O VE BEN

O
VE BEN

O’ndaki
ben mi, bendeki O’mu?

O
ben de ben de O’ndayım.

İmanım
gibi biliyorum ki; O bendedir.

Hatta
şah damarımdan daha da yakındır.

-Ben
O’ndanım.

Heme
ost değil, heme ezosttur.

Her
şey O değil, her şey O’ndandır.

-Bir
tarafım uçurum, diğer tarafım sonsuzluk.

Uçuruma
düşmekten iman, Allah’a mensubiyet ve irtibat insanı yokluk karanlıklarına
düşmekten koruyor.

İmansız
ve irtibatsız bir hayat, her an yokluk uçurumuna düşme korkusuyla yaşanılan bir
hayattır.

Böyle
bir hayat ise, cehennemi bir halet ve hayattır.

-Dünyaya
vücut elbisesi olmadan gelen insan, vücudu geliştirip, ruhunu tekâmül veya
tefessüh ettirdikten sonra, tekrar bu vücut elbisesini burada bırakarak, ya
kazanmış veya kaybetmiş olarak bu dünyadan göçüp gidecektir.

-İnsan
bütün varlıklarla ünsiyet kurabilen bir varlık.

-Hep
cezayı düşünerekten cehennemden korkuyoruz aslında en çok korkulacak kaybettiklerimizdendir.

Ne
ceza alacağımdan ziyade, ne kaybedeceğim sorusudur.

Cehennemi
kazanmanın dışında cennetin veya cennete aid kazanımların kaybı düşünüldüğünde,
en büyük cehennem hali olacaktır.

Nitekim
cehennemin fevkinde en büyük cehennem, cennetin kaybıdır.

Kişiye
kayıp olarak cenneti veya ona aid bir değeri kaybetmesi, en büyük kayıptır.

Hatta
cennette olmaması ve cehennemde bulunmasından dolayı, rüyetullahtan mahrumiyet,
cehennemi bir çok defa katlayacak cehennemi bir halettir.

***************  

HAK
VE HAKİKAT YOLU VE YOLCUSU

İnsan
kendini dışarıda arıyor.

Neden
içeride ve içinde aramıyor.

Çünkü
ona göre orası karanlık tıpkı Nasreddin hocanın ahırda kaybettiğini karanlık
diye dışarıda araması gibi.

-Men
arefe nefsehu fekad arefe Rabbehu

Kendini
bilen, Rabbisini de bilir.

İnsanın
başına gelen elinin işidir.

“Başınıza
ne geldi ise ellerinizle işlediklerinizden dolayıdır. Bununla beraber Allah
çoğunu affeder.” Şura, 30.

“İnsan
üzerinde yedi yol inşa ettik” diye (Mü’minun, 17). “Sana yedi şifreli Kurân’ı,
Fatihâ’yı indirdik” Hicr.15.

İnsanın
dünyasına giden yol, Fatihanın yedi ayetinden geçer.

-Benden
O’na seyrin adı ihlastır.

İnsanlar,
imtihandan geçirilmeden, sadece “iman ettik” demeleri ile
bırakılıverileceklerini mi sandılar?(Ankebut, 1-2.)

-Gerek
insanın içindeki melek ve şeytan, nefis ve kalb gibi zorlukları, dış
dünyamızdaki zorluklarla tamamen barışamaz, bir araya gelemezler.

Geceyle
gündüz gibi.

Soğuk
bir kış günü Mevlana ile talebesi geziyorlarmış. Birbiri ile sarmaş dolaş yatan
iki tane köpek görmüş talebe. “Efendim şunlardaki sevgi tezahürüne bakın ne
güzel yatıyorlar”, demiş. Mevlana da, “Aralarına bir kemik at da o zaman seyret
onları”, demiş.

-“Ruh,
su üstünde idi” der Tevrat’ta.

Biz
her şeyi sudan yarattık, ayetini teyid eder.

Başlangıçtaki
su toprak karışımından yaratılan insan babası Hz. Âdem, sonradan çocukları bir
damla sudan yaratıldılar.

-Biz
ney gibiyiz. Bize üfleyen, bizi dirilten sensin Allah’ım. Hz. Mevlana.

Adem’e
ruhumdan üfledim. (Hicr.29 ve Sad, 72.)

-Özlü
Söz: Bir Arap şairi şöyle söylemiştir:
Zamanın harap etmesi için bina
yapılması gibi, Anneler de yavrularını ölüm için beslerler.

MEHMET
ÖZÇELİK

23-10-2019




YARALI NESİL

YARALI NESİL

-İnsanlar cemaat halinde yaşamaya başladıktan sora, diğer içtimai
müesseseler gibi din müessesesini de vücuda getirmişlerdir. Age.58.

Tarih-2-Tarihi noktai nazardan da mütalea edildiği zaman görülüyor ki: Muhammet
birdenbire Allahın Resulüyüm diyerek ortaya çıkmamıştır. O, Arapların ahlak ve
adetlerinin pek fena ve pek iptidai ve ıslaha muhtaç olduğunu anlamış, bunları
ıslah için tenha yerlere çekilerek senelerce düşünmüş ve yıllarca tefekkürden
sonra
kendisinde vahiy ve ilham fikri doğmuştur. Vahiy, ilham fikri Muhammetten evel
de Araplarca meçhul değildi. Bütün iptidai kavimler gibi, Araplar da,
şairlerin, akıl erdiremedikleri kuvvetlerden ilham aldıklarına inanırlardı. Bu
kuvvetler Araplar için cinlerdi. Cinler, güya, kahinlere kayıptan haber vermek
kudretini ilham ederlerdi. Bu nevi itikatlar Arabistanda her zaman
o kadar canlı ve derin olmuştur ki Muhammet dahi cinlerin vücuduna samimi
olarak inanmıştır. O, hakikaten cinlerin şairlere şiir ilham ettiğine kani idi.
Araplar şairleri, bir kahin gibi telakki ederlerdi. Muhammedin Musa, İsa,
dinlerine dair öğrendikleri de kendisinde bu itikadı kuvvetlendirmiştir. Bu
Peygamberler de melekler vasıtasile ilham aldıklarını söylemişlerdi. O dinlerde
de cin ve melek telakkisi vardı. Dinler nazarında cinler, kötü ruhlar
olduğundan peygamberler onlardan mülhem olamazlardı. Muhammette diğer peygamberler gibi
kendisine ilham eden kuvvetin insanları iğfal eden bir kuvvet olmayıp, onları
hayır ve saadete irşat eden ilahi bir kuvvet olduğuna samimi olarak
inandı. Sh.113.

-Muhammedin Peygamberliğinin başlangıcına dair
birçok rivayetler vardır. Bunlar pek çok efsanelerle karışmıştır. Hakikatte Peygamberin
ilk söylediği Kuran ayetlerinin ne olduğu kati surette malum değildir. Muhammet
uzun bir devirdeki tefekkürlerin mahsulü olan ayetleri lüzum ve ihtiyaçlara
göre takrir ediyordu. Bununla beraber kendisini tahrik eden kuvvetin tabiat
fevkinde bir mevcudiyet olduğuna samimi surette kani idi. Muhammedi harekete
getiren ilk amil bu samimi heyecanlar olmuştur. Muhammet bidayette irticalen
dini hitabette bulunan bir vaiz oldu. Vaizlikten Nebiliğe, Nebilikten nihayet
Allahın Resulü haline geçti. Aralarında yaşadığı insanların manevi menfaati
için ve büyük bir hakikat namına mücadeleye atıldı. sonunda cihanşümul bir
dinin müessisi oldu. Muhammedin neşrettiği din, insanların kalbinde derin bir
ihtizaz uyandırdı.Age.114.

– MEKKENİN ZAPTI :Mekkenin zaptı, iki kabile
arasında ehemmiyetsiz bir kavga yüzünden vukua gelmiştir.Age.129.

-Gayet basit, seviyesiz, dinin haricinden dahiline
bakmaya çalışma, samimiyetsiz, saygısız, ciddiyetsiz bir anlatım içinde ele
alınmış.

******************   

-«Bundan, tabiatı anlamakta zekâmı
en büyük cevher ve müessir olduğu anlaşılıyor ki, tabiatın fevkinde ve
haricindeki bütün mefhumların, insan dimağı için kendi tarafından uydurma
şeylerden başka bir şey olmadığı meydana çıkar.» (1931 yılının Lise Tarih kitabı,
Cild 1, sayfa 2, satır 35 ilâ 39.)

«Her halde
hayatın, herhangi bir tabiat harici âmilin müdahalesi olmaksızın, dünya
üzerinde tabii, zaruri bir kimya ve fizik seyri neticesi olduğunu kabul etmek
lazımdır.» (1931 yılının Lise Tarih kitabı, Cilt 1. sahife 5, satır 10 ilâ 17.)

«Mekkeliler
Arapları kendi mabetlerine çekebilmek için Arap yarımadasının muhtelif
yerlerinde mabut tanılan 360 putu Kabede yerleştirmişlerdi. Kabenin kutsiyetini
Yahudi ananelerine de raptetmişlerdi. Bu uydurmalara göre İbrahim, karısı Hacer
ile oğlu İsmail’i buraya getirmişti. Bunların hepsi, bittabi, sonradan
uydurulmuş masallardır.» (1931 yılının Lise Tarih kitabı, Cilt 2, sahife 85,
satır 19 ilâ 27.)

«…….. 40
yaşına geldiği zaman, vatandaşlarını, kendisinin bulduğu ve doğru olduğuna
inandığı yeni bir dine davet etmeğe başladı.» (1931 yılının Lise Tarih kitabı,
Cilt 2, sahife 89, satır 15 ilâ 18.)

