VECİZ SÖZLER
VECİZ SÖZLER
Hz.Ali veciz ifadelerinde;
“İlim bir nokta idi, onu cahiller çoğalttı”
“Kâinat Kur’ân’dadır, Kur’ân Fâtiha’dadır, Fatiha Besmelededir, Besmele B’de, B ise noktadadır.”
”Ba Harfi” nin altındaki nokta benim”
“Ben ilmin şehriyim, Ali de onun kapısıdır.”(Hadis)
“Ben gizli bir hazine idim ve mahlukatı yarattım ta ki kendimi (o mahlukat aynasında göreyim)bileyim ve bildireyim.”(Hadis-i Kudsi)
“Ben cinleri ve insanları yalnız beni tanıyıp kulluk etsinler diye yarattım”[1]
Maddenin ağır bastığı, hayatın yoğunlaştığı şu asrımızda; insanların fikir ve yaşayışlarında da bir dağınıklık görülmektedir.
İnsanlık böyle bir durumda kaybolmamak ve kaybetmemek için toplanmaya ve toparlanmaya hızla yönelmesi gerekmektedir.
Okyanuslarda yüzüp keşifler yapan insanlık, kendi noktasından ve damlasından habersiz olarak yaşamaktadır. Bir an evvel noktasına ve damlasına dönmesi gerekmektedir. Zira noktayla başlayan hayat, tekrar bir noktada noktalanmakta ve sonlanmaktadır.
Kaynağından çıkan damlanın tekrar kaynağına dönmesi gibi, insan oğlu da tekrar kendi kaynağına dönmesi, kendi iç keşfini gerçekleştirmesi gerekmektedir.
“Nefsini bilen Rabbini bilir.” hakikatı insanın özünde saklıdır.
İnsanın keşfi ve de bir insanın kendisini anlaması, insanlığın okyanusları ve Amerika kıtasını keşfinden daha önemli ve önceliklidir.
Özellikle fikri dağınık bu asırda ‘Özlü Sözler’ ilaç gibi toparlayıcı bir etki yapmaktadır.
Asırları özetleyen asrımızda, sözlerinde özetlenmesi bir zaruret ve bir ihtiyaçtır.
Her bir cümle de insanın bulunduğu halden çıkması için bir kapı, bakıp görmesi için bir penceredir.
Özünden uzaklaşan insanlığa özlü sözler, güzel sözlerdir.
Hayat kavanozunda yeşeren ve yetişen insan oğlu, hayatın ince süzgeçlerinden süzülerek, Mevlana’nın deyimiyle;’ Hamdım- Piştim- Yandım’ hakikatını gerçekleştirmek amacıyla bir çok işlemlerden geçirilmekteyiz.
Tıpkı madenin bir çok aşamalardan geçtikten sonra; altın, gümüş, bakır ve kömür olarak ayrıştırılması gibi…
İşte bu noktada; Bazen bir cümle insanın hidayetine vesile olduğu gibi, bazen bir kelime ve cümle onun sapıklığa düşmesine de sebeb olmaktadır.
Bazen bir söz bir hayatın özüdür. Bazen bir söz büyük bir musibet, yenilgi ve başarının sonucunda söylenmiştir. Bazen bir söz bir ırkı, bir milleti, bir inancı ve büyük bir fikri temsil eder, bayraklaştırır.
Özlü sözler, insanlığın özünün sözleridir.
Hayatın meyvesidir.
Hz.Ali: ”Eğer gayb alemi açılsa, yakînim –inancım- ziyadeleşmeyecek.” buyurur.
Hz. Ali burada özünü dillendirmektedir . Özde bir, tek ve O vardır.
Herkeste bu mâna ve hakikat mevcuttur.
Hz. Ali diğer bir çok İslâm Alimleri gibi, çokça eser vermiş bir zat değildir.
Ancak söylediği özlü sözler asırlara hükmetmekte ve aydınlatmaktadır.
Evet.. sözün güzelliği kısalığındadır.
Kısa ve veciz ifade edemeyen uzatır veya anlamayan uzattırır.
Kur’an-ı Kerim-in takip ettiği yolda budur. Her asrın anlayabileceği şekilde beyanda bulunur.
Kısa söyler tâ ki uzun olsun…
Yazılan ve söylenen özlü sözlerin hayatımızı aydınlatması temennisiyle…
Mehmet ÖZÇELİK
25-10-2008
[1] Zariyat, 51/56.