TARİHİMİZDE   İRAN

 

            İran tarih boyunca muğlaklığını korumakla,çok şeylere sahnelik yapmış,garip ve acib bir devlettir. Kaynayan ve kaynatılan merkezi bir kazan...

            230 yılında İran’da Erdeşir b. Babek kurmuş olduğu hakimiyeti ile küçük krallıkları tek bir çatı altında toplayıp,Sâsani devletini ve imparatorluğunu tesis eder.[1]

            İran ateşperest idi.[2] Bu konu ile ilgili olarak Rum suresi ayet 2-5 ve tefsirinde geniş açıklama vardır. Ve Bizansla İran arasında devam etmekte olan bu savaşlar yüzlerce yıl sürmüştü.[3]

            Yenilen Rumların 3-9 yılları arasında mecusi olan İranlılara bu ehli kitabın galib geleceği müjdelenmiş,Mekke müşriklerinin hevesleri kursaklarında kalmıştır.[4]

            İhtilaf sebebi,Irak ve Suriye bölgesi meselesi idi.[5]

            Bizans gibi İran’da İslâmın ilk çıkışından tedirgin idi. Çünkü onun yükselişi kendilerinin düşüşü anlamına geldiğini çok iyi anlamışlardı.[6]

            Peygamberimiz Mecusi olan İran hükümdarına mektub göndermiş ve onu İslâma davet etmişti.[7]

            “Peygamber (SAM) İran hükümdarı (Kisra) na İslâmiyeti tebliğ etmek üzere elçi gönderdiği zaman Kisra buna,Peygamberi öldürecek birini yola çıkarmakla cevap verdi. Fakat Allah onu,niyetini gerçekleştiremeden helak etti.[8]

            Hulefa-i Raşidin döneminde hızla yayılan İslamiyet[9] özellikle Hz. Ömer döneminde İslâmın önünde birinci engel olan süper devlet Sâsani imparatorluğu yıkılmış,artık hakimiyeti ortadan kalkmış oldu.[10]

            İslâmdan sonra ise Hz. Ali taraftarlığı adıyla Şii yani İsna Aşeriyye olan on iki imama inanmayı dinin esası ve rüknü olarak kabul etmiş,[11]inançta fitne oluşturmuş olmaktadırlar.

            İran;Osmanlıda da şiiliği yaydı.[12]

            İmamet meselesini Safeviler döneminde yaşayan meclisi “Hayat-ül Kulub” adlı eserinde genişçe izah etmiştir.[13]

            İslâmdan önce süperliliğini Sâsani imparatorluğu olarak devam ettiren İran,İslâmdan sonra da bunu devam ettirmek düşüncesinde idiler. Bunu da her zaman ve zeminde İslâm aleminin başında olmak şeklinde değerlendirdiler ve uygulama yoluna başvurdular. Bunu da bir başkasına kaptırmak istemiyorlardı.

            Bunun neticesidir ki;İran yani Safevilerle-Osmanlılar arasında uzun süren savaşlar olmuştur. Özellikle Yavuz Selimden Osmanlının çöküşüne kadar 29 sefer savaş ve 32 sefer barış anlaşması yapılmıştır.

            İ. Bardakçı bu konuda”Bu komşumuzla tarihimiz boyunca 28 savaş ve 32 anlaşma yapmışızdır. sınırlar sürekli değişmiştir. Ama 1638’de imzaladığımız Kasr-ı Şirin anlaşması hala geçerlidir. Neden ve Nasıl?”[14]

            Müslümanların dışında kimselerle çarpışmamış,savaşmamıştır.

