
2. Sabır ve Şükür Eğitimi:
Kabz Halinde Sabır: Daralma halinde kul, sabır göstermeyi öğrenir ve Allah’a tevekkül eder. Bu hal, kişinin ruhsal dayanıklılığını artırır.
Bast Halinde Şükür: Genişleme halinde ise kul, Allah’a şükretmeyi ve nimetlerin değerini bilmeyi öğrenir.
3. İlahi Yakınlığın Öğretilmesi:
Kabz ve bast, kulun Allah’a olan yakınlığını hissetmesi için bir vesiledir. Kabz hali, kulun acziyetini ve Allah’a olan ihtiyacını öğretirken; bast hali, Allah’ın sevgisini ve rahmetini hissettirir. Bu süreç, kulun kalbini sürekli Allah’a yönlendiren bir eğitimdir.
4. Manevi Yolculukta İlerleme:
Bu haller, tasavvufta seyrü sülûk yolculuğu yapan bir kişinin ruhsal makamlar arasında ilerlemesine vesile olur. Kabz, bir duraklama ve içsel arınma süreci iken; bast, ilerleme ve yükselme dönemidir.
5. Allah’ın Mutlak Kudretinin Fark Edilmesi:
Kabz ve bast hallerinde kul, her iki durumun da Allah’ın takdiri ile olduğunu fark eder. Bu durum, kulluk bilincini artırır ve kişiyi Allah’a teslim olmaya yönlendirir.
—
Kabz ve Bast Hallerinde Kulun Tavrı
Kabz ve bast hallerinde kulun sergilemesi gereken tutumlar şunlardır:
Kabz Halinde:
Sabırlı olmak ve ümitsizliğe kapılmamak.
Dua ve istiğfarla Allah’a yönelmek.
Sıkıntının geçici olduğunu bilmek.
Bast Halinde:
Şükretmek ve kibirden kaçınmak.
Allah’a olan bağlılığı artırmak ve gaflete düşmemek.
Bu halin de bir imtihan olduğunu unutmamak.
—
Sonuç
Kabz ve bast, insanın manevi hayatında sürekli karşılaştığı iki haldir. Kabz hali, kişinin sabrını ve tevekkülünü; bast hali ise şükrünü ve tevazusunu öğretir. Her iki hal de kulun Allah’a olan yakınlığını artırmak ve onu manevi olgunluğa ulaştırmak için birer araçtır. İnsan bu hallerde dengeli davranmalı, hem daralmayı hem de genişlemeyi Allah’tan bir hikmet ve rahmet olarak görmelidir. Bu şekilde, kabz ve bast, kulun Allah’a giden yolda ilerlemesine vesile olur.
@@@@@@@@
Kabz ve bast hallerine sebep olan faktörler.
Kabz (daralma) ve bast (genişleme) hallerine sebep olan faktörler, kişinin manevi yolculuğundaki durumu, Allah ile olan ilişkisi, nefsi ve çevresel etkilerle bağlantılıdır. Bu hallerin kaynağı ilahi bir tasarruf olmakla birlikte, kulun ruhsal, zihinsel ve davranışsal durumları da bu hallerin ortaya çıkmasında etkili olabilir.
—
Kabz Haline Sebep Olan Faktörler
1. İlahi Tasarruf (İmtihan ve Eğitim):
İmtihan: Kabz hali, Allah tarafından kulun sabrını, teslimiyetini ve tevekkülünü sınamak için bir imtihan olarak verilebilir. Kul, bu süreçte Allah’a olan bağlılığını daha da güçlendirme fırsatı bulur.
Manevi Eğitim: Allah, kulunu daralma ile terbiye ederek, onun nefsini kırar ve manevi bir olgunluğa hazırlık yapar.
2. Günahlar ve Nefsin Durumu:
Günahların Etkisi: Günah işlemek, insanın ruhunda karanlık bir etki bırakabilir ve kabz haline sebep olabilir. Kişi, Allah’tan uzaklaştığını hisseder.
