İŞGAL VE FETİH

İŞGAL VE FETİH

 

Mesele işgal değil, idaredir.
Maymunlar, fareler, yılanlar, çakallar, yarasalar veya hayvanlar bir yeri işgal edebilirler ancak idare edemezler.
Memleketler, devletler hatta dünya işgal edilebilir ancak ne şekilde idare edilebilir?
Bunun için insan olmak ve insan kalmak gerekir.
Tıpkı Gazze’yi işgale çalışan İsrail, idareden aciz olduğu için işgali de başaramamaktadır.
Bir asırdır işgalle meşgul olan ABD ve İsrail dünyanın dünya dolusu nefretini üzerine çekmiştir.
İnsanlarda zorla ve zorbalıkla işgal edilseler de, fetih olmayınca memnunda olunmaz ve isyan başlar.
Gönülleri de fethedilmeyen insanların bedenlerini işgal edenler, o gönüle giremediklerinden kapının önünde eğleşirler.
İçeri giremez ve içeri alınmazlar.
Tıpkı Loukas Notaras gibi. Doğu Roma İmparatorluğu’ndaki son grandüktür. Dördüncü Haçlı Seferi’nde Konstantinopolis’in yağmalanması ve Latin İmparatorluğu’nun kurulması nedeniyle Latinlere karşı mesafeli olan Notaras ünlü, “Konstantinopolis’te Latin serpuşu görmektense Türk sarığı görmeyi yeğlerim” sözünü söylemiştir.
Fetih ve işgalin farkı da, cennet ve Cehennem farkı gibidir.
Biri açar, diğeri kapatır.
Birinde sevgi, diğerinde nefret ve azap vardır.
Tüm Peygamberler fetih yolunu açmış ta gönlün derinliklerine kadar girmişler ve de asırlarca yaşamış ve yaşamaktadırlar.

İçinde kin besleme.

Sevgi besle.

Sevgiyi besle.

Suyu olsun besmele.

Firavun ve Nemrut gibiler işgal yolunu seçmiş, en fazla hayatları müddetince hüküm sürmüşlerdir.
Akıbetleri de hazin bir sonla sonlanmıştır.
“Derken İsrâiloğulları’nı denizin öteki yakasına geçirdik. Firavun ve ordusu da haksız yere onlara saldırmak üzere peşlerine düşmüştü. Sonunda Firavun boğulmak üzereyken şöyle dedi: “Elhak inandım ki, İsrâiloğulları’nın iman ettiğinden başka tanrı yokmuş! Ben de artık kendini O’na teslim edenlerden biriyim.”
Şimdi mi? Halbuki daha önce hep baş kaldırmış ve bozguncular arasında yer almıştın.
İşte bugün senin cesedini kurtaracağız ki, senden sonra gelenler için bir ibret olsun! İnsanların pek çoğu gösterdiğimiz delillerin bilincinde değildirler.
Andolsun biz İsrâiloğulları’nı seçkin bir yere yerleştirdik ve onları güzel nimetlerle rızıklandırdık. Kendilerine ilim gelinceye kadar da ayrılığa düşmediler. Ayrılığa düştükleri konularda rabbin kıyamet günü aralarında hükmünü elbette verecektir.”[1]
3000 yıldan bu yana firavunun cesedi hiç bozulmaya uğramadan günümüze kadar gelmiştir. Ceset İngiltere’nin Londra şehrindeki British Museum’da ibreti alem olarak insanlığa sergilenmektedir.
Şu anda ayetinde hükmünce İsrailliler de FİRAVUNUN akıbetine doğru gitmektedirler.

MEHMET ÖZÇELİK

20-08-2024

[1] Yunus. 90-93.

Loading

No ResponsesAğustos 20th, 2024