ÇOK BOYUTLU VARLIK İNSAN
ÇOK BOYUTLU VARLIK İNSAN
İnsan çok cepheli ve çok cihetli harika bir varlık.
Fikir cephesiyle.. His cihetiyle.. Anlayış, anlatış ve kavrayışıyla.. Her şeyden öte Allah’a muhatap oluşuyla.. Madde ve manasıyla.. Tüm varlıklarla alakasıyla.. Toprak, su, ateş ve havasıyla.. Kâinatı kucaklayan sevgi ve şefkatiyle..
Bir yandan ateşiyle yakar, suyuyla boğar, toprakla üstünü örtüp havasını atarken, diğer yandan toprağıyla hayata analık, suyuyla hayata hayat, ateşiyle olgunlaşıp pişerken, havasıyla da ruha ruh olur.
-Varlıkların oluşumunda temel maddeler
Anasır-ı Erbaa.. 3 kuvve.. Kuvve-i Akliye.. Kuvve-i Şeheviye.. Kuvve-i Gadabiye..
Tohum, çekirdek, yumurta.
– Ruh ve yardımcıları.
Bilgisayar kasası, monitör, programlar var ancak elektrik olmayınca bunlar açığa çıkmıyor.
Allah ruh ile tesmiye ediliyor. Ve nefahtu fihi min ruhi.
Cebrail Kadir süresinde ruh.diye isimlendiriliyor.
Kur’an hayata hayat olmasıyla ruh.
Ve insana verilen ruh.
Samirinin yaptığı buzağıda bulunan ruh.
Hayvani ruh.
Bitkilerin ruhu.
-Bir yandan okyanusları içinde barındırırken, diğer yandan damlada boğulur.
Bir yandan kainatın çekirdeği, diğer yandan kâinat ağacının meyvesi olurken, diğer yandan da tefessüh edip çürür, kurtlanır ölür.
Artı yönüyle alayı illiyyin olan en yüksek makama yükselir ve de yükselişini sürdürürken, diğer yandan eksi dereceyle esfeli safiline yani aşağıların aşağısına tedenni edip, düşer.
Nokta iken cümle olup, kitap olur. Okundukça okunur.
Aksi olur, noktada kaybolur, noktayı da kaybeder.
Bir yandan dağların yüklenmekten kaçındığı yükleri yüklenirken, diğer yandan bir zerreyi taşıyamaz hale gelir.
Bir yandan semaların üstüne ve yükseklere çıkarken, diğer yandan ayağının ucunu göremez.
İnsan acip ve garip bir varlık.
Bazen aynanın ön yüzü gibi, bazen arka yüzü.
Dört mevsimi içinde barındırıyor.
Bazen güneşli, yağmurlu, kar, fırtına, dolu gibidir, bazen de güneş gibi açmıştır.
Bazen hazan mevsimi gibi yapraklarını dökerken, bazen bahar gibi açar.
Bazen meyve verir, acı ve tatlıdır, bazen de kavak gibi meyvesizdir.
İçinde baharı yaşarken, yüzünde güneş doğar.
İçinde sel, yangın, deprem olurken, dünyayı bile yakar, yıkar.
Bir ömür değişir, dönüşür.
Bir yolcu gibidir. Bazen yerinde sayar, bazen asırları tesbih tanesi gibi sayar.
Kimi ölmeden olur, kimi olmadan ölür.
Gelişi hamdır, olur ve pişer.
Kimi de ham gelir, ham gider.
Kimi burada yanar, kimi de orda.
Bazen gecedir, bazen gündüz.
Bazen nurdur, bazen zulümat.
Bazen insandır, bazen hayvan.
Bazen bitkidir, bazen yoksun candan.
Bazen tatlı, bazen acı.
Bazen tadıyla güldürür, bazen verir sancı.
Hakikatte sonsuz boyutlu, kendini kılar son boyutlu.
Çapı sonsuz göstergeli iken, çapsızlığı sonu gösterir.
Herkes ne ederse kendine eder.
Bazen siler bazen de ekip, sürer.
Duygularıyla ekilir, amelleri ile eker.
Kimi sermayesine sermayeler katar, kimi müflis tüccar gibi sermayeyi atar ve batar.
Müflis kimdir?
Sermayeyi yiyip tüketen.
Tinet hiç değişmiyor
Arı su içer
İnsanların bu dünyada adeta kendi fıtratlarına ve yaşayışlarına uygun dünyaları belirlenmekte ve belirginleşmektedir.
“Rabb’imiz! Verdiğin hidayetten sonra kalplerimizi saptırma. Bize katından rahmet bağışla. Çünkü bağışlayıcı olan yalnız Sen’sin.” Al-i İmran.8.
” Ey insanlar! Rabbinize saygısızlıktan sakının; hiçbir babanın evlâdından fayda göremeyeceği, evlâdın da babasından hiçbir yarar sağlayamayacağı bir günden korkun. Allah’ın vaadi gerçektir. Sakın dünya hayatı sizi aldatmasın; o, yoldan çıkarıcı da (şeytan) Allah hakkında sizi aldatmasın.”LOKMAN.33
Mehmet Özçelik
04.08.2022