İSRAİLİN SONU
İSRAİLİN SONU
Melun ve mağdub bir kavmin helaki çok yakındır.[1]
-“Biz, Kitap’ta (Tevrat’ta) İsrailoğullarına, “Yeryüzünde muhakkak iki defa bozgunculuk yapacaksınız ve büyük bir kibre kapılarak böbürleneceksiniz” diye hükmettik.”[2]
“Yukarıda Hz. Musa’ya kitabın gönderilmesi ve onun İsrâiloğulları’na rehber kılınması ilâhî bir lutuf olarak zikredilmişti. Hz. Musa, Mısır’da yüzlerce yıl aşağılayıcı bir muameleye mâruz kalan İsrâiloğulları’nı Firavun’un hegemonyasından kurtarıp özgürlüklerine kavuşturmuş, ana yurtlarına götürmüş, onlara Tevrat’ı tebliğ etmişti. Fakat gerek Kur’an’da gerekse Kitâb-ı Mukaddes’te bildirildiği üzere onlar sık sık Allah’a olan ahidlerini bozup günaha sapmışlar, bu yüzden de ilâhî cezaya mâruz kalmışlardı.[3]
-Âyetteki “fesad” dan maksat, İsrâiloğulları’nın genel olarak Allah’ın Tevrat’ta koyduğu hükümleri çiğnemeleridir. Tefsirlerde iki fesaddan biri peygamber Eş’iya’yı (İşaya) öldürmeleri veya Ermiya’yı (Yeremya) hapsetmeleri; ikincisi ise Hz. Yahyâ’yı öldürmeleri, Roma yöneticileriyle iş birliği yaparak Hz. İsa’yı öldürmeye kalkışmaları şeklinde açıklanmaktadır.”[4]
” Nihayet bu iki bozgunculuktan birincisinin vakti gelince (sizi cezalandırmak için) üzerinize, pek güçlü olan bazı kullarımızdan gönderdik. Onlar (sizi yakalamak için) evlerinizin arasına kadar sokuldular. (Bu,) yerine getirilmesi gereken bir vaad idi.”[5]
-” Güçlü olan bazı kullarımız” ifadesi, M.Ö. 7. yüzyılda Filistin’i istila eden Asurlular veya onlardan yüz yıl kadar sonra Tevrat’ı ve Mescid-i Aksâ’yı yakıp İsrailoğullarının âlimlerini öldüren ve on binlerce insanı da tutsak alarak yurtlarından çıkaran Babilliler ile ilgili olabilir.”[6]
-Ve yine” Tefsirlerde, bu güçlü kuvvetli kulların, Nînevâlı Sencârib, Babilli Buhtünnasr veya Câlût’un orduları olduğu, bunların, Tevrat’ı ve Mescid-i Aksâ’yı yaktıkları, İsrailoğularının âlimlerini öldürdükleri ve 70.000 kadar esir aldıkları rivayet edilmekte, bütün bu musibetlere sebep teşkil etmiş olan İsrailoğullarının ilk fesadının ise Zekeriyya’yı öldürmeleri ve Ermiyâ’yı hapsetmeleri olduğu belirtilmektedir.”[7]
-“Sonra onlara karşı size tekrar (galibiyet ve zafer) verdik; servet ve oğullarla gücünüzü arttırdık; sayınızı daha da çoğalttık.”[8]
-“Ayette sözü edilen ikinci fırsatla, M.Ö. 6. yüzyılın son çeyreğinde Bâbil esaretinden veya sürgününden dönüp ulusal örgütlenmelerini kısmen yeniden gerçekleştirdikleri ve yıkılan mabetlerinin yerine yenisini inşa ettikleri kastediliyor olabilir.”[9]
-” Eğer iyilik ederseniz kendinize etmiş, kötülük ederseniz yine kendinize etmiş olursunuz. Artık diğer cezalandırma zamanı gelince, yüzünüzü kara etsinler, daha önce girdikleri gibi yine Mescid’e (Süleyman Mâbedi’ne) girsinler ve ellerine geçirdikleri her şeyi büsbütün tahrip etsinler (diye, başınıza yine düşmanlarınızı musallat kıldık). “[10]
-“Tefsirlerde, İsrailoğullarının ikinci musibete uğramalarının sebebi olan diğer fesat hareketlerinin, Hz. Yahya’yı öldürmeleri ve Hz. İsa’yı öldürmeye teşebbüs etmeleri olduğu belirtiliyor.”[11]
-” Ayette geçen “ikinci sefer”, M.Ö. 168 yılında Beyt-i Makdis’in (Süleyman Mabedi’nin) Romalılar tarafından ya da M.S. 70’li yılında Titus tarafından yakılıp yıkılmasını ima etmektedir. Zira Titus katliamında mabed yerle bir edilmiş, geriye bugün “ağlama duvarı” diye anılan yarım bir duvar kalmıştı. Kudüs, M.S. 638 yılında Hz. Ömer tarafından fethedilmiştir. Kudüs, II. İslam Halifesi Hz. Ömer tarafından fethedildiğinde Bizans hâkimiyeti altında bulunuyordu.”[12]
