YARALI NESİL
YARALI NESİL
İçinde bulunan asır hasta bir asır, dolayısıyla insanı da hastalıklı insan.
En büyük yara manevi yaradır.
Öyle ki ebedi ahiretini bitirecek ve batıracak bir hastalık.
Adeta asırların hastalığı, asrımızda cem olmuş.
Bu insanlara baktığımızda hayatında zikzak çizmiş, bulanık, tam netliğe kavuşmadığını görürüz.
-İsmet Özel: “Sosyalistlerin önünü tıkamak namusa yakışmazdı”
İsmet Özel- Tabii. Mecburduk ona. Çünkü elimiz mahkumdu. Türkiye’de sosyalistler bir şey yapıyorlardı. Onları geride bırakmak, daha doğrusu onların elini, kolunu bağlamak namusa yakışmazdı. Onun için tabii ki, kurucular arasında yer almayı görev bildim kendime.
Hulki Cevizoğlu- Siz, “O zaman sosyalistlerin elini kolunu bağlamak namusa yakışmazdı. Fikir Kulüpleri Federasyonu’nu kurmak zorundaydık” diyorsunuz.
Peki bugün sosyalist düşünceye sahip insanların elini kolunu bağlamak gerekir mi?
İsmet Özel- Eğer ben sosyalist görüşlerimi o günkü kafamla muhafaza ediyor olsaydım, tabii ki olmazdım. Bugün bir Müslüman olarak, İslamcı olarak da aynı şekilde Müslümanlar’ın elini, kolunu bağlayacak bir davranışa…
Tabii ki. Halkın önünü kapamak doğru değil. Yani halkın, ya da bir şeyler kendi gerçekliğini ifade temek isteyen insanlar bir yöne girmişlerse, onların maniple edilmesi doğru değildir.”[1]
-Yaşar Nurı Öztürk-ün tercümesini yaptığı Prof. Dr. Mustafa Sibaî eseri olan ‘İslam Sosyalizmi’ adlı eserinde şöyle der:” Sosyalizmi, bütün peygamberlerin ortak mesajlarından biri ve ‘İslam akidesinin bir parçası’ olarak gören Sibaî, fikir ve siyaset mücadelesinin merkezine bu fikri koymuştur. Sibaîye göre, Hz. Muhammed’in sünneti tarihin ilk ve en muhteşem sosyalizm denemesidir. Mustafa Sibaî 1915 yılında Suriye’nin Humus kentinde doğdu.”
-Cemil Meriç’te bir sosyalisttir ancak Ahmet Kabaklı’nın ilgisiyle değişim geçirmiştir. Batı kültürüyle yetişmiş bir fikir adamıdır.
-Nurettin Topçu’ da bu sosyalizmin etkisi altındadır.
Nurettin Topçu’nun, ”İslam Sosyalizmi” şeklinde dile getirdiği anlayışa karşı çıkan hatırı sayılır bir grup vardı.[2]
Elbette zaten kabul edilebilir bir İslami görüş değildir.
Batı kültürü almış biri.
-”Eski Refah Partisi Milletvekili Şevki Yılmaz, Çorum’da bir alim olan merhum Mehmet Ali Ak’ın babasına yaptığı bir ziyarette kendisine Konya ile ilgili tüyler ürpertici bir anısını anlattığını söyledi. Yılmaz, o zatın acı hatırasını şöyle aktardı: “Askerdim, 1930’lu yıllar, Ulus’ta bir tren geldi, çok soğuk komutan dedi ki ‘bu vagonlarda nöbet tutacaksınız’ hayvan vagonlarında. Komutana sordum, ‘hayvanlar için neden nöbet tutacağız, hayvanlar nereye kaçar?’ Komutan imanla ağlamaya başladı, ‘ne hayvanı olum burada Konya’dan getirtilen 400 alim var, yarın sabah Ulus’ta idam edilecekler”[3]
-Moon tarikatı Hristiyanlığı birleştirme amacıyla çıkmıştır. Hz. İsa’nın kendisini tıpkı Pavlus gibi görevlendirmesini iddia etmektedir.
