HAFA TOPRAĞI

HAFA TOPRAĞI[1]

 

“Meziyetin varsa hafâ türâbında kalsın, ta neşvünema bulsun”

Bu ifade, kişinin meziyetlerini (yeteneklerini, erdemlerini) öne çıkarmaktan çok, onları tevazu ile gizlemesi gerektiğini ve bu şekilde gerçek bir olgunluğa erişeceğini anlatan derin bir hikmet barındırır. İfadedeki anlamı şu şekilde açıklayabiliriz:

1. “Hafâ türâbında kalsın”:
Meziyetlerin, yeteneklerin veya üstün niteliklerin, tıpkı bir tohumun toprak altında saklanması gibi tevazu içinde gizlenmesini önerir. Tohum nasıl ki toprağın derinliklerinde saklanırsa, insanın meziyetleri de kibirden ve gösterişten uzak bir şekilde saklanmalıdır.

2. “Ta neşvünema bulsun”:
Tohum toprağın altında saklı kaldığı sürece büyür ve yeşerir. Aynı şekilde, insanın yetenekleri de gösterişten uzak durduğunda olgunlaşır, gerçek değerini bulur ve fayda sağlar.

Hikmet Boyutu:

Bu söz, İslam ahlakında sıkça vurgulanan tevazu erdemini ve gösterişten uzak bir şekilde yaşama anlayışını temsil eder. Meziyetlerin gösteriş için ortaya konulması, genellikle kalıcı olmayan bir etki bırakırken, gizli kalan ve özünü koruyan meziyetler zamanla daha sağlam bir şekilde yeşerir ve insanlığa faydalı hale gelir.

Kaynak ve Kullanımı:

Bu söz, tasavvufi metinlerde veya hikmetli öğütlerde sıkça karşılaşılan bir anlama sahiptir. Özellikle ahlak ve kişisel gelişim konusunda hikmetli bir uyarı olarak kullanılabilir. Bu tarz ifadeler genellikle Şeyh Sadi’nin Gülistan veya Mevlana’nın Mesnevi gibi klasik eserlerinde de benzer anlamlarla yer bulur.

@@@@@@@@

[1] https://www.youtube.com/watch?v=j9DPtsfLuaY




MANA-YI HARFİ VE MANA-YI İSMİ

MANA-YI HARFİ VE MANA-YI İSMİ[1]

 

Risale-i Nur Külliyatı’nda Manayı Harfi ve Manayı ismi ve mukayesesi.


Risale-i Nur Külliyatı’nda “mana-yı harfi” ve “mana-yı ismi” kavramları, Said Nursî’nin düşünce sisteminde önemli bir yer tutar ve kâinatın, varlıkların ve olayların nasıl anlaşılması gerektiği konusunda temel bir yöntem sunar. Bu kavramlar, varlıklar üzerinden Allah’ın varlığını ve isimlerini tanımayı amaçlayan bir bakış açısını ifade eder.

Mana-yı Harfi ve Mana-yı İsmi Tanımları

1. Mana-yı Harfi:
Bir şeyin kendisiyle değil, işaret ettiği anlamlarla veya kendisinden başkasını gösteren yönleriyle anlaşılmasıdır. Mana-yı harfi, bir varlığı veya olayı, Allah’ın isim ve sıfatlarının bir tecellisi olarak okumaktır. Yani bir varlık, yaratıcıyı tanıtan bir “harf” gibidir. Bu anlayışta, kâinat bir kitap gibidir ve her şey Allah’a işaret eden bir delildir.

Örneğin: Güneşe bakarken, onun yalnızca fiziksel özelliklerini değil, Allah’ın “Nur”, “Rahman” ve “Rezzak” gibi isimlerini nasıl tecelli ettirdiğini düşünmek mana-yı harfiyle bakmaktır. Güneş, Allah’ın kudretinin ve rahmetinin bir işaretidir.

2. Mana-yı İsmi:
Bir şeyin sadece kendisine odaklanarak anlamlandırılmasıdır. Bu bakış açısında, bir varlık ya da olay yalnızca kendi varlığı ve özellikleriyle değerlendirilir. Yani, o varlığın Allah ile olan bağı göz ardı edilir. Mana-yı ismi, varlığı bağımsız, kendi başına bir anlam taşıyan bir şey gibi görmektir.

Örneğin: Güneşe yalnızca fiziksel bir nesne olarak bakıp, onun ışığını, ısısını ve maddi özelliklerini incelemek ama onu Allah’ın yaratması olarak görmemek mana-yı ismiyle bakmaktır.

Mukayese

Risale-i Nur’daki Temel Yaklaşımlar

Said Nursî, mana-yı harfi ile bakmayı, bir Müslüman’ın kainata yaklaşımında temel bir yöntem olarak önerir. Şu şekilde ifade eder:

Kâinatın Allah’ın bir kitabı olduğu: Said Nursî, kainatın, Allah’ın isim ve sıfatlarının tecellilerinden oluştuğunu ve her şeyin Allah’a işaret ettiğini belirtir. Mana-yı harfiyle bakıldığında, her varlık ve olay, Allah’ın varlığını ve birliğini tasdik eden birer delil haline gelir.
Mana-yı ismi tehlikesi: Mana-yı ismiyle bakmak, insanı gaflete ve Allah’ı unutmaya sevk eder. Bu bakış açısı, insanı sadece dünya ile sınırlı bir anlayışa götürür. Nursî, mana-yı ismiyle bakışın materyalizmi ve inkârı beslediğini ifade eder.

İnsan ve tefekkür: İnsan, kendi yaratılışına da mana-yı harfiyle bakmalıdır. Kendi varlığına Allah’ın bir eseri olarak baktığında, varlığının anlamını ve sorumluluklarını daha iyi kavrayabilir.

Sonuç

Mana-yı harfi ve mana-yı ismi kavramları, varlıklar ve olaylara bakışımızı şekillendiren iki farklı anlayışı temsil eder. Risale-i Nur, mana-yı harfiyle bakmayı, Allah’ı tanımanın ve tevhidi idrak etmenin bir anahtarı olarak sunar. Said Nursî’ye göre, mana-yı harfiyle bakmak hem dünyada hem ahirette huzurun ve kurtuluşun yoludur.

