HARCANAN HAFIZLARIMIZ

 

            Devletin teşvik edip,vergiden düşmesine rağmen memleketimizde iş adamlarının yapmış olduğu pek bir hayır kurumu bulunmamaktadır.Kurumuş galiba.

            İçimi en fazla cız ettiren olay,4 yıl boyunca Kur’an-ı Kerimi ezberleyerek hıfzetmiş olan hafızların çarşıda el arabacılığı yapmaları veya en iyisinin bir fabrikada işçi olarak devam etmesi.Böylede olunca bu kişi 4 yıl emek vererek ezberlemiş olduğu Kur’anı da unutacaktır.

            İş adamlarına sitemim biraz ağır olabilir;Siz öldünüz mü yahu.Biraz saygı,biraz edeb,biraz anlayış bekliyoruz sizden.

İsterseniz size bir hesap çıkarayım.Sizden hesab adamı da olsanız ancak böyle hayırlı bir hesabı pek ya yapamıyorsunuz,ya da sizi yapmaya teşvik edenler çıkmıyor.

Mesela bu konuda müftülük Dursun Çavuş camiini yapacağına,-bu sözüm bir iş adamı içinde geçerlidir.-Dört tane hafız tutsa,bunlara ayda asgari ücretten 400 veya 500 ytl ödese,bu hafızlar Adıyamanın 4 büyük camiinde her gün sabah,öğle,ikindi,yatsı olmak üzere 4 cüz okusa,hem cemaat bunları takib etmek için gelir,cemaatı arttırmış olurlar,hem de memleketimize gelecek olan belaların def’ine vesile olunmuş olur,rahmet ve bereket iner.

Ve bu yapacağı hizmet,o camiyi yapma hizmetinden daha hayırlıdır.Ama ikisini yaparsa ne ala.En kısa zamanda müftülük bu konuda yetiştirdiği bu öğrencileri sokağa bırakmamalı,bunun vebali gayet büyüktür.

İmamlık imtihanlarında ilk olarak bunlar tercih edilmeli.Köylere halkın parasıyla ücretli olarak göndermeli,onlar için bu öğrendiklerini kullanacakları ortamları oluşturmalıdır.

Veya bu 4 hafız 6 saat dönerli olarak aralıklarla mesela Ulu Camiinde 6 saat sürekli okuyup,24 saat boyunca okunsa hem her gün hatim yapılır,isteyen istediği zamanda takib ederek Kur’anını geliştirir.Başka yerlerede güzel bir nümune-i imtisal olmuş olur.

Buda bir zengine yılda 20 milyara mal olacaktır.Oysa bir düğünde gereksiz yere dolarları havaya fırlatarak sarf edilebilmekte,böyle hayırlı bir uygulama için neden sarf edilmesin…

Dört zengin bu işi üstlense adam başına 5 milyarlık bir masraf çıkmış olur.Bu da onun hem dünyası hem de ahireti için bir kazançtır.

Örnekleri gayet çok olup,bu konuyu gündeme getirdiğimde bir dostum, İstanbulda tanıdığı bir zenginin yıllarca biriktirdiği malını mülkünü,hayırsız evladı bir çırpıda bitirerek babasını bir sigaraya muhtaç etmiştir.

Böyle bir hayırda bulunan asla kaybetmez.

İş adamları harekete geçmeli,harekete geçirilmeli.Bizler Kur’anın yasak olduğu o kıtlık dönemlerinde yetişmiş kimseleriz.Kur’an öğrenmek ve öğretmekten içeri girmiş kimselerdeniz.Bunun acı ve eksikliğini biliriz.

Bu benim feryadımdır.Bu benim içimin yangınlığıdır.

Bu memleketin hamiyet sahibi insanlara fazlasıyla ihtiyacı vardır.Kimse 4 metrelik kefenin dışında bir şey götürmemiştir.

Derslikler yapılsın,hastaların kalacağı özel odalar,aş evleri,yaşlı ve yetimlere sahib çıkılsın.

İşte ibretli ve düşündürücü bir olay:

İsmet amca..84 yaşında..17 Ağustos depreminden önce Sakaryada marketi,daireleri olan zengin bir iş adamı.Gece üçte,çocuk ve torunları namaz kılıyorlardı.O sırada deprem oldu.Odalar birbirine girmişti.İsmet amca ise bir dolabın altına girerek kendisini korumaya aldı..kurtulmuştu.Ama 60 yıllık eşini kaybetmiş ve eşi bulunamamıştı.O da ölenlerle beraber idi.

İsmet amca ancak 6 ay sonra kendisine gelmiş ve her şeyini kaybettiğinin farkına varmıştı.Bir anda fakir düşmüştü…

Hafızlarımıza sahib çıkalım…

 

AKILLI HAMDİ

13-09-2005