Tıpkı Fetö gibi dinleri birleştirme faaliyeti gibi.
Moon’da katolog evliliği, Fetö’de de devam etmektedir.
1965 de Chp Genel Sekreteri olan Kasım Gülek Moon tarikatına mensuptur.
Fetö onun cenaze namazını kıldırmış ve daha sonraları da Gülek-in kızı Fetö Abd-ye kaçtığında onun için Grahem Fullerle beraber oturma izni almış, Cizvit papazlarının çiftliğine yerleşmiştir.
Moon tarikatı da bağışlarla ve ekonomik büyümelerde gelişimini sağlamıştır.
Tıpkı Fetö gibi.
-”Keynes’in 9 Haziran’da İstanbul’a gelerek teslim olduğu ve sevk edildiği hakimlikçe tutuklandığı öğrenildi. ABD vatandaşı olduktan sonra Alpaslan Demir olan ismini değiştiren David Keynes için 15 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı.
Bylock hakkında şu bilgiler yer almıştı:
“Keynes, ByLock’un 600 bin kişi tarafından indirildiğini, kullanıcıların çoğunluğunun Türkiye, Suudi Arabistan ve İran’da yaşadığını söylüyor. Türkiye’dekilerin yüzde 90’ının cemaatçi olduğunu ve ByLock’un cemaatin haberleşme aracına dönüştüğünü kabul ediyor. Fakat Ocak 2016’da itibaren ByLock’un kullanım dışı olduğunu, o tarih sonrasında ve darbede kullanılmadığını iddia ediyor.”[4]
-Abdullah Cevdet gençliğinde namaz kılan bir insan iken, Mekteb-i Tıbbiyeye gittikten sonra geçmişini silip tamamen ateist bir düşünce içerisine giriyor.
Artık o Aduvvullah Cevdettir.
-“Prof. Dr. Üstün Dökmen: Başörtülü psikolog olamaz.”[5]
Bizde birisine bir şeyler yaptırmak için önce ona ünvan, makam, para, vs. verilir, şişirilir ve daha sonra gebe bırakılan o kişiye zemin oluşturulduktan sonra yaptırılır ve söylettirilir. Etkili olsun diye.
Şimdiye kadar kendi alanında konuşup, bazı noktalarda takdir toplarken, birden bire alakasız ve münasebetsizce alanı olmayan bir konuya, Dini bir meseleye adeta müdahale ederek konuşması iyi niyet ve düşüncede olmadığı düşüncesini akla getirmektedir.
Bu ve benzer hezeyanlarda bulunan psikolog, bir psikoloğa görünmelidir. Psikolojik durumu irdelenmesi gereken bu zata sormak lazım, mason olmak illa dine ve dini değerlere saldırmanın birinci şartı mıdır?
Yani bu başörtüsü meselesi psikolojinin meselesi olmayıp, dinin meselesi iken, acaba kendileri masonluğun meselesi olarak mı gündeme getiriyor?[6]
MEHMET ÖZÇELİK
15-08-2022
[1] 68’in yazılı tarihi. Hulki CEVİZOĞLU.
[2] Tasavvuf.Mülakat.Prof.M.Demirci.sh.448.
[3] https://www.yenihaberden.com/konya-ile-ilgili-aci-hatirayi-anlatti-986h.htm
[4] https://www.haberturk.com/son-dakika-bylock-un-lisans-sahibi-david-keynesin-haziran-ayinda-geldigi-istanbulda-tutuklandigi-ortaya-cikti-3145470
[5] https://www.yenisafak.com/video-galeri/gundem/prof-dr-ustun-dokmen-basortulu-psikolog-olamaz-2237726
[6] https://www.akasyam.com/ustun-dokmen-mason-mu-166522/
Bak. MASON TARİKATI ve Emperyalizm-I- Hürol Tasdelen.sh.34.