-“Ayetten anlaşıldığına göre, İsrailoğulları M.Ö.6. yüzyılın sonlarına doğru Babil esaretinden kurtulup, özgürlüklerine yeniden kavuşmuşlar ve kendi devletlerini kurmuşlardır.”[13]
“Hz. Musa’nın vefatından sonra İsrâiloğulları’nın Filistin’deki çeşitli putperest toplulukların tesirinde kalarak bir yandan tevhide dayalı inançlarını bozarken bir yandan da Tevrat’ın ilkelerinden sapıp kötülüklere bulaşıyorlardı (bk. Hâkimler, 2/11-13). Azgınlıklarını peygamberlerini öldürmeye kadar götürmeleri neticesinde “ilk vaad” gerçekleşmiştir. Tefsirlerde bu ilk vaad hakkında, Bâbil esaretinin de dâhil olduğu farklı olaylardan söz edilmiştir (bk. Şevkânî, III, 237). Tarihî bilgilere göre ise bu ilk vaad, milâttan önce VI. yüzyılda Bâbilliler’in Kudüs’ü işgal etmeleri ve Süleyman Mâbedi’ni (Birinci Mâbed) yıkmalarıyla başlayan sürgün ve esaret sürecini ifade etmektedir. 6. âyette, zamanın Pers Kralı Kyros’un milâttan önce 539’da Bâbil’i ele geçirdikten sonra İsrâiloğulları’nın ülkelerine dönmelerine izin vermesiyle başlayan ve milattan önce 63 yılına kadar süren millî birliğin yeniden kurulması, İkinci Mâbed’in inşası, Kudüs’ün imarı, dinî ve kültürel hayatın yeniden canlanması gibi olumlu gelişmelerin yaşandığı döneme işaret edildiği anlaşılmaktadır. 7. âyette ise bu parlak dönemin ardından girilen yeni bir dinî, kültürel, siyasî kriz ve yıkım dönemine atıfta bulunulduğu görülmektedir. Bu dönemde önce yahudiler arasında çeşitli fikrî ve siyasî ihtilâflar ve iç karışıklıklar başlamış; ardından iktidar mücadelesi veren bir yahudi grubunun iş birliği yaptığı Romalılar Kudüs’ü ele geçirerek şehri tahrip etmiş, yahudilerin bağımsızlığına son vermişler (m.ö. 63); bu arada on binlerce yahudi öldürülmüş ve nihayet 70 yılında İkinci Mâbed de Romalılar tarafından yıkılmıştır (konuyla ilgili tarihî bilgiler için bk. Moshe Sevilla-Sharon, s. 29-76). Tefsirlerde yahudilerin ikinci bozgunculuklarıyla ilgili olarak zikrettikleri Hz. Yahyâ’yı öldürmeleri olayı da bu dönemde vuku bulmuştur. Ondan sonra 1948’e kadar Filistin’de yahudi hâkimiyeti kurulamamıştır.”[14]
-” Her ne kadar Mevdûdî ve benzerleri bu olayları kitab-ı mukaddes olduğu varsayılan kitaptaki rivâyetlerle fazlasıyla abartmışlarsa da âyetin metnine göre bu ikinci helâkin İsrâil oğullarına daha gelmediği anlaşılabilir. Bu son bölüm, aslında tüm Müslümanlara bir emirdir. Eğer Müslümanlar bu emri yerine getirmezlerse; Allah bunu önceki gibi başka kulları vasıtasıyla da olsa mutlaka yapacaktır. Ama Müslümanlar, bu şerefi kaçırmış olacaklardır.”[15]
-” (Bundan sonra) elbette Rabbiniz size merhamet eder, ama siz (bozgunculuk yapmaya) dönerseniz, biz de (sizi aşağılık kılmaya ve cezalandırmaya) döneriz. Ve (bilin ki ahirette ise) cehennemi, inkârcılar için kuşatıcı (bir zindan) kılmış (olacağ)ız!”[16]
-“Allah tarafından (عَسَى) edatı bir vaad olup gerekli, yani kesinlik ifade eder. Umulur veya belki anlamında değildir. Aşağıdaki tefsir metinlerine bakılabilir. Not: Bundan önceki âyetlerde İslâm öncesi yahudilerinden söz edilmişti. Burada ise Hicaz’daki yahudilerin uyarıldığı anlaşılmakta; eğer tekrar bozgunculuk yaparlarsa Allah’ın da onları tekrar cezalandıracağı bildirilmekte, en son ceza yerinin ise cehennem olacağı hatırlatılmakta; kendilerinden, Hz. Mûsâ ve Hz. Îsâ’nın ilâhî hakikatlere davetlerini tekrar eden Hz. Muhammed’e kulak vermeleri, eski hatalarını tekrarlamayıp onu tasdik etmeleri istenmektedir. Fakat Medine’deki Yahudiler bu çağrıya olumsuz cevap vermişler; hatta Hz. Peygamber’le yaptıkları anlaşma hükümlerine rağmen Mekkeli putperestlerle Müslümanlara karşı iş birliği yapmışlardır. Onların bu ihaneti yüzünden Allah da o zaman onları Müslümanlara karşı mağlup etmişti.”[17]
