RUH BEDEN İZDİVACI
RUH BEDEN İZDİVACI
-Şu sonsuz alemde dünyamızın yeri, çöle atılmış bir kum tanesi ve okyanustaki bir damla gibidir.
Biz de dünya da aynen öyleyiz.
Ayette:” Gözler O’nu göremez; halbuki O, gözleri görür. O, eşyayı pek iyi bilen, her şeyden haberdar olandır.”En’am.103.
Kâinat O’nu kuşatıp ihata edemezken, O her şeyi idrak ve ihata etmektedir.
O zatı ve sıfatları yönüyle her şeyi muhittir.
Ulvi alemden gelip bu süfli alemde bedenle bir araya gelen ruh ve onun izdivacının sebebi; duyguların inbisat ve açılımı, talim ve terbiye ve en önemlisi talimi eşyadır.
Yani eşyanın isimlerinin öğrenilmesidir.
Yani bir anlık bütün bildiğimiz varlıkların isimlerinin olmadığını düşününüz!
Her şey anlamsızlaşacak ve bilinmeyecektir.
Adeta Padişah çocuğu olan ruh, çingene kızı misali olan bedenle izdivaç etmiştir.
Bu da tıpkı bilgisayar proğramlarının, bilgisayar kasası ve monitörüyle buluşması gibidir.
İkisi de birbirine muhtaç ve birbirini tamamlamaktadır.
Ruh deveci ise, beden de devedir.
Ruh devecisi beden devesine binerse nice çölleri aşar. Ancak Allah korusun beden devesi ruh devecisine binerse onu götüreceği yerler otlaklıklar ve uçurumlardır.
-Sanal ve manevi alemden gelen yüce ruhla, aşağı alemdeki değer olan bedenin izdivaç ve ortaklığı sonucu ruh gözle bu alemi gördü, kulakla işitti ve diğer organlarla faaliyetini sürdürdü.
-İnsanın kıymet ve değeri mensup olduğu yerin durumu ve kıymeti ile ölçülür. İnsan ise arkasında durduğu ve hizmetine koştuğu şeyin kıymeti ile ölçülür, kıymeti de odur.
Kıymeti ise o temsiliyeti, ona verilen kıymeti ile eşdeğerdir Herkes kendi kıymeti nisbetinde kendisini temsil ve rol alarak temsil eder, onu tercih eder.
-Şu boşlukta yüzen dünya gemisinde sahipsiz olmadığımız kesin ve başıboş olmadığımız gayet kesin ve aynı şekilde şu dünya çölüne atılıp da istediğimiz gibi, bir gözetim altında olmadığımız mümkün değil. Hesap sorulmayacağımız söz konusu değil, keyfi hareket etmeyeceğimiz ve bir gözetim ve bir denetim ve de bir kontrol altındayız. Başıboş değiliz, kimsesiz değiliz. Bir çöle atılmış da unutulmuş değiliz, kayıp değiliz.
Bir sahibimiz var. Bir sevk eden var. Bir irade ve idare eden var, bir yöneten var. Projeli bir yaşayış ve hayat içerisindeyiz. Seyri içerisindeyiz. Külli neticeleri veren, cüzi hareketler içerisindeyiz.
Cüzi irade külli iradeyi netice veriyor. Külli iradenin harekete getirdiği Cüzi irade ile türlü işlerin oluşumunun, meydana gelişinin birer dişlileriyiz?
İnsan ne istediğini ve kimin için istediğini bilmeli.
MEHMET ÖZÇELİK
23-11-2020