L A V L A R
L A V L A R
Taşları,kayaları,sert olan her şeyi eriten lavlar;cehennemi hatırlatır. Harika ve ibretlerle dolu,su gibi eşyanın eriyişi ve akışı…
Eşya;emir ve nehye göre şekil almada,ona göre işlemektedir.
Emirle zerre,küreyi taşır…Nehiyle cehennem de olsa yakmaz. İbrahimi yakmayan ateş,aynı nehiyle hiçbir şeyi yakmaz. Zira kanunun kuvveti,kanun koyucudan gelmektedir. O kanun kaldırıldığında,kanunun fonksiyonu da kalkar. Bir tesir icra etmez. Eski ve eskiyen,eskimiş bir kanun olur.
O emir ve iradeyle küre zerreye sığar,zerre küreyi taşır..biri küçülür büyüklüğüyle beraber,diğeri büyür küçüklüğüyle beraber…
Çünkü bu ve buna benzer şeyler nisbidir,nisbet ile bilinir,küçülür-büyür,artar veya eksilir. Bu durum her şeyde ve her yerde görülür.
Basit şeyde harikalık,büyük şeyde cansızlık…
Her şey emir ve nehiyle her şey olur,her şey bir şey,bir şeyde her şey olduğu gibi… Ona yollar açılır,zaman ve zemin kalmaz,kalkar.
Allah;kainattaki,varlıklardaki işleri emir ve nehiyle yapmaktadır. Biri irade ve kudretinden çıkan kanunlarla –cansız ve hayvan gibi- varlıklarda cereyan edip devam ederken;diğeri de kelamından çıkan suhuf ve kitaplar yoluyla beşere,şuurlu varlıklara emir ve nehiyle gerçekleşir.
Her şey zincirleme olarak,silsile halinde cereyan eder. Suyun akışı gibi akar..çarkları döner,çarkları döndürür,netice ve ürün aldırılır onlara…
Eşya;sebeb silsilesine zincirleme olarak,üzüm salkımı gibi takılır.
Elbetteki mesele takılmışlıktan ziyade takanda ve onun takmasında aranmalıdır.
Kim takmış? Neyi yakmış? Nereye takmış? Neden ve Niçin takmış? Ne istemekte? Neyi beklemektedir? Kime neyi? Kimin için takmıştır? demeli ve düşünmelidir…
20-4-1998
MEHMET ÖZÇELİK