OYUN DERİNLERDE

OYUN DERİNLERDE

Piyonlar birer
birer devre dışı olur biterken, yeni piyon ve oyunlara ihtiyaç duyulmaktadır.

Bunun içinde
uydurukta olsa üretmek gerekir.

Bağdadiyi
üretenler belli ki onun yerine ikame edilecek bir piyon ve oyun üretildi. Bağdadi
bitirildi.

Tıpkı fetöyü
üretenlerin apoyu tükettikleri, elden çıkardıkları gibi.

-İçimizde
münafıklar var.

Oda devlet
seviyesinde.

-“Para BAE’den
geliyordu.

Osmaniye
merkezli DEAŞ operasyonunda yakalanan teröristler, BAE ve Suudi Arabistan’ın da
aralarında bulunduğu Körfez ülkelerinden “zekat” adı altında para yardımı
aldıklarını itiraf etti. Mısır uyruklu Gamal Mabrouk (58) para akışının düzenli
olduğunu söyledi. Mabrouk trafiği şu şekilde anlattı: Parayı 15 günde bir Ebu
Abdurrahman getirirdi. Ortalama 50 bin dolar bırakırdı. 2015’te Azez’de Suudi
Arabistanlı, daha önce tanımadığım bir şahıs yanıma gelip 70 bin dolar verdi.
Bu parayla Suriye’de silah tüccarından uçaksavar ve silah aldık.[1]

-“Bin kadın
infazdan kaçtı.

PKK’nın kandırıp
dağa kaçırdığı kız çocukları ile kadın teröristler kamplarda taciz, tecavüz ve
infazlarla karşı karşıya kalıyor. Bugüne kadar binden fazla kadın kaçarak
güvenlik güçlerine teslim oldu, kaçamayanlar da kurtuluşu intiharda buluyor.”[2]

-“Kontrgerilla
NATO ülkelerinin tümünde var. Türkiye’nin NATO’ya giriş tarihi 1952.
Kontrgerilla ise ülkemizde 1953 yılında kuruldu. O zamanki yasal adı,
Seferberlik Tetkik Kurulu. Fikir, finansman ve teçhizat daima ABD’ye aitti.
Seferberlik Tetkik Kurulu’nun, yani Kontrgerillanın personeli de ABD Ordusu’nun
ve CIA’nın subayları tarafından eğitildi. 1965 yılında Seferberlik Tetkik
Kurulu, Amerikan Askeri Yardım Heyeti (JUSMATT) binasına taşındı! Adı değişti,
Özel Harp Dairesi oldu.

12 Mart 1971 ve
12 Eylül 1980 askeri darbeleri Amerika’nın emriyle Kontrgerilla tarafından adım
adım planlandı ve gerçekleştirildi. Türkiye Kontrgerillanın provokasyonları,
sabotajları ve işkenceli sorgularına sahne oldu. Bu süreç boyunca Kontrgerilla
durmaksızın büyütüldü. Küçük bir daire iken bugün Tümen gücünde bir kuvvet
haline geldi. Özel Harp Dairesi, geçtiğimiz yıl, Özel Kuvvetler Komutanlığı
adını aldı.

Kürt sorununun
ulaştığı boyuta uygun olarak devlet içindeki belirleyici rolü arttı.

1990 yılında
İtalya’da Gladio adında bir gizli devlet örgütü açığa çıkarıldı. Sovyetler
Birliği’nin çözülüşünden sonra Avrupa ülkelerinin Amerika’ya bağlı Kontrgerilla
örgütlerine ihtiyaçları kalmamıştı.

İtalya’dan sonra
bütün NATO ülkelerinde benzer örgütlerin bulunduğu resmen açıklandı.”[3]

-“Kontrgerilla
aslında rejimin çözümsüzlüğüdür.

Toplumun ruhsal
dokusunu durmaksızın biçen bir testeredir.”[4]

Derinlerdeki kavga,
fillerin dövüşü yüzeydekilerini eziyor.

MEHMET
ÖZÇELİK

10-11-2019


[1] https://www.yenisafak.com/gundem/para-baeden-geliyordu-3513711

[2] https://www.yenisafak.com/agundem/bin-kadin-infazdan-kacti-3513599

[3] Binbaşı Ersever’in İtirafları-Soner Yalçın-Sh.2.

[4] Age.3.




ÜMMETİN KEMALİZMLE İMTİHANI

ÜMMETİN
KEMALİZMLE İMTİHANI

Atatürk
yüz yıldır hep tartışıla gelmiştir.