«…….. uzun
bir devredeki tefekkürlerin mahsulü olan âyetleri, lüzum ve ihtiyaçlara göre
takdir ediyordu.» (1931 yılının Lise Tarih kitabı, Cilt 2, sahife 41, satır 26
ilâ 27.Bak. Necip Fazıl Kısakürek, Büyük Doğu Dergisi, 22 Aralık 1950, Sayı:
40, sayfa 3.)

MEHMET
ÖZÇELİK/20-10-2019




KISKAÇ-MENGENE

KISKAÇ

İslam
dünyası ve Türkiye bir asırdır kıskaç altındadır.

Arap
birliklerinin PKK’ya yaptığımız operasyonu tenkid etmeleri, Arap dünyasını
temsilen değildir.

Tıpkı
bizdeki HDP, CHP, sol partiler ve de fetö ne ise, onlarda da bu ve
benzerlerinin olmadığını düşünmek saflık olur.

-Dağdaki
çobanın oyuyla benim oyum nasıl bir olur diyenler, bugün dağdaki eşkiya ile
ortaklık yapıyorlar, aynı oybirliği ile..

Onlarda
tam özgür değil.

Bizde
bazı dernek ve temsilcilerle çıkan cartlak sesler, orada da çıkmaktadır.

Halk
ile bunları ayırmak gerekir.

Bizde
laikler yok mu?

Bizde
darbe yapan darbeci generaller yok mu?

Bizde
mason, sabataist, ateist, sefih bulunmuyor mu?

Arap
dünyasında da eksik değil.

Yüz
yıl önce darbe ile getirilip götürülenler veya miadı dolanların yerine
güncelleme yapılmaktadır.

Düşünün,
Sayın Erdoğan hangi Arap ülkesinde aday olsun da kazanamamış olsun?

Baştaki
idareciler ile halkı ayırmak lazım.

Mısırda
yüzde elli ikiyle gelen Mursi yok, sıfırlı Sisi var.

Arap
dünyası bir asırdır ve hala kıskaç altındadır.[1]

-Bir
asırdır operasyona maruzuz.

Her
alanda operasyon yapılıyor.

Dıştan
gelen operasyonlarda şimdiye kadar pasif kalmamızın sebebi, içte yapılan
operasyonlar sebebiyledir.

Dıştan
sonra içteki operasyonlara devam etmelidir.

Bu
iş için de önce meclisten başlayıp terör destekçilerini devre dışı
bırakmalıdır.

Terörü destekleyenlere ağır yaptırımlar yapılmalı, vatandaşlıktan çıkarılmalıdır.

Milli
Eğitim, Aile Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı ile devam ettirmelidir.

Atatürk’ü
koruma kanununun arkasına sığınıp her türlü menfilikleri yapanlara fırsat
vermeyip, koruma kanunu kaldırılmalıdır.

Ayasofya
açılıp, İttihad-ı İslam tesis edilmelidir.

***************  

Nato-yu
yerin dibine sokacak tesbit ve teşhis.

Cumhurbaşkanı
Erdoğan’dan Merkel’i zorlayan soru: PKK’yı NATO’ya aldınız da benim mi haberim
yok?

Cumhurbaşkanı
Erdoğan’dan Merkel’i zorlayan soru: PKK’yı NATO’ya aldınız da benim mi haberim
yok?

Cumhurbaşkanı
Erdoğan, İstanbul’da yaptığı Barış Pınarı Harekatı’na ilişkin açıklamada
“Operasyonumuzun ardından ülkemizi ekonomik ve silah satışı ile ilgili
yaptırımlarla tehdit edenlere rastlıyoruz. Türkiye’yi böyle yolundan
döndüreceğini sananlar yanılıyor. Almanya Şansölyesi Merkel’e terör örgütünü
NATO’ya aldınız da benim mi haberim yok dedim. Biz Suriye’de neden varız? Rejim
teröriste karşı ayakta duramıyor. Adana mutabakatı ile Suriye’ye girdik. Bu
mesele Türkiye için bir beka meselesidir. Ülkemiz 35 yıldır terör tehdidi
altındadır” dedi.

Veciz Söz: YILDIZ ARAYIP GÖKTE
NİCE TURFA MÜNECCİM
GAFLET İLE GÖRMEZ KUYUYU REH-GÜZERİNDE..  ZİYA PAŞA
(Birçok acemi müneccim gökte yıldız ararken gaflete dalarak yollarındaki kuyuyu
görmezler.)

MEHMET
ÖZÇELİK

14-10-2019


[1] https://m.facebook.com/story.php?story_fbid=10218477780990811&id=1083251919




ŞEKİLLENEN HAYAT

ŞEKİLLENEN
HAYAT

Anne
karnında kalıp adeta bu dünyaya gelmek istemeyen insan, yeni bir hayata
gözlerini açar.

Geniş
bir dünyaya gelmiştir.

Elde
edilen vücudunu burada bırakıp, daha geniş bir aleme geçiş yapar.

Eğer
burası için yaratılmış olsaydı bu vücudu burada bırakmaz, kendisiyle beraber
götürürdü.

Demek
ki tıpkı anne karnından gelip farklı vücutlar elde ettiği gibi, gittiğinde de
oraya layık, daha farklı ve güzel bir vücut elde edecektir, inşaallah…

Ruh
geldiği ve ulaştığı kıymete göre bir vücuda sahip olacaktır.

-Cennete-
inşallah- gittiğimizde ne hatırlayacağız acaba?

Cennette
olumsuzluk ve lüzumsuzluk namına bir şey olmadığı için hatırlayacağımız neler
olabilir?

Yoksa
anne karnını hatırlamadığımız gibi dünyayı damı hatırlamayacağız?

Ancak
hatırlanacak olan Allah için yapılan sohbet ve işlerdir, ihlas ve samimiyeti
nisbetinde…

-Küçük
balıktan büyük balığa, küçük fanustan büyük akvaryuma kadar bir balığın bir
karış veya biraz büyük bir yerde hayatı boyunca dönüp dolaşması, gayet
düşündürücüdür değil mi?

Ve
de bu bundan zevk ve keyif almaktadır.

Bir
çocuğun dokuz ay on gün boyunca bir zarın içerisinde hayatını sürdürmesi ve
çıkmak istemeyip, çıkınca da adeta ağlaması ve daha sonrasında da bu hayatı
hatırlamaması gayet ibretli değil mi?

İçerisinde
yaşayıp da hiç çıkmayacağımızı düşündüğümüz dünyamızı da bu açıdan
değerlendirebilirsiniz.

Zira
uçsuz bucaksız koca kâinat içerisinde dünyamız, bir nokta ve küçük bir fanus ve
akvaryum gibidir.

-Hayat
ve hayatta verilen imkanlar tinetleri ortaya çıkarmak içindir.

Her şey değişir ancak tinet
değişmez.

-Şöhret,
kişinin değerlerini ve inançlarını değil, kendisini tanıtması, anlatması ve ön
plana çıkarmasıdır.

-“Kötülüğün
kaynağı tartışmasının ilk aşamalarında şu soruldu:
Zinadan olan çocuk, diğer herhangi bir çocuk gibi ana rahminde Allah tarafından
yaratılmaktadır. Buna göre zinanın sorumlusu Allah mıdır? Eğer öyleyse zina
eden niçin cezalandırılır? Hasan bunu şöyle açıklar: Allah zina edeni çocuktan
ötürü cezalandırmaz. Bir itaatsizlik fiili olan zinası sebebiyle onu
cezalandırır. Bu itaatsizlik çocukla aynı değildir. Menisini helali olmayan bir
yere koyan zani, sahibi olmadığı
bir başkasının tarlasına tohum eken kimse gibidir. Allah ister filizlendirsin
isterse filizlendirmesin her ikisi de itaatsizlik fiilidir.”

-Hasan,
kendilerini masum gören ve kötülüğü (zulmü) Allah’a nisbet edenlere karşı
deliller öne sürer. O, Kur’an’dan, Adem’in söylediği, “kendime zulmettim”
(Kur’an 7/23) sözünü ve Musa’nın öldürme günahını “şeytanın işi” (28/15) olarak
tanımlamasını içeren ayetleri iktibas eder. Ne Musa kendi günahının Allah’tan
olduğunu düşündü, ne de Adem günahının Allah’ın kaza ve kaderi olduğunu
zannetti. Hiç kimse zulüm sahibi olarak telakki edilmeyi istemez. Dolayısıyla
bu insanlar, kendilerine nisbet edildiğinde onaylamak istemedikleri bir şeyi
Allah’a nisbet etmeye nasıl kalkışırlar
?

-Bir
usta taşları üst üste koyuyor ve onlar durup itaat ederek bozulmuyor.

Allah
yapınca neden harika ve mükemmel olmasın?

-İnsanın
gözü toprakta, toprağın gözü insanda.

MEHMET
ÖZÇELİK

13-10-2019




ESARET

ESARET

”27
Mayıs 1960 darbesinin öncesindeki günlerde patlayan olayları, protestoları,
mitingleri, yürüyüşleri organize edenler arasında -Orhan Birgit’in yanı sıra-
Alev Coşkun da vardı!

Mister
Birgit, 28 Nisan 1960’daki olaylardan söz ederken; “İtiraf ediyorum ki,
organize ettim. O işin perde arkasındaydım” demiştir. (Vatan, 8 Şubat 2009)

MİLİTAN GENÇLER.

Alev
Coşkun ve Orhan Birgit gibi isimlerin başını çektiği elemanlar; aralarında
Mehmet Barlas, Nurettin Sözen, Ahmet Güryüz Ketenci, Bozkurt Nuhoğlu gibi
militanların da yer aldığı gençleri sahaya sürmüşlerdi![1]

CHP, 27 MAYIS’IN
NESİYDİ?

