YAHUDİ TÜCCARLIĞI

YAHUDİ TÜCCARLIĞI

Bir gün Vatikan’da kardinaller ayinden çıkıp meydana doğru yürüyorlarmış. Bir tarafta Hristiyan’ım diyen bir dilenci diğer tarafta ise Yahudi’yim, yardım edin diyen dilenci varmış. Kardinallerden biri Yahudi’nin yanına ilişip;

-Bak, arkadaşın ne güzel para kazanıyor, kimse sana para vermiyor, gel sen de Hristiyan ol demiş. Yahudi diğer dilenciye seslenmiş;

-Hey Solomon şu adama bak, bana ticaret anlatıyor.

-Yetmiş üç yıl boyunca Batı tarafından daha doğrusu Yahudi düşüncesi düşman ilan edilen ve yine kendilerinin kurmuş olduğu kominizim yıkılınca, Batıya, dünyaya bir düşman bulmak gerekti.

O düşmanda İslam olarak ilan edildi.

Militan İslam. İslami terör. Müslüman terörist. Gerici, şeriatçı.

Yaftalamalar hazırlandı.

Saldırılar başladı.

Yamalar ve yamalamalar tutuyordu.

İslam dünyasından da birkaç borazanlık yapacak ahmakta bulundu mu iş tamamdı.

Zaten dünden hazır olan, kimliksiz, başkalarının tohumunu taşıyıp, yabancılar tarafından çekilip sürülen İslam toprakları zakkum meyvelerini de vermeye başlamıştı.

Kriptolar ve misyonerlerle de bu iş sürdürülüyordu.

Parayla da satın alınan hainlerde bu işin tuzu biberi oluyordu.

İş şimdilik tıkırında gidiyor, kaleler içten bir bir kuşatılıyordu.

İslam dünyasının koparılan başı da gidince tesbih tanesi gibi her biri bir yere saçılıyordu.

Kaht-ı ricalin yaşandığı bu dönemde ısmarlama İngiliz ve batıyı temsil eden elemanlarda bulunarak, çarpık ve çarpılmış bir toplum oluşturuluyordu.

Baş bir tarafa giderken, ayak başka yöne kıvrılıyordu.

Beden ise tam bir kaos ve belirginsizlik yaşıyordu.

Yıkılan, yakılan, kadın ve çocukların İsrail tarafından öldürüldüğü, işgal edildiği Gazze’de, İslam dünyası bu hazin ve çaresizlik halini sergiliyordu.

Eli kolu bağlı bir şey yapamıyordu.

Çünkü memleketini korumak için mücadele edip bu uğurda her evde birçok şehitler veren Hamas terörist ve militan olarak dünyaya ilan ediliyordu.

İslam dünyası terör ve demokrasi bahanesiyle bir bir işgal edilip yok ediliyordu.

Afganistan, Irak, Suriye, Gazze-Filistin ve 15 Temmuz girişimiyle Türkiye. VS.

İşte lekeli bir örneği; Bir muhabir namaz kılan bir kısım lise öğrencilerini haber yapıp bunu suç olarak göstermesi ve ayıplaması kadar seviyesiz bir şey olamaz.

Bu alçaklık maalesef Müslüman olan bu memlekette yapıldı, o da fazlasıyla…

Aslında böyle ve benzerini yapan birisinin bu utançla yaşaması ölümden beter bir utanç halidir.
Hiç olmazsa bir müddet toprak o ayıbı örter, o utançla yaşamaktan kurtulur.

*****************  

Çinliler barış içinde yaşamaya karar verdiklerinde büyük Çin Seddi’ni inşa ettiler. Yüksekliğinden dolayı hiç kimselerin tırmanamayacaklarını düşündüler…

Fakat, inşasından sonraki 100 yılda Çinliler

3 misli daha fazla işgale uğradılar.

Düşman piyade askerlerinin, hiçbir zaman duvara tırmanma ya da duvarı yıkmaya ihtiyaçları olmadı.

Çünkü, her zaman muhafızlara rüşvet verdiler ve kapılardan girdiler.

Çinliler yüksek ve kalın duvar inşa etmişlerdi; fakat duvar muhafızlarının karakterlerini inşa edememişlerdi.

*******************  

Peygamber Efendimiz (s.a.s) bir keresinde Sahâbe-i Kirâm’a;

“Açgözlü kimselerin yemeğe üşüşmeleri gibi, düşmanlarınızın üzerinize saldırmaları yakındır.” buyurdu. Orada bulunan bir sahâbî, “Sayıca az olduğumuz için mi düşmanlarımız üzerimize üşüşecekler?” diye sordu.

Allah Resûlü (s.a.s), بَلْ أَنْتُمْ يَوْمَئِذٍ كَثِيرٌ، وَلَكِنَّكُمْ غُثَاءٌ كَغُثَاءِ السَّيْلِ “Hayır, siz sayıca çok olacaksınız. Fakat selin önündeki çer çöp gibi savrulacaksınız.” dedi ve sözlerine şöyle devam etti: “Allah, düşmanlarınızın kalbinden heybet ve azametinizi çıkartacak; sizin kalplerinize de vehni yerleştirecektir.” 

Sahâbî, “Ya Resûlallah! Vehen nedir?” diye sorunca Sevgili Peygamberimiz (s.a.s), حُبُّ الدُّنْيَا وَكَرَاهِيَةُ الْمَوْتِ  “Dünyayı aşırı sevmek ve ölümü kötü görmektir! ”buyurdu.

Mehmet Özçelik

9.8.2024

Loading

No ResponsesAğustos 9th, 2024