EZELDEN EBEDE YOLCULUK
EZELDEN EBEDE YOLCULUK
Allah Kadimdir. Başlangıcı olmayan Evvel, sonu olmayan Ahirdir.
Kıdem sıfatı, eğer bu alemi, varlıkları ve bizleri yaratan Allah, ezeli yani Kadim olmasaydı; varlıkların varlığı devam etmez, inkitaa yani kesintiye uğrar, başlangıcı olmuş olacağından dolayı aslında başlangıcından itibaren olmazdı.
Ne başı ne ortası ve ne de sonu bulunmazdı.
Varlıklar varlıklarıyla gelmeye devam ediyor ve varlığını sürdürüyorsa, bunları yapan ve yaratanın var olduğunu ve O’nun da ezeli olduğunu göstermektedir.
– Bir varlık yokluktan varlığa çıkmışsa artık onlar ebede namzettirler.
İlmi ilahiden kudretle vücuda çıkmış, yok olmadan ilmi ilahide ve varlıkların hafızasında, levhi mahfuzda ve aldığı yerde varlık adını almıştır.
İşte ruhta bakidir. İnsan ruhuyla ebede namzettir.
– Daha işin başındayız. Önümüzde uzun bir yol var.
Her ne kadar sonu ve sonucu belirleyen bu ilk baş önemli ise de ancak sonsuza giden sonsuz yolculuğunun daha ilk başındayız.
Her yıl başında; Allah korusun pes edersek, daha ilk başında Allah korusun kaybedersek hasaret ve zararı büyük olur.
Başlangıçta yanlış ve yamuk bir yol çizersek, ilk ilik düğmesini yanlış bağlarsak, ondan sonraki yolculuğumuzda ve yürüyüşümüzde hakikaten gittikçe açılan büyük açı içerisinde büyük bir kayıp ve bir zarar olmuş olur.
Rabbim ilk adımımızı hayırlı eylesin. İlk adımımızı istikamette eylesin.
Rabbimiz istikametimizi en sona ve sonuna kadar muhafaza etmeyi nasip etsin.
-İşte o sonu belirleyecek olan Allah resulünün çizdiği ve gittiği yoldur.
Her yol Allah’a çıkar.
Ancak o yolların en müstakimi, en kısası, en emin ve emniyetlisi Allah Resulünün ve Allah’ın Resul’e gösterdiği yoldur.
-Lamartine, İslam tarihini okuyup inceledikten sonra, Hazreti Muhammed’in yalancı bir Peygamber olduğunun düşünülemeyeceğini belirtti. Yalancılığın aynı zamanda iki yüzlülük olduğunu, yalanda doğrunun kudretinin bulunmadığını ve iki yüzlülüğünde inandırma kuvvetinden yoksun olduğunu belirtti.
Mekanikten örnek vererek, bir cismin atılırken varabileceği yerin fırlatma gücü ile orantılı olduğunu hatırlattı. Buna göre manevi ilhamın gücünün de meydana getirebildiği eserlerle orantılı olduğunu yazdı.
Buradan hareketle, çok sayıda eser vücuda getiren, çok uzak bölgelere kadar yayılan, uzun zamandan beri aynı kudretini muhafaza eden İslamiyet’in yalan olamayacağını belirtti. Bu kadar faaliyet ve gelişmenin vücuda gelebilmesi için söz konusu manevi gücün samimi ve çok inandırıcı olması gerektiğini ilave etti.
Hz. Adem insanlığın ilk kıblesidir.
Hz. Adem varlıkların kıblesidir. Tıpkı Kâbe’nin insanların ve Beyt-i Ma’murun da meleklerin kıblesi olması gibi.
İki kere secde edilmesi sünnet olmakla beraber, biri de Ademe secde emriyle meleklerin secde ederken, şeytanın secde etmemesi üzerine buna karşı şükür ifadesi olarak meleklerin ikinci defa secdeye gitmelerindendir.
Hz. Muhammed ise; İstikametin ve Marifetin kıblesidir.
Maddesi aynı olan varlıkların ayrıştırılmasında mihenk taşıdır.
Kömürle elmasın Karbonu aynıdır. Sadece fark karbonların dizilimindedir.
Mesele dizilimdedir.
Tıpkı Hz. Ebubekir ile Ebu Cehilin yapı elementlerinin dizilişinin aynı olması gibi.
Ondandır ki hadiste; İnsanlar madenler gibidir, buyurulur.
Nitekim bilgisayarın tüm proğramları 0 ile 1 sayısının farklı dizilişindedir.
Dizilişteki bir yanlışlık, proğramın tüm yazılımını ters yüz etmektedir.
MEHMET ÖZÇELİK
24-01-2023