İngiliz
gizli valisi olmasından mason oluşuna, bin yıllık birikimi ve İslami değerleri
kaldırışından ölüm sebebine kadar yüzlerce noktada tartışılmıştır, maaşı bile[1]

Buda
yetmez gibi üstüne üstlük birde soy kütüğüne dair iddia ve tarihte kimse için
uygulanmayan koruma kanunu ile de tartışılmasının ve netliğe kavuşturmanın
üzeri kapatılıp engellemeye bu kavga, kaos ve şaibeler sahada müzmin hale
getirilmiştir.

Toplum
Dakyonus ve Ashabı Kehf- in mücadelesine dönüştürülmüştür.

Eğer
asrımız İslam’dan önce yaşayan bir asır olsaydı, bir çok noktada Kur’an’ı
Kerim’de yer alırdı.

Dindarların
Atatürkçüleştirilmesi masumane bir hale büründürülmektedir.

Rejim
ve Atatürk’ü eleştiren kitaplardan, Devrimlerin Deviremediği, Bozgun ve Ziya
Gökalp kitaplarının yazarı Vehbi Vakkasoğlu-nun[2]
bu konudaki tavrı gerçekten şaşırttı.

Acaba
biz mi aldatıldık yoksa onlar mı aldanıp aldattı?

Vakkasoğlu’nun
bunu cevaplaması gerektir.

Bediüzzaman’la
Atatürk geceyle gündüz gibi nasıl bir araya gelmez ve getirilemez ve de barıştırılamazsa,
ya talebesi olduğunu söyleyen biri nasıl bir araya gelip barıştırılabilir?

-Ya
Cübbeli-nin tavrı ve çıkışı dini mi, siyasi mi, politik mi?[3]

-Fetö
ordudaki Kemalistlerle başlattığı 15 Temmuz Darbesinde başarılı olsaydı,
Kemalizmin heykelini dikecek, tek adamlığın önünü açacaktı.

Gelecekte
PKK ve Atatürkçülüğün yerine daha kapsamlı olarak fetö tartışmaları
yerleştirilecek…

Milliyetçilerin
en büyük imtihanı da Atatürkçülükte CHP zihniyetinden geride kalmamasıdır.

Milliyetçi
ve ülkücüler Atatürk konusunda kendisini netleştirmelidir.[4]

-AKP’nin
de Atatürkçülükte imtihanı da milliyetçilerinkinden çokta farklı değil.

Herkes
gibi AKP’de Atatürk üzerinden belli kesimi kontrol edip elde etmeye çalışıyor,
böyle görüntü vermemeye çalışsa bile…

Sırıtıyor,
oda tam net ve samimi değil.

Veya
hikmeti hükümeti bilmediğimizden!

18
yılda Atatürk’ü koruma kanununu kaldırmadığı gibi, teşebbüste bile bulunmadı.

Eğer
samimiyse tartışmaların sağlıklı bir zemin, belge ve bilgi içerisinde
tartışılması için 5816 Atatürk’ü koruma kanununu kaldırmalıdır.

-1970-lerde
Atatürk düşmanlığı yapan solcular, bugün görünür ve görüntüde savunuculuğunu
yapmaktadır, rant ve güç elde etmek için.

Atatürk
problemsizliği, toplumun probleminden daha öncelikli ele alınmaktadır.

Atatürkçülük
her problemi örten bir perde olarak kullanılmaktadır.

-Hep
düşünmüşümdür; Avrupa’nın özellikle İngiltere’nin hayali olan 1920-de
İstanbul’a girip hatta Kutsal Emanetlerin bulunduğu Topkapı Sarayına kadar
yaklaştığı halde, hiçbir mukavemet görmemesine rağmen ne söz verildi ki, tıpış
tıpış İstanbul’u terketti?[5]

-Neden
mi İngiliz, işte Bediüzzaman’ın tesbiti,

S
– Neden bu kadar İ.g.z.’den (İngiliz) nefret ediyorsun,

C
– Sebep bir değil, bindir. Bana en ziyade şedid görünen, mânen ahlâkımıza
vurduğu darbedir.