Nefsi Arzular: Nefsin isteklerine aşırı düşkünlük, ruhu daraltır ve kabz halini tetikleyebilir. Nefsin doyumsuzluğu, insanı manevi darlığa sürükler.
3. Manevi Duraklama ve Kendi Kusurlarını Görme:
Duraklama: Manevi yolculukta ilerleyen bir kişi, bazen bir duraklama ve sükunet dönemine girebilir. Bu kabz hali, kişinin eksikliklerini fark etmesi ve kendini yenilemesi için bir fırsattır.
Kendi Kusurlarıyla Yüzleşme: İnsan, kendi eksik ve hatalarını fark ettiğinde ruhsal bir daralma yaşayabilir. Bu farkındalık, kabz halini doğurabilir.
4. Dua ve Zikirde Eksiklik:
İbadetlerde İhmal: Dua, zikir ve ibadetlerdeki eksiklik, Allah ile olan bağın zayıflamasına neden olabilir. Bu durum, ruhsal bir darlık olarak ortaya çıkabilir.
Ruhun Gıdasız Kalması: Manevi beslenmeden mahrum kalan bir ruh, daralma hissi yaşar.
5. Çevresel Faktörler ve Dünya Telaşı:
Dünyevi Endişeler: Dünya işlerine aşırı dalmak ve ahireti unutmak, kabz halini tetikleyebilir. Bu durumda insan, ruhsal bir boşluğa düşer.
Olumsuz Çevre: Kötü arkadaşlıklar ve manevi anlamda insanı etkileyen olumsuz çevre, ruhun daralmasına sebep olabilir.
6. Ruhsal ve Fiziksel Yorgunluk:
Ruhsal Yorgunluk: Uzun süren çabalar, ibadetlerde sürekli yoğunluk veya aşırı yorgunluk, kabz halini getirebilir.
Fiziksel Durum: Bedenin yorgunluğu, insanın manevi halini etkiler ve kabz hissi oluşturabilir.
—
Bast Haline Sebep Olan Faktörler
1. İlahi Lütuf ve Rahmet:
Allah’ın Lütfu: Bast hali, Allah’ın bir rahmeti olarak kulun kalbine huzur, genişlik ve ferahlık verir. Bu, kulun şükür ve kulluk bilincini artırması için bir lütuftur.
İlahi Yakınlık: Allah’ın rahmetini ve sevgisini hissetmek, bast halini doğurur. Bu hal, kulun manevi coşkusunu artırır.
2. Zikir, Dua ve İbadetler:
Zikir ve Tefekkür: Allah’ı anmak ve üzerinde düşünmek, ruhun genişlemesine neden olur. Zikir ve tefekkür, ruhu manevi bir huzur ve ferahlığa ulaştırır.
Samimi İbadet: İhlasla yapılan ibadetler, kalbi genişletir ve bast halini tetikler. Özellikle namaz, Kur’an okumak ve teheccüd namazı bu duruma vesile olabilir.
3. Manevi İlerleme ve İlahi Huzur:
Manevi Yükseliş: Tasavvuf yolculuğunda ilerleyen bir kişi, manevi makamda yükseldikçe bast hali yaşar. Bu, Allah’a yaklaşmanın bir neticesidir.
Allah’ın Huzurunda Olmak: Kişi, Allah’a yakın olduğunu hissettiğinde ruhsal bir genişlik yaşar.
4. Tevbe ve Arınma:
Günahlardan Arınma: Samimi bir tövbe, insanın ruhunu ferahlatır ve genişlik hissi verir. Allah’ın affını ve rahmetini hissetmek, bast haline sebep olur.
İçsel Temizlik: Nefsin ve kalbin arınması, ruhu genişletir ve huzura vesile olur.
5. Şükür ve Rıza:
Şükür Hali: Allah’a şükretmek, kulun ruhunu genişletir. Şükreden bir insan, Allah’ın nimetlerini daha fazla hisseder ve bast hali yaşar.
Kadere Rıza: Allah’ın takdirine razı olan bir kişi, ruhsal bir huzur ve ferahlık içinde olur.