@@@@@@@@

Elbette, Risale-i Nur Külliyatı’nda manayı harfi ve manayı ismi kavramları oldukça önemli bir yere sahiptir. İşte bu kavramlarla ilgili bazı cümleler ve açıklamalar:
* “Cenâb-ı Hakk’ın masivasına yani kâinata mana-yı harfiyle ve Onun hesabına bakmak lâzımdır. Mana-yı ismiyle ve esbab hesabına bakmak hatadır.” Bu cümle, her şeyin Allah’ın bir eseri olduğunu ve her şeye O’nun gözüyle bakmamız gerektiğini ifade eder. Manayı harfiyle bakmak, bir nesnede Allah’ın isimlerini ve sanatını görmek demektir. Manayı ismiyle bakmak ise, nesneye kendi başına bir değer atfetmek ve Allah’ı göz ardı etmektir.
* “Mânâ-yı harfî, kastî hükümlere mahkûm-u aleyh olamaz. Ve o mânâ-yı harfînin inceliklerine tetkikat yapılamaz. Fakat mânâ-yı ismi, sâdık, kâzip her hükme mahal olur.” Bu cümle ise, manayı harfinin Allah’ın takdirine bağlı olduğunu ve insanın müdahale edemeyeceği bir alan olduğunu belirtir. Manayı ismi ise, insanın kendi zihninde oluşturduğu ve değişebilen bir kavramdır.
* “Mânâ-yı harfi: Başkasının mânasını göstermek, başkasının bilinmesine hizmet etmek. Mana-yı harfi: Mahlûkata ve bütün kâinata Allah hesabına ve O’nun sanatı ve eseri nazarı ile bakmaktır.” Bu cümleler, manayı harfinin asıl amacının Allah’ı tanımak olduğunu ve her şeyin O’na işaret ettiğini vurgular.
Manayı Harfi ve Manayı İsmi Ne Demektir?
* Manayı Harfi: Bir şeye Allah’ın eseri gözüyle bakmak, o şeyde Allah’ın isimlerini ve sanatını görmektir. Örneğin, bir çiçeğe bakarken sadece güzelliğini değil, Allah’ın yaratma sanatını da görmek manayı harfidir.
* Manayı İsmi: Bir şeye kendi başına bir değer atfetmek, onu Allah’tan ayrı bir varlık gibi görmektir. Örneğin, bir çiçeğe sadece güzelliği için değer vermek ve Allah’ı unutmak manayı ismidir.
Neden Manayı Harfiyle Bakmak Önemlidir?
* Allah’ı tanımak: Manayı harfiyle bakmak, Allah’ın isimlerini ve sanatını görerek O’nu daha iyi tanımamızı sağlar.
* Şükür: Her şeyin Allah’ın bir lütfu olduğunu anlayarak şükür duygusunu artırır.
* İmanımızı güçlendirmek: İmanımızı zayıflatan şüphe ve vesveseleri gidererek imanımızı güçlendirir.
* Hayata anlam katmak: Hayata bir amaç ve anlam kazandırır.
Özetle, Risale-i Nur Külliyatı, manayı harfi ve manayı ismi kavramlarını kullanarak bize her şeye Allah’ın gözüyle bakmamız gerektiğini öğretir. Bu sayede hem Allah’ı daha iyi tanırız hem de hayata daha anlamlı bir bakış açısı kazanırız.

@@@@@@@

“Allah Âdem’e bütün isimleri, öğretti.” Bakara. 31. Ayetini mana-yı ismi ve mana-yı harfi yönüyle açıklar mısın?

Mesele,eşyanın isimlerinden Allah’ın isimlerine intikaldir.

Bakara Suresi’nin 31. ayeti olan “Allah Âdem’e bütün isimleri öğretti.” ifadesi, hem mana-yı harfi hem de mana-yı ismi açısından derin anlamlar taşır. Bu ayetin bu iki farklı bakış açısıyla açıklaması şu şekilde yapılabilir:

Mana-yı İsmi ile Açıklama

Mana-yı ismiyle bakıldığında, bu ayete yüzeysel ve sınırlı bir anlam yüklenir. Burada “isimler,” sadece eşyaların adlandırılması olarak anlaşılır ve olay, yalnızca insanın zihinsel kapasitesi ve bilgi birikimiyle ilişkilendirilir. Bu bakış açısında:

1. İsimler: Maddi dünyadaki varlıkların adları, kategorileri veya tarif edilen şeyler olarak değerlendirilir. Örneğin, “dağ,” “deniz,” “güneş” gibi kavramlar, insanın zihin gücüyle öğrenip isimlendirdiği şeyler olarak kabul edilir.

2. İnsanın üstünlüğü: Bu ayet, insanın diğer varlıklardan üstünlüğünü, bilgi edinme ve öğrenme kapasitesiyle ilişkilendirir. Ancak bu üstünlük sadece beşeri bir meziyet gibi görünür.

3. Allah’a işaret göz ardı edilir: Burada öğretilen “isimler” ve Âdem’e verilen bilgi, yalnızca Âdem’in bir yeteneği veya ayrıcalığı olarak anlaşılır, Allah’ın bu öğretişteki ilahi muradı ve hikmeti göz ardı edilebilir.

Sonuç olarak mana-yı ismiyle bakış, insan merkezli ve Allah bağlantısını eksik bırakan bir yorumdur. Bu bakış açısı, ayetin derinliklerini ve tevhid hakikatini anlamaktan uzak kalır.

Mana-yı Harfi ile Açıklama

Mana-yı harfiyle bakıldığında, bu ayet, Allah’ın kudretini, hikmetini ve insana verdiği özel bir emaneti açıkça gösterir. Bu bakış açısında “isimler” çok daha geniş ve derin anlamlar taşır. Burada:

1. İsimler Allah’a işaret eder: İsimler, sadece eşyanın adlandırılması değil, Allah’ın bütün isim ve sıfatlarının tecellilerini anlamayı içerir. Allah, Âdem’e “isimleri öğretmekle,” varlıkların hakikatini ve her şeyin Yaratıcıya işaret eden yönlerini tanıma kabiliyeti vermiştir.

Örneğin: Dağa “dağ” demek yeterli değildir; dağın Allah’ın “Celal,” “Cemal” ve “Kayyum” gibi isimlerini nasıl yansıttığını anlamak gerekir.

2. İnsanın halifeliği: Âdem’in üstünlüğü, yalnızca bilgi sahibi olması değil, Allah’ın isimlerini tanıyıp onların kainattaki tecellilerini keşfetme kabiliyetine dayanır. Bu, insanın yeryüzünde Allah’ın halifesi olmasının temelidir. İnsanın bilgisi, Allah’a işaret eden bir bilgi olmalıdır.

Örneğin: İnsan, Allah’ın “Rezzak” ismini bilip kainatta rızık kaynaklarını keşfederek, bu isimle amel eder.

3. Varlıkların hakikati okunur: Mana-yı harfiyle bakıldığında, ayet, Allah’ın insanı yaratmasının ve ona bilgi vermesinin, kainatı anlama ve Yaratıcıyı tanıma amacı taşıdığını gösterir. Her şeyin anlamı, Allah’a işaret eden birer harf olmasıyla anlaşılır. Âdem’e öğretilen isimler, bu hakikati okumayı mümkün kılar.

Sonuç olarak mana-yı harfiyle bu ayet, insana verilen bilginin, yalnızca beşeri bir meziyet olmadığını; Allah’ın büyüklüğünü, ilmini ve insana yüklediği sorumluluğu hatırlattığını vurgular.

Mukayese

Sonuç

Bu ayet mana-yı harfiyle okunduğunda, insanın yaratılış gayesi ve kainattaki sorumluluğu daha net anlaşılır. Allah, Âdem’e isimleri öğretmekle ona varlıkların hakikatini anlama ve Yaratıcıyı tanıma kabiliyeti vermiştir. Bu da insanın dünyaya gelişindeki en büyük gayelerden biri olan Allah’ı tanıma ve kulluk etme sorumluluğunu hatırlatır.