MEHMET
ÖZÇELİK

10-11-2019


[1] http://www.tesbitler.com/index.php?s=Atat%C3%BCrk

http://www.tesbitler.com/page/2/?s=Atat%C3%BCrk

http://www.tesbitler.com/page/3/?s=Atat%C3%BCrk

-1930 YILI CUMHURBAŞKANI M.KAMAL’IN MAAŞI 1765 REŞAT
ALTINI İDİ. YANİ 1765 Adet X 1850.00 TL = 3.265.250 TL

https://www.facebook.com/100004025624000/posts/1810616399082530/

[2]
https://m.facebook.com/story.php?story_fbid=2904647999563285&id=100000543402815

[3] http://www.tesbitler.com/2019/06/22/din-adamlari-ve-istikamet/

[4] https://www.derintarih.com/etiket/milliyetcilik/




HUCURAT-12-18




HUCURAT-1-11




DERİNDEKİ SAVAŞ

DERİNDEKİ
SAVAŞ

Özellikle
bir asırdır süre gelen savaş, derinlerde sürdürülen savaştır.

İlk
etapta dini hedef alan derindeki savaşçılar savaşlarını yarım asır sürdürmüş,
belliki bunun sonuna kadar gidemeyeceğini tarihten ders alarak bildiklerinden B
planlarını da hazır etmişlerdir.

O
da; dini içinden vurmak…

Fetö
itikat ve ameldeki bozulmanın ilk piyonudur.

Yan
versiyonları ile beraber…


Fetö’nün başarısı aslında kendi başarısından kaynaklanmamaktadır. Belki
devletin, hükümetin, rejimin başarısızlığından kaynaklanmaktadır.

-Derindeki
Devlet bilerek Fetönün eline koz verdi. Onu himaye etti. Onun alet olmasının
yollarını açtı.

İnançlı
insanları takip eden devlet ancak ona dokunmadı. Kur’an okuyanlar ifşa edildi.
Hapislerde süründürüldü ancak fetö’yü takip edemediler. Kur’an kursundaki bir
çocuğu takip ederken…

-Başarması
için içte ve dışta her türlü maddi manevi destek verildi.

Mesela
devletin hala Milli Eğitimdeki başarısızlığı, fetönün başarısını sağlamış oldu.

-Dün
Dini terbiyenin mahrumiyet söz konusu iken, bu gün Dini sulandırma ve bozma
devreye konulmuştur.

Mesela;
Din dersini verecek insanın olmaması veya yetersiz olması.

Din
dersine Hıristiyan öğretmenin girmesi.[1]

Savaş
derinlerde, Derin savaş.[2]

-1970-
lerde kominizm yangınının yerini bugün kominizm hayranları almış durumda.

-Deaş
bu amaçla ihdas edildi.

-1917
Rus kominizm darbesini arzu edenler, kürt sosyalizmini başlatmak istiyor.

-“HDP’nin
Küçükçekmece Belediyesi’ne ait salonda gerçekleştirdiği İstanbul 3. Olağan
Kongresi skandala sahne oldu. Partililer salona “Yaşasın rojava
direnişi” sloganlarıyla girerken, kongre açılışı teröristler için saygı
duruşunda bulunulması ve ant içilmesiyle başladı.”[3]

-PKK
Suriye’de ‘Güneydoğu’ planını devreye soktu: Soğukkanlı olunmalı.[4]

-Abd
ve batı kendi içerisinde tezadı yaşamakta, bulanık ve kirliliği
barındırmaktadır.

Net
ve dürüst değil, samimi davranmamaktadır.

-ABD
Dışişleri Bakanlığı’nın hazırladığı 2018 raporunda PKK yine terör örgütleri
listesinde yer aldı. TIR’lar dolusu silahın gönderildiği YPG içinse isim
verilmedi, “PKK bağlantılı Marksist örgüt” denildi. FETÖ elebaşı için de
“sürgündeki din adamı” ifadesi kullanıldı.[5]

-Avrupa’daki
Kandil büyüyor! AB, terörü görmezden geliyor.

Avrupa’da
her zaman teşvik gören PKK, son dönemde “DEAŞ’la savaşıyorum” gerekçesiyle
örgütlenme ağını genişletti. Tehlikeli yayılma birçok raporda göze çarpıyor.
Polis Akademisi “PKK’nın Bölgesel Terör Ağı Yapılanması” raporu: AB’deki eroin
ticaretinin %40’ını PKK kontrol ediyor.[6]

-PKK
yeni örgütü burada HDP binasında kurdu.

