DUYGULARIN KEŞFİ
DUYGULARIN KEŞFİ
Hayattaki tüm olumsuzluklar, olumlulukların ortaya çıkması içindir. Menfi olan şeyler müspet olan şeyleri tetiklemektedir.
Mesele, güzel görenin güzel düşünmesidir. Zira Güzel düşünen Hayatından lezzet alır. Hastalığı kaldırdığınız zaman hayatta her şey biter. Bilim biter. Üretim biter ve aynı zamanda hiçbir oluşum, icat, keşif, gayret, çaba kesinlikle olmaz.
Zira hiç hasta olmayacağını düşünen bir kimse; neden çalışsın, ev yapsın, evlensin, giyim sektörü oluşsun, Tıp, Eczacılık gibi eğitim birimleri ve okul okumaya neden ihtiyaç duyulsun?
Madem acıkmıyor ve hasta olmuyor, o halde hayatı devam ettirecek araçların oluşumu için neden bir çalışma içerisine gidilsin?
Her alanda örnekleri çoğalta bilirsiniz.
Bir hastalığın olmaması halinde hayat stabil adeta kabir hayatına dönmüş olacaktır.
Yardımlaşma, güzel huylar, destekleme ve bütün bu olumlu iyi şeyler devre dışı olmuş olur.
Aynı zamanda belgesellerde seyrettiğimiz bazı hayvanların, bazı hayvanları parçalaması insanlardaki olumlu duyguların oluşumuna sebeptir.
Sakın bununla onların yaptıklarının doğru olduğunu söylediğim çıkmasın. Zira zaten o hayvanların helal rızıkları, ölmüş hayvanların etleridir.
Aslında onlar akıl yönüyle sorumlu değiller ancak Allah’ın adaleti noktasından baktığınız zaman, onlar da haram olan yere gitmekte ve böylece dolaylı olarak kendisi bir Ceylan’ın yavrusunu parçaladığı gibi, bir Arslan da gelir o Çıta ve sairenin yavrusunu öldürür.
Bütün olumsuzluklara baktığımız zaman, bu perspektiften bakarak ve netice itibarıyla toprağın altındaki olumsuz olarak tohumu etkileyen yağmur, dolu ve yakıcı olan gübre, karanlık olan durum, toprağın basınç ve baskı durumu;
Neticede bahardaki onun bire yedi yüz derecesinde verim vermesini tetiklemektedir. Buna benzer hayattaki her türlü şeyler, olumsuz gibi görünen zahiri durumlar, olumlu şeyleri netice verir.
Mesela, eğer şeytan olmasaydı ve tüm olumlu olan şeylerin olmasını gerektirecek şeytanın olmamasından dolayı olmaması nasıl olurdu?
Mesela Peygamber olmayacak, Kitaplar olmayacak, Din olmayacak ve böylece Kur’an-ı Kerim olmayacaktı.
Hayatını dengeleyen, törpüleyen şeyler olmayacaktı. Böylece adeta insan her yönüyle, yontulması yönünde, Kemal’e ermesi yönünde olgunlaşması, Mevlana’nın ifadesiyle; Hamdım- Piştim- Yandım mânâsıyla tamamen olumlu yönde ki bu gelişimler olmayacak, hayat monoton olacaktı.
Evet dökülenler var. Kaybedenler var ama netice itibarıyla sonuca bakmalıdır.
Ehemmiyet kemiyette yani sayı çokluğunda değil, keyfiyette yani kalitededir.
Nitekim Hadiste;” İnsanlar madenler gibidir.” buyurulur.
Kimi kömür, kimi bakır, gümüş, altın ve elmastır.
Hepsi maden iken, değerleri farklıdır. Buda işlenmeleri, tinet ve yapıları itibariyledir.
-Bugün Corona tüm dünyayı tetikledi, ayağa kaldırdı, araştırma ve yardımı tahrik etti.
***************
Ruhlar; ruhlar aleminde bir ön inceleme ve ilk elemeden geçiriliyor.
‘Elestü bi Rabbiküm’ yani -Ey ruhlar Ben sizin Rabbiniz değil miyim yani Beni kendinize Rab olarak kabul ettiniz mi?
Bu dünyadaki şekillenmeler oradaki verilen cevap ve mukabele ile alakalıdır.
Buradaki dostluklar, oradaki dostluk ve yakınlığın tezahürüdür.
Tıpkı Hz. Alinin, ben oradaki toplantıyı hatırlıyorum derken, Abdullah adında bir zatında; Ben önümde, arkamda, sağımda ve solumdakini hatırlıyorum demektedir.
Efendimizin buradaki farkı, oradaki farkından kaynaklanmaktadır.
Ve de O Zattan sonrakilerin kıymet ve ehemmiyeti, ruhlar alemindeki gösterdikleri intibah, iştiyak, ihlas ve samimiyetleri nisbetinde tecelli ve tezahür etmektedir.
MEHMET ÖZÇELİK
25-01-2021