Bizlerdeki en büyük eksiklik cesaret
Bizlerdeki en büyük eksiklik cesaret
Eğtimci-Yazar Mehmet Özçelik Risale-i Nur ve Medya sorularımızı cevapladı
Risale-i Nur’un medya (televizyon, radyo, yazılı basın, internet) kanalları aracılığı ile duyurulması, anlatılması, konuşulması ve tartışılması için uygun kişi ve uygun dil, yakışır üslûb konusundaki düşünceleriniz…
Makam ve Muhatap gözetilmeli, seçilmeli, muhatabın tavrı göz önünde bulundurulmalı, ancak bu taviz verme anlamına olmamalı.
TV, Radyo, gazete, kitap ve dergi yayıncılığı dışında alternatif yayın araçları konusunda neler söylenebilir?
Kısa kısa sesli ve görüntülü hadis-veciz sözler, konulu ayet ve hadisler -40 hadis- sesli ve görüntülü alan gayet bakir bir alandır, doldurulmalı. Video yapımına gidilmeli.
Bugün bütün dünyanın kullandığı en etkili iletişim araçları ve aygıtları nelerdir? Biz bunları ne kadar kullanabiliyoruz?
Tv. Aile ve yolcular için radyo, yeni yeni ve gayet az, hele hele yabancı dilde tam yetersiziz.
Risale-i Nurun iletişim dili konusundaki düşünceleriniz?
Herkesin bulabileceği mutlaka bir kapı ve mana bulunmaktadır. Rahatlıkla herkes bir vesile ile kendisini onda bulabilir. Öyle ki bizi açmayan bir husus, başkası için bulunmaz bir hakikat olur.
Mevcut medya organları –özellikle televizyon kanalları- üzerinden Risale-i Nur’un tanıtımı nasıl yapılabilir?
Aslında birikim ve yapılan proğram çok. Birileri bütün bunları bir havuzda toplayıp, gerekli yerleri desteklerse daha külli bir netice alınabilir.
Televizyon programcılığında karizmatik ve medyatik isimlerin daha etkili olduğu göz önünde bulundurulursa mevcut potansiyelimiz ile tanıtım ne düzeyde yapılabilir?
Aslında ümitsizliğe kapılmaya gerek yok. Bizlerdeki en büyük eksiklik cesaret. Başkası beş kuruşluk malını bin liraya satarken, biz bin liralık değerimizi on kuruşa satmakta zorlanıyor veya korkuyoruz. Birikimimiz çok, cesaretlendirmeli ve cemaat halinde yürütmeli.
Bilim adamı, gazeteci, sanatçı, yazar gibi mesleklerinde tanınmış isimlerimiz ile televizyon yayımcılığı konusunda harekete geçmemizin zamanı gelmiş midir?
Evet. Nitekim ben ulusal tv asu’da telefon bağlantısı ile bunu sürdürüyorum. Gizli kalmış cevherleri açığa çıkarmaya, teşvike çalışıyorum. Bu isimler belirlenip, zorlada olsa katılımları sağlanmalı.
Nur hareketinin kendi medyası olacaksa bunun alt yapısı nasıl oluşturulabilir? Cemaati kanallar mı olmalı yoksa cemaatler üstü bir anlayışla yeni bir yapılanmaya doğru gidilmeli? Tamamen özel girişimciler eliyle yürütülecek işlere destek mi verilmeli?
Cemaatler üstü olmalı, bu iş birazda istek, kabiliyet işi. Herkese hitab etmeli.
Risale-i Nur’u ne tür programlar ve formatlar aracılığı ile ekrana taşımalıyız?
Her türlü, hikayeler-ibretler-hatıralar. Hepsi de gider. Gündem de takip edilmeli. Gerektiğinde gündem oluşturmalı.
Toplum neyi niçin seyrediyor? Bizi niçin ve nasıl seyretmeli?
Farklılıkları sürekli arıyor. Mesela, sırlı ve gizli, duyulmamış olaylar, kıyamet, gerektiğinde konuşulamayanları konuşmakla, yıkmadan ve dağıtmadan.
Risale-i Nur camiasına yakın/uzak TV kanalları ile ilişki kurma ve irtibata geçme konusunda ne gibi çalışmalar yapılabilir?
Ben şu anda dost bir tv’deyim, daha öncede dost bir radyoda idim, her boşluğu değerlendirmeli. Gerekirse her sunulan yerde proğram yapılmalı.
Medyanın gündemine Risale-i Nur’u taşımak için yapılması gereken uygun sosyal ve kültürel faaliyetler nelerdir? Bu faaliyetler ile medyayı buluşturma konusunda neler yapılabilir?
Gençlerle baş başa, çocukların dünyası, tefekkür dünyası, belgeseller, kainattan halıkını soran seyyah, ibret, dersler….
Risale-i Nur yayıncılığı yapanlar için yayın standartları ortaya koymak istense, önerileriniz ne olacaktır?
Herkes taşın altına elini koymalı. Münferid hareket etmemeli, herkes kendine düşeni yapmalı ve en önemlisi görev taksimatı zengin içerikli olarak yapılmalıdır.
Sizce Risale-i Nurları tanıtmada en etkili araçlar nelerdir? İlk üç tanesini belirtir misiniz?
Videolar, çocuk hikayeleri, sesli hadis veya ayetler-vecizeler.
Yerel, bölgesel, ülke çapında ve uluslar arası platformlarda Risale-i Nur yayınlarına bakıldığında, Cemaatlerin durumu nasıl gözükmektedir?
Tam bir sahiplenme yok. Kendi haline bırakılmış, yapandan Allah razı olsun denilip sadece memnuniyette kalınmakta, destek yetersiz kalmaktadır. Kabiliyetler bulunup değerlendirmeli.