@@@@@@@#

Bakara Suresi 31. Ayet ve Mana-yı İsmi ile Mana-yı Harfi Açıklaması
“Allah, Âdem’e bütün isimleri öğretti.” (Bakara Suresi, 31. Ayet) ayeti, İslam teolojisinde sıkça tartışılan ve farklı yorumlara konu olan ayetlerden biridir. Özellikle “tüm isimler” ifadesi, Allah’ın isimleriyle insanın isimleri arasındaki ilişki, bilgi kavramı ve insanın evrendeki yeri gibi konularda geniş bir tartışma alanı açmaktadır. Bu ayete mana-yı ismi ve mana-yı harfi açısından yaklaşmak, daha derin bir anlayışa ulaşmamızı sağlayabilir.
Mana-yı İsmi Açısından
* Literal Anlayış: Bu yaklaşımda ayet, Allah’ın Âdem’e bütün varlıkların isimlerini öğrettiği şeklinde anlaşılır. Yani Âdem, her bir varlığın özel ismini bilir hale gelmiştir.
* Sınırlı Anlayış: Bazı yorumcular ise “tüm isimler” ifadesini, sadece o dönemde var olan varlıkların isimleriyle sınırlı tutarlar.
* Sembolik Anlayış: Bu yaklaşımda ise “tüm isimler” ifadesi, Allah’ın bütün sıfat ve isimlerine dair bir bilgiye işaret eder. Yani Âdem, Allah’ın isimlerini bilme potansiyeline sahip olarak yaratılmıştır.
Mana-yi Harfi Açısından
* Allah’ın Bilgisiyle İlişki: “Tüm isimler” ifadesi, Allah’ın ilminin sonsuzluğuna ve her şeyi kuşatan bilgisine işaret eder. Âdem’e bu isimlerin öğretilmesi, insanın Allah’ın ilmiyle bir bağlantısı olduğunu gösterir.
* İnsan Bilgisinin Kaynağı: İnsan bilgisinin kaynağı, Allah’ın ilmidir. İnsan, öğrenme ve anlama yeteneğiyle Allah’ın isimlerini keşfeder ve bu sayede evreni daha iyi anlar.
* İnsan Bilgisinin Sınırları: İnsan bilgisinin sınırlı olduğu ve Allah’ın bilgisinin ise sonsuz olduğu vurgulanır.
Mana-yı İsmi ve Mana-yi Harfi Birlikte Değerlendirme
Bu ayetin hem mana-yı ismi hem de mana-yı harfi açısından değerlendirilmesi, daha kapsamlı bir anlayışa ulaşmamızı sağlar. Ayet, insanın Allah’ın bir kulu olduğu gerçeğini ve Allah’ın ilmiyle insan bilgisinin ilişkisi olduğunu vurgular. Aynı zamanda, insanın öğrenme ve keşfetme yeteneğiyle evreni anlamasına imkan tanıyan bir potansiyele sahip olduğunu gösterir.
Sonuç olarak, Bakara Suresi 31. ayet, insanın Allah’a olan bağımlılığını ve evrendeki yerini anlamanın anahtarıdır. Bu ayet, hem dini bir perspektif sunar hem de felsefi ve bilimsel sorgulamalara zemin hazırlar.
Özetle:
* Mana-yı İsmi: Ayetin zahiri anlamı, Allah’ın Âdem’e tüm varlıkların isimlerini öğretmesi şeklinde anlaşılır.
* Mana-yı Harfi: Ayet, Allah’ın ilminin sonsuzluğuna, insan bilgisinin kaynağına ve insanın öğrenme yeteneğine işaret eder.
* Genel Anlam: Ayet, insanın Allah’ın bir kulu olduğunu ve Allah’ın ilmiyle insan bilgisinin ilişkisi olduğunu vurgular.
Not: Bu açıklama, ayetin farklı yorumlarından sadece birkaçıdır. Ayetin derinlemesine anlaşılması için ilgili tefsir kaynaklarına başvurulması faydalı olacaktır.
Başka sorularınız olursa lütfen çekinmeyin.
Ek Bilgiler:
* İsim İlmi: İslam felsefesinde “isim ilmi” olarak bilinen bir alan, Allah’ın isimleri ve sıfatları üzerine yoğunlaşır. Bu ayet, isim ilmi açısından da önemli bir tartışma konusudur.
* Marifetullah: Ayet, “marifetullah” yani Allah’ı tanıma kavramıyla da yakından ilgilidir. İnsan, Allah’ın isimlerini öğrenerek O’nu daha iyi tanır.

 

 

[1] https://www.youtube.com/watch?v=iObYnegYegs




HERŞEY BİR EMİRLE HAREKET EDİYOR

HERŞEY BİR EMİRLE HAREKET EDİYOR[1].

 

“En güvendiğin salâbet ve hararet dahi emir tahtında hareket ediyorlar ki…”


Cümlenin anlamını daha iyi açıklamak için Osmanlı Türkçesi ile yazılmış metinlerin bağlamını ve üslubunu dikkate alarak yorum yapalım. Bu ifade, genellikle bir nasihatname, tasavvufi metin veya ahlaki bir ders içeren yazıdan alınmış olabilir.

Tam Çeviri ve Anlamı

“En güvendiğin sağlamlık (salâbet) ve sıcaklık (hararet) dahi bir emir (ilahi bir irade) doğrultusunda hareket eder ki…”
Burada şu mesaj veriliyor: İnsanlar, hayatlarında en dayanıklı veya en güçlü gördükleri şeylerin bile mutlak bir kontrol altında olduğunu unutmamalıdır. Bahsedilen “emir”, çoğunlukla Allah’ın iradesi ya da kozmik düzen anlamına gelir.

Olası Bağlam

1. Tasavvufi Düşünce: Bu, her şeyin Allah’ın iradesine bağlı olduğunu ve insanın kendi gücüne fazla güvenmemesi gerektiğini vurgulayan bir tasavvufi düşüncenin parçası olabilir.

2. İlahi Kudretin Yüceltilmesi: İnsanların güçlü veya değişmez zannettikleri şeylerin bile aslında Allah’ın takdiriyle hareket ettiği anlatılmak isteniyor olabilir.

Günümüze Uyarlanmış Yorum

Cümle, insanlara şu mesajı verir: “Senin en sağlam dayanağın ya da en güçlü gördüğün şey bile Allah’ın emriyle hareket eder. Kendi gücüne ya da dış etkenlere aşırı güvenme, ilahi düzenin farkında ol.”

Eğer metnin devamı ya da kaynağı hakkında bilgi verirseniz, daha derin bir çözümleme yapabilirim.

