DÜNYANIN JANDARMASI

DÜNYANIN JANDARMASI

“Teori dergisinin Nisan 1998 tarihli 99. sayısında yayımlanan “ABD Belgelerinde Türk
Ordusu” başlıklı yazı, ABD’nin Türk ordusuna bakışının, Körfez Savaşı’ndan sonra adım adım “müttefiklik”ten “hizaya getirilecek” kuvvet doğrultusunda değiştiğini inceliyordu.”[1]

“Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Eşref Bitlis, ABD’nin Kürt devleti kurma
çabalarına karşı koyuyordu. Kürt planı, ABD’nin, Türkiye’yi zayıf ve dolayısıyla kendine muhtaç durumda tutarak kriz bölgelerine sürme kozuydu. Orgeneral Bitlis, Amerikan planının önlenebilmesi için Türkiye’nin Kuzey Irak’taki Kürt örgütleriyle Irak yönetimini uzlaştırması gerektiğini düşünüyor ve bu yönde girişimlerde bulunuyordu. Irak Kürdistan Demokrat Partisi lideri Mesut Barzani ile Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin’in 1992’deki görüşmesi, Bitlis’in bu girişimleri üzerine gerçekleşmişti. Görüşmede anlaşmaya varılmış, ancak ABD tehdit edince Barzani vazgeçmişti.
Orgeneral Eşref Bitlis, Kürt devletinin güvencesi sayılan Çekiç Güç’e de karşıydı.
Bölgedeki komploların kaynağı olarak gördüğü Çekiç Güç’le PKK arasındaki ilişkileri
belirlemiş ve bir rapor halinde dönemin Cumhurbaşkanı Turgut Özal’a sunmuştu. Bu yüzden 17 Ocak 1992 günü helikopteri Çekiç Güç uçakları tarafından taciz edilerek inişe zorlanmıştı.”[2]

-“ABD Dışişleri Bakanlığı ile CIA’ya yakın çevrelerin yayın organı Mediterranean Quarterly adlı dergide, Obrad Kesic imzasıyla, “Amerikan-Türk ilişkileri yol ayrımında” başlıklı bir inceleme yayınlandı. “Türkiye’nin haddini aştığı”, “ABD’nin sabrının taşabileceği” ifadelerinin yer aldığı yazıda, “Türkiye’nin istikrarsızlığı daha da ağırlaşabilir. Amerikan istihbarat çevreleri, resmi olmayan değerlendirmelerinde, Kürtlerle uzlaşmaması halinde, yeniden canlanan ve birleşen bir Kürt hareketi, ekonomik durgunluk nedeniyle kitlelerin huzursuzluğunun artması ve İslamcı kökten dinci tepki sonucu Türkiye’nin parçalanacağını öngördüler” deniliyor.”[3]

Bu durum dün geçerli olduğu gibi, bugünde aynen tehditlerde sürdürülmektedir.

Bugün olduğu gibi dünde Abd’nin Yunanistanı üzerimize saldırtmasındaki ana sebep; gelişmekte olan Türkiye’nin zayıflamasını sağlamaktır. Bu amaçla da sürekli Yunanistanı haklı, Türkiye’yi ise haksız gösterme çabası içerisinde olundu.

Yani büyürse budayın, ölürse sulayın, politikası.

En iyi müttefik perdesi altında her türlü ihanet.

Olmaz olsun böyle müttefik müttefiklik.

-“1997–1998 yıllarında, ABD istihbaratını en çok meşgul eden konuların başında
Türkiye ile Yunanistan arasında savaş çıkıp çıkmayacağı, çıkarsa nasıl sonuçlanacağı
geliyordu. CIA’nın Yahudi asıllı başkanı George Tenet, 20 Ocak 1998’de Amerikan Senatosu İstihbarat Komitesi’ne verdiği raporda, iki ülke arasında “Ege ya da Kıbrıs’da bir çatışmanın kaçınılmaz” olduğunu belirtti. Raporda, “iç ve dış sorunlarından” bunalan Türkiye’nin, bunları aşmak için Yunanistan’a saldıracağı ima ediliyordu. Sonraki günlerde, ABD istihbaratı, çatışmanın 1998 sonbaharında Ege’de çıkacağı haberlerini yayıyordu.

…CIA Ankara eski İstasyon Şefi Graham Fuller da PKK lideri Abdullah Öcalan’ın
Kenya’da Yunanistan Büyükelçiliği korumasında yakalanmasından sonra, Tenet ve
Migdalovitz’in vardıklarına benzer sonuçlara varıyordu. Fuller, CIA’nın yan kuruluşu Rand Corporation için hazırladığı raporda, Türkiye-Yunanistan ilişkilerinin “geleceği karanlık” nitelemesi yaptı.

….Yunanistan, asıl olarak Avrupa ve ABD’nin çatışmanın büyümesine izin vermeyeceklerine güvenerek, “yıldırım savaşla” Türkiye’ye olabildiğince ağır kayıp
verdirmeyi hesaplıyor ve stratejisini buna göre kuruyordu. Lozan Anlaşması çiğnenerek
adalarda inşa edilen askeri havaalanları takviye edildi. “Yıldırım savaş” uyarınca, adalardan kalkacak avcı uçakları Türkiye’nin batı sahillerini vurup hızla dönecekler. Türkiye’den adalara yönelecek bir saldırıya karşı da hava savunma sistemi devreye sokulurken, saldırı amaçlı olarak güçlendirilen deniz gücü Türkiye kıyılarını vuracaktı. Türkiye’nin Ege Ordusu’nu lağvetmesini isteyen Yunanistan’ın son yıllardaki silah alımları bu plana uygun yapıldı: Hızlı ve manevra yeteneği yüksek avcı ve bombardıman uçakları, karadan ve denizden fırlatılabilen orta menzilli füzeler, hava savunma sistemleri…

….Yunanistan’ın, bu kez Avrupa Birliği üyesi olarak, Birinci Dünya Savaşı ertesinde
emperyalistler adına Türkiye’ye karşı oynadığı meşum role benzer bir pozisyona girmiş
bulunduğunu söylemek abartılı olmayacaktır.”[4]

Abd yani Biden daha iktidara gelmeden Erdoğana karşı muhalefeti destekleyeceklerini söylüyordu.