PKK’nın
2016’da kurduğu illegal kadın yapılanması TJA’nın merkezinin Diyarbakır’daki
HDP İl Binası olduğu ortaya çıktı. Önceki gün gözaltına alınan Van’ın HDP’li
Saray Belediye Başkanı Caziye Duman’ın TJA’nın yürütme kurulu üyesi olduğu
belirlendi.[7]

-Yüz
yıl önce dini ve din temsilcilerini ortadan kaldırıp, beslendikleri kanalları
tıkayanlar, yok ettiklerini düşündükleri dinin ve din temsilcilerinin toparlanmasını
hazmedemediklerinden dolayı, onları bazı bahanelerle -Bazı noktalarda haklı
olup, çoğu noktalarda haksız olsalar
da- dağıtmaya ve karalamaya
sinsice, güya hak namına her türlü haksızlığa girişmektedirler.

Bazı
hak sözleri içinde batıla alet olmakta, hakkı bitirme yoluna gitmektedirler.

-”Ey iman edenler! Hahamlardan ve
rahiplerden birçoğu, insanların mallarını haksız yollarla yiyorlar ve Allah’ın
yolundan alıkoyuyorlar. Altın ve gümüşü biriktirip gizleyerek onları Allah
yolunda harcamayanları elem dolu bir azapla müjdele.”[8]

-Türkiye
bu girdaptan ve derindeki savaşlardan kurtulması için halk i ile bazı şeyleri
sorgulamalıdır.

NATO,
İncirlik, Ayasofya, Atatürk’ü koruma kanunu, Laiklik, İttihadı İslam, ve
Eğitim.

MEHMET
ÖZÇELİK

07-11-2019


[1] https://www.milligazete.com.tr/haber/3285773/din-dersine-hiristiyan-ogretmen

[2] https://m.youtube.com/watch?v=MP1w4G8jRvY

[3] https://www.yenisafak.com/gundem/hdp-istanbul-3-olagan-kongresinde-teroristler-icin-ant-icildi-3512863

[4] https://www.yenisafak.com/dunya/pkk-suriyede-guneydogu-planini-devreye-soktu-sogukkanli-olunmali-3512861

[5] http://www.haber7.com/guncel/haber/2912021-abd-raporunda-ilginc-detay-pkk-ypg-feto

[6] http://www.haber7.com/guncel/haber/2911990-avrupadaki-kandil-buyuyor-ab-teroru-gormezden-geliyor

[7] http://www.haber7.com/siyaset/haber/2911985-pkk-yeni-orgutu-burada-hdp-binasinda-kurdu

[8] Tevbe.34.




A’RAF-45-47




A’RAF-42-44




DÜŞÜNDÜREN SÖZLER-1-




TARİH-1-




KÜRTAJ




KAF SURESİ -Tek Parça




KAF SURESİ-2-




KAF SURESİ-1-




İMAN VE HAYAT

İMAN
VE HAYAT

İmanın
ruhunun girdiği yerde hayatta yeşeriyor.

Yeter
ki kişi iman fişini, marifetullah pirizine takmış olsun.

İmandan
nasibi olmayan, karanlıkta kalmaya mahkumdur.

-Ruh
bu dünyaya maddi hakikatleri almak için, maddenin mahsulü olan manayı elde
etmek için gönderilmiştir.

Ruhun
keşif ve nüfuz alanları olduğu gibi, maddenin de keşif ve nüfuz alanları
sonsuza uzanmaktadır.

Maddeden
müteşekkil olan her şeyi bir düşününüz ve de onların ifade ettiği hakikatlere
bir bakınız.

Hayret
içerisinde kalınacaktır.

Buradan
alınıp geliştirilen bedenin, kendi manasını ifade ettikten sonra tekrar burada
bırakılması, ruhun alması ve kendisini götüreceği hedefi elde etmiş
olmasındandır.

*****************   

Vahye
Mazhar olunca arı, hayvanlar içinde bir hayvan olan arı gibi bir hayvan şifalı
bir balı Allah’ın izniyle insana sunuyor.

Arıyı
diğer hayvanlardan farklı kılan onun vahye Mazhar ve muhatap olmasındandır.

Aynen
bunun gibi de, vahye Mazhar olup onun gereğini yapan insanla, yapmayan insan
arasındaki fark da böyledir.

Vahiy
ile ölü diriltildiği gibi, ölmüş kalpler, akıl ve duygularda hayat bulmaktadır.

Buda
o şeyin Allah ile olan nisbeti ve mensubiyeti ile gerçekleşmektedir.

Vahyin
mertebeleri var.

En
aşağı mertebesi olan arıda böyle olursa, insanda olduğunda neler yapmaz ki!