@@@@@@

“En güvendiğin salâbet ve hararet dahi emir tahtında hareket ediyorlar ki…” ifadesinin anlamı ve önemi
Bu ifade, genellikle Bediuzzaman Said Nursi’nin Risale-i Nur Külliyatı’nda geçen ve evrenin işleyişi hakkında derin bir manaya işaret eden bir cümledir.
İfadenin Detaylı Anlamı:
* Salâbet ve Hararet: Bu iki kelime, madde alemindeki en temel özelliklerden ikisini ifade eder. Salâbet, sertlik, katılık anlamına gelirken, hararet ise sıcaklık ve enerjiyi temsil eder.
* Emir Tahtında Hareket Etmek: Bu ifade ise, evrendeki her şeyin, görünürde kendiliğinden hareket ediyor gibi gözükse bile, aslında daha büyük bir irade ve güç tarafından yönetildiğini belirtir. Yani, salâbet ve hararet gibi temel kuvvetler dahi, bir emir altında hareket ederler.
İfadenin Önemi ve Kapsadığı Mesajlar:
* Evrenin Birlik ve Bütünlüğü: Bu ifade, evrendeki her şeyin birbirine bağlı olduğunu ve tek bir irade tarafından yönetildiğini gösterir.
* Allah’ın Kudreti: Evrendeki tüm kuvvetlerin ve olayların Allah’ın emri altında olduğu vurgulanır.
* Kainattaki Nizam: Evrendeki her şeyin bir düzen içinde olduğu ve bu düzenin tesadüfi olmadığı belirtilir.
* İnsanın Kendi Gücüne Güvenmemesi: İnsanların, evrendeki her şey gibi, daha büyük bir gücün emri altında olduğunu hatırlatır ve insanın kendi gücüne güvenmemesini öğütler.
İfadenin Güncel Hayata Yansımaları:
* Bilimsel Keşiflerle Uyum: Modern bilim, evrendeki karmaşık sistemlerin aslında basit birkaç temel kuvvet tarafından yönetildiğini göstermektedir. Bu ifade, bu bilimsel gerçeği dini bir perspektifle birleştirir.
* İnsanın Evrendeki Yeri: İnsanların evrendeki yerini ve sorumluluğunu düşünmeye teşvik eder.
* Sabır ve Tevekkül: Evrendeki her şeyin bir düzen içinde olduğunu bilmek, insanlara zorluklar karşısında sabırlı ve tevekküllü olmayı öğretir.
Özetle, “En güvendiğin salâbet ve hararet dahi emir tahtında hareket ediyorlar ki…” ifadesi, evrenin işleyişi, Allah’ın kudreti ve insanın yer almış olduğu bu düzen içindeki sorumlulukları hakkında derin bir tefekkür için bir davet niteliğindedir.
Bu ifadeyi daha iyi anlamak için aşağıdaki soruları kendinize sorabilirsiniz:
* Evrendeki en güçlü kuvvetler bile bir emir altında hareket ediyorsa, ben ne kadar gücüm?
* Evrendeki bu düzenin farkında olmak hayatımı nasıl değiştirebilir?
* Bu ifade, bana hangi değerleri öğretiyor?
Not: Bu ifade, farklı yorumlara açık bir dini metindir. Herkes bu ifadeyi kendi inanç ve düşünce sistemi çerçevesinde değerlendirebilir.
Bu açıklama, size bu ifade hakkında daha geniş bir perspektif sunmayı amaçlamaktadır.

@@@@@@

“Evet, bir şeyi her şey ve her şeyi bir şey yapmak, her şeyin Hâlıkına has ve Kadîr-i Külli Şeye mahsus bir nişandır, bir âyettir.”

Bu cümle, özellikle Risale-i Nur külliyatında sıklıkla karşımıza çıkan, Allah’ın mutlak kudretini ve eşsizliğini ifade eden bir cümle üslubuna sahiptir. Anlamını inceleyelim:

Günümüz Türkçesiyle Çeviri

“Evet, bir şeyi her şey (gibi yapmak) ve her şeyi bir şey (gibi yapmak), her şeyin yaratıcısına özgü bir işarettir ve her şeye gücü yeten Allah’a mahsus bir özelliktir.”

Açıklama

Bu ifadede şu iki kavram vurgulanıyor:

1. Bir Şeyi Her Şey Yapmak: Allah’ın yaratıcı kudreti, herhangi bir varlığı (bir şey) sınırsız derecede anlamlı ve değerli kılabilir. Örneğin, bir tohumdan koca bir ağacı yaratmak gibi.

2. Her Şeyi Bir Şey Yapmak: Allah, koca bir kâinatı tek bir sisteme, basit bir düzene dönüştürebilir. Bu, her şeyin O’nun iradesi altında olduğunu gösterir. Mesela, kainattaki her bir zerreyi tek bir sistemin parçası gibi yönetmek.

Teolojik Mesaj

Bu cümle, tevhid inancının (Allah’ın birliği ve kudreti) derin bir ifadesidir. Varlıkların düzenli işleyişi ve her birinin anlamlı bir bütünün parçası olması, Allah’ın mutlak kudretinin bir delilidir. İnsan, bu düzenin farkına vararak Allah’a teslimiyet duymalıdır.

Bağlam

Bu tür ifadeler genellikle Allah’ın varlığını ve birliğini delillendirmek için kullanılır. Risale-i Nur gibi eserlerde kainattaki düzen, yaratılış mucizeleri ve Allah’ın kudretinin göstergeleri olarak anlatılır.

 

 

[1] https://www.youtube.com/watch?v=Ys3WrZ6Mj9c




EŞYADA ESAS İBAHADIR

EŞYADA ESAS İBAHADIR[1]

 

“Eşyada esas ibahadır” (başka bir deyişle “el-aslu fi’l-eşya el-ibaha”), İslam hukukunda temel bir ilkedir. Bu ilke, Allah’ın yaratmış olduğu şeylerin ve fiillerin başlangıçta helal ve serbest olduğu anlamına gelir. Bunun haram ya da yasak olduğuna dair açık bir delil bulunmadığı sürece, eşya ve fiillerin kullanılabilirliği ve yapılabilirliği kabul edilir.

Anlam ve Temel Dayanakları

1. Köken:
Bu kaide, İslam fıkhının genel kurallarından biridir ve şu anlama gelir: İnsanlar, yaratılmış şeyleri (eşya) kullanmada, onlardan faydalanmada özgürdür; ta ki bu özgürlüğü kısıtlayan bir delil ortaya konulana kadar.

2. Kur’an Delilleri:
Bu ilke, aşağıdaki Kur’an ayetlerine dayandırılır:

“Allah, yeryüzünde olanların hepsini sizin için yarattı.” (Bakara 2:29)
Bu ayet, yeryüzündeki tüm varlıkların insanın kullanımına sunulduğunu belirtir.

“De ki: Allah’ın kulları için yarattığı süsü ve temiz rızıkları kim haram kılmış?” (Araf 7:32)
Bu ayet, eşyanın helal olduğuna dair bir delil olmadıkça yasaklanamayacağını ifade eder.

3. Sünnet Delilleri:
Peygamberimiz (sav), “Allah’ın haram kıldıkları dışında, Allah’ın koyduğu helalleri helal kabul edin” buyurmuştur. Bu, helalin esas olduğu, haramın ise delil gerektirdiğini vurgular.

