DEĞİŞEN NEY
DEĞİŞEN NEY
50 yıldır hatta yüz yıldır değişen ney?
Ney, ne kadar değişti?
Cemil Meriç’in ifadesiyle:” “Bizim aydınımız din düşmanı değil, İslam düşmanıdır.”
50 sene önce söylenmiş bu söz ile, bugün CHP’li Belediyelerin Arapça tabelalara karşı açmış oldukları savaş hatta yüz yıl önceki Arapça harflerin yerine Latin alfabesinin konulması ve arkasından ezanın Türkçeye çevrilmesi arasında ne fark var?
Bu sakın ola ki; bu uygulamalar Arapça harflerine olan düşmanlıktan değil de İslam’a olan düşmanlıktan olmuş olmasın?
– “CHP’li belediyelerin ‘Arapça’ düşmanlığı sürüyor: Yalova’da da tabelaları sökmeye başladılar
Kilis ve Uşak’ın ardından CHP’ye geçen Yalova Belediyesi’nde de ilk icraat olarak kentteki Arapça tabelalar sökülmeye başlandı. Denetimler sürerken İngilizce tabelalara dokunulmaması ise dikkat çekti.”[1]
Evet gerçekten, bu yapılanlar Arapça düşmanlığı değil, İslam düşmanlığıdır.
Acaba bu zihniyettekiler aynı uygulamayı İngilizce tabelalarda da uyguluyorlar mı?[2]
-Dağdaki eşkıya başının adı ve soyadı Belediye Meclis toplantısında acaba bilinçsizce mi söylenmiştir sizce?[3]
-PKK bayrağı Türk bayrağına mı tercih ediliyor?
Türk bayrağına bu tepki nedendir sizce?[4]
-Muhalif olup sürekli muhalefet eden, diğer yandan İslam düşmanlığı yapan ele başlıların muhtemelen deniz Baykal gibi tehdit unsuru olacak ve oluşturacak kasetleri mi var?
Onunla bir yandan susturulurken, diğer yandan istenildiği gibi konuşturulmakta mıdır?
Sanatçı geçinen bir kısım insanın geçmişten gelen kirli ilişkileri neyin işaretidir?
Yoksa geçmişten gelen bir hesap ve kin midir?
-Ad ve Semud kavmini şımarıklıktan, Lut kavmini de ahlaksızlık ve fuhuştan yıkan uygulamalar maalesef günümüzde de artarak devam etmektedir.[5]
Bela ve musibetlere açıkça davetiye çıkarılmaktadır.
– Devletleri ve milletleri fakirlik ve ekonomik sıkıntı yıkmaz, ahlaksızlık ve fuhşun artıp yaygınlaşması yıkar ve çökertir.
Böylece insanların ne gibi bir günaha sebep oldukları da görünmektedir.
****************
Biraz daha bekleyeyim, daha pis kokular devam eder, öyle yazarım diye düşünmüştüm.
Ancak bu işin sonunun gelmeyeceği ve fazla kokularla burnunuzu çatlatmayıp, aklınızı harekete getirip düşündürmek amacıyla bu örneklerle yetindim.
– Tezatlar dünyasındayız.
Celladına âşık olan bir millet olduk.
İşte örnekleri,
-Kıyafetin uygun değil diye CHP tarafından Ankara’ya sokulmayan merhum Aşık Veysel’in torunu Gül Eda Hür, Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi CHP Grup Sözcüsü oldu.
-Eski adıyla Dersim, yeni adıyla Tunceli’yi bombalanırken devletin başında kim vardı? Yıllardır aynı partiyi destekleyen Tuncelili ve Alevi kesimin bu aşkı, katiline âşık olan maşukun hali gibi oldu.
Son belediye seçimlerinde de o kadar denenmiş ve görülmüş ve de maddi manevi kıtlığı yaşanmış olmasına rağmen hala medet umulması tam bir basiret körlüğüdür.
