VARSA KENDİSİNİ GÖSTERSİN
VARSA KENDİSİNİ GÖSTERSİN
Kimyager olarak üniversiteyi bitirmiş ve bir kimyagerle de evlenmişti.
Zengin bir ailenin çocuğuydu. Maddi problemi hiç mi hiç yoktu.
Fakat maneviyatı mı?
Onu hiç sormayın…
Maneviyatı olmadığı gibi, bir de ateizmi vardı.
İnanmadığını söylüyordu.
Hanımını da büyük çapta kendisine benzetmişti.
Ancak hanımının biraz da olsa aileden gelen bir inancı vardı.
Denizlide bulunan kayın validesi kendisini sevmediği gibi, bir de kızardı.
Dünya ona gülüyor, o da dünyaya gülüyordu.
Ya ahiret?
Bir gün eşiyle anlaşarak kayın validesini ziyarete gideceklerdi.
Hanımı annesiyle tartışmamasını söyledi.
Beyi pek oralı olmadı.
Uşaktan Denizliye gitmeden önce eşiyle bir anlaşma yaptı;
Eğer gerçekten O varsa kendisini bize göstersin!!!
Bize bir işaret göstersin!!!
Hanımına dönerek; Eğer O kendisini gösterirse, ben senin gibi inanacağım, eğer bir işaret göstermezse, sen benim gibi ateist olacaksın!!!
Son model bir de mersedes almıştı.
Mersedesle Denizliye gittiler. Hiç bir işaret görmediler.
O kendilerine hiç bir işaret göstermemişti.
Veya kendisi öyle zannediyor veya kendisini uyandıracak çok sert bir işaret bekliyordu.
Uşağa dönüş yaptılar. 30 km-leri kalmıştı. Yol bomboş ve de çok güzeldi.
Yağmurda hafiften yağıyordu.
İşte ne olduysa o anda oldu;
Mersedesin tekerleri havada ters dönmüş vaziyette, tarlaya yuvarlanmıştı.
Havada iken aldığı mesajı hatırladı ve dile getirdi;
Evet Allahım işaret mesajını aldım.
Hem kendisine ve hem de arabasına pek bir şey olmamıştı.
Ancak mesaj ve işaret alınmıştı.
Hayatı değişmiş yani yoluna girmişti.
3 sene sonra bir çocukları dünyaya geldi.
Ancak çocuk özürlü idi.
Çocuğu için hanımıyla el birliği yapıp bir okul yaptılar.
Ondan fazla yurt yaptılar. Hayırlı işlerde bulundular.
Artık hayırda yarışmakta eşler birbirleriyle yarış halinde idiler.
Ve karar verdiler; Her sene birisi çocuğun yanında kalacak, diğeri hacca gidecekti.
28 yıldır bu durum devam etti.
Dört çocukları daha olmuş, dünya ve ahiret mutluluğunu yaşıyorlardı.
Yalnız şu var ki, Allah onları hiç unutmadı.
Ömürleri boyunca işaret gösterdi.
O işaretle yaşadılar.
-Aslında Allah hayatın her noktasında dağ gibi işaretleri, varlığının delillerini göstermekteydi.
İnsanın gözünü açmaması, görmek istememesi; gaflet-cehalet ve dalalet görmeye engel oluyordu.
**********************
Aslen hristiyandı.
Ancak yıllarca hep ateist yaşadı.
Bir gün kızı ölümcül bir hastalığa yakalanmıştı.
Doktorlar hiç bir ümidin olmadığını söylediler.
Artık yapılacak tüm sebepler devre dışı olmuştu.
Hayatında ilk defa yapmadığı bir şeyi yapmıştı;
Hastanenin ibadet edilen odasına girdi ve elini açarak;
Tanrım, eğer gerçekten varsan bana bir işaret göster.
İlk defa görmediği ancak her yerde ve her eserde görünen bir yaratıcıya müracaat etmişti.
Bu umut ve ümitle odadan çıktı ve koridora doğru yürümeye başladı.
Karşısından kendisine doğru gelen doktorlar sevinç içerisinde gülüyorlardı.
Daha onlar yaklaşmadan; Tanrım işareti aldım, gerçekten varmışsın, dedi.
Yanına gelen doktorlar kızının gözünü açtığını ve hayat belirtilerinin belirdiği müjdesini verdiler.
İsteyene ve de istemesini bilenlere her yerde trafik işaretlerinden daha açık olarak işaretler gayet çoklukla vardı.
MEHMET ÖZÇELİK
17-11-2018