4. Mantıki Temel:
Eğer eşya ve fiillerin haram olduğu ön kabul edilirse, insan hayatı kısıtlanır ve zorluklarla dolu hale gelir. Bu nedenle, temel kural ibaha (serbestlik) üzerinedir ve ancak açık bir yasaklama ile sınırlama getirilir.

Fıkıh Uygulamasındaki Yeri

Bu kaide, özellikle muamelat (dünya işlerine dair hukuk) alanında geniş bir uygulama alanına sahiptir:

Helallik: Bir şeyin haram olduğuna dair açık bir nas (ayet ya da hadis) yoksa, onun helal olduğu kabul edilir.

Yasaklama İçin Delil Gerekliliği: Eğer bir eşyanın ya da fiilin yasak olduğu iddia ediliyorsa, bunu kanıtlamak iddiayı ortaya atan kişiye düşer.

İstisnalar

Bu ilke, ibadetler konusunda geçerli değildir. İbadetlerde temel kural “yasak”tır, yani sadece Allah ve Peygamber’in (sav) belirlediği şekilde yapılabilir.

Özet

“Eşyada esas ibahadır” ilkesi, İslam hukukunun insana hayatı kolaylaştırıcı yaklaşımını gösterir. Yasaklanmadığı sürece her şey serbesttir, bu da İslam’ın insan fıtratına uygun bir hukuk sistemi sunduğunun bir delilidir.

@@@@@@@@

Bir şeyin helal ve haramiyeti neye göredir ve hikmeti nedir?

İslam’da bir şeyin helal veya haram oluşu, Kur’an-ı Kerim ve Peygamber Efendimizin (s.a.v.) sünnetine dayanır. Helallik ve haramlık, Allah’ın emir ve yasakları doğrultusunda belirlenir ve bu emirlerin arkasında genellikle insanın faydasını gözeten hikmetler yatar.

1. Helal ve Haramın Belirlenmesinin Kaynakları

Bir şeyin helal veya haram olduğu şu kaynaklarla tespit edilir:

a) Kur’an-ı Kerim

Kur’an, helal ve haramın temel kaynağıdır. Örneğin:

Helal örneği: “Ey iman edenler! Size verdiğimiz rızıkların temiz olanlarından yiyin.” (Bakara, 2:172)

Haram örneği: “Leş, kan, domuz eti ve Allah’tan başkası adına kesilen hayvanlar haram kılınmıştır.” (Maide, 5:3)

b) Sünnet

Peygamber Efendimiz (s.a.v.), Kur’an’ın açıklayıcısıdır. Kur’an’da açıkça belirtilmeyen bazı helal ve haramlar sünnet aracılığıyla belirlenir. Örneğin, yırtıcı hayvanların etinin haram olduğu sünnette belirtilmiştir.

c) İcma ve Kıyas

Kur’an ve sünnette açık bir hüküm bulunmadığında, İslam âlimlerinin ortak görüşü (icma) veya bir meseleyle benzerlik (kıyas) yoluyla hükümler belirlenir.

2. Helal ve Haramın Temel İlkeleri

İslam’da helal ve haramın belirlenmesinde bazı temel prensipler vardır:

a) Helal ve Haram Belirleme Yetkisi

Bir şeyi helal veya haram kılma yetkisi yalnızca Allah’a aittir:

“Dillerinizin uydurduğu yalana dayanarak «Bu helâldir, şu da haramdır» demeyin, çünkü Allah’a karşı yalan uydurmuş oluyorsunuz. Kuşkusuz Allah’a karşı yalan uyduranlar kurtuluşa eremezler.” (Nahl, 16:116)

) Haram Olan Şeyler Açıktır

Haram kılınan şeyler açık ve nettir, çünkü İslam zorluk değil kolaylık dinidir:

“87: Ey iman edenler! Allah’ın size helâl kıldığı temiz ve güzel nimetleri kendinize haram kılmayın! Haddi de aşmayın; çünkü Allah haddi aşanları sevmez. 88: Allah’ın size verdiği helâl ve temiz rızıklardan yiyin. (Maide, 5:87)

c) Eşyada Asıl Olan İbahadır

Delil bulunmadıkça bir şeyin helal olduğu kabul edilir (örneğin gıdalar, ticari ürünler).

3. Helal ve Haramın Hikmetleri

Allah’ın helal ve haram kılması, insanların dünya ve ahiret saadetini sağlamaya yöneliktir. Bu emir ve yasakların arkasında sayısız hikmet vardır:

a) İnsanın Sağlığını Korumak

Bazı yiyecek ve içeceklerin haram kılınmasının nedeni, sağlığa zararlarıdır. Örneğin:

Domuz eti, sağlık açısından zararlı olabilir.

Alkol, insan aklını etkiler ve beden sağlığını bozar.

b) Ahlak ve Maneviyatı Korumak

Bazı yasaklar, bireysel ve toplumsal ahlakı muhafaza etmeyi amaçlar:

Zinanın haram kılınması, aile yapısını korur.

Kumarın yasaklanması, insanların malını israf etmesini ve bağımlılığı önler.

c) Toplumsal Faydaları Sağlamak

Bazı yasaklar, toplumun huzurunu sağlamayı hedefler:

Faizin haram kılınması, ekonomik adaletsizlikleri önler.

Gıybet ve yalan gibi fiillerin yasaklanması, toplumsal güveni artırır.

d) İmtihan Olmak

Helal ve haram, Allah’ın kullarını itaat ve teslimiyetle sınadığı bir imtihan alanıdır.

4. Özet

Helallik ve haramlık ölçüsü: Allah’ın emirleri ve yasaklarıdır. Bu hükümlerin temel kaynağı Kur’an ve sünnettir.

Hikmeti: İnsanların sağlığını, ahlakını, toplum düzenini ve Allah ile ilişkilerini koruyarak dünya ve ahiret saadetini sağlamaktır.

Bu nedenle, Müslümanlar helal ve haram konusundaki hükümleri teslimiyetle kabul eder ve hikmetini anlamasa bile Allah’ın emrine uymayı bir görev bilir.

[1] https://www.youtube.com/watch?v=n0FU-7cJEZw




SON MAKALELER – 2 –

 

SON MAKALELER -2-

YAPAY ZEKA MAKALE VE SOHBETLERİ

**Mehmet Özçelik YouTube ve www.tesbitler.com Kanalları**

 

*EĞİTİMDE YAPILAN YANLIŞLAR VE ÇÖZÜM YOLLARI

*ÇARPIK SANAT

*YIPRATILAN EĞİTİM VE ÖĞRETMEN

*KEŞF-UL HAFA KİTABINDAN İKİTİBASLAR VE HAKKINDA

*YÖN

*KUR’ÂN-I KERÎM VE HADÎS-İ ŞERÎFLERDE SAĞLIK VE MURADİFLERİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA

*Âkıbet Ne Getirir? Kur’an’da Sonu Düşünmenin Hikmeti

*KURAN-I KERİM’DE GEÇEN ELFAZ-I KÜFÜR

*PEYGAMBERLER VE AİLE HAYATLARI: ALACAĞIMIZ DERSLER VE MESAJLAR

*KURAN-I KERİM’DE VE HADİSİ ŞERİFLERDE İMAN VE İSLAM BAĞLANTISI VE FARKI

*Kuranı Kerimden Gerek Alimlerin,Gerek Bilim Adamlarının En Çok İlgisini Çeken HUSUSLAR

*KURAN-I KERİM’DE GEÇEN LEHVEL HADİS KELİMESİ VE MURADİFLERİ

*Batılın Tasviri mi, Hakikatin Beyanı mı?