Ve şu anda da gerçekten bunu fazlasıyla yapmaktadır.

Muhalif olan Abdulllah Gülü tercih sebepleri; Erdoğana her istediklerini yaptıramaz ve söz dinletemezken, Güle istediklerini yaptıracak olmalarındandır.

-“Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Süleymaniye saldırısından 21 gün sonra, ABD’ye gitti.
Gül, resmi toplantılarda ve yemekli buluşmalarda sergilediği tutumu, Yasemin Çongar’ın yazdığına göre, bir ABD’li, “Özal’dan beri kimseden pek işitmediğimiz türden mesajlar” diye nitelemişti.

Gül, bütün temaslarında ve konuşmalarında ağırlığı “siyaseti sivilleştirme
kararlılığı”na ayırdı. TSK’yi şikâyet ederek Amerikan yönetimi nezdinde prim yapma çabası Amerikalıları memnun etti. “Kendisini dinleyen ABD’liler, bir bakıma ‘müzmin ikinci adam’ imajıyla tanıdıkları Gül’ün, aslında bu konularda Erdoğan’dan daha derin düşündüğü izlenimini de ediniyorlar” diye yazdı Çongar.”[5]

Batı ve Abd bizim ihtilaf ve parçalanmışlığımızdan istifade etmektedir.

ABD Başkanı George W. Bush, “Ya bizdensiniz, ya düşmansınız” demişti.

ABD 15 Temmuzdaki maglubiyetinin kuyruk acısını PKK’yı silahlandırma ile, ekonomik yaptırımlarla ve de Yunanistan’ı silahlandırıp bize saldırtmakla telafi etmeye çalışıyor.

Doğuda da batıda da maalesef ayakta durmamız istenmemektedir.

Doğu’da İran batıda Yunan Türkiye’yi tehdit ediyor.[6]

 

**************  

ASLAN POSTUNDAKİ SAHTE KRAL

Çakalların krallığı aslan gelene kadardır.
Aslanların yokluğundan veya boşluğundan istifade eden çakalların krallığı geçicidir.
Zulümle abad olanın ahir ve ahireti berbat olur.
Dünyada Yunan, İsrail, Ermenistan gibi devletler veya PKK gibi terör gruplarının sahte kahramanlıkları arkasına sığındıkları ABD zulüm devletinin varlığıyla dünyaya kafa tutmaktadır.
Ancak küfür devam eder, zulüm devam etmez.
Bunlar zulüm ve krizden beslenmektedir.
Her zaman için bir kriz ve kaostan kimin yararlanacağı yani kimin işine yarayacağı noktasından bakılırsa, suçlu ve faile ulaşılmış olur.
-Bu millete 10 yılda bir darbe yapıldı. 50 yıl geriye götürdü. Yapanlar aynı yolun yolcusu, aynı zihniyet ve soyun devamı idi. Kan çekiyordu.

İlk defa 20 yıldır darbeye teşebbüs neticesiz kaldı. Sonuçsuz kaldı. Şimdiye kadar yapılanların gayet üstünde bir darbe yapıldı. Allah’ın izniyle o darbe milletinde ayağa kalkması ile engellendi. Bu sefer başka bir şekilde üzerimize saldırdığı batının haylaz çocuğu, Amerika’nın dünyada beslemelerinden olan Yunan ile bugün yarım kalan işlerini, 15 Temmuz’da başaramadıkları darbelerin 20 yıldır yapılmamasının bir sonucunu yapmaya, saldırmaya ve bu milleti 20 yıldır toparlanmaya çalıştığı durumdan çıkarmaya çalışmaktadırlar.

Evet Cenabı Hakk’ın da elbette bir hesabı var. Bu milletin sadece insan değil Melek orduları, yerin altındaki ve üstündeki orduları sürekli bir şekilde olmuştur.

100 sene önce bize saldırmaya hazırlanan Yunan Başbakanı Venizelos’u ısıran maymun, bugün de Cenab-ı Hakk’ın göndereceği askerlerle planları neticesiz kalır.

MEHMET ÖZÇELİK

29-06-2022

[1] ABD’nin TÜRK ORDUSU DÜŞMANLIĞI: TEHDİTTEN SİLAH ÇEKMEYE -Erdem YÜKSEL.sh.2.

[2] Age.7.

[3] Age.8.

[4] Age.17-18.

[5] Age.22.

[6] https://m.turkiyegazetesi.com.tr/dunya/875625.aspx                                https://www.haber7.com/dunya/haber/3234866-abdli-eski-yetkili-turkiye-savunma-sanayi-konusunda-bagimsiz-olmak-istiyor                                                                       https://www.haber7.com/dunya/haber/3235276-barbara-leaf-turkiyeyi-durdurmak-icin-baski-yapiyoruz

 

Loading

No ResponsesHaziran 30th, 2022