Oysa denenmiş denenmezken, bir Mümin bir delikten iki kere ısırılmazken, hala ısırılan o deliğe el sokuluyorsa o Müminliğin sorgulanması ve o zarara rıza ile girildiği düşünülmelidir.
Nitekim hemen bu durum kendisini gösterdi.[6]
0000000000000000
Not: Celladına aşık sözünün hikayesi nedir?
“Celladına aşık” ifadesi, genellikle bir kişinin kendisine zarar veren veya potansiyel olarak zarar verebilecek birine karşı duyduğu aşkı veya bağlılığı ifade eder. Bu, genellikle sağlıksız veya tek taraflı bir ilişkiyi simgeler ve kişinin kendi zararına olan bir sevgiye sahip olduğunu gösterir.
“**Celladına aşık**” sözü, **Stockholm Sendromu** olarak bilinen bir psikolojik olguyu tanımlamak için kullanılır. Bu sendrom, rehin alınan kişilerin, rehin alan kişilere karşı duygusal bir bağ kurmaları ve onlarla sempati duymaları durumudur.
**Stockholm Sendromu** ismini, 1973 yılında İsveç’in başkenti Stockholm’de yaşanan bir bank soygunundan alır. Bu olayda, dört banka görevlisi altı gün boyunca silahlı soyguncular tarafından rehin alınmış ve bu süre zarfında rehineler soygunculara karşı duygusal bir bağ kurmuştur. Olay sona erdiğinde rehineler, soygunculara karşı ifade vermeyi reddetmiş ve hatta onların savunma masraflarını karşılamak için para toplamışlardır.
Bu olaydan sonra psikiyatrist **Nils Bejerot**, rehinelerin yaşadığı bu durumu “Stockholm Sendromu” olarak tanımlamıştır.
**Stockholm Sendromu’nun bazı belirtileri şunlardır:**
* Rehin alan kişiye karşı duygusal bağ kurma
* Rehin alan kişiyi haklı görme
* Dış dünyadan kopma
* Aile ve arkadaşlara karşı düşmanlık hissetme
**Stockholm Sendromu’nun nedenleri tam olarak bilinmemekle birlikte, şu faktörlerin rol oynadığı düşünülmektedir:**
* Korku ve stres
* Yardımsız ve çaresiz hissetme
* Rehin alan kişi tarafından gösterilen şefkat ve ilgi
* Rehin alan kişiye karşı empati kurma
**Stockholm Sendromu**, travmatik bir deneyim yaşayan herkeste görülebilir. Ancak, polis memurları, askerler ve diğer riskli mesleklerde çalışan kişilerde daha sık görülme eğilimindedir.
**Celladına aşık** sözü, Stockholm Sendromu’nu metaforik bir şekilde ifade etmek için kullanılır. Bu benzetme, rehinelerin yaşadığı duygusal bağı ve çelişkileri vurgulamak için kullanılır.
MEHMET ÖZÇELİK
21-04-2024
[1] https://www.yenisafak.com/gundem/chpli-belediyelerin-arapca-dusmanligi-suruyor-yalovada-da-tabelalari-sokmeye-basladilar-4615749
https://www.kilis.bel.tr/index.php/2024/04/14/12197/
https://www.instagram.com/reel/C504Icftn-D/
[2] https://www.haber7.com/siyaset/haber/3416843-dem-partiden-skandal-tunceli-belediyesi-adimi-hesap-ismi-dersimle-degistirildi
[3] https://video.haber7.com/video-galeri/274550-chp-grup-sozcusunden-soke-eden-gaf-cemil-tugaya-cemil-bayik-dedi
[4] https://www.haber7.com/guncel/haber/3416733-dem-partiden-skandal-turk-bayragi-karari
[5] https://www.haber7.com/guncel/haber/3417211-istanbul-film-festivalinde-lgbt-propagandasi-kamu-kurumlari-neden-sponsor
[6] https://tesbitler.com/2024/04/06/adiyaman-ders-verdi-simdi-ders-alma-zamani/