*KUR’ÂN-I KERÎM’DE ŞEYTAN VE HZ. ÂDEM: BİR KAVGANIN, BİR İMTİHANIN HİKMETİ

*KURANI KERİMDE İNZAR AYETLERİ VE HİKMETLERİ

*KURANI KERİMDE MÜJDE AYETLERİ VE HİKMETLERİ

*KUR’AN-I KERİM VE HADİS-İ ŞERİFLERDE İMAN-AMEL BAĞLANTISI

*ARTIK İNSAN DEĞİL EŞYA AKILLANIYOR. AKILLI İNSANDAN AKILLANAN NESNEYE DOĞRU.

*İSLAM’DA TARTIŞILAN AMELÎ KONULAR VE EHL-İ SÜNNETİN CEVAPLARI

*İSLAM’DA TARTIŞILAN İMANÎ KONULAR VE EHL-İ SÜNNETİN CEVAPLARI

*KURAN-I KERİM’DE GÖZ – KULAK VE DİL VE BUNLARIN GÖREVLERİNİ YAPMALARININ ÖNÜNDEKİ ENGELLER.

*KURAN-I KERİM’DE TAŞLAR VE ÖZELLİKLERİ

*İNSANİYET AĞACININ EN MÜKEMMEL MEYVESİ HZ. MUHAMMED (SAV)

*ALLAH KURAN-I KERİM’DE HANGİ VARLIKLARLA VE NE ÜZERİNE KONUŞMUŞTUR?

*OLUMLU DUYGULARI BESLEYEN OLUMSUZ DUYGULAR

*DESİSE VE NEFSİ BESLEYEN GÜNAHLAR

*TOPLUMLARI YAKAN FİTNE ATEŞİ

*İNSAN MEMLEKETİNİ İŞGAL ETMEYE ÇALIŞAN NEFİS ASKERİ.

*“Âhirzamanda gelecek Ye’cüc ve Me’cücün komitesi, anarşistler olduğuna Kur’an işaret ediyor.”

*DÜNYA HER İNSAN İÇİN BIR ATLAMA TAŞI VE NEREYE GİDECEĞİNİN GİRİŞ KAPISIDIR

*HER ŞEY ZAMAN VE MEKÂNIN VAR EDİLMESİYLE BAŞLADI

*KURAN-I KERİM’DE AKIL- KALB VE RUH VE BUNLARIN GÖREVLERİNİ YAPMALARININ ÖNÜNDEKİ ENGELLER.

*ALLAH’IN GAZABI İLAHİ GAZAB

*HERKES VE HERŞEY BU DÜNYADAN SONRA AİD OLDUĞU YERE GİDECEK.

*ESAS OLAN KADERİN SEVKİDİR

*DİNİ SEVDİRMEK Mİ YOKSA NEFRET ETTİRMEMEK Mİ?

*MUCİZE-KERAMET-İSTİDRAC FARKI VE HİKMETLERİ

*VEFA: AHDE VEFA VE MİSAK BİLİNCİ

*AZAP MI İNDİR YOKSA RAHMET Mİ?

*DENGE ŞAHSİYET HZ MUHAMMED

*MAHVEDİLEN NESİLLER VE ASIMIN NESLİ

*HERŞEY HAYAL Mİ? VARLIKLARIN BİR HAKİKATI YOK MU?

*KURAN-I KERİM’DE AHLAK,AHLAKI KAZANMA VE KAYBETME,AHLAKÎ ESASLAR.

*İKİ BÜYÜK HAKİKAT: MARİFET VE MUHABBET.

*OKU, KENDİNİ. YARATAN RABBİNİ.

*ALLAH’IN ‘İRCİİ’ EMRİ VE İFADE ETTİĞİ HAKİKATLER

*RUH HEP BEDENDEN VE MADDEDEN ÖNDE OLMALI, GERİ VE GERİDE KALMAMALI.

*KÂİNATTAN HÂLIK’INI SORAN BİR SEYYAHIN MÜŞAHEDESİ

*HERŞEY ALLAH’I TESBİH EDER

*İNSAN LEYLA, DÜNYA VE FANİ İÇİN YANARSA KÜL OLUR. ALLAH İÇİN, AHİRET VE BAKİ İÇİN YANARSA KUL OLUR.

*İNSANI BOŞ VE DOLU KILAN SEBEPLER VE BUNLARIN NETİCESİ.

*SONSUZLUK KAVRAMI: ALLAH’IN- CENNETİN VE İNSANIN SONSUZLUĞU.

*DÜNYA HERKESİN VE HER KESİMİN BULUŞUP BIR ARAYA GELEREK, AHİRETTE DE BERABER OLACAĞI BİR YERDİR .

*RAMAZAN YANMAKTIR

*NURDAN GELEN KÂİNAT NUR’LANIP VE NUR’LA BOYANIP NUR’A GİDİYOR.

*İNSAN OLMAK MI İNSANİYETTE KALMAK MI?

*HERŞEY DE BİR HİKMET VAR. BİR YAPRAK BİLE BİR KADERLE DÜŞERSE….

*MABUD’DA O’DUR MAKSUD DA…

*HAKİKATİN ÖNÜNDEKİ BERZAHLAR

*SARAYIN YOLU KUYUDAN VE ZİNDANDAN MI GEÇİYOR?

*İNSAN EKTİĞİDİR VE ETTİĞİDİR

*ALLAH KULUNA KÂFİ DEĞİL MİDİR?

*CENNET VE CEHENNEM ELAN MEVCUTTUR.

*İNSANIN HER BİR DUYGUSU BİR ANAHTAR OLUP BULUNDUĞU ALEMIN KAPILARINI AÇIYOR

*ODUN YANINCA KÜL, İNSAN YANINCA KUL OLUR

*İNSANLAR SESİNİ BİLE DUYMAZKEN, O NEFESİNİ VE NEFSİNİ …

*MEN LEM YAHKUM BİL MANA MEN LEM YUSADDIK

*TEBESSÜM VE GÜLMENİN FARKI

*RUH YAPISI AYNI OLAN ŞER ODAKLARI OLAN İKİZLER

*O SENDEN SEN O’NDAN RAZI OLARAK GİR CENNETE

*KURAN-I KERİM’DE İYİ GÖRÜNÜMLÜ MÜNAFIK VE KÂFİRLERİN YAPISI

*MEĞER İÇİMİZDE NELER VARMIŞ NELER? MEĞER BİZ NEYMİŞİZ?