Perde
arkasında ABD’nin yer aldığı 27 Mayıs’60 darbesinin en büyük destekçisi daha doğrusu parçası İsmet İnönü ve onun CHP’siydi…”[2]

 -”Türkiye’de ABD’nin kontrolü 11 Haziran 1944 tarihinde başladı: İsmet İnönü’nün Cumhurbaşkanı olduğu dönemde, yani…

23
Haziran 1944’te Türkiye ile ABD arasında radyo haberleşmesi kuruldu.

ABD’nin
Missouri savaş gemisi 5 Nisan 1946’da İstanbul’a geldi! 13 Nisan 1946’da ise
CHP hükümeti ABD’den 500 milyon dolarlık kredi istedi.

7
Eylül 1946’da ilk devalüasyon yapıldı…

11
Mart 1947’de Türkiye Uluslararası Para Fonu Teşkilatı’na (IMF) katıldı!

Bir
gün sonra, “President Truman” Türkiye ile Yunanistan’a “askeri ve ekonomik
yardım” sağlamak için Kongre’den yetki talebinde bulundu. 22 Nisan’da
Türkiye’ye yardım onaylandı. Bir ay sonra da, Truman tarafından imzalandı…

Ezcümle,
tüm bunlar İsmet İnönü Cumhurbaşkanı iken yaşandı!

Evet,
Türkiye NATO’ya 1952’de Başvekil Adnan Menderes döneminde girdi: Buna mukabil,
Menderes ilerleyen yıllarda “ABD’nin kontrolünden çıktığı için” idam edildi!

ABD’nin
Türkiye’deki Gladyo’su eliyle 27 Mayıs 1960’ta Adnan Menderes’i devirmesine;
Cumhuriyet gazetesi, neredeyse 60 yıldır “alkış tutuyor!”[3]

-İşin
ciddiyeti ortaya çıkıp, kuyruğuna basılan ABD’nin kararı;

“Açık
düşman yakın tehdit.

Türkiye’nin
S-400 almasını engelleyerek ülkemizi havada saldırıya açık halde tutmak için
tehdit üstüne tehdit yağdıran ABD, Arizona’da F-35 projesi için eğitim alan
Türk pilotlarının 31 Temmuz’a kadar ülkeyi terketmesini istedi. Hem S-400
tehditleri hem F-35’lerle ilgili tutumu ile ABD, Türkiye için açık ve en ciddi
tehdit olduğunu bir kez daha ilan etmiş oldu.”

KARŞI
MİSİLLEME:

Türkiye’deki
ABD özellikle İNCİRLİK KAPATILMALI VE 30 HAZİRANA KADAR CONİLERE SÜRE
TANINMALIDIR.

-İşin
ciddiyetini anlayan haçlı zihniyeti, içimizdeki biriktirip beslediği
kriptolarını devreye koydu ve deşifre etti.

Artık
saklama ihtiyacı hissetmedi.

Son
kozunu da oynamaya başladı.

Ya
hep ya hiç.

Ya
herro ya merro dedi.

Ya
ölüm ya kalım.

-Erdoğan,
yeni parti kuracağı iddia edilen eski arkadaşlarına tepki göstererek” Geçmişte
de bu tür yollara başvurdular şimdi siyaset sahnesinden silindiler. Nereden
nereye? Kişilik, çok önemli” dedi.[4]

-”
Tarihçi Nizamettin Nazif Tepedelenlioğlu tanıklık ettiği olayda:
“Bu olay Arapça ezanın kaldırıldığı zaman olmuştur. Mustafa Kemal İzmir-deydi.
Bursa’da Ulucami-de bir müezzinin ezanı Türkçe okumayıp Arapça okuduğunu
öğrendi. Sofradaydık, derakap hususi trenin hazırlanmasını emretti. Tren
öylesine bir
şekilde geldi ki, Karaköy’e kadar Mustafa Kemal bağırıyordu,’Yavaş gidiyor daha
süratli’ Karaköy’den otomobille gayet bozuk bir yoldan Bursa’ya varıldı.
Paşanın oradan kalkıp Burşa’ya geldiğini haber alınca, Ankara ‘Bu telaşa sebep
ne” demiş. Bunu Mustafa Kemal duymuştu. ‘Bir müezzin Arapça ezan okuyor.
Ne vali, ne müddei umumi, ne polis hadiseyle ilgileniyor. Biz inkılap
yapıyoruz. Bir milletin kaderim elimize aldık, çocuk oyuncağı mı bu işler? Bu
eserin kurucusu benim. Bursa’da devlet makamları inkılapları korumak için
alakalanmadıklarında benim ne yapmamı istiyorsunuz? Durmamı mı?’ dedi. Ondan sonra
verilen yemekte bu sözleri söyledi. Konuşmamın gazetelerde neşredilmediğini
hatırlıyorum.”[5]

MEHMET
ÖZÇELİK/13-10-2019


[1] Bir
Devrin Hafızası, Rasim Cinisli, Doğan Kitap, Sayfa: 75.

[2] https://www.yenisafak.com/yazarlar/tamerkorkmaz/yureginiz-yetiyorsa-gelin-bunlari-tartisalim-2050527

[3] https://www.yenisafak.com/yazarlar/tamerkorkmaz/pandoranin-kutusu-diye-yazilir-gladyonun-kutusu-diye-okunur-2050455

[4] https://m.seslimakale.com.tr/haberdetay/baskan-erdogandan-yeni-parti-aciklamasi-15120

[5]
Atatürkün Bursa Nutku.Sh.23.




KİMLİK

KİMLİK

Dünya
hayatı kimliklerin açığa çıkması için vardır.

Olaylar
kimliklerin tezahürü için vardır.

-Araplar
üzerindeki oyun hiç bitmedi. Bu gün kimlikler ortaya çıkıyor.

Dün
batıya karşı tavrı açık olan Suudi Arabistan, bugün ona esir olmuş durumunda.[1]

-Bu
çalkantılar içerisinde Suudi hanedanının el değiştirip, Yahudi bir ele teslim
olduğu iddia ediliyor.[2]

-Doğuda
bir milyondan fazla kripto Ermeni var,[3] Yani
Bir Buçuk Milyon Kripto Yahudi ve Bir Buçuk Milyon Ermeni Kökenli var.[4]

-Batıda
özellikle İzmir’de sabataistler var, Suriye’de Nusayri yani Şii, İslam dünyası
yüz yıl öncesinde yöneticiler azınlıklardan seçilerek, çoğunluklarla kavga
ortamı hazırlanmış.

Bugün
ikinci aşamasına geçilmiş olup, güncellenmeye çalışılmaktadır.

Bir
yüz yılı daha kontrol etmek için…

************  

Senaryo
ve entrikalarla hükümetin altını oynaya çalışanlar, bu arada kendilerine de yer
hazırlamaktadırlar.

-“Latif
Erdoğan’ın anlattığı bir iddia filmlere konu olacak cinstendi.
Dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan’ın rahatsızlanarak ameliyat olduğu gün, ilk
olarak cemaat hastanesine götürüldüğünü söyleyen Latif Erdoğan’ın bu sözleri
soruşturma dosyasına da girecekti. Erdoğan’ın iddiasına göre, Başbakan
rahatsızlandıktan sonra cemaat hastanesine kaldırıldı ve ardından devreye MİT
Müsteşarı Hakan Fidan girdi. Başbakan’ın orada tedavi edilmesine engel olan
Fidan, bu yüzden cemaat tarafından çizildi. Bir diğer iddia ise, cemaatin MİT
Müsteşarlığı’na Ramazan Akyürek’i getirme planı olduğuydu…”[5]

-Fetullah
Gülen, Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı‘nın yayınladığı “Küresel Barışa Doğru”
isimli kitabında isimli kitabında şöyle diyor: “Yahudileri ve Hristiyanları
azarlayan ayetler, ya Hz. Muhammed döneminde yaşayan ya da kendi Peygamberleri
döneminde yaşayan bazı Yahudiler ve Hristiyanlar hakkındadır.  Hz.
Rasulullah zamanında ve zamanımıza kadar gelen süreçte yaşananlar ve
zamanımızda bulunan Yahudiler ve Hiristiyanlar bu azarlamanın dışındadırlar”[6]

-Papa
2. John Paul 24 Aralık 1999’da tüm kiliselerin işbirliği hedefini açıklamıştı: “Birinci
bin yılda Avrupa, ikinci bin yılda Amerika ve Afrika Hristiyanlaştırıldı.
Üçüncü bin yılda ise Asya’yı Hristiyanlaştıralım.”[7]

-Şunu
çok açık ve rahatlıkla ifade edebilirim ki; şimdiye kadarki darbelerde MİT’in
etkisi, bundan sonrada mitle devam edecek veya durdurulacaktır.

Gerçekten
Türkiye son on yılda çok büyük badireler atlattı.

Olmak
ve ölmek arasında kaldık.

Bütün
birikimleri ile geldiler.

İç
ve dış bekleyen hücreleri devreye koydular.

Mit
krizi bunun ilk fitilini ateşledi.

17-25
Aralık 2013- le gerçek yüzünü gösterdi.

15
Temmuz 2016 ile zirveye çıktı.

Sonuç
alınamayınca akrep kıskacıyla çevre kuşatmasına gidildi ve devam etmektedir.

-Tarih
tekerrür mü ediyor?

Dün
gelinen oyuna bugünde mi geliniyor?