            1514’de İranın diğer ifadeyle şiiliğin yaygınlaşmasını engelleyen ve en önemli icraatlarından birini gerçekleştiren Yavuz,Çaldıran Savaşıyla,Şah İsmailin kaçmasıyla isyanlar bastırılmış oldu.[15]

            Prof. Browne bunu şöyle açıklar:”İran’da yaygın olan İsna Aşeriyye,Sebiyye ve İsmailiyye grupları hem Hz. Peygamberin ve Hem de Sâsanilerin soyundan geldikleri için yalnız Peygamberlik otoritesini değil,aynı zamanda krallığı da temsil ettiklerini iddia ediyorlardı.[16]

            Burada şu hakikat da açığa çıkmaktadır ki;Şiilik perdesi altında Hz. Ali-ye karşı olan muhabbet,Hz. Ömere olan düşmanlıklarından ileri geliyordu. Çünkü o devletlerini bir daha doğrulmayacak şekilde yıkmış,bitirmişti.[17]

            Meselenin ikinci cephesinin cereyanı ise;Yavuz Sultan Selimin 24-Nisan-1512’de tahta geçmesiyle,ilk iş sünni alimlerden aldığı fetva ile,[18]Şii devletini kuran Şah İsmailin ve Anadolu da yayılmakta olan Batınilik ve Şiiliğin büyük bir darbe yemesiyle gerçekleşmiştir.

            Bundan dolayıdır ki;Birinci darbeyi Hz. Ömerden  yiyerek mecusiliği,ateşperestliği ve İslâmın önündeki engelliği  tarihe karışan İran,İkinci darbeyi Yavuzdan yemekle batıl ve sapık bir düşüncenin Anadolu da yayılmacılığı engellenmiş oldu. Bu sebebden bu iki zat,İran Ve Şii taraftarları ve uzantılarınca tarih boyunca hedef tahtası olmuşlardır.

            Kanuni Sultan Süleymanın ikinci İran seferi (1548) ile Tebriz gibi eski yerler alındı.[19]

            Osmanlı Safevi mücadelesi ile Osmanlı ordusunun doğuya yönelik en büyük ve en uzun süreli  savaşı Kanuni Sultan Süleymanın 1533-1535 yılları arasında yapmış olduğu ilk İran seferidir ki;diğer adıyla Irakeyn seferi olup,Çaldıran seferinden (1514) sonra yeniden alevlenmiş oldu.[20]

            13 gazaya iştirak etmiş olan Kanuni Sultan Süleyman bunun üçünü İran üzerine yapmıştır. Yani;”Muhteşem Süleyman 11. seferi hümayununu,Osmanlı devletini arkadan vurmayı adet haline getiren İrana yaptı. Buna 2. İran seferi de denir.  1548-1549 yıllarında gerçekleştirilen bu sefer ile Tebriz geri alındı. 1553-55 yılları arasında da 3. İran seferini ve genelde ise,12. seferi hümayununu yaptı. Buna Nahcıvan seferi de denmektedir.”[21]

            1575-1590 yıllarında devam eden İran harplerinde de dostluğun bozulmasıyla II. Şah İsmail:”Osmanlılarla süren barışı terk ederek,doğudaki Kürtleri aleyhimize kışkırtıyordu.” [22]Şimdi de PKK eliyle yapmaya çalıştığı gibi...[23]

            PKK desteğinin taktiğini IV. Murad döneminde de oluşan boşluğu (1623-1632) ganimet bilipte Bağdatta isyan çıkararak ele geçirdiği gibi,[24]yerine getirmiş,PKK’nın doldurmaya çalıştığı boşluktan istifadeye yardımda bulunmuştur.

            İrandaki karışıklıktan istifade eden Sultan III. Murad 1578’de savaş açtı ve 1590’daki anlaşma ile bu savaş durdu.[25]

            Sultan III. Mehmed döneminde 1603’de başlayan harb,1612’de bir  anlaşma yapıldı.[26]

            Ancak Osmanlılar 1615’de yine savaş açıp,bir yılda bu sürdü.[27]

            1624’de başlayan:”Bağdat’ın Safevilerin eline düşmesi üzerine,Osmanlı-İran savaşları başladı.”[28]1639’ a kadar devam etti.