*İNSANDA VAR OLAN İKİ BÜYÜK DUYGU : MERAK VE İHTİYAÇ

*KURAN-I KERİM’DE GEÇEN SAYILAR VE İLGİLİ AYETLER.

*EĞER INSANDA VE DİĞER CANLILARDA KUVVE-İ ŞEHEVIYYE VE GADABİYYE DUYGUSU OLMASAYDI NE OLURDU?

*EĞER İNSANDA KUVVE-İ GADABİYYE OLMASAYDI?

*EĞER İNSANDA KUVVE-İ ŞEHEVİYYE OLMASAYDI

*EĞER İNSANDA KUVVE-İ AKLİYYE OLMASAYDI?

*İSLAM ÜMMETİNİ YAKAN FİTNE KIVILCIMI

*DÜNYA HERKESİN KENDİSİNİ BİLDİĞİ, BULDUĞU VE KENDİSİ OLDUĞU BİR YERDİR

*İRADE SAVAŞLARI

*BİLMEK VE BİLİNMEK İSTEYEN BİR RAB

*ZATA ULAŞMAK, O YOLDA YOL ALMAK VE O YOLUN YOLCUSU OLMAK

*HERŞEY İÇİN BİR KEMAL NOKTASI TAYİN EDİLMİŞTİR

*KURAN-I KERİM’DE ELA ILE İLGİLİ AYETLER

*KURAN-I KERİM’DE EFELA İLE İLGİLİ AYETLER

*KURAN-I KERİM’DE GALİLEN MA İLE İLGİLİ AYETLER

*ÖYLE BİR FİTNEDEN SAKININ Kİ…

*KURAN-I KERİM’İN ALLAH TARAFINDAN KORUNMASI

*KURAN-I KERİM’İN ÖZELLİKLERİ

*YAHUDİLERİN KURAN-I KERİM’DE GEÇEN ÖZELLİKLERİ

*KURAN-I KERİM’İN EVRENSELLİĞİ

*KURAN-I KERİM’İN HİTABI VE MUHATABI

*KURAN-I KERİM’İN HER ASRA HİTAP EDİŞİ

*KURAN-I KERİM İNSANLARA NASIL ANLATILMALIDIR?

*KURAN-I KERİM’DE ZALİMLER VE AKİBETLERİ

*KURAN-I KERİM’İN ETKİLEYİCİ ÖZELLİKLERİ NELERDİR?

*KURAN-I KERİM’DE UHREVİ HAYAT

*KURAN-I KERİM’DE TOPLUM DÜZENİNİ TESİS EDEN HUSUSLAR

*KURAN-I KERİM’DE YASAKLANAN KÖTÜLÜKLER

*KURAN-I KERİM’DE TEFEKKÜR İBADETİ

*KURAN-I KERİM’DE TEVHİD VE VAHDET

*KURAN-I KERİM’DE TEVBE VE İSTİĞFAR

*KURAN-I KERİM’DE ŞÜKREDEN VE NANKÖRLÜKTE BULUNANLAR

*KURAN-I KERİM’DE SEMUD KAVMİ VE AKIBETİ

*KURAN-I KERİM’DE TAKVA VE ESASLARI

*KURAN-I KERİM’DE SEFİHLER VE DÜŞTÜĞÜ DURUMLAR

*KURAN-I KERİM’DE PEYGAMBERLERE KARŞI VAZİFELERİMİZ

*KURAN-I KERİM’DE SÂLİH AMEL

*KURAN-I KERİM’DE BİR MÜSLÜMANIN SAHİP OLMASI GEREKEN ÖZELLİKLERİ

*KURAN-I KERİM’DE MÜNAFIKLAR VE ÖZELLİKLERİ

*KURAN-I KERİM’DE MÜRTED VE DURUMU

*KURAN-I KERİM’DE MÜKELLEFİYET VE SORUMLULUKLAR

*KURAN-I KERİM’DE MÜJDELENEN VE TEHDİT EDİLENLER

*KURAN-I KERİM’DE MADDE VE MANA

*HER ŞEYİN FAŞ OLDUĞU O MAHŞER ANI VE İNSANLARIN GÖRÜNEN HALİ

*BİTEN HESAP SONU SIRATTAN GEÇİŞ VE O HAL

*UTİYE KİTABEHU Bİ ŞİMALİHİ AYETİNCE AMEL DEFTERİ SOLUNDAN VERİLEN KİŞİNİN HÜZNÜ

*MAHŞERDE ELENENLER

*KUR’AN-I KERİMDE KÖLE VE CARİYE MESELESİ

*KUR’AN-I KERİMDE LUT KAVMİ VE AKİBETİ

*KUR’AN-I KERİMDE KIYAMET TASVİRİ

*KURAN-I KERİM’DE KALB

*KURAN-I KERİM’DE KABİR HAYATI

*KURAN-I KERİM’DE İSTİKAMET VE DENGE

*MİRAÇ HAKİKATI

*KURAN-I KERİM’DE CENNET NASIL TAVSİF EDİLMEKTE VE ÖZELLİKLERİ NELERDİR?

*KURAN-I KERİM’DE CEHENNEM NASIL TAVSİF EDİLMEKTE VE ÖZELLİKLERİ NELERDİR?

*Ve Nefahtü fihi min ruhi. Ayetinin tefsiri ve Nefahtü kelimesinin geldiği manalar nelerdir?

*CENNETTE ALLAH’I GÖRMENİN VERDİĞİ MUTLULUK

*KİŞİNİN KENDİSİNİ CEHENNEME GÖTÜREN KİŞİLERLE BERABER OLDUĞU BİR CEHENNEM HAYATI.

*HZ. ADEM VE HAVVA’YI CENNETTEN ÇIKARAN GÜNAH, ÇOCUKLARINI DA DÜNYADAN ÇIKARACAKTIR. NEY VE NASIL?

*GASİLHANEDE YIKANAN BİR MEVTANIN KONUŞMASI

*MUSALLADA CEMAAT TARAFINDAN NAMAZI KILINAN BİR MEVTANIN KONUŞMASI.

*18 YAŞINDAKİ BIR GENCIN 80 YAŞINDAKİ HALINI TASAVVUR EDİŞİ.

*KABRİMDE GEÇEN İLK GECEM

*KABİRDE MÜNKER VE NEKİRLE GEÇEN AN VE ZAMAN.

