KAHT-U  RİCAL   (ADAM  KITLIĞI)

 

            En büyük kıtlık,adam kıtlığından yaşanmaktadır.

            Hani baba oğluna demiş ya;Oğlum sen adam olamazsan..diye

            Çocuk okumuş,bir beldeye üst seviyede bir idareci olmuş.Korumasını gönderip,falan yerde bir adam –babamda demeden-onu alın bana getirin.

            Adamlarda apar topar bunu alarak getirip içeriye âdeta atmışlar.

            Yerinde gururlu ve alaycı bir tavırda bulunan sayın amir;

            -Hani baba sen bana adam olamazsın,diyordun.bak buranın en üst seviyede bir amiri oldum,deyince baba;

            -Oğlum,ben sana amir olamazsın,şöyle böyle olamazsın demedim ki,ben sana adam olamzsın,dedim.Ve sende beni doğrulamış oldun.Eğer adam olsaydın sen benim ayağıma gelir,öyle beni apar topar ayağına getirmezdin.

            Bir rivayete göre Üsküdardaki Aziz Mahmud Huda-i hazretleri,bir rivayete göre Sokrat;gündüz vakti eline yanmakta olan bir fener alarak,bir şeyler arıyor gibi çarşıda gezer.

            Bunları böyle gören dostları,böyle gündüz vakti,fenerle ne aradıklarını sorunca;

            Adam arıyorum,adam,der.

            Adam olmanın şartı,sorumlu olmak ve sorumluluğunu bilmektir.

            Kanuni ölünce kendisiyle beraber bir kutununda beraberinde mezarına konulmasını vasiyet eder.

            Kanuninin Şeyhulislamı olan Ebussuud Efendi bunun caiz olmadığını söyleyerek izin vermez.İş münakaşa ve çekişmeye varır ve bu arada sanduka düşüp kapağı açılır.İçerisinden fırlayan kağıtla etrafa saçılır.

            Ebussuud Efendi bakar ki bunlar,kendisinin Kanuniye vermiş olduğu fetvalardır.Bunun üzerine içini çekerek;Kanuni Kanuni,Sen kurtuldun ya,ya ben ne olacağım!!!

            Bu zamanda adam olmak çok zorlaşmış.Behlül Dânâ gibi mi yapsak ki…Behlül bazen kabre gider ve orada otururdu.Neden orada oturduğunu sorduklarında da;

            -Buradakiler gıybet etmiyor,kimseyi çekiştirmiyorlar,der.

            -Yine Behlülün bir gün evi soyulur.Kalkar hemen kabre gider.Burada ne aradığını sorduklarında ise;evinin soyulduğunu söyleyince,devlete gitmesi gerektiğini söyleyenlere şu cevabı verir:

            -O heryerden ve her şeyden kaçabilir,ama ölümden kaçamaz,eni sonu o buraya gelecektir,ben de onun yakasından yapışırım,der.

            -Yine Behlül,kendisinin rüyada gördüğü padişahlılığının,gerçek hayattaki padişahlıktan daha ileride olduğunu şöyle anlatır:

            Zira ben gözümü açınca hayat bulurken,sen gözünü açınca,gözün açılınca iş bitiyor.

            Hadisde:”İnsanlar uykudadırlar,ölünce uyanırlar.”

            Ey uykuda iken kendilerini ayık zannedenler!!!

            Benimde dostlarıma tavsiyem;Adamlarla adam olun..adam kalın…adam gibi değil bizzat adamın kendisi olun değerli adamlar…

 

AKILLI HAMDİ