ALLAHI GÖRMİYECEKLER
ALLAHI GÖRMİYECEKLER
-“Yüzler vardır ki, o gün ışıl ışıl parıldayacaktır. Rablerine bakacaklardır (O’nu göreceklerdir).”[1]
– “İyi ve yararlı işler yapmakta devamlı ve kararlı olanlara karşılık olarak iyisi ve ondan daha fazlası vardır.”[2]
-“O gün yalanlayanların; hesap ve ceza gününü yalanlayanların vay hâline!
Onu, ancak her azgın, günahkâr kimse inkâr eder.
Ona âyetlerimiz okununca, “Eskilerin masalları” der.
Hayır, hayır! Doğrusu onların kazanmakta oldukları kalplerini paslandırmıştır.
Hayır, şüphesiz onlar, kıyamet günü Rablerini görmekten mahrum bırakılacaklardır.”[3]
Yukarıda sayılan özelliklere sahip olan insanlara; hesap gününü yalanladıkları, ayetlere masal dedikleri, bu günahları sebebiyle kalpleri paslananlar Rablerini görmekten mahrum bırakılacaklardır.
– Hz. Cabir İbnu Abdillah (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
“Cennet ehli nimetler arasında yaşarken onlar için bir nur parlar. Onlar derhal başlarını kaldırırlar. Rab Teala’yı başlarının üstünde kendilerine yaklaşmış ve: “Ey cennet ehli, sizlere selam olsun!” dediğini görürler.
Rab Teala onlara, onlar da Rab Teala’ya bakarlar. O’na baktıkları müddetçe etraflarındaki cennet nimetlerinden hiçbirine iltifat etmezler. Bu hal onların nazarında Rabb Teala hicaba bürününceye kadar devam eder. Rab Teala hicaba bürünür, fakat Allah’ın nuru ve bereketi cennet ehlinin üzerinde ve makamlarında baki kalır.”[4]
-Allah-ı görmekten mahrum olmak demek, bir yavrunun annesini kaybetmesi demektir.
Allah-ı görmekten mahrum olmak demek, Sahipsiz kalmak demektir.
Allah-ı görmekten mahrum olmak demek, cehennemin de üzerinde katmerli bir cehennemdir.
Allah-ı görmekten mahrum olmak demek, katrilyonlarca cehennemin azabından daha dehşetli bir azabtır.
Hadis-i Kudsi de;” Kulum beni basıl bilirse, ona öyle muamelede bulunurum.”
Allah-ı bilmeyen ve tekrar O’nunla buluşacağını düşünmeyen bir insanın böyle bir şeyi taleb etmesi söz konusu değildir.
Hakkı da değildir.
-Cennetin üzerinde en büyük cennet ise, kişinin orada Rabbisini görmesidir.
Zira gönüller ancak O’nunla ve O’nu görmekle tatmin olurlar.
“Dünyanın bin sene mesudâne hayatı, bir saat hayatına mukabil gelmeyen Cennet hayatının ve o Cennet hayatının dahi bin senesi, bir saat rüyet-i cemâline (Cenab-ı Hakkın Cemalini görmeye) mukabil gelmeyen bir Cemîl-i Zülcelâlin daire-i rahmetine ve mertebe-i huzuruna gidiyorsun.”[5]
Hatta tabiri caizse; ebedi olup, ebede namzed olan ve de sürekli android telefon gibi sürekli güncellenen şu insan, Rabbisini bir kere görmekle de tatmin olmayacak ve de yeter demeyecektir.
Hadiste de belirtildiği gibi; kişi her hafta Rabbisini görecek, o görmenin kendisinde meydana getirdiği değişimden dolayı, neredeyse eşler birbirlerini tanıyamayacaktır.
MEHMET ÖZÇELİK
[1] Kıyamet, 75/22-23. Bak. http://www.tesbitler.com/2015/01/01/a-h-i-r-e-t-a-h-v-a-l-i/
[2] Yunus sûresi: 26.
[3] MUTAFFİFİN.10-15.
[4] http://www.sorularlaislamiyet.com/article/14498/allah-i-her-gun-gormek-cennette-mumkun-mudur-hangi-derecede-olmamiz-lazim-allah-i-her-gun-gormek-icin.html
[5] 20. Mektub. 11.Kelime.