Nitekim
Samiri bile, Cebrail-in atının bastığı yerden aldığı toprakla böğürüp konuşan
buzağı yapmıştır.

Vahyin
iletişim kaynağı ve santrali olan Cebrail, vahyi götürdüğü yerlere hayatı ve insaniyeti
de götürmekte, oraları maddi manevi hayata kavuşturmaktadır.

-“Her
Şey Zikreder Ancak Siz Bilemezsiniz.

Yedi
gök, yer ve bunların içindekiler O’nu tesbih eder; O’nu övgü ile tesbih etmeyen
hiç bir şey yoktur, ancak siz onların tesbihlerini kavramıyorsunuz.”[1]

-“Ona
bir biçim verdiğimde ve ona ruhumdan üfürdüğümde hemen ona secde ederek (yere)
kapanın.”[2]

MEHMET
ÖZÇELİK

01-11-2019


[1] İsra, 44.

[2] Hicr, 29.




DÜNYEVİLEŞME

DÜNYEVİLEŞME

Dünyevileşme
ve sekülerizm müslümanların hem ayak bağı ve hem de makamla beraber en büyük
imtihanıdır.

Batıda
materyalizmin öldüğü ve bitmesi üzerine yazı kaleme almıştım.[1]

Kıtlıktan
çıkmış ve görmemiş olan bizler maalesef maddeye yenik düştük.

Rehavet
yaramıyor.

-Süleyman
Efendi ve Menzil Cemaatı bu günlerde hedefte.

Avaba
bu saldırı ve musibetler madde ile iç içe olduklarından ve bu konuda ifrat
hareket etmelerinden dolayı mıdır?

Bu
konuda kendilerini sorgulamaları ve şeffaf olmaları gerekmez mi?

Bunlar
zor dönemin insanları.

Zorlu
dönemlerde zorlu hizmet verdiler.

Yine
de vermektedirler.

Bunlarla
ilgili, kendilerinin de takdir ettikleri bir program yaptım Süleyman Efendi ile
ilgili olarak, ulusal Adıyaman AsuTv’de.

Ancak
uzun süre madde ile anılır oldular.

Köylere
gidip buğday toplamaktan, para ve yer bulmaya kadar hırs göstererek
hizmetlerini sürdürmeye çalıştılar.

Elbette
maddi imkan olmadıkça bunca hizmetler nasıl yürütülecektir?

Bu
cemaat bu hoş olmayan durumdan, daha ifrat derecede fetönün kendilerini gölgelemesiyle
o gösterilen hırs ve gayret perdelendi.

Peygamberler
maddeyi hizmetin önüne geçirmediler.

Bediüzzaman
ve Süleyman Efendi köy köy dolaşıp para ve mal toplama gaile ve telaşına
düşmediler.

Madde
ile imtihan olunuyoruz.

Elbette
Bediüzzaman’ın dediği gibi, “Bu zamanda İslam’ın terakkisi maddeden terakkiye
mütevakkıftır.”

Ancak
madde mananın ve hizmetin önüne geçmemeli ve geçirilmemelidir.

Elbette
herkes böyledir demek istemiyoruz.

Bir
kişinin yaptığı maalesef umuma mal ediliyor.

Vasatı
korumalı, hizmet cemaatleri madde ile anılmamalıdır.

-Peygamber
Efendimiz (s.a.s), Bahreyn halkıyla bir barış antlaşması yapmış ve oraya bir
elçi göndermişti. Bu elçi bir müddet sonra yüklü miktarda malla Medine’ye geri
döndü. Ashâb-ı kirâm merakla elçinin ve getirdiği malların etrafında toplanmaya
başladı.

O
esnada mescitten çıkan Allah Resûlü (s.a.s), durumu görünce önce gülümsedi,
sonra şu uyarıda bulundu: “Sevinin ve sizi sevindirecek nimetleri bekleyin!
Vallahi sizin için fakirlikten korkmam. Ancak ben, sizden önceki ümmetlerin
önüne dünya nimetleri serildiği gibi sizin önünüze de serilmesinden, onların o
dünya nimetleri için yanıp tutuştukları gibi sizin de yanıp tutuşmanızdan ve
bunun onları helâk ettiği gibi sizleri de helâk etmesinden korkarım.”[2]

MEHMET ÖZÇELİK

01-11-2019


[1]
http://www.tesbitler.com/2015/01/02/mujde-materyalizm-yikiliyor/

[2] 1
Buhârî, Meğâzî, 12; Müslim, Zühd, 6.