KİRLİ TEŞKİLATLAR
KİRLİ TEŞKİLATLAR
7,5 milyar insanı 250 kişi, onları da 5 kişilik bir aile yönetmektedir.
Rothschildler, Rockefeller, Soros gibi.
Tıpkı dünyanın % 80 – ini % 20 si, % 20 sini de % 80 inin yemesi gibi.
Bu kirli teşkilatlar bunu sistematik olarak sürdürmektedirler.
-Bunlar Türkiyede olduğu gibi, ahtapot gibi dünyaya kolları piyon ve maşalarla dağılmaktadır.
-İlluminatinin önemli organlarından olan ve masonic geleneği uygulayan Cfr Türkiye de de faaliyet göstermektedir.
Sabık Cumhurbaşkanı Abdullah Gül 26 Eylül 2013 yılında New York dış ilişkilerde yaptığı konuşmasında bu teşkilat için;
“Konseye hitap etmek her zaman büyük memnuniyet uyandırıyor. Bu seçkin kurum, değerli uzmanları bir araya getiriyor ve bu da daha iyi bir gelecek için fikirler forumu oluyor.”
-Bilderberg üyelerinin büyük bölümü aynı zamanda masondur. Bir ikinci ortak özellikleri kurulu düzenin hep üst kademesinde yer alıyor olmalarıdır.
-Masonluk bunların üstünde öne çıkanıdır.
“Türk Mason dergisi Mimar Sinan’da ise, masonluğun Allah inancına olan sapkın bakışı şu şekilde tarif edilmiştir:
O halde mabedimizi tetkik edersek, kendimizi tetkik edersek “Kainatin Ulu Mimarina” gideriz. Ve görürüz ki, kainatin Ulu Mimari kendimizin içindedir.[1]
Bediüzzaman bunu belgeleriyle Türkiyede oynana oyunları ifşa ederek izah etmiştir.[2]
Kendi yayın organlarında da;”Yahudisiz hiç bir mason locası yoktur. Yahudi sinagoglarında hiç bir mezhep mevcut değildir. Orada masonlarda olduğu gibi yalnız semboller vardır. Bundan dolayıdır ki israil mabedi bizim tabii müttefikimizdir,derler.
–“Bir Mason Biraderinin itiraflarıdır :
Mason Localarının bilinen 33 balkonu olduğu zannedilmekle beraber, gerçekte 36 balkon vardır.
Süleyman Demirel buna bir örnektir. Geçmişte, şu anda ve gelecekte de birçok Başbakan, Dışişleri, İçişleri Bakanları ve Cumhurbaşkanları mason localarının 20 ci balkon törenlerinden geçmek mecburiyetindedir. Bu arada, bazı bilinen sanatçılar ve diğer bürokrasiyi temsil edenler (masonlar) de bu kurallara uymak durumundadırlar.[3]
-“1738’de masonluğa karşı bir Papa Emirnamesi yayınlandı… Buna göre, Papa, hiçbir ayırım yapmadan tüm masonların açıkça Kilise’ye zarar vermeye ve bu şekilde Hıristiyanları İsa’nın getirdiği doğrulardan mahrum etmeye çalıştıklarını ifade ediyordu.”[4]
Fakat, yasak olan masonluk, zamanla Vatikan’a sızmaya başladı. Vatikan tarihine bir bakmak bunu anlamak için yeterlidir:
“Vatikan Dış İşleri Bakanı Agostino Casaroli, mason.”[5]
“İtalyan masonluğu açıkça politika ve dinle bağlantılıdır.”[6]
“Masonluğun Roma Katolik Kilisesi’nde sempatizanları, hatta üyeleri vardı.”[7]
“1973’te Kiliseye bağlı olan ‘Kurtuluş Ordusu’ isimli kuruluş ile masonlar arasındaki bağlantı dikkatleri üzerine çekti. Aynı yıl 19 Haziran’da, Dini İşler Sorumlusu Baden Hickman Ordu’nun görevlilerin herhangi bir mason locasına girmelerini yasakladığını söyledi. Daha sonra yapılan araştırmalar sırasında İngiltere’de üç adet kilise mensupları için özel loca olduğu öğrenildi. Bu localar, Standora Locası 6820, The Lodge of Constant Trust 7347 ve Lubilate Locası 8561. Avustralya Melbourne’da da bir diğeri vardı: Haçlılar Locası…”[8]
“Aynı dönemde kendine ‘Anglo-Katolik’ sıfatını uygun gören biri “Masonluk Üzerine Bazı Yansımalar” adlı bir kitap yayınladı. Bu kitapta masonik faaliyetlerle ilgili geniş bilgi bulunmamakla beraber Fort Newlon, Lawrence, de Castello ve Woodford gibi mason rahiplerin çalışmalarına geniş yer verilmekteydi. Yazar, şöyle bir iddiada bulunuyordu: ‘Tehlike şudur ki, İsa’nın en büyük düşmanı kiliseyi yönetiyor’.”[9]
“Bir başka din adamı Dr. Cawthorne şöyle yakınıyordu: ‘Masonluk öğretisi açıkça anti-Hıristiyandır. Rica ediyorum artık hiçbir kilise mason locası olarak kullanılmasın’.”[10]
Grand Orient (Fransız Büyük Locası)-Vatikan bağlantısı, masonluğun Hıristiyan alemine ne derece sızdığını göstermektedir:
“Grand Orient, İngiltere Bankacılık kuruluşları ve uluslararası banker Meyer Amshel Rothschild tarafından finanse edilmiştir. Bugün Grand Orient; Trilateral Komisyonu, Bilderberg Grubu ve tüm dünyadaki sosyalist partilerle yakın ilişki içindedir. Bağlantıları Vatikan’a kadar uzanmıştır ve geçen seneler boyunca önde gelen Katolik Kilise mensuplarının anti-Hıristiyan Grand Orient’in gizli üyeleri olduğu söylenmiştir.”[11]
Vatikan’a Sızan Masonların Kara Para İlişkileri
“Im Namen Gottes?”adlı kitap yayınlandığında tüm Avrupa’da büyük yankı meydana getirdi.
