SOSYALİST KÜRT DEVLETİ

SOSYALİST KÜRT DEVLETİ

 

Yüz yılı aşkın bir süredir başta ABD’nin uygulaması ve İngiltere’nin fikri olan Kürt devleti, 1980’den sonra ve aktif olarak 1993 yılından itibaren; Ermeni piyonu ve içimizdeki solcuların 1970’lerde Kominizim devletini kuramamaları ile şekil değiştirmiş ve sosyalizmi, kominizim Kürt halkını koruma bahanesiyle uydu bir devlet kurmaya elli yıldır çaba göstermektedirler.[1]

Ve arkasından ortak oldukları Beşar Esat ve İran’la Anadolu’dan Müslüman Türkleri sürmektir.

 

-Türkiye’de kan uyuşmazlığı olanlar tekrar depreşerek, devreye girmiştir.[2]

 

– Fatımiler Şii idi.

İfrîkıye’de ortaya çıkan Fâtımî Devleti’nin esası İsmâilîlik hareketine dayanır.

Yine Şeyh iken Şahlığa soyunan Şah İsmail tüm Anadolu’yu Şii yapmayı hedeflemişti.

Yavuz gibi sert bir kayaya çarptı.[3]

Bugün bu düşünce batının ve İran’ın desteğiyle Türkiye ve çevresinde uygulanmaya çalışılmaktadır.[4]

Ancak İran- Suriye- Irak- Yemeni içine alan Şii yayılmacılığı düşünülmelidir.

 

-İnançlı ve basiretli bir insanın seçimlerde en önemli tercihi; kime vereceğinden ziyade, kime vermeyeceğidir.

Bugün kirli ve kirletilen havada, verilecek kişiyi öne çıkarmaktansa, verilmeyecek kişi ve partilerin temsil ettikleri, etrafına topladıkları ve de en önemlisi geçmişi her yönüyle kendisini göstermiş olması öne çıkarılmalıdır.

Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz.

 

-KISSADAN HİSSE:

 

BEKRİ İMAM OLDU DERSİN GERİSİNİ ONLAR ANLAR

Padişah 4.Murat zamanında nüktedanlığı, hazırcevaplığı, esprileri ve aynı zamanda ayyaşlığıyla ünlü Bekri Mustafa, yoksul bir mahallede bir caminin önünden geçmektedir. O sırada musallada bir tabut vardır, fakat namazı kıldıracak imam ortalarda yoktur. Cemaatin beklemekten canı sıkılır ve başında kavuğu sırtında cübbesiyle oradan geçen Bekri Mustafa’yı Hoca zannederek namazı kıldırmasını söylerler. ‘Yok ben hoca değilim’ dese de dinlemezler ve zorla öne geçirirler. Bekri Mustafa namazı kıldırdıktan sonra tabutun örtüsünü açar ve ölünün kulağına bir şeyler fısıldar. Cemaat ölüye ne söylediğini merak eder.Bekri Mustafa gülerek cevaplar: “Sen şimdi aramızdan ayrılıp ahirete gidiyorsun. Eğer orada, bu dünyanın ahvalini sana sorarlarsa, Bekri Mustafa imam oldu dersin. Onlar durumu anlar…” dedim.Aynen bunun gibi, ahirete gidenlere mesajımdır;Eğer sizlere dünyada neler oluyor, memleketi idare etmeye kimler talip, diye sorarlarsa, siz onlardan bir kaçını söylerseniz, onlar dünyanın ahvalinin ne olduğunu çok iyi anlarlar.Dindar insanları dindar olmayanların idareye, namuslu insanları lgbt.li veya taraftarı olanların yönetmeye, terörden beslenenlerin ve ihanet içerisinde olanların memleketi yönetmeye talip olduklarını söylerseniz, çivisi kopan dünyanın nereye gideceğini onlar çok iyi anlarlar.

Düşünebiliyor musunuz; Lgbt-li Aile Bakanı olmuş!

Terörist sevici; İç İşleri veya Savunma Bakanı olmuş!

