ÇALDILAR
ÇALDILAR
Ruhlarımızı çaldılar.
Akıllarımızı bağladılar.
Bedenlerimizi hapsettiler.
Topraklarımızı çaldılar.
Dünyamızı çaldılar.
Onlar çapulcular.
Bir asırdır mahkumuz.
Hâkim iken.
Hala da çalmaya devam ediyorlar.
Çalınan ruhlarımızı geri almaya,
Bağlanan akıllarımızı çözmeye,
Hapsolan bedenlerimizi kurtarmaya çalışıyoruz.
Bir asırdır.
Bir değil, birkaç nesli mahvettiler.
Nesiller kaybolup gitti,
Kaybedip gittiler.
Kaybedenler hep kendi kaybıyla uğraştılar,
Kardeşlerinin kaybından habersiz olarak.
Bir yanda acizlik, diğer yandan çaresizlik.
Gazze’nin çaresizliği gibi.
Acizlik ve çaresizliğe bir de ilgisizlik, sessizlik ve de densizlik.
Hala özgür olup, bağları çözemedik, zincirleri kıramadık.
Asırların korktuğu bağlardan.
Peygamberimizin ve Nuh’un ümmetini sakındırdığı bağlardan.
*************
İnsan ebediyet yolculuğunda bazen tıkanıyor, nefes almak, açılmak istiyor Bu da bir iltica edip intisab edeceği, rica edip sığınacağı bir sığınak arıyor.
Hele hele bu büyük zatlarda daha çok oluyor. Onun içindir ki onlar enerjinin yoğun olduğu yüksek yerlere çıkıyorlar. Başta Peygamberler ve Peygamberimizin Hira’ya çıkması, sürekli gitmesi bazen aylarca kalması gibi.
Bediüzzaman’ın Yüksek Tepelere Burdur’da olduğu gibi, Van’da olduğu gibi yüksek yerlere çıkaraktan enerjinin yoğun olduğu yerlerde, o akım içerisinde bir açılıma, bir nefese, bir pencereye ihtiyaç duyuyor.
Onun için bu durumda insan ‘Hasbuna’ ya sığınmak istiyor. Yani bütün herkesin durduğu bittiği noktada, ‘O bana yeter’ diyerekten Cenab-ı Hakka iltica etmek ve o noktadan bir pencere açılmasını istiyor.
İşte ‘Hasbuna’ bu külli manayı ifade ediyor.
-Seri olan, bir anda bir çok mertebe kateden, günde yüz defa tevbe ediyorum ve de iki günü eşit olan zarardadır diyen Peygamberimizin mertebeleri katetmesine anında ve zamanında…
Bu hal daha çok cereyan ediyor.
Bundan da Allaha ilticaya daha çok ihtiyaç duyuyor.
******************
Sınırlı Ruhlar SEÇİLMİŞ ruhlardır.
Önce Cenabı Hak varlıklar içerisinde bu ruhları seçiyor. Bu ruhlar sınırlı Ruhlar Yani Hz. Adem’den kıyamete kadar, kıyametin sonuna kadar en son gelecek olanlar ki bunların sayısı bellidir ve Cenabı Hak bu ruhları yarattıktan sonra onlar içerisinden de ayrı bir seçim yapıyor.
Onlara tabiri caizse elbiselerini giydiriyor. Onları maddeyle de donatıyor ve birçok özellikleri, hususiyetini ona emanet olarak veriyor. Donanımlı bir şekilde bir insan olarak bu dünyaya gönderiyor.
Ancak insan olarak gönderdikten sonra, insan olarak kalmanın da bir garantisi yok Ve böylece insaniyet içerisinde o insanlar ayrı bir elemeden ve sınamadan seçilerek elekten geçiriliyor ve böylece içerisinde o ilk anda yaratılan seçilmiş belli sayıdaki ruhların içerisinde ruh olmaya kabil, insaniyete aday olabilecekler, onlar da sınırlı olarak seçiliyor.
Yüzdeliğe vurulduğu zaman Cenabı Hak elbette ki daha iyi bilir ve mevcuda göre az bir durumdadır.
İşte o seçilmiş olan Ruhlar en sondaki mükemmel olan donanımlı olan imtihanı kazanmış ruhlardır.
Ve geçici olan bu alemden ebedi olan Yüce Makama, ebedilik yoluna aday olaraktan seferini ve yolculuğunu devam ettiren ruhlardır.
Cenabı Hak bizleri onlardan eylesin.
MEHMET ÖZÇELİK
8-12-2023