-Necmettin
Erbakan, REFAH-YOL hükümetini iktidardan düşürenin WINEP ve Alan Makovsky
olduğunu açıklayarak, 28 Şubat döneminin asıl mimarlarının da bu yapı olduğunu
açıklamıştı. Erbakan’ı iktidardan eden Henri Barkey, Alan Makovsky gibi
isimlerin yanı sıra Soner Çağaptay, Yurter Özcan, Faruk Loğoğlu gibi ‘Arı
Hareketi’nin önemli simaları bugün gelinen noktada İmamoğlu’nun arkasında yer
alıyor.

Yurter
Özcan’ın CHP Amerika Temsilcisi olarak atanmasının ardından başta WINEP Türkiye
Araştırma Programı kurucusu Alan Makovsky olmak üzere CFR, AIPAC, JINSA gibi
MOSSAD, CIA, Pentagon ve İsrail Savunma Bakanlığı ile ilişkili think-thanklar
ile CHP çok yakın ilişkiler kurdu. CHP-HDP-İyi Parti adayı İmamoğlu ve Özcan
arasında da sıklıkla görüşme gerçekleştiriliyor.

Türkiye,
15 Temmuz’daki FETÖ’cü hain darbe girişimine doğrudan katıldığı ortaya çıkan
CIA ajanı Henri Barkey hakkında yakalama kararı çıkarmıştı. CHP’nin ABD
temsilcisinin, Barkey ve parti yönetimi arasında köprü görevi üstlendiği
öğrenildi.[8]

-S400-
leri almamamız için her zorbalığı deneyen ABD, acaba bunu neden yapıyor;

-Saldıracağı
İran’ın önüne perde olmaması için mi?

-Gizli
silah ve istihbarat desteği verdiği PKK ve YPG- ye engel olmaması ve
gizliliğini koruması için mi?

-Gizlice
yaptığı operasyonların farkına varılacağı korkusu mu?

-Dünyada
en büyük ahmak odur ki, böyle dinsiz serserilerden terakki ve saadet-i
hayatiyeyi beklesin. SAİD NURSÎ

-Dünyadaki
tüm kirli işleri finanse eden Rothschildg[9] ve
Rockefeller ailesidir.[10]

-Hakkı
batılın kabında sunan, batıla hizmet etmiş olur.

Tarih
her zamanki gibi tekerrür ediyor.

Yüz
sene önce ki anlayışsız, basiretsiz, hissi davranışlar aynen bugünde devam
etmektedir.

************   

Her
şeyi kendi zamanı içerisinde değerlendirmeli.

Nitekim
iyi niyetle kurulan, hizmet Edip kabul gören Özal’ın ANAP partisi, daha sonra Mesut
Yılmaz’ın başa geçmesiyle masonların kontrolüne geçmiş ve 28 Şubat 1997 sivil
ağır darbenin taşları döşenmiştir.

Hürriyet
sevdasıyla kurulan İttihat ve Terakki cemiyeti tamamen masonların kontrolüne
geçmiş ve merhum Abdülhamid-in haline varmıştır.

-Sakallı
Celal’in dediği gibi; Tanzimat ilan ettik, olmadı. Meşrutiyet ilan ettik,
olmadı. Cumhuriyet ilan ettik, olmadı. Belki biraz da ciddiyet ilan etsek,
sürekli halka aptal, kötü diyen bu siyasetten beslenme asalaklardan kurtulur
muyuz sizce?

MEHMET ÖZÇELİK

13-10-2019


[1] https://www.facebook.com/100001489425724/posts/2658882550838033/

[2] https://m.facebook.com/MB.AKKOYUNLU/posts/1179751662226418

[3] http://m.haber7.com/guncel/haber/1019357-atesyandan-100-bin-gizli-ermeni-var-iddiasi

[4] https://www.google.com.tr/amp/s/www.milligazete.com.tr/amp/makale/875907/mehmed-sevket-eygi/bir-bucuk-milyon-kripto-yahudi-bir-bucuk-milyon-ermeni-kokenli

[5] CAN
ÖZÇELİK-KÂİNAT İMAMI-FETHULLAH GÜLEN Kitabından.Sh.49.

[6] Eren Ural, Fetö Sıfırı
Tüketiyor, s. 220, Elips Yay.

[7] Adnan Odabaş, Dikkat Misyonerler
Geliyor, s. 25, Üsküdar Gazetesi Yay. 2005 İstanbul

http://www.gencbirikim.net/fetonun-vatikan-ve-amerika-ile-olan-kirli-iliskileri/

[8] https://www.yenisafak.com/gundem/erbakani-devirenler-imamoglunun-yaninda-3495198

[9] https://m.youtube.com/watch?v=RPtyfgNWyWQ

[10] https://m.youtube.com/watch?v=jh71_NEE-WU




PINARLARI KURUTAN BATAKLIK

PINARLARI KURUTAN
BATAKLIK

Bu
kadar çoklukla düşmanımızdan ziyade, bu kadar teröristlerin dostu olduğunu
bilmiyorduk.

Batıdan
Arap dünyasına, cılız kalan Filistin’e, kan kusan Mısır ve Bae-ye kadar, başka
düşman aramaya gerek olmadığını gösteriyor.

Teröristler
bir çok pınarı kuruttu, yarım asrımızı heba etti.

Bunları
görmeyenler, Esad’ın bir milyon insanı öldürmesine ses çıkarmayanlar, onları
engellemeye çalışan Türk ordusuna salgalarını akıtmaya devam ediyor.

Kahraman
ordu hem bataklığa ve hem de irine dokundu, koku ve kokuşmuş olanlar kendini
gösterdi.

Mecliste
PKK, onları oraya taşıyanlar, aldıkları oylardan dolayı onları meşru gören gayrı
meşru düşünceler Pkk-yı şimdiye kadar besledi ve palazlandırdı.

-Trump
içimizdeki beyinsizler sebebiyle bizi helak etme cesaretini gösteriyor.

Kahpe
içerde.

Kahpe
içeriden.

Kahret
Allah’ım…

İçimizdeki
beyinsizler yüzünden ehli imanı, âlemi İslam’ı kahretme Allah’ım..

-Bin
yıldır tarih yazıp, seferden sefere çıkan ecdadın kahramanlığını özlemişiz.

Aslında
biraz da paslanmış ve eski günlerin haşmetini ve hasretini özlemişiz.

-Barış
Pınarı Harekatı ikinci bir Kut Ammare olup, Batı’nın en az yirmi yıllık
planını, PKK’nın kırk yıllık mücadelesini boşa çıkarmıştır.

Bir
asırlık sosyalist bir Kürt devleti kurma çabası boşa çıkmıştır.

Barış
Pınarı akıttığı pınarlarla çevredeki pislikleri temizleme faaliyetine
girmiştir.

Yirmiden
fazla devletin arkasında durduğu PKK yalnızlaşmaya terkedilmiştir.

-HDP
tezkereye evet dememiş.

Terör
ve terörist temsilcisinden de bu beklenir.

 Bu operasyon dünyanın ve terör ve terörist
dostlarının maskesini düşürmüştür.

Kırk
yıldır sineklerle uğraşırken, bugün bataklığı kurutmaya gittik.

-Hep
derim, Türkiye-nin birinci problemi hukuk problemidir.

15
Temmuz darbe teşebbüsü neden sonra 4bin civarında hukukçu alınınca darbenin
başa risiz kalacağını söylemiştim.

Ve
ilk yapılan işte hukukçuları almak olmuştu.

AYM,
terör propagandasını ifade özgürlüğü saydı.

Anayasa
Mahkemesi, bir toplantıda yaptığı açıklamalar sebebiyle terör örgütünün
propagandasını yapmak suçundan mahkûm edilen eski HDP Ankara Milletvekili Sırrı
Süreyya Önder’in ifade özgürlüğü hakkının ihlal edildiğine oy birliğiyle karar
verdi.[1]

-Terörü
savunmayı suçtan cikarip, savunani cezalandırmaya hak ihlali gören bir hukuk,
daha garibi üst hukuk, üst aklın ve derin aklın ürünü olsa gerek!!!

Kime
hizmet ettiğini düşünmesi gerekmez mi

Yoksa
tuzda mı koktu.?

-Türkiye’nin,
Suriye’nin kuzeyindeki terör koridoruna karşı başlattığı Barış Pınarı Harekatı,
İran’da cuma hutbelerinde hedef alındı. Cuma imamlarından biri, işi daha da
ileri götürerek, operasyonu ‘Moğolvari saldırı’ şeklinde niteledi.[2]

-Türk
askeri Suriye’de ilerledikçe ses ABD’den geliyor. Pentagon ‘durun’ çağrısı
yaptı.[3]

-Trump
bile anladı, bizdeki beyinsizler hala anlamadı.

-ABD
BAŞKANI TRUMP, DİREKT PKK İFADESİNİ KULLANARAK ESKİ BAŞKAN BARACK OBAMA’NIN
“TÜRKİYE’NİN ÖLÜMCÜL DÜŞMANI PKK İLE ANLAŞMA YAPTIĞINI” BELİRTTİ.

Trump,
“Artık bu sonu gelmez savaşı bitirmenin zamanı gelmişti. PKK, Türkiye’nin
düşmanıdır… Yıllardır savaşıyorlar. Türkiye’de milyonlarca Suriyeli var ve
Erdoğan onların ülkelerine geri dönmelerini istiyor. Türkiye, hiçbir insani
kriz yaşanmayacağını bize taahhüt etti. Türkiye olmasaydı milyonlarca Suriyeli
dünyaya dağılacaktı. Türkler de aynı bizim gibi DAEŞ’lilerin serbest kalmasını
istemiyorlar.”