Artık gerisini siz kıyas edip düşünün…

 

MEHMET ÖZÇELİK

15-04-2023

[1] https://tesbitler.com/2019/04/26/kurt-sosyalizmi/

https://tesbitler.com/2021/06/04/248-kurtler-ve-turkler/

https://tesbitler.com/2016/01/08/dogu-ve-kurtler/

https://tesbitler.com/2015/01/01/kurtler-solun-kiskacinda/

https://tesbitler.com/2023/04/15/ifsat-ekipleri-devrede/

https://tesbitler.com/2023/03/06/eger-beni-secerseniz-oyunuza-talibim-cumhurbaskanligina-adayim/

[2] https://tesbitler.com/2023/02/09/kan-uyusmazligi-depremde-de-depresti/

[3] https://tesbitler.com/2023/04/07/ikinci-sah-ismail-olayi/

https://tesbitler.com/2020/02/28/ikinci-sah-ismail-vakasi/

[4] https://tesbitler.com/index.php?s=iran

https://www.yenisafak.com/gundem/irandan-saadet-partisine-skandal-talep-suriyeden-cekilmenizi-bekliyoruz-4522866




6 ŞUBAT DEPREMİNDEKİ YOLCULUĞUM

6 ŞUBAT DEPREMİNDEKİ YOLCULUĞUM

 

6 Nisan 4.17 de başlayan deprem sonrası Kayseri’den Adıyaman’a 7.30 da otobüsle yola çıktım.

Kayseri-Göksun yolu karlı idi.

Kahraman Maraş’tan Adıyaman’a dört defa oto stopla gittim.

Yollar yarılmış.

Öğle sonu daha dehşetli olan depreme, tır içinde Pazarcık’ta yakalandım.

Tır beşik gibi sallanıyordu.

Bir piyasa arabasına bindim. İki kişiyi 18 km mesafedeki köye bırakacak, 14 km. öteye de diğerini götürecekti.

Ondan sonra beni Gölbaşı ’ya ulaştıracaktı.

Çaresizlikten kabul ettim.

Birini bırakıp öbürünü götürecekken; yolda bulunan köylüler, aman ha gitmeyin, çıkamaz, yolda kalırsınız, deyince; tekrar ana yola dönmek üzere köylülerden üç kişiyi de yanımıza alarak döndük.

Arabada yanımda bulunan amca; iki katlı evinin yıkıldığını, çocuklarından 9 kişinin enkazın altında kaldığını söyledi.

Hayretle bir şey yapıp yapmadığını sorduğumda; tonlarca ağırlığındaki betonların kımıldatılmasının mümkün olmadığını dile getirip, tam bir çaresizlik içinde bir şok yaşıyordu.

Yolda indim, Malatya’ya giden bir uzman askerin arabasıyla Gölbaşı’na kadar geldim.

Onun da babasının Malatya’da bulunan evi yıkılmıştı.

Gölbaşı ’da Suriye’den gelen Adıyamanlı iki Uzman askerin taksisiyle Adıyaman’a vardık.

Yollar yarılmış, arabalar yan yatmış, evler zaten tam bir enkaz halindeydi.

Akşama yakın Adıyaman’a vardım ve eniştenin sanayideki dükkanında kalmaya başladım ve üç aile kaldık.

Kaldığım 9 gün içinde herkes arabasında, biz sanayide, bir kısmı arabada zor bir ortamda kaldık.

Elektriklerin olmaması, soğuk ve yağmur, petrol ofislerinde yakıtın bulunmaması, yolların sıkışıklığı, sağlam görülen evlerin bile bir gün sonra çökmesi, komşumuz İmam Yaşar’ı çıkmadan aradığımda; benim ve annemin evinin yıkıldığını, kendisinin ise evinin sağlam olduğunu söylemişti.

Ancak gittiğimde onun evi de hasarlıydı.

Arabaların geçişinde bile evi yıkılma tehlikesi içerisindeydi.

Şimdi ise yıkım kararı verilmişti.

Soğuk ve yağmur ve de araçların yetersizliği kurtarmayı geciktiriyordu.

Belki de bir kısmı soğuktan vefat etti.

Annemi enkazdan ancak 8. Günü Gürcistan’dan gelen bir ekibin ustaca çalışması sonucu çıkardık.

Bu arada Adıyaman’da cenazesi olanlar onları bekleyip çıkardıktan sonra, cenazesi olmayanlar da anında memleketi boşalttılar.

Çünkü durum çok vahim, kalacak gibi değildi.

