DUA ALAN FELAH BULUR
DUA ALAN FELAH BULUR
Evet tarih boyunca şahit olunmuştur ki; Dua alan felah bulur, felaha erer.
Yıl 1984 yani bundan 38 yıl önce Kayseri’de bir abimiz sekerat halinde bulunan kayın biraderinin başında 41 Yasin okumamız için bizi çağırdı.
Gidip de gördüğüm durum çok dehşet verici idi. Öyle ki, 38 yıldır anlatırım ve hala etkisinden kurtulmuş değilim.
Odanın ortasına yatırmışlar, hali ise; karnı adeta bir metre kalkıp iniyor, ağzından çıkan hırıltı adeta bir arabanın bozuk ekzosu gibi ses çıkartıyor, sıkıntıdan ise yüzü mengenede sıkışmış bir insanın hali ve de yüzü kömür gibi simsiyah idi.
Biz Yasinleri okumaya başlar başlamaz halinde sürekli bir değişim ve rahatlık oldu hatta yirmiye geldiğimizde nabzını yokladılar, otuza geldiğimizde ağzına ayna koyup nefes alıp almadığını kontrol ettiler.
Ve öldü deyince biz Yasini bıraktık ve topladığımızda 38 Yasin okumuştuk.
Birisi 38-in ne olduğunu söyledğinde bilmediğimi söylediğimde Kayseri plakası demişti.
Ben ise ona, o zaman Adıyamanda okununca ikide, Adanada okuyunca birde mi ölmesi gerekir.
Nitekim yıllar sonra babam içinde 41 Yasin okuyup nefes alamaz ve uyuyamazken rahatladığını hem ben hem de hastahanede aynı koğuştaki kişilerle de görmüştük.[1]
Ben ise o yakınına sordum; Bu hiç annesini üzdü mü?
Bilmiyorum cevabını alınca, sormamın sebebini şöyle açıkladım;
– Peygamber Efendimiz zamanında Alkame adında bir genç vardı. Hep taat üzere olup, yaz-kış oruç tutar, geceleri sabaha kadar ibadet ederdi. Bir gün fenalık geçirdi. Dili tutuldu. Rasullah’a haber verdiler. O da Hazreti Ali ve Ammâr bin Yâsir hazretlerini Alkameye gönderdi. Kelime-i şehâdeti söyletmek için çalıştılarsa da dili dönmedi. Hazreti Ali Efendimiz, Hazreti Bilâl-i Habeşiyi Resulullah Efendimize gönderdi, durumu bildirdi. Resulüllah Efendimiz:
— Alkamenin anası, babası var mı? buyurdu.
— Yaşlı bir anası var, dediler.
— Annesini buraya getirin buyurdu. Getirdiler.
— Alkameye ne oldu, anlat! Seninle geçinmesi nasıldır? buyurdu. Annesi şöyle anlattı:
— Yâ Resulallah! Çok iyidir. Zahiddir. Hep ibadet ve taat üzeredir. Ama ben ondan razı değilim…
Resulüllah Efendimiz: “Dilinin tutulması bu yüzdendir. Ona hakkını helâl et de dili açılsın” buyurdu.
— Ey Allah’ın Resulü! O benim hakkıma çok riayetsizlik etti. Hakkımı helâl etmem, dedi.
Resulüllah Efendimiz:
— “Ey Bilâl! Eshâbı topla. Etraftan odun toplasınlar, Alkameyi yakacağız. Çünkü, annesi ondan razı değildir buyurdu.
Annesi:
Yâ Resulallah! Benim oğlumu, benim gözümün önünde mi yakacaksınız? Kalbim buna nasıl dayanabilir? dedi.
Resûlullah Efendimiz:
— Cehennem ateşi, dünya ateşinden çok daha kızgın ve yakıcıdır. Sen ondan razı olmadıkça, onun hiçbir taatı makbul değildir buyurdu.
Kadın feryat etti:
— Yâ Resulallah. Ben ondan razı oldum. Hakkımı ona helâl ettim, dedi ve eve gitti. Eve gidince; Alkamenin sesini duydu. Kelime-i şehadet söylüyordu. Dili açılmıştı. Aynı gün vefat etti. Resulüllah Efendimiz, cenaze namazını kıldırdı. Defnettiler.[2]
******************
Sayın Cumhurbaşkanını tarih yaptıkları hayırlarıyla, hayırla yad edecektir.
Ancak bunların en başında geleni ise; fakir fukara, garib gureba ve muhtaçların duasını almasıdır.
Dokuz milyona yaklaşan engellilerin hatta yurt dışında fakir ve muhtaç devletlere yapmış olduğu yardımlar O’nu muvaffak kılan en başta gelen sebeplerdendir.
Hatta hayvanların bile mal olaraktan çıkarılıp, can olarak değerlendirilmesiyle bütün bunlardan almış olduğu dua onu ayakta tutmakta, başarılı kılmaktadır.
Bilinmelidir ki, bu millete zulmeden asla ve asla ne dünyada ve ne de ahirette iflah olmaz.[3]
Dua alan felah bulur ve kurtuluşa erer ve de muvaffak olur.
MEHMET ÖZÇELİK
15-1-2022
[1] http://www.tesbitler.com/index.php?s=41+yasin
[2] Zehebi, el-Kebâir. 1,45. Daru’n-Nedvetil-Cedide, Beyrut, ty. https://m.turkiyegazetesi.com.tr/Genel/a379162.aspx
[3] http://www.tesbitler.com/2022/01/07/beddua-alan-zihniyet-iflah-olmaz/