-Trump:
Kitle imha silahları var denilerek ispatlanamayan yalanlarla bölgeye girdik

– Başbuğ:
Dağlıca saldırısını sadece PKK’lılar organize etmedi, ABD desteği de var

– Trump:
PKK’ya silah ve para yolladık… Obama yönetimi bu PKK’lıları oraya getirdi.[4]

-ABD
çoktan bizi işgal etmişti.[5]

-ABD
terörün finansmanı, İsrail koordinatörü, İran hamisi, İngiliz danışmanı, Suudi
Arabistan ve Arap emirlikleri uzaklığını yapmaktadır.

-CHP’li
Gürsel Tekin terör örgütü PKK’nın kanalına ‘kayyum’ röportajı verdi.

Cumhuriyet
Halk Partisi İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin, terör örgütü PKK’nın medya
organı ANF’ye röportaj verdi. Terör soruşturmaları kapsamında görevden alınan HDP’li
isimleri savunan Tekin, “Bunlar darbe dönemi uygulamalarıdır” dedi.[6]

-CHP
Hdp- leşiyor mu deniyor?

Aksi
mümkün mü?

HDP’den
ne farkı var?

HDP’den
ayrı olduğu düşünülebilir mi?

Teröristleri
arkadaş gören, devleti PKK’yı öldürdüğünden katil devlet ilan eden, PYD- yi
meşru gören, kendi memleketini batıya şikayet eden, her şeyiyle ortada olan bir
zihniyet ne ile izah edilebilir ki?

MEHMET ÖZÇELİK

13-10-2019


[1] http://m.haber7.com/siyaset/haber/2902847-aym-teror-propagandasini-ifade-ozgurlugu-saydi

[2] http://m.haber7.com/dunya/haber/2905452-iranda-cuma-hutbelerinde-turkiye-hedef-alindi-yakisiksiz-ifadeler

[3] http://m.haber7.com/dunya/haber/2905404-pentagon-tutustu-turkiye-operasyonu-durdursun

[4] https://www.sozcu.com.tr/2019/yazarlar/aytunc-erkin/pentagonun-gizli-yazismalarindaki-7-hedef-ulke-kim-5382736/

[5] https://m.facebook.com/groups/2252920564923063?view=permalink&id=2412701755611609

[6] https://www.yenisafak.com/gundem/chpli-gursel-tekin-teror-orgutu-pkknin-kanalina-kayyum-roportaji-verdi-3508528




KİM KİMDEN?

KİM
KİMDEN?

Masonlar
mı Fetö-den yoksa Fetö mü masonlardan?

“1969
yılında Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Locası tarafından üstün hizmetleri karşılığı
taltif madalyası ile ödüllendirilen Gülen, 1975’te ise Türkiye Büyük Mason
Mahfili’ne gizli yemin töreniyle girmiş. Gülen’i masonlarla
Kasım Gülek tanıştırmıştır.”

Bu
ifade ve iddiayı Google- a yazınca, -Yaklaşık 7.490 sonuç bulundu (0,50
saniye) – [1]
Bu kadar sonuç karşımıza çıktı.

-Bunlarda
mı yalan?

Yıllarca
Demirel’in masonluğunu gizleyip, mason olmadığını söyleyen mason gizli örgütü, Fetö
içinde aynı şeyi yapmadığı ve yapmayacağı ne malum?

Yalan
mı bunlar?

-Denktaş,
babasının mason olduğunu, Kadir Mısıroğlu-na Ceviz Kabuğunda söyledi.[2]

-Demirel-in
masonluğu çok tartışılsa da masonluğu kesin idi.[3]

-Her
şeyden önce Masonlar geçmişten günümüze toplumda oluşturdukları olumsuz intiba
ve gizli bir teşkilat oldukları inancını düşünsünler.

Belki
de hoşlarına gidiyordur.

Bu
konuda daha öncede yazılar yazdım.[4]

-Mason
locasının önemli üstatlarından kabul edilen Celil Layıktez’in Bugün Gazetesi’ne
verdiği bir demeç var. Orada diyor ki, ”Abdülhamit’i tahttan biz masonlar
indirdik!”

Devam
ediyor: “Selanik’teki Hareket ordusu’nu organize eden İttihat Terakki, Emmanuel
Karasu’nun başkanı olduğu locada organize oluyordu.”[5]

Yenişafak
Gazetesinde Fetö-nün Masonluğu ile ilgili olarak günlerce belgeler yayınlandı
ancak tekzib edilmedi.[6]

Masonluğuna
dair binlerce delil, belge ve haber var.

Bediüzzamanın
Talebelerinden Şule Yüksel Şenler-in abisi Üzeyir Şenler, Trt Haber-de
yayınlanan videoda; Şenler’in, vefatından kısa bir süre önce Gülen’in nasıl
mason olduğunu ve üstadını deşifre ettiği ortaya çıktı.[7]

-900
küsur sayfalık 15 Temmuz Meclis tutanaklarında başkanın sorduğu sorulardan
biride;”“Sıradan bir vaiz değildi, 1971 yılında Millî İstihbarat
Teşkilatı Müsteşarı Fuat Doğu, Yaşar Tunagür, Vehbi Koç’un evinde Fetullah
Gülen’le beraber bir toplantı yapıyorlar.” şeklinde bir bilgi verdi.

-Fetönün İzmiri seçmesi
tesadüfi bir durum değildir.

İzmir Sabataistlerin
çoğunlukla bulunduğu yerdir.

-1965
Chp genel sekreteri ve Milletvekilliği yapan ve Mum tarikatının Türkiye
temsilcisi  Kasım
GÜLEK-tir.

-Fetö
1996’da Ankara Kocatepe Camii’nde CHP Genel Sekreteri Kasım Gülek’in vasiyeti
üzerine cenaze namazını kıldırmıştır.

-1999’da
Amerika’ya göçtü. Kasım Gülek-in kızının, emekli Cıa ajanı Grahem Fuller-in
aracılığıyla orada kalma izni almıştır.

Kaldığı
yer, Cizvit papazlarının karargahı ve yeridir.

–Fetö,
20 Ağustos’ta yayınlanan sohbetinde “Haçlının
ülkenizi işgal etmesi, çok tehlikeli değildir; çünkü sizin ve
onların arasında kırmızı çizgiler vardır. Bir kere onlar, sizin kadınlarınıza
kızlarınıza ilişmezler, mâbedinize ilişmezler; ilişmemiş Haçlılar.” dedi. .

Bu
söz bile onun ne mal olduğunu anlamak için fazlasıyla yeterlidir.

-Bediüzzaman
Said Nursi eserlerinin bir çok yerinde masonların tehlikesine dikkat çeker
[8] ve özellikle Necip Fazıl-ın
çıkardığı Büyük Doğu mecmuasının yirmi dokuzuncu sayısında; “Lozan’ın
İçyüzü” diye yazılan uzunca makaleden [9]özetle;

“Gizli
anlaşmanın entrikası
Türklere dinlerini ve din temsilciliğini feda ettirmek şartıyla, sun’î istiklâl
işinde gizli anlaşmanın müessiri, tek kelime ile, Yahudiliktir. Buna memur-u
müşahhas kimse de, şimdi Mısır Hahambaşısı bulunan Hayim Naum’dur. Bu Hayim
Naum, bu korkunç teşebbüse evvelâ Amerika’da Türkler lehinde bir seri konferans
vermek ve emperyalizma şeflerine, Türkün maddesini serbest bırakmaları, buna
mukabil ruhunu, tâ içinden ve kendi öz adamlarına yıktırmaları fikrini telkin
etmek suretiyle başlamıştır. Yani, masonluk hasebiyle Kur’ân’ın ahkâmını
kaldırmak, milleti dinsiz yapmak. “[10]

-“Gülen
de “Vatikan’da ölmek istiyorum” mealinde bir mektubu Papa’ya göndermemiş
miydi?”
[11]

-Gülen
Fatih Altaylı-ya masonluğunu itiraf etti. Altaylı bunu videoda dile getirdi.

Fatih
Altaylı Gülen-e;” Size Neo İslamik Mason diyebilir miyiz?” sorusunu
yönelten Altaylı, aldığı cevapla şaşkınlığını dile getirmişti. ‘Masonluk kötü
bir şey değil, tabi ki diyebilirsin” yanıtını veren Gülen’in geçmişte de
masonluğunu itiraf ettiği ortaya çıktı.”
[12]

-Emniyet Genel
Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı görevlerinde bulunan
Bülent Orakoğlu, Fetönün masonluğu ile ilgili olarak;” FETÖ’nün mason
imamları ve ByLock ile ilgili tekzip edilmemiş haberler var. Bu haber ve
iddialara göre; komisyonda bahsedilen emekli büyükelçi Aydın Sefa Akay isimli
diplomatın FETÖ’nün MASON localarından sorumlu imamlarından biri olduğu ve
görev yaptığı yerlerde mason teşkilatlarına sızma amacıyla çalışmalar
yürüttüğü, FETÖ’nün gizli haberleşme sistemi ByLock programının ”Kırmızı
listesinde” olduğu için 15 Temmuz operasyonları sonrasında tutuklandığı
belirtiliyor.
Türkiye’de masonlar üzerine önemli araştırma ve kitapları bulunan, yazar Süleyman
Yeşilyurt, bir haber kanalında yaptığı açıklamalarla FETÖ’nün mason imamlarını
deşifre ettiğine yönelik iddialar ortaya atmıştı. Bu iddialar göre; Aydın Sefa
Akay’ın, Güney Amerika’dan, eski Tiflis Büyükelçisi Gürcan Balık’ın dış
işlerinden, iş adamı Mehmet Ünver Peker’in Silivri’den sorumlu mason imamları
oldukları belirtilmişti. 15 Temmuz sonrası Gürcan Balık ve Aydın Sefa Akay’ın
tutuklandığı Mehmet Ünver Pekerin ise kaçak olduğu iddiası gündeme
getirilmişti.
FETÖ’nün masonik bir organizasyon olduğu artık iddiadan öte nerdeyse ortaya
çıkmış bir gerçeğe işaret ediyor. Şifreleme, gizlilik, semboller, dışa
kapalılık, gibi kriterler FETÖ yapılanmasının masonik organizasyonu rol model
aldığının bir ispatı sanki. 15 Temmuz Kalkışması’nda önemli roller üstlenmiş
üst düzeyde FETÖ’cü hainler arasında kaç mason var acaba? Yakın bir tarihte
Ankara Cumhuriyet Savcılarının hazırladığı 10’un üzerinde iddianamede de, 15
Temmuz Kalkışması’nın arka planı aydınlatılırken dış ayakta hangi masonik
yapıların devreye girdiği de ortaya çıkarılır inşallah.”
[13]

-Fetönün en
yakınındaki isim Latif Erdoğan, Fethullah Gülen’in Masonluk yemini ettiği
iddiasıyla ilgili olarak ‘Teyit ettim masonluk belgelerinin hepsi gerçek’
dedi.”
[14]

Artık
mızrak çuvala sığmıyor…

Kirli
çamaşırlar dökülüyor.