“Vatikan şehrinin çevre duvarının etrafında bir tur yapılsa bir saatten fazla sürmez, ama Vatikan’ın servetini saymaya kalksalar, bu şüphesiz çok daha uzun sürer.”[12]
Vatikan’a 1978 yılında yeni bir papa seçildi: Papa I. Jean Paul. I. Jean Paul, biraz farklı bir papaydı. Vatikan’da bir şeyler döndüğünü hissediyordu. Papa seçilmeden bir süre önce Vatikan Bankası’nı, bu bankanın bağlantılarını araştırmaya başladı. Kardinalleri, piskoposları araştırdı. Sonuçta çok ilginç noktalara vardı. P2 Mason Locasının Vatikan’la bağlantılarını ve “Büyük Vatikan Locası”nı, bu locaya üye olan 121 kardinali, piskoposu ve rahibi keşfetti. Oysa masonluk asırlar öncesinden kilise tarafından “dinsizlik” olarak tanımlanmıştı. Bu sisteme engel olmaya çalıştı. Fakat papa seçildikten 33 gün sonra faili meçhul bir zehirlenme ile hayatını kaybetmesi, “tehlikeli” çalışmalarının sonu oldu.
“Papa I. Jean Paul’ün dikkati gizli, kanundışı olan ve çalışmayla gücü ve zenginliği birleştiren, İtalya’nın çevresine yayılan bir mason locası üzerine yoğunlaştı.
Bu locanın adı P2 idi. Bu loca Vatikan’a derinlemesine nüfuz etmişti. Papazlarla ve piskoposlarla ilişkisi ve bizzat kardinallerle bağlantısı vardı. Papa I. Jean Paul, P2’yi kilisenin vücudunda yaşayan ve yok edilmesi gereken zararlı bir virüs olarak gördü.”[13]
-Protestanlar; Hz. İsaya işkence eden yahudiler günahkadırlar bu erdeme sahip olamazlar. “,
Katolik yahudiler ise; Hz İsa bizdendir ve ancak O bizi kurtarmaya gelecektir. Hz. İsanın kurtarma listesi 144 000 ile sınırlı olduğundan bundan ancak iyi yahudiler faydalanabilecekler diye birbirini ekarte etmekle uğraşmaktadırlar.”
“Protestanlık faizi reddeden katoliklere karşı faizi serbest bırakıyor, ‘Ahiretten’ çok bu dünya ile ilgili düzenlemelere vurgu yapıyor,çalışmayı,ticareti ve üretimi kutsuyordu.”
Netice; İnsanları ve insanlığı bozan bu kirli teşkilatlar, o insanların beslendikleri kaynak olan dinleri de kirletmiş ve bu yolda çalışmışlardır.
MEHMET ÖZÇELİK
25-02-2018
[1] Mimar Sinan Dergisi Yil; 25 Sayi: 27-28 Sf:40.
[2] http://www.risaleinurenstitusu.org/kulliyat/emirdag-lahikasi/nihai-vesika/277
[3] http://ahmetdursun374.blogcu.com/mason-mason-un-aci-gozyaslari-ve-itiraflari/632601
[4] Ars Quator Coronatorum, Transactions of Quatuor Coronati Lodge, no. 2076, Cyril M. Batham, sf.2.
[5] La Trilaterale et Les Secrets du Mondialisme, Yann Moncomble, sf.138.
[6] The Brotherhood, Stephen Knight, sf.270.
[7] The Brotherhood, Stephen Knight, sf.247.
[8] Ars Quator Coronatorum, Transactions of Quatuor Coronati Lodge, no. 2076, sf.5.
[9] Ars Quator Coronatorum, Transactions of Quatuor Coronati Lodge, no. 2076, sf.5.
[10] Ars Quator Coronatorum, Transactions of Quatuor Coronati Lodge, no. 2076, sf.17.
[11] The Spotlight, 4 Ocak 1993.
[12] Im Namen Gottes?, David A. Yallop, sf. 130.
[13] Im Namen Gottes?, David A. Yallop, sf.13.