6. Manevi Sohbet ve Olumlu Çevre:
Sohbet ve Dostluk: Salih insanlarla birlikte olmak ve onların hikmetli sözlerini dinlemek, bast halini tetikleyen en önemli faktörlerden biridir.
Olumlu Çevre: Manevi anlamda insanı destekleyen bir çevre, ruhsal genişliğe vesile olur.
7. Kainat Üzerinde Tefekkür:
Yaratılış Üzerine Düşünmek: Kainattaki ilahi düzeni ve güzellikleri tefekkür etmek, insanın kalbine huzur ve genişlik verir. Allah’ın kudretini ve rahmetini düşünmek, bast halini artırır.
—
Sonuç:
Kabz ve bast halleri, hem insanın içsel durumlarından hem de dışsal faktörlerden etkilenir. Kabz hali genellikle kişinin kendini sorgulaması, arınması ve Allah’a yönelmesi için bir fırsat sunarken; bast hali ruhsal coşku ve huzur getirir. Her iki halin de temelinde, kulun Allah’a yakınlaşmasını ve manevi tekâmülünü sağlamak gibi bir hikmet bulunur. Kul, bu hallerin geçici olduğunu bilerek sabır, şükür ve tevekkül içinde olmalı, bu süreçleri kendisi için bir terbiye vesilesi olarak görmelidir.
@@@@@@@@
İnsandaki inkibaz ve inbisatin istidat ve kabiliyetlerle olan ilgi ve alakası.
İnkıbaz (daralma) ve inbisat (genişleme) hallerinin, insandaki istidat (yaratılıştan gelen yetenek ve potansiyel) ve kabiliyetlerle (bu potansiyelin açığa çıkarılabilmesi) güçlü bir ilişkisi vardır. İnsan ruhunun ve duygularının kabz ve bast haline bürünmesi, onun manevi donanımı, yaratılışındaki kapasite ve bu kapasiteyi işleyebilme derecesi ile doğrudan bağlantılıdır.
—
1. İnkıbaz ve İnbisat Nedir?
İnkıbaz (Daralma): Ruhun, çevresel etkilerden, düşüncelerden veya manevi bir sebepten dolayı sıkıntı hissetmesi ve kendi içine kapanmasıdır. Bu hal, kişinin kendisini sınırlı ve güçsüz hissetmesine neden olabilir.
İnbisat (Genişleme): Ruhun, huzur ve mutluluk içinde kendini genişlemiş hissetmesi, yetenek ve potansiyellerinin farkına varmasıdır. Bu hal, kişinin özgüvenli ve umut dolu hissetmesine yol açar.
—
2. İstidat ve Kabiliyet Nedir?
İstidat: İnsanın yaratılıştan gelen yetenek, fıtri eğilim ve potansiyelidir. Bu, kişinin her türlü duygu, düşünce ve yeteneğinin temelini oluşturur.
Kabiliyet: İnsanın, istidadını geliştirme derecesi, yani potansiyelini pratiğe dökme kapasitesidir. Kabiliyet, eğitim, tecrübe, çevresel etkiler ve bireysel çabayla şekillenir.
—
3. İnkıbaz ve İnbisatın İstidat ve Kabiliyetle İlişkisi
a. İnkıbazın İstidat ve Kabiliyet Üzerindeki Etkisi:
1. İnsanın Fıtri Sınırlılıkları:
İnkıbaz hali, insanın yaratılıştan gelen istidadını ve kabiliyetlerini sorgulamasına sebep olabilir. Bu süreçte insan, kendi yetersizliklerini fark eder ve bunları geliştirme ihtiyacı hisseder.
Örneğin, bir insanın başarısızlık hissi, onun istidadının sınırlarını anlamasına ve kabiliyetlerini daha verimli kullanmak için çaba göstermesine vesile olabilir.
2. Manevi ve Psikolojik Arınma:
İnkıbaz, kişinin ruhsal ve manevi boyutta kendi iç dünyasını keşfetmesini sağlar. Bu süreç, kişinin daha önce fark etmediği potansiyellerini ortaya çıkarabilir.