            Celali isyanları:”Safevi devletinin himayesinde bir mezheb mücadelesi tarzında başlayan ve daha ziyade İranın tahrikleri sonucu Osmanlı devletine fırsat buldukça isyan eden Şii Türkmenlerin hareketleridir.”[29]

            Böylece İranın bir hedefi de Osmanlıya İsna aşeriyye ve Ca’feriyye mezhebini hak mezheb olarak kabul ettirme çabaları idi. ancak”İran,Osmanlı devletine isna aşeriyyeyi yine hak mezheb olarak kabul ettiremedi.”[30]

            Osmanlı halkının İrandan gelecek sapık inanç ve mezheblerden korunması önemli bir yer tutar.

            Cevdet Paşaya göre;dinlerinde,sapıklıklarında kaynağı Asya,iranlı Mazdek,hem sosyalizmin,hem kominizmin,hem Nihilizmin piri,İslamiyet bu çılgınlıkları tasfiye etmiş. Mazdekin çömezleri,ya isim değiştirerek yer altında yaşamaya çalışmış,yahut Avrupaya sığınmış,anarşizmin tarihini yazanlar yunan-ı kadime kadar uzanır,sonra orta çağ manastırlarına uğrarlar.”[31]

            Şiiler; hasseten  İmamı Azam ve Abdulkadiri Geylani merkadlerini sünnilerin mübarek merkezleridir diyerek tahrib etmişlerdir.[32]

            Rusyanın Hazar kıyılarına sahip olma düşüncesi,Osmanlıların İran hükümdarı Eşref Şah tarafından tanınmak zorunda kaldı. Yıl 1727...

            Ancak bir müddet sonra”Avşar Türklerinden Nadir Han “tarafından tekrar geri alındı.[33]

            Ancak Kendini toplayan Osmanlı ve III: Ahmed tarafından başa geçirilen yiğeni Sultan I. Mahmud 1731’de İranla savaşta tebrizi geri aldı.

            1723’den 1730’a kadar İranla 7 yıl süren savaşlar devam etmiş,Lale devrinde bu savaşlar 7 yıldan sonra sona ermiştir.[34]

            Bir çok sebeb sonuç ilişkilerinin bağlantılı olduğu,uzun maceralara sahne olan savaşlarla beraber bu savaşta anlaşma ile sonuçlanıp,ancak bundan sonra;”Böylece İran’da Safeviler soyu yıkılıp,yerine bir Türk soyu olan Avşarlar geçmiş oldu. (1736)”[35]

            Mevzii baş kaldırmalarla beraber 1639 Kasrı Şirin anlaşmasının esas tutulmasıyla barış yapılmış,her ne kadar bundan bir mesele çıkmamasına [36] rağmen 1775-1779 yılında tekrar saldırı devam etmiştir.[37]

            Tarihin muhtelif devirlerinde Osmanlı-İran savaşları tezgahlandığı gibi, aynı oyun şimdide oynanmakta,CIA’nın İran,Irak ve Suriye yi karşımıza çıkartmaya çalıştığı haberleri de[38] yabana atılacak cinsten değildir.

            Özellikle İranın Osmanlıya ve onun topraklarına göz dikmesindeki en önemli sebeblerden birisi de;Osmanlının  zaafa düşmesi,Rus,Yunan ve batı devletleriyle uğraşıp zora düşmesi,doğu da bulunan İranı güçlendirmiş,o boşluktan istifadeye bir cesaret vermiştir.

            Netice de ya savaşa gidilmiş veya barış yolu tercih edilmiştir.