  1. günü kız kardeşim ve yeğenim Bursa’ya gidince beni de Kayseri’ye bıraktılar.

 

YOLDAKİ MESAJLARIM VE YAZDIĞIM YAZILAR[1]

 

*Dev dağlar petrolü yani, Merkez İmam Hatip karşısı 3 zümrüt apartmanı yıkıldı.

Dua edin.

Adıyaman merkezi.

 

* Merkez İmam Hatip okulunun karşısında 3 zümrüt apartmanına

ACİL YARDIM. ADIYAMAN. MERKEZ

 

* Adıyaman merkez Bahçelievler mahallesi. Dev dağlar petrolü yani

3 zümrüt binası YARDIM BEKLIYOR.

 

* 17 Ağustostan daha ağır, yıkım her noktada. Adıyaman da yetersizlik var. Koordine eksikliği ve yetkisizlik var. Geç kalınıyor.

* 17 Ağustostan daha ağır, yıkım her noktada. Adıyaman da yetersizlik var. Koordine eksikliği ve yetkisizlik var. Geç kalınıyor.

(Geç kalındığını Sayın Cumhurbaşkanı da Adıyaman’da helallik dileyerek dile getirdi.)

Kargo uçaklarıyla çevreden. Krider, kamyon, demir kesici, beton delici makinelere ihtiyaç var.

Münferit kalınıyor, emir bekleniyor, kendi başına herkes kendi imkanlarıyla yapıyor.

En yenisinden en eskisine tüm evler sağlıksız, yıkılmış veya çatlamış.

Adeta yeni bir Adıyaman kurulması gerekiyor.

Annem gibi tüm vefat edenlere rahmet ve geridekilere sabırlar diliyorum.

Milletimiz var olsun, başı sağ olsun.

 

* Diyanet deprem bölgelerine acilen MORAL EKİPLER GÖREVLENDİRMELİ.

Gerekirse tüm vaizleri bu 10 vilayete sevk etmeli.

(Bir kişi bu mesajıma, Diyanetin 2000 kişi görevlendirdiğini yazmıştı., Diyanet İşleri Başkanı ise 5 bin kişi görevlendirdiklerini söyledi)

 

* Depremden geriye unutulmaz hatıralar kaldı.

Lafız gitti, mana kaldı.

Ceset gitti, ruh kaldı.

Geriye dağlar büyüklüğünde sabır ve şükür kaldı.

İmtihan devam ediyor, geriye tavır ve davranış kaldı.

Kavga bitti, dayanışma ve barış kaldı.

Tahrik değil, birbirine teselli ve moral kaldı.

 

* Yara Derin,
Allah Kerim…

* Musibet ve Deprem büyük.
Allah daha Büyük.
Allah-u Ekber

* Merhum annemi bugün defnettik.

Tüm dostlar var olsun, sağ olsun.

Tüm vefat edenlere rahmet olsun.

Milletimiz var olsun, başımız sağ olsun.

Hepsinin ruhuna Fatihalar olsun.

MEHMET ÖZÇELİK

6-13 ŞUBAT-2023

[1] https://tesbitler.com/2023/02/15/depremle-imtihanimiz-devam-ediyor/




İFSAT EKİPLERİ DEVREDE

İFSAT EKİPLERİ DEVREDE

 

Batısı ABD’lisi, İngiliz’i İsraillilerin, Fransız’ı Almanı kısaca tüm haçlı ordusu hiç bu kadar heveslenmemişlerdi, Türkiye için…