-” Ve onun ardından İsrailoğullarına (şunları) söyledik: “Haydi, (şimdilik) bu arz’a (yeryüzünün farklı coğrafyalarına) yerleşin (Hakk dinin gereklerini ve insani görevlerinizi yerine getirin. Çünkü) ahiret va’adi geldiği vakit ise hepinizi derleyip-toplayıp bir araya getireceğiz!”[18]
-“Bu surede, Yahudilerin iki kere bozgunculuk yapacaklarına, iki kere üstünlük sağlayacaklarına, yeryüzünde sürgünlere maruz kalacaklarına, nihayet hepsinin bir yerde toplanacaklarına işaret vardır.”[19]
-Bediüzzaman Yahudilerin devlet kurma haberinin verilmesi üzerine,
Yahudiler için: “Elleme! Toplansınlar, imhaları kolay olur!” dedi.[20]
MEHMET ÖZÇELİK
28-09-2024
[1] https://youtu.be/uP6kUbOPwu8
https://youtu.be/RwuzOyle-oo
https://youtu.be/qI5GstUM_5w
https://youtu.be/KL6a6-l3HIk
https://youtu.be/FiIaQOSsTUw
https://youtu.be/u2gj93Hbgbw
https://youtu.be/hVO9FrbkLyI
https://youtu.be/-hhcyQAXhuM
https://youtu.be/I8PY4gTkuQQ
https://tesbitler.com/index.php?s=Yahudi
https://tesbitler.com/index.php?s=Musa
https://tesbitler.com/index.php?s=Firavun
https://tesbitler.com/index.php?s=%C4%B0srail+
https://tesbitler.com/index.php?s=Gazze
https://tesbitler.com/index.php?s=Filistin
https://youtu.be/z5d3bzQxC90
https://youtu.be/pi6z2mZJXag
https://youtu.be/puzHk3c9bDU
https://youtu.be/5lguQOr_VKU
1900 yıllık Tevrat
Ahit sandığı
[2] İsra. 4.
[3] (bu konuda ayrıntılı bilgi ve Kitâb-ı Mukaddes’teki açıklamalar için bk. Bakara 2/74, 100-101)
[4] Şevkânî, III, 327) (Kur’an Yolu Tefsiri) Ayrıca ayette geçen (قضينا bildirmek ve vahyetmek anlamındadır.”
https://www.kuranmeali.com/Aciklama.php?meal=ihsanaktas&sureno=17&ayet=4
[5] İsra. 5.
[6] https://www.kuranmeali.com/Aciklama.php?meal=cemalkulunkoglu&sureno=17&ayet=5
[7] https://www.kuranmeali.com/Aciklama.php?meal=diyanetvakfi&sureno=17&ayet=5
[8] İsra. 6.
[9] Esed,[Kur’an Mesajı],s 650)”
https://www.kuranmeali.com/Aciklama.php?meal=ihsanaktas&sureno=17&ayet=6
[10] İsra. 7.
[11] https://www.kuranmeali.com/Aciklama.php?meal=diyanetvakfi&sureno=17&ayet=7
[12] https://www.kuranmeali.com/Aciklama.php?meal=cemalkulunkoglu&sureno=17&ayet=7
[13] https://www.kuranmeali.com/Aciklama.php?meal=cemalkulunkoglu&sureno=17&ayet=6
[14] Kaynak: (Kur’an Yolu Tefsiri)”
https://www.kuranmeali.com/Aciklama.php?meal=ihsanaktas&sureno=17&ayet=7
[15] https://www.kuranmeali.com/Aciklama.php?meal=mehmetturk&sureno=17&ayet=7
[16] İsra. 8.
[17] Râzî, XX, 160; Şevkânî, III,138). Kaynak: (Kur’an Yolu Tefsiri)”
https://www.kuranmeali.com/Aciklama.php?meal=ihsanaktas&sureno=17&ayet=8
[18] [Not: Bu Ayet-i Kerime binlerce yıl sonra, yeryüzündeki dağınık Yahudilerin Filistin’e gelip İsrail’i kuracaklarına ama şımarıp-azgınlaşıp helak olacaklarına açıkça işaret eden bir mucizedir.]
https://www.kuranmeali.com/Aciklama.php?meal=aakgul&sureno=17&ayet=104
[19] https://www.kuranmeali.com/Aciklama.php?meal=bahaeddinsaglam&sureno=17&ayet=104
[20] https://sakev.org/bayram-yukselrh-agabeyimizden-muhim-hatiralar-tr-200.html