            Böylece gündemde kalmayı başaran İran,tarih boyunca bölgedeki siyasi ve iktisadi olaylarda önemli rol oynamış bir ülkedir.[39]

            “Eski çağlardan günümüze kadar bir çok medeniyete,çeşitli istila ve fetih hareketlerine sahne olmuş olan İranı en fazla etkileyen ve bu bölge tarihine yön veren iki önemli olay vardır. bunlardan birincisi ve en önemlisi;İranın müslümanlar tarafından fethedilmesi ve İranlıların İslâmiyeti kabul etmeleridir. ikincisi ise;İslam dünyasında taş üstünde taş koymayan Moğol istilalarıdır.”[40]

            “Abbasileri ortadan kaldırdıktan sonra Ocak-1258 Moğolların Irakta hüküm ve nüfuzları seksen sene kadar (1338) sürer.”[41]

            İslâmiyetin,İrandaki ileri gelenlerle ve halkla olan münasebeti yayılmasına sebeb olduğu gibi,bir sebebde;

            “Hz. Ali’nin oğlu Hz. Hüseyinin,Sasani hanedanının son hükümdarı olan Yezdücerd’in kızı Şahbanu ile evlenmesi,yeni mezheb sahiplerine,fethedilen bu memleket halkının milli ve siyasi teveccühlerini kazandırmıştı. İranlılar,Şahbanu ile Hüseyinin torunlarına daima eski krallarının halefleri ve milli geleneklerinin varisleri gözü ile baka gelmişlerdi. Bu husustaki milli duygular,İranlıların Hz. Ali sülalesine olan büyük manevi bağlılıklarının sebeblerini izah eden maddelerden biri olarak gösterilmiştir.[42]

            “Selçukiler,İranda sünniliğin tefevvukunu temin ettilerse de Şiiliği tamamen ortadan kaldıramadılar. XI. asırdan XII. asra kadar olan zaman,İran için pek şiddetli bir dini mücadele devri olup,bunun tafsilatı henüz tamamıyla aydınlatılamadığı...” [43]da belirtilir.

            Asyayı batıya bağlayan ticaret yolu üzerinde bulunan İran,İslam dünyasındaki gelişmelerin odağı durumuna geldi.

            Bu tarihten itibaren   Emeviler,Abbasiler,Tahiriler,Saffariler,Samaniler, Büveyhiler, Selçuklular,Moğollar,Harzemşahlar,İlhanlılar,Timurlular,Türkmenler,Safeviler (1502-1736), Zend hanedanı (1750-1779),Kaçarlar (1779-1925),ve Pehlevi hanedanı (1925-1979)İran’a hakim olmuşlardır.[44]

            “Gerek II. Abdulhamid gerekse II. Meşrutiyet dönemlerinde Osmanlı devleti Irakta biri İrandan,diğeri İngiltereden gelen iki dış tehditle karşılaşmıştır.”[45]

            Ve”İran Irak sınırı bütün Osmanlı tarihi boyunca olduğu gibi,Tanzimattan I. Dünya savaşına kadar geçen süre içerisinde de çeşitli olaylara sahne olmuş ve çözümsüz problem olma niteliğini  korumuştur.”[46]

            İranın gündeme girmesi için özel bir çabaya gerek yok. Zaten gündemlik bir devlet. Canı sıkılanın istemesiyle üzerindeki üç beş tozunda alınmasıyla,gündemdeki varlığı sürdürülebilir.

            “İranlı gazeteci Seyafus Beşiri (yaş-40) 6 ay hapishanede kaldığı hatıralarında;kedileri öldürdüğünden”Kedi katili”diye bilinen,ayetullah Halhali bana:”aslında Humeyni benden her gece yüz kişinin kurşuna dizilmesini istedi. ben ise on veya yirmi kişi ile iktifa ediyorum. Bu da benim şefkatli olduğumu gösteriyor.”dedi.[47]

            Bu onun iç de her ne kadar az bir kıpırdanma,zaman içinde büyük bir potansiyele dönüşen hareketi alsa da “Kapalı Toplum”[48] olmasının sebebinden kaynaklanmaktadır.