Mason
aileler krallığı…[15]

MEHMET
ÖZÇELİK

05-10-2019


[1]https://www.google.com.tr/search?source=hp&ei=CbTuXIrcMu3mrgTj056oCw&q=1969+y%C4%B1l%C4%B1nda+H%C3%BCr+ve+Kabul+Edilmi%C5%9F+Masonlar+Locas%C4%B1+taraf%C4%B1ndan+%C3%BCst%C3%BCn+hizmetleri+kar%C5%9F%C4%B1l%C4%B1%C4%9F%C4%B1+taltif+madalyas%C4%B1&oq=fetih&gs_l=mobile-gws-wiz-hp.1.0.35i39l3j0j46i131j0i131l3.4433.6832..8887…1.0..0.205.779.0j4j1……0….1…….8..46j46i39.Qsdy90iH8n0

[2]
http://www.tesbitler.com/2016/01/02/masonlugun-gucu/

[3] http://www.tesbitler.com/2016/01/02/masonlugun-gucu/

[4] http://www.tesbitler.com/index.php?s=Mason

[5] http://www.tesbitler.com/2019/03/04/gizli-komite/

[6] https://www.google.com.tr/amp/s/www.yenisafak.com/amphtml/gundem/iste-fethullah-gulenin-masonluk-belgeleri-2110900

Aynı ifadenin kaynakları..

https://www.google.com.tr/amp/s/www.yenisafak.com/amphtml/gundem/fethullah-gulenin-sirlarla-dolu-karanlik-dunyasi-2110893

https://www.memurlar.net/haber/507801/fethullah-gulen-le-ilgili-ortaya-cikan-yeni-belgeler.html

https://odatv.com/fethullah-gulenin-masonluk-belgeleri-3003151200_m.html

https://www.google.com.tr/amp/s/m.takvim.com.tr/guncel/2015/03/30/guleni-gizli-orgutlere-o-chpli-sokmus/amp

https://www.google.com.tr/amp/s/www.birgun.net/amp/haber/yeni-safak-bombasini-patlatti-fethullah-gulen-masonmus-meger-77043

https://m.star.com.tr/guncel/fethullah-gulenin-masonluk-belgesi-cikti-haber-1015725/

https://www.google.com.tr/amp/s/www.pinterest.es/amp/pin/501518108480557194/

https://m.yeniakit.com.tr/foto-galeri/feto-masonik-bir-organizasyon-mu-iste-kanitlar-8797/1

https://www.google.com.tr/search?sxsrf=ACYBGNTztM1KNB80rKgOWo1N4SE5Ff6oAA:1570217844285&q=fet%C3%B6+mason+mu&sa=X&ved=2ahUKEwjAi9CmrYPlAhWJwcQBHZfmC5AQ1QIwEHoECAgQAg&sxsrf=ACYBGNTztM1KNB80rKgOWo1N4SE5Ff6oAA:1570217844285&biw=360&bih=559

https://www.google.com/imgres?imgurl=https%3A%2F%2Fitkv.tmgrup.com.tr%2F2015%2F03%2F30%2F960x354%2F1427695559015.jpg&imgrefurl=https%3A%2F%2Fwww.takvim.com.tr%2Fguncel%2F2015%2F03%2F30%2Fgulenin-masonluk-belgeleri-gercek&docid=F03NDLMsnwb3aM&tbnid=OO–nIu0PIgwTM%3A&vet=10ahUKEwiI-JaWr4XlAhXNIVAKHfwyCgYQMwhOKAgwCA..i&w=960&h=354&bih=881&biw=1280&q=fet%C3%B6n%C3%BCn%20masonlu%C4%9Fu%20tekzip%20edildimi&ved=0ahUKEwiI-JaWr4XlAhXNIVAKHfwyCgYQMwhOKAgwCA&iact=mrc&uact=8

[7]
https://www.yenisafak.com/video-galeri/haber/bediuzzamanin-talebesi-gulenin-masonlugunu-dogruladi-2037803

http://toggo52.blogspot.com/2016/10/kasim-gulek-ve-feto-masonluk-iliskisi_13.html

[8]
http://www.risaleinurenstitusu.org/kulliyat/arama/mason

[9]
http://www.risaleinurenstitusu.org/kulliyat/emirdag-lahikasi/nihai-vesika/277

[10]
http://www.risaleinurenstitusu.org/kulliyat/emirdag-lahikasi/gizli-anlasmanin-entrikasi/279

[11]
http://toggo52.blogspot.com/2016/10/kasim-gulek-ve-feto-masonluk-iliskisi_13.html

[12]
https://www.sabah.com.tr/gundem/2015/03/30/fethullah-gulen-masonluk-kotu-bir-sey-degil

http://toggo52.blogspot.com/2016/10/kasim-gulek-ve-feto-masonluk-iliskisi_13.html

[13]
https://www.yenisafak.com/yazarlar/bulentorakoglu/fetonun-mason-imamlari-ve-bylock-2033985

[14] https://www.sabah.com.tr/gundem/2015/03/30/latif-erdogan-fethullah-gulenin-masonluk-belgeleri-gercek

[15] https://www.facebook.com/100004025624000/posts/1810651632412340/

https://m.facebook.com/story.php?story_fbid=10157526008828374&id=656108373

https://m.facebook.com/story.php?story_fbid=10218350574410726&id=1083251919




TÜRKİYE ŞAHLANIYOR

TÜRKİYE
ŞAHLANIYOR

Gençlik
dehşetle ve dehşetli geliyor.

Tabiri
caizse, zehir gibi…

Ancak
elbette her hayırlı işin çok muzır manileri de olmaktadır.

İlgisiz,
bilinçsiz gençlikle beraber alt yapısı olan ve donanımlı bir gençlik
gelmektedir.

Bu
bilindiği içindir ki sürekli toplumun hafızası bulandırılmaktadır.

Önüne
maniler konulup, gereksiz şeylerle meşgul edilmektedir.

Mesela;
Dinime dahleden bari müsülman olsa.

Bu
günlerde cemaatleri gündeme getirip ve tarikatlara saldıran ve onlar kanalıyla
İslam’a vurmaya çalışanların mazisine baktığınızda gerçek niyet ortaya çıkıyor.

Devletin
sahip çıkmadığı dine, bazı arızalar olsa da, tarikat ve cemaatler[1] sahip
çıkmıştır.

Bu
sayede toplumda çoğunluklarla beraber, azınlıklarında nefes aldığını görmekteyiz.


Azınlık Cemaat Vakıfları Temsilcisi Moris Levi, azınlıkların ibadet özgürlüğü
konusunda şunları söylüyor: “Türkiye özellikle son 20 yılda ibadet özgürlüğü
üzerine titreyen bir ülke oldu. Herhangi bir Hristiyan veya Yahudi kendi
çevresindeki mabetlerde ibadetini yapabilir. Hiçbir izin almasına gerek yok;
ancak cemaatler küçüldüğü zaman bağış toplamakta hayli zorluk çekiyor”.
Süryani Kadim Vakfı Başkanı Sait Suzin de olumlu atmosfere dikkat çekerek
“Son 17 yılda hayal bile edemeyecek noktadayız” diye konuşuyor ve
benzer şekilde ekonomik zorluklara işaret ediyor…

“DİN
ADAMI YETİŞTİME SORUNUMUZ VAR”

Din
adamı yetiştirmek ile maddi kaynaklar arasında ters orantıya işaret eden Levi,
”İlahiyat fakültelerinde din adamı yetişebiliyor ama Musevi din adamı veya
Hristiyan din adamı yetiştirebilmek için ya alaylı usulüyle usta-çırak
biçiminde yetiştiriliyor ya da yurt dışına teolojik eğitime gönderiliyor. Bu da
sonuçta bir maddi kaynak gerektiriyor. Özellikle Anadolu’da bulunan küçük
Hristiyan cemaatler ne binalarını ayakta tutabiliyor ne de din adamlarını
yeteri kadar istihdam edebiliyor” diye konuşuyor.[2]

****************   

Hükümete
direk müdahale edip al aşağı edemeyen zihniyet, İstanbul ve Ankara seçimleriyle
çevresinden kemirmeye başlıyor.

Amaç
hükümeti zaafa düşürmek, topluma kaos bulutları sarmak ve sermek.

İp-le başarılı
olamayanlar, Davutoğlu ve Babacanı devreye koydular.