*KIYAMET KOPANA KADAR KABİRDE GEÇECEK OLAN BİR HAYAT

*KABİRDEN ÇIKIP MAHŞER YERİNE GİDEN TOPLULUKLAR

*NİHAYET ALLAH’IN HUZURUNDAYIZ…

*ALLAH’IN HUZURUNDA VERİLEN HESAP VE BEKLENEN KARAR ANI

*ALLAH’IN HUZURUNDA BİTEN HESAPLAR VE İNSANLARIN SON HALİ

KURAN-I KERİM’DE İNSAN VE YARATILIŞ DEVRELERİ

*KURAN-I KERİM’DE İNSANIN SAHİP OLDUĞU DUYGU VE KABİLİYETLER

*KURAN-I KERİM’DE İNSAN İRADESİ

*KURAN-I KERİM’DE HZ. ADEMLE BAŞLAYAN HAYAT VE İMTİHANI

*KURAN-I KERİM’DE İBRETLİ VE DÜŞÜNDÜRÜCÜ OLAYLAR

*KURAN-I KERİM’DE HELAL VE HARAM KAVRAMI

*KURAN-I KERİM’DE ÖVGÜYE MAZHAR SAHABELER

*İLAHİ NUSRET VE YARDIM

*ALLAH ÖLÜMÜ YARATTI İMTİHAN İÇİN.

*ALLAH HAYATI YARATTI İMTİHAN İÇİN

*KURAN-I KERİM’DE HANGİ COĞRAFİ MEKANLARDAN BAHSEDİLMEKTEDİR

*KURAN-I KERİM’DE HELAK EDİLEN KAVİMLER VE ÖZELLİKLERİ

*KURAN-I KERİM’DE HANGİ PEYGAMBER HANGİ ÖZELLİKLERİ İLE TAVSİF EDİLMEKTEDİR

*KURAN-I KERİM’DE GEÇMİŞ ÜMMETLERİN YAŞAYIŞLARI VE İBADETLERİ

*KURAN-I KERİM HANGİ AHLAKİ ÖZELLİKLERDEN BAHSETMEKTEDİR

*KURAN-I KERİM’DE GENEL OLARAK NELERDEN BAHSEDİLMEKTEDİR

*KURAN-I KERİM’DE FESATLA İLGİLİ HUSUSLAR

*KURAN-I KERİM’DE GEÇEN BİLİMSEL AYETLER

*KURAN-I KERİM’DE FARKLI DİN VE YAŞAYIŞ ÖRNEKLERİ

*RİSALE-İ NUR ASRIN MÜZMİN HASTALIKLARININ İLACI

*MAHŞER ANI VE MEKANI

*GÜNEŞ ALLAH’IN AYETLERİNDENDİR

*AY’DA ALLAH’IN AYETLERİNDENDİR

*YILDIZLAR DA ALLAH’IN AYETLERİNDENDİR

*DÜNYA DA ALLAH’IN AYETLERİNDENDİR

*GECE VE GÜNDÜZ DE ALLAH’IN AYETLERİNDENDİR

*ZULÜM ZALİM İÇİN BİR KARANLIKTIR

*KURAN-I KERİM HAYATIN HER ALANINDA REHBERDİR

*KIYAMETİN DEHŞETİ- TEKVİR SURESİ

*GENETİK MÜHENDİSLİK-İNSAN FITRATINI DEĞİŞTİRME

*KURAN-I KERİM’İN AYETLERİNİ AÇIKLAYAN HADİSİ ŞERİFLER

*KURAN-I KERİM’İN AYETLERİNİ AÇIKLAYAN AYETLER

*İNSAN KEMİKLERİNİN BIR ARAYA GELEMEYECEĞİNİ MI SANIYOR

*KURAN-I KERİM’DE GEÇEN ÖNEMLİ KAVRAMLAR

*BAKMAKLA GÖRMEK ARASINDAKİ FARKLAR

*MUKADDES VE İLAHİ MEMNUNİYET

*KURAN-I KERİM’DE GEÇEN PEYGAMBERLERİN SÖZLERİ-1-

*KURAN-I KERİM’DE GEÇEN ALLAH’IN DIŞINDAKİ VARLIKLARIN KONUŞMALARI-2-

*KURAN-I KERİM’DE ALLAH’IN MAHLÛKATININ SÖYLEDİĞİ SOZLER-3-

*KURAN-I KERİM’DE MAHLÛKATA AİT SÖZLER-4-

*KURAN-I KERİM’DE MÜŞRİK VE KAFİRLERE AİT SÖZLER-5-

*KURAN-I KERİM’DE GEÇEN HAYVANLARIN SÖYLEDİKLERİ SÖZLERİ-6-

*KURAN-I KERİM’DE CENNET EHLİNİN SÖYLEDİKLERİ SÖZLERİ-7-

*KURAN-I KERİM’DE CEHENNEM EHLİNİN SÖYLEDİKLERİ SÖZLERİ-8-

*İHLAS-MUHLİS-MUHLAS KAVRAMLARI

*GÜZEL SÖZ -KELİME-İ TAYYİBE

*VASAT VE DENGELİ ÜMMET

*ALLAH’IN MUKADDİR İSMİNİN TECELLİSİ

*RUBÛBİYETİN ALEMDEKİ TEZAHÜRÜ-1-

*RUBÛBİYYETİN PEYGAMBERLERDEKİ TEZAHÜRÜ-2-

*RUBÛBİYETİN İNSAN TERBİYESİNDEKİ TEZAHÜRÜ-3-

*RUBÛBİYETİN KOZMİK ALEMDEKİ TEZAHÜRÜ-4-

*RUBÛBİYETİN CANLILARDAKİ TEZAHÜRÜ-5-

*RUBÛBİYETTEKİ EDEB-6-

*RUBÛBİYETİN TEZAHÜRÜ-7-

*RUBÛBİYETİN HAYATIMIZDAKİ TEZAHÜRÜ-8-

*RUBÛBİYET HER ŞEYDE VE HER YERDE-9-

*RABBİMİZ ALLAHTIR DENİLECEK-10-

*RUBÛBİYETİN KÜLLİ HAKİKATİ-11-

*HER ŞEYİN RABBİ OLAN ALLAH-12-

*BAŞLANGICINDAN NİHAYETİNE RAB İSMİ-13-

*EŞYADA ESAS İBAHADIR

*HERŞEY BİR EMİRLE HAREKET EDİYOR

*MANA-YI HARFİ VE MANA-YI İSMİ

*HAFA TOPRAĞI

*NİYET VE NAZAR

*İNSANİYETİN EN YÜKSEK MERTEBESİ

*ALLAH’IN HAKİM İSMİ VE HİKMETİ

*YARATILIŞTAKİ HİKMET

*YARATILIŞTAKİ SIRLARI SORGULAMA

*PEYGAMBERLERİN FITRİ KABİLİYETLERİ

*İNSAN FITRATININ MAHİYETİ

*MANEVİ EĞİTİM VE TERBİYE YÖNTEMLERİ

*MANEVİ KURAKLIK

*GELİŞİME AÇILAN KAPI

*YARATILIŞTA GAYE, AMAÇ VE HEDEF

*İNSANIN SAHİP OLDUĞU POTANSİYELLERİ

*ALLAH KULUNA KÂFİ DEĞİL Mİ?

*İNSAN KENDİNİ ARIYOR

*ŞAHSİYET VE KARAKTER ÜZERİNE

*DÜNYA KAZANÇ VE KAYBI

*PEYGAMBERLERDE GÖRÜLEN ESMA-İ İLAHİYE

*ESMA-İ İLAHİYE VE AMELLERİMİZ