            M. Sabir makalesinde:” Ey Nurcu dostlarım! Türk Pakistan dostluğu için çalışınız,koministlerden agah olunuz. İftihar ederiz ki,Türkiye ile Pakistan,Bağdat paktı muahedesinde şeriktir. Yolunuz İslâmidir,ne Arablık,ne İrancılık...”[49]

 

                        02-07-2000    MEHMET      ÖZÇELİK



[1] Büyük İslam Tarihi. (Heyet) 1 / 124,Geniş bilgi için bak. 73 Fırka. M. Uysal. sh.15,173,176,İslam devletleri Tarihi. M. Açıkgözoğlu.  154,234,251-252,270,282,287,294,324,327,336, İslam Peygamberi. M. Hamidullah. 1 / 15,351-57-65,374.

[2] Age. 1 / 233.

[3] Age. 1 / 443.

[4] Bak.Saf.13.

[5] Büyük İslam Tarihi. Age. 2 / 46.

[6] Age. 1 / 435-436.

[7] Age. 1 / 504-506.

[8] Mezhebler Tarihi. Prof. M. Ebu Zehra. Mütr. Dr. A. Şener. sh.25.

[9] Büyük İslam Tarihi.age. 1 / 423, 2 / 46.

[10] Bak.Age. 2 / 66,70,106.

[11] Bak.Age. 2 / 462.

[12] Bak. İslam Devletleri Tarihi. age.234.

[13] Büyük İslam Tarihi. age. 2 / 464.

[14] Zaman gaz.29-7-1998.

[15] İslam Devletleri Tarihi. age. 237.

[16] Büyük İslam Tarihi. Age. 5 / 81.

[17] Lem’alar. B. Said Nursi. 21.

[18]Büyük İslam Tarihi.  Age. 5 / 81.

[19]İslam Devletleri  Tarihi. age.251.

[20] Bak. İslam Ansiklopedisi. İSAM: 19 / 116.

[21] Bilinmeyen Osmanlı. age. 150.

[22] Age.165,177.

[23] Bak.zaman gaz.Yard.doç. B. Aras.10-8-1999,ve,Dr. Hanna Yousif Freij.Uluslar arası ilişkiler ve orta doğu uzmanı,Utah/ABD,Dr. J. C.The middle East Institute kuruluşu orta doğu uzmanı,H.Y.Freij.(İran siyaseti)

[24] Bilinmeyen Osmanlı.age. 184-187.

[25] İslam Devletleri Tarihi.Age. 270.

[26] Age. 282.

[27] Age.283,287.

[28] Age.294.

[29] Bilinmeyen Osmanlı.age. 174,178.

[30] age. 219,Bak. zaman gaz. A. Bulaç. 31-7-1999.

[31] Pınar derg.sayı.74.Şubat.1978.sh.2.

[32] Fuzuli. Prof. A. Karahan.77.

[33] İslam Devletleri Tarihi. Age.324-325.

[34] Bak. Bilinmeyen Osmanlı. Prof. A. Akgündüz,S. Öztürk. 209.

[35] İslam Devletleri Tarihi. Age.327-328.

[36] Age.328.

[37] Age. 336.

[38]Bak.zaman gaz. 30-1-1993,Hürriyet gaz. 30-1-1993.

[39] Büyük İslam Tarihi. age. 13 / 83.

[40] Age. 13 / 185.

[41] Fuzuli. Prof. A. Karahan. 72.

[42] İntişarı İslam Tarihi. T. W. Arnold. sh. 212.

[43] İslam Medeniyeti Tarihi. Prof. W. Bart hold,Prof. M. F. Köprülü. 56.

[44] Büyük İslam Tarihi. age. 13 / 186.

[45] İslam Ansiklopedisi. İSAM. 19 / 95.

[46] Age. 19 / 95.

[47] Yeni Nesil gaz.9-9-1982.

[48] Bak.zaman gaz.6-8-1998.

[49] Tarihçe-i hayat. B. S. Nursi.628. Karaşi ünv. türk Tarih bölm. asistanı.