-Ali
Babacan AKP’den ayrılmasının ardından bir çok iş başvurusu yaptığı ortaya
çıktı. Ali Babacan görevde olduğu sürede iş başvurusunda bulunduğu ve bir cevap
alamadığı iddia edildi. İşte Ali Babacan iş başvurusu macerası.[3]

Demek
ki şimdiye kadarki baş vuruları bu gün için beklenilmiş!

-Kirli
el devrede.

Seçimsiz
ve kavgasız bir süreye tahammül edemeyenler yeni partilerle suyu bulandıracak,
menfaatperestlere yer açılmış oldu.

Kaypak
olanlar için kaygan zeminler oluşturulmaya çalışılmaktadır.

-Terör örgütü PKK‘dan kaçarak güvenlik güçlerine teslim olan teröristler
verdikleri ifadelerle PKK ile HDP arasındaki kirli ilişkiyi bir kez daha ortaya koydu.19
yaşındaki B.C, “HDP’nin Van bürosuna giderek kayıt yaptırdım. 2 örgüt
mensubu ile gittiğimiz Van merkezde bulunan evde yeni katılan 4 örgüt
mensubuyla kaldık. Örgüt kuryelerinin vasıtasıyla Hakkari’ye oradan Irak‘ın kuzeyine geçtim.” dedi..[4]

*************

Yeter ki eski ve eskimiş olanlar gelen neslin
önünde durup gölge etmesinler.

Mesela; 26-09-2019 Perşembe tarihli Teke Tek
programında 3 yer bilimci profesör.

İstanbul’da gerçekleşen deprem ve fay hatları ile ilgili
bilimsel çalışmalarını aktardılar.

Programın
sonlarına doğru Fatih Altaylı, Marmara da daha eski tarihlerde gerçekleşmiş
olan depremlerle ilgili soru yöneltti.

3
bilim insanı Prof..

-Tabiki
eski tarihte olan depremlerle ilgili bilgimiz var.

Eski
derken Osmanlıyı kastetmiyorum
,
1000 – 1500 yıl öncesini kastediyorum.

Çünkü
Osmanlı depremle ilgili hiçbir kayıt tutmamışlar,

Çalışma
yapmamışlar.. dedi.

2
dakika sonra Fatih Altaylı cep telefonunu eline alarak:


Murat Bardakçı mesaj gönderdi ve diyor ki.!

Osmanlı
depremlerle ilgi çalışmalar yapmış ve tüm depremlerin kayıtlarını tutmuşlardır.

Bilhassa
Abdülhamid han bu konuyla ilgili özel çalışma ve arşiv tutmuştur.

Resmi
kayıtları bende mevcut, İsterseniz gösterebileceğini söylüyor.. dedi.

Stüdyoda
ki 3 bilim insanı prof.. Far görmüş tavşan gibi dondu kaldılar.

Daha
sonra da Murat Bardakçıya övgüler dizdiler.[5]

Geçmişten
kopuk ve geçmişini tanımayanlar, bu nesli nasıl geleceğe taşıyabilirler?

Ahlaksız
teklif.

ABD’den
Türkiye’ye Tüm Akıllı Telefonların Fiyatını Düşürecek S-400 Teklifi.[6]

Abd
şimdiye kadar kontrol ve tehditle yaptığını bugün cazip tekliflerle yapmaya
başlıyor.

Sırf
bizi bağlayan bağlardan kurtulmamamız için…

-Cumhurbaşkanlığı
Başdanışmanı Emekli Tuğ. Adnan Tanrıverdi, “Türkiye 2015’ten bu yana Abd’ye 5
Mağlubiyet yaşattı” dedi. Yeni Şafak’a konuşan Tanrıverdi bunları tek tek
sıraladı:

1-
ABD, 7 Haziran seçimlerinde istikrarı hedef alan propagandayı destekledi.
Halkın ferasetiyle 5 ay sonra siyasi istikrar sağlandı.

2-
Arkasından çukur eylemleri başladı. ABD desteği PKK’nın öz yönetim safsatası
ile Türkiye’nin başına yeni dert açtı. Türkiye bu sıkıntıyı da 6 ayda çözdü.

3-
Türkiye TSK’daki FETÖ’cüleri tasfiye ederken, 15 Temmuz darbe girişimi oldu. 20
saat içinde bu da bastırıldı. ABD’ye 3. Mağlubiyeti yaşatıldı.

4-
ABD, Cerablus’u terör örgütü PKK-PYD’ye teslim edecekti. Türkiye bunu fark edip
askerini soktu ve bunun önüne geçmiş oldu.

5-
ABD, Irak’ta Türkiye’nin üslerini kaldırmak için harekete geçti ama Türkiye
bunu da başarıyla önledi. Bu da 5. Mağlubiyet.

MEHMET
ÖZÇELİK

02-10-2019


[1] https://www.siyasetcafe.com/iste-turkiyenin-tarikat-ve-cemaat-haritasi-54846h.htm

[2] https://m.haberturk.com/azinlik-vakiflari-2515178
   

[3] https://www.finans365.com/is-basvurusu-kabul-edilmeyen-ali-babacan-yeni-parti-kurmaya-karar-vermis/14309/

[4] https://www.ahaber.com.tr/yasam/2019/09/28/teslim-olan-pkkli-terorist-hdp-ve-pkknin-kirli-iliskisini-gozler-onune-serdi

[5] https://www.facebook.com/100004025624000/posts/1807728532704650/

[6] https://www.webtekno.com/abd-turkiye-s-400-teklifi-akilli-telefon-fiyat-indirim-h76543.html




SİLİNMEYEN LEKE

SİLİNMEYEN
LEKE

Darbeci Talat Aydemir-in
hatıralarında da anlattığı üzere görünen o ki; savaşa gitmeyen, dış güçlerle
savaş halinde olmayan ordu ve asker, kendisine bir meşgale bulmak amacıyla
oturup kafasına ve fikrine yakın olan insanlarla bir araya gelerek bir inşaat şirketi
şey yani bir darbe planı hazırlamışlar.

Dış düşmana vuracakları darbeyi iç
düşmana vurmuşlar.

Düne kadar ordunun vaziyeti
maalesef buydu.

Şimdi ayıklanması ve gerçek
görevine dönmesiyle kendisini bağlayan bağ ve zincirlerden kurtulmuş oldu.

Gerçek uğraşması gereken düşmanının
dışta olduğunun ve kendisini çevrelediğinin farkına vardı.

Belli ki evvela komite, kuralları
ve üyeleri tesbit edilmiş ve arkasından da toplumda kaos ortamı oluşturarak
darbeye zemin hazırlanmış ve adeta darbeciye cii denilip davet edilmişti.

Demirel-in dediği gibi; Ne olmuştu
da bir gün önce kan gövdeyi götürürken, bir gün sonra her yer süt liman
olmuştu.

Evrenin deyimiyle; Bir sağdan
astık, bir soldan…

Amerikalıların ifadesiyle; Bizim
çocuklar başardı, diyeceklerdi.

1960 -dan beri bu millet 60 yıl
boyunca darbelerle yaşamaya mahkum edildi.

Evini hatta kendisini idare
edemeyenler yıllarca bu milleti idareye çalıştı.

Şu anda kirli ve lekeli o insanlar
kabirde azab içinde hesap vermektedirler.

Milletin kalbindeki mahkumiyetle
beraber…

O hatırattan anekdotlar;

-Aydemir Hatıratında: “En mühim şey Kara Kuvvetleri Kumandanlığı
Personel Başkanlığı Şubesi Müdürlüğü ’ne bir arkadaşımızı tayin ettirip bütün
komite arkadaşlarımızın ekseriyetini Ankara ’daki vazifelerine tayin ettirmek
suretiyle faaliyetlere hız vermekti. Bu sırada beni Elazığ ’dan Siirt ’e 12.
Tümen ’e tayin ettiler. Alparslan Türkeş ’in kıta hizmeti bitti. Onu da yine
13. Tümen Üçüncü Şube Müdürlüğün ’e tayin ettiler. O Elazığ ’da kaldı. Ve 1958
Ekimi’nde Yüksek Kumanda Akademisi ’ne İstanbul ’a gitti. Bu suretle Aslan ’a
mühim görevler düşüyordu. Çünkü İstanbul ’da komite arkadaşlarından epeyce
vardı. Temas sağladığını bana yazdığı mektuplarla bildiriyor, fakat arzu ettiği
şekilde faaliyet gösteremediği için şikâyetçi idi. Ben Aslan Türkeş ile çok iyi
anlaştığım için onunla tamamiyle bu davanın neticelendirilmesinde kararlıydık.
Eninde sonunda muvaffak olacağımıza inanıyorduk. Onun için her şeye
katlanılacaktı. Hata komitede bizi takip etmeyenler olursa dahi biz devam
edecektik. Türkeş ayrılmadan önce üç kişi kalsak bile ben varım, demişti.

…Anlamıştım
ki, artık bütün hazırlıklar Ankara ’da gelişmekte ve yine emniyet prensibine
riayet edilmesi icap etmekteydi. Belki mektuplarımdan bir şeyler anlaşılabilir
diye çekinmişti. Hele son aylarda her şey kontrole tabi idi. Vaziyeti anladığım
için ben de ihtiyatlı hareket ettim. Yalnız Sezai ’den 11 Mayıs 1960 tarihinde
aldığım mektupta “Memleketin siyasî potansiyeli karışıktır. Mesut günler
yakındır. Biraz daha sabırlı ol” diyordu ki işareti veriyordu.