Büyük Ortadoğu çerçevesinde başlattıkları din ve mezhep kavgasını, bugün Türkiye’de Cumhurbaşkanı çerçevesinde, siyasetin en üst kademesinde temsil edilen alevi kimlikli bir kişiyle bu heveslerini doruk noktasına çıkarmışlardır.
İran, Irak, Suriye. Yemende sürdürülen alevi Sünni ateşini, 1970’lerden bu yana, Kahramanmaraş, Çorum, Sivas’ta yaktıkları fitne ateşini Türkiye geneline, siyasetin en üst seviyesinde sürdürme hevesine girmişlerdir.
Neden olmasın, düşünce ve atılımlarıyla.
Şiilik ve Aleviliğin bir kolu olan Nusayriler Suriye’de yüzde sekiz olan hafız Esat’la başlayan yangın bugün görünen bu bitik hale gelmiştir.
Türkiye’de neden olmasın, Yüzdeliği fazla  ve de fazladan birde sağ partileri de dahil etmişken?!
Hele birde tek adam, Erdoğan nefretini ayyuka çıkarıp, kuyruk acısı olanlar mevcut iken.
Tam da kirli oyunlarla ortalıklara kamyon kamyon dökülen soğanların fiyatları yükselmiş ve yükseltilmiş iken.
Türkiye’de yapılmaya çalışılan ateş çok büyük.
Şimdiye kadarki ateşlerin toplamı kadar.
Takılan ve kör noktaya odaklanan at gözlükleriyle beraber, aklın önüne geçen mide odaklı oyunlarla.
Adeta yüz yılın rövanşı tekrarlanmaya, farklı mecralara çekilmeye çalışılmaktadır.
Allah bu milletin yardımcısı olsun.
Kaderinde hükmü, Mekr-i İlahi’de unutulmasın.
Darbelerle, 15 Temmuzda başarılı olunamayan, millet iradesinin 1950’lerde hakim olup bunun; Özal ve Erdoğan’la devam eden iradenin, eğer hile ve entrikalarla çalınmazsa devam edeceği bir hakikattir.
Söz ve karar milletin olacak, kader hükmedecektir.
Yunanın büyük hayali olan Megali İdea, Ermeni’nin büyük ve birleşik Ermenistan rüyası, İsrail’in vadedilen topraklar inancı olan Arzı Mev’ud, Avrupalının bin yıllık haçlı sevdası, ABD ve İngiliz’in iki yüz yıllık düşüncesi olan Kürt devleti kurma hayalini, Türkiye’de bulunan sol ve sosyalistlerle sürdürme projesi hiç bitmedi, hep canlı tutuldu, şimdi ise kin ve nefretle yoğrularak ortaya döküldü.
Basiretli olunması, hevesle hareket edilmemesi, dünya ve ahiretin berbat edilmemesi gerekir.
Hele birde yirmi yıllık maddi manevi birikimin silinmemesi uğruna…
Tüm şaibeli, kirli ortaklıklar farklı hesaplarla bir araya geldi.
Dahilde ve hariçte.
Herkes gözünü buraya dikmiş.
Avdan bir parça koparabilir miyim diye.
-(Yahudiler) tuzak kurdular, Allah da onların tuzaklarını bozdu. Evet, Allah en iyi tuzak bozucudur.
-Onlar bir düzen kurdular, Allah da bir düzen kurdu. Allah düzen kuranların en iyisidir. İnanmayanlar İsa’ya tuzak kurdular; ama Allah onların tuzaklarını boşa çıkardı. Çünkü Allah, tuzak kuranların tümünün üstündedir.
-Allah, tuzakları bozanların en hayırlısıdır.
-Allah hileleri boşa çıkaranların en hayırlısıdır.[1]
Bu millet baltayı ayağına vurmayacak ve oyuna gelmeyecektir.
Hele hele başına hiç vurmayacaktır.
Yüz yıldır başına maddi manevi darbeyi ve darbeleri yedikten sonra.
Karar milletin, hüküm Allah’ındır.

Türkiye dönüm noktasında.

Tam da yüz yıllık kavşakta.

 

**************  

İyi ki cehennem var. Yoksa bu kadar pisliği, kir ve lekeyi başka şey temizlemez.

Suyun bile temizleyemediği ne abdest suyunun ve ne de teyemmüm toprağının arındıramadığı zulüm, ihanet ve haksızlıkları ancak ateş temizler.
Onun içindir ki, zalim ölünce, ateşin bol olsun, denir.
Elbette cennet ucuz değil, cehennem dahi lüzumsuz değil.
Yüz yıldır maddi manevi bu millete cehennemi yaşatanlar, bir yüz yıl daha bunu sürdürmek istiyorlar.
Dost görünümlü sadik-i ahmak yani ahmak dostlar ile…

-Islah ediciler, ifsat edici olarak çıktılar. 

Kendilerine: “Yeryüzünde bozgunculuk yapmayın” dendiği zaman, “Bizler sadece ıslah edicileriz” derler.”[2]

MEHMET ÖZÇELİK

15-04-2023

[1] Al-i İmran.54.

[2] Bakara.11.