Kendi acziyetini ve sınırlarını fark eden insan, daha derin bir tevazu ve teslimiyet hali kazanır, böylece kabiliyetlerini Allah’ın rızasına uygun şekilde yönlendirebilir.
3. Durgunluk ve Kapasiteyi Kullanamama:
Aşırı inkıbaz hali, insanın kabiliyetlerini köreltebilir ve onu atalete sürükleyebilir. Bu nedenle, bu halden çıkış yollarını aramak (dua, tefekkür, manevi rehberlik) önemlidir.
b. İnbisatın İstidat ve Kabiliyet Üzerindeki Etkisi:
1. İnsanın Potansiyelinin Farkına Varması:
İnbisat hali, insanın istidadını geliştirmesi ve kabiliyetlerini en üst düzeyde kullanması için uygun bir zemin oluşturur. Ruhsal genişlik, insana özgüven ve ilham vererek onun yaratıcı potansiyelini açığa çıkarır.
Örneğin, huzur ve mutluluk içinde olan bir kişi, kendisini ifade etme, yaratıcı düşünceler üretme ve sosyal ilişkilerde başarılı olma konusunda daha aktiftir.
2. İlahi İlim ve Hikmetin Açılması:
İnbisat hali, kişinin ruhsal olarak Allah’ın hikmetini ve kainattaki düzeni anlamasına olanak sağlar. Bu durum, insanın manevi istidadını artırır ve kabiliyetlerini Allah yolunda kullanmasına vesile olur.
Örneğin, bir sanatçı, ruhsal genişlik içinde daha ilham verici eserler üretebilir.
3. Aşırılık ve Gaflet Riski:
İnbisat hali, kişinin kendini fazla güçlü ve yeterli hissetmesine yol açarsa, bu durum onu gaflete düşürebilir. Bu nedenle, insanın bu hali şükür ve tevazu ile dengelemesi gerekir.
—
4. İnkıbaz ve İnbisatın İstidat ve Kabiliyetlerin Gelişimindeki Hikmeti
a. İnkıbazın Hikmeti:
İnkıbaz, insanın yaratılıştaki zayıflıklarını ve hatalarını fark etmesini sağlar. Bu, insanı tevbe ve istiğfara yönlendirerek manevi bir arınma sürecine sokar.
İnsan, inkıbaz haliyle kabiliyetlerini yeterince kullanamadığını fark eder ve kendisini geliştirme yönünde çaba harcar.
İnkıbaz, kişiyi sabır, tevekkül ve teslimiyet gibi erdemlerle donatarak ahlaki bir olgunlaşmaya ulaştırır.
b. İnbisatın Hikmeti:
İnbisat, insanın Allah’ın rahmetini ve lütfunu hissetmesini sağlayarak ona manevi bir coşku ve ilham verir.
Bu hal, insanın istidadını en verimli şekilde kullanmasını sağlar ve ona büyük bir manevi enerji kazandırır.
İnbisat, insanı şükür, sevgi ve muhabbet gibi erdemlerle süsleyerek manevi gelişimine katkıda bulunur.
—
5. Sonuç: İnkıbaz ve İnbisat Dengesi
İnkıbaz ve inbisat hallerinin istidat ve kabiliyetlerle doğrudan bir ilişkisi vardır. İnsan, bu haller aracılığıyla kendini tanır, yeteneklerini keşfeder ve bunları geliştirme yolunda çaba gösterir. İnkıbaz, insanın içsel eksikliklerini ve sınırlılıklarını anlamasına vesile olurken; inbisat, bu potansiyelin açığa çıkması ve yaratılış amacına uygun şekilde kullanılması için bir fırsat sunar.
Her iki hal de, Allah’ın hikmetiyle insana verilmiş birer imtihan ve terbiye aracıdır. Bu süreçte insan, sabır, şükür ve tevekkül bilinciyle hareket ederek manevi olgunluğa ulaşabilir ve istidadını en iyi şekilde ortaya koyabilir.