…28
Nisan 1960 ’tan beri her gün memleket hadiselerini büyük bir alaka ile takip
ediyordum. Aşağı yukarı Hükûmet Darbesinin yapılacağını tahmin etmiştim. Fakat
kimseye bir şey söyleyemiyordum. Durumum Tugay’da çok nazikti. Çünkü ufacık bir
hatam beni felakete götürebilirdi.

…Kan Üstüne Yemin Etmişlerdi.

Yüzbaşı biraz duraksadı. Gülerek Komitenin
eskiliğinin ne olduğunu sordu. Ben de samimi olarak karşılayarak kısaca
tarihçesinden bahsettim. Türkeş, hiç ses çıkarmadan dinliyordu. Fakat, Özdağ bu
anlattıklarıma hiç memnun olmadı, yüzü değişti. “Bu komitenin kuruluş tarihi
1956” dediğim zaman o bana “Bizler daha evvel komite kurmuştuk” dedi. Ben de
olabilir dedim, yalnız merak edip sordum “Hangi tarihte yüzbaşım?” dedim, “1952
senesinde” dedi ve anlatmaya başladı. Ben kendisine sordum “O zaman rütben ne
idi?” dedim. “Harp Okulu ’nda idim” dedi. Hatta Harp Okulu Silahhanesinde
kanlarını akıtarak bugün Millet Meclisi ’nde ettikleri yemini mendillerinin
üzerine kanları ile yazdıklarını iftihar ederek anlattı.

Hava
Kuvvetleri ihtilâle hem taraftardı, hem de çekiniyordu. Partici olan havacılar,
mutlak bir CHP iktidarını arzuluyorlardı. İktidarın CHP ’lilere devredilmesini
istiyorlardı. Ancak havacıların bir endişesi vardı. Herhangi bir ihtilâl
halinde 14’lerin Türkiye ’ye dönmesi ve kendilerini enterne eden havacılara
müdahaleye girişmesi onları korkutuyordu. Bu endişe, Hava Kuvvetleri Cuntası
’nı, ordudan gelecek hareketi bekletmeye sevk ediyordu. Bu sebeple, benim ve
arkadaşlarımın bir an önce harekete geçme arzumuz, kendilerini ürkütüyordu. Hava
cuntasının başında bulunan Halim Menteş durumu organize etmekle görevliydi. Biz
ise devamlı temaslar yapıyor, ordunun parçalanmasını önlemek için tedbirler
düşünüyorduk. Havacıların Cuntası ’na dahil Halim Menteş ve yedi MBK üyesi,
İnönü ’yü slogan olarak kullanmakta ve bana ve arkadaşlarıma karşı tedbirler
tasarlamakta idiler. Nihayet bir çare de buldular: Aydemir ve arkadaşları öne
sürülerek müşkül durumda bırakılacaklar, böylece diskalifiye edileceklerdir. Bu
fikir derhal tarafımızdan öğrenildi…

…Bir
hususu açıkça beyan etmek isteriz ki İNÖNÜ ’nün İSMİ ZEKÂSINDAN BÜYÜKTÜR.

…Akşam
gazetesi muhabiri geldi,
Taymis Gazetesi muhabiri (İngiliz Devit Holme) geldi, tevkif edileceğimi
bildirdi. Böyle bir şeyden haberim yok dedim. Öğleden sonra gazetelerden telefonlar
yağmaya başladı. Aynen şöyle söylüyorlardı: “Albayım öğleden sonra tevkif
edileceksiniz, cezaevinde Nuri Beşer ’in yanında yeriniz bile ayrıldı.” İnanmak
istemiyordum, çünkü mahkeme huzuruna çıkmadan böyle peşin hükümlü bir şeyin
olacağına inanmıyordum. Türkiye ’de Hukuk Devleti var zannediyordum. 27 Mayıs
960 ihtilâlini bunun için yapmıştık, ama ne gezer. Saat 15.00’te savcılığa
müracaat etmem için davetiye geldi. Saat 16.00 ’da mahkemeye gittim. Savcı
Turhan Bilgin ’in yanına çıktım ifademi aldı biraz beklememi söyledi ve beni
tevkif edilmek gerekçesi ile 2. Asliye Ceza Mahkemesine sevk etti. Hâkim beş
dakika içinde karar verip tevkif etti.
Zaten evvelden her şey hazırlanmıştı.

…1957
seçimleri yapıldı. İ. İnönü ’nün kıymetlendirmesinin tam aksi tecelli etti. O
tarihte meşhur Gaziantep hadisesi meydana geldi. Meclisin ilk açıldığı gün bir
askeri müdahale yapılması için CHP ’lilerden bizlere müracaatlar oldu. Fakat
bir zümre ve hele CHP namına ihtilâl yapamayacağımızı kendilerine bildirdik. Ve
tekliflerini reddettik. Ordu içi gizli faaliyetlerimizi devam ettirdik,
genişlettik. Orduda bizim komitelerden başka komiteler de faaliyetlere
geçmişlerdi. Bu 9 subay içinde bizim komitenin başkanı Faruk Güventürk de
vardı. Faaliyetlerimizi gizledik. Fakat her devirde olduğu gibi o zaman da
meçhul bir muhbir bizi zamanın milli müdafaa vekili Şem’i Ergin ’e bir mektup
yazarak isimlerimizle ihbar etti. Şem’i Ergin Bey ’in emir subayı Adnan
Çelikoğlu idi. Komitemizdendi. Onların sayesinde mektup imha edilerek 9 subay
hadisesinde meydana çıkmadık ve ölümden de kurtulduk.

…27
Mayıs 960 ihtilâli, CHP namına yapılmış bir harekettir.

…27
Mayıs 960 ihtilâlini doğuran gerçeğe kısaca temas etmek mecburiyetindeyim.
Büyük önder ATATÜRK ’ün ilkeleri geriye itilmiş, gerici kuvvetler harekete
geçirilmiş, milli iç istihsal gücü yıpratılmış, memleket çeşitli istismar ve
suistimallere sahne kılınmış, ticari, iktisadi, idari, siyasî her türlü
fraksiyon devlet mekanizmasına hâkim olmuştur.

…Talât Aydemir ’in elyazısı
ile idamların içyüzünü anlatan yazısı.

1- Adnan Menderes’in asılması için o zaman
orduda bulunan “cunta” ısrar etmemiştir. Milli Birlik Komite üyeleri kararın
verilmesinden 48 saat önce vicdanları ile baş başa kalması için serbest
bırakılmış, hiçbir suretle onlarla askerler, subaylar temas ettirilmemiştir. Bu
kararı bizzat “cunta” dedikleri grup almıştır. Cuntanın başı da o zaman C.
Sunay ve kuvvet kumandanlarıdır.

2- Milli Birlik Komitesi ’nde idam
hükümlerinin tasdiki için ısrar edenler CHP kanadına hizmet eden Ekrem Acuner
gurubudur. Komitede. C. Gürsel idamların yapılmaması için çok çaba
göstermiştir. Kararda idam hükmüne karşı oy kullananlar şunlardır: C. Gürsel,
F. Özdilek, Sıtkı Ulay, Osman Köksal, Ahmet Yıldız, Suphi Gürsoytrak,
Selahattin Özgür, Sami Küçük. Bu durum 15 Eylül 961 Saat 18.00 ’de Milli Birlik
Komitesi ’nin yapmış olduğu toplantı zabıtlarından tetkik edilebilir.

3- Üç idamdan ikisi H. Polatkan, F. Rüştü
Zorlu derhal sabaha karşı İmralı Adası ’nda, Dz. Kur. Alb. Bülent Tarkan
tarafından infaz savcısı Egesel huzurunda icra ettirilmiştir.

4- Adnan Menderes hasta olduğu için
iyileşinceye kadar idamı geri bırakılmıştır. Bu arada İ. İnönü, C. Sunay ’a
müraacat ederek randevu istemiş, o zamanın Hariciye Vekili Selim Sarper ’in
Hariciye Vekâletinde C. Sunay ile İ. İnönü 17 Eylül 961 Saat 10.00’da
buluşmuşlardır. İ. İnönü “Adnan Menderes ’in asılmasına engel ol paşa” diye
Cevdet Sunay ’a teklifte bulunmuştur. (Selim Sarper ’in huzurunda) C. Sunay da
“İğne deliği kadar hukukun geçeceği bir yer gösterin, teşebbüs edelim”
demiştir. İ. İnönü ile birlikte saat 11.00’de Çankaya ’da C. Gürsel ’e
gitmişlerdir. Aynı mevzu orada üçü arasında görüşülmüş. C. Gürsel, Adnan Menderes’i
kurtarmak için Yassıadaya yeni bir doktorlar heyeti gönderip akli muvazenesi
bozuktur diye rapor verilsin, infaz durdurulsun demiştir. Bu karar uygun
bulunmuş. Buraya kadar geçen hadiseyi bizzat C. Sunay anlatmıştır. (7 kişinin
huzurunda. O isimler de mahfuzdur.) Bunun üzerine C. Gürsel Yassıada Komutanı
Top. Yb. Tarık Güryay ’a telefon etmiştir. (Telefonu Hv. Bin. Remzi de
dinlemiştir.) “İnfaz durdurulsun, yeni bir doktorlar heyeti gönderilecek.”

Bunun üzerine derhal Tarık Güryay durumu
Egesel ’e bildirmiş. (S:15:00 dir) Egesel hemen telaşlanmış, “Aman
kurtaracaklar, götürüp asalım” demiş. O zamanın Örfi İdare K. C. Tural ve
garnizon K. General Faruk Güventürk ’e vaziyet bildirilmiş. Onlar da acele edin
demişler. Derhal iki tane hücum bot hazırlanmış. Hatta hücum botlardan birine
bir darağacı da kurulmuş, ne olur ne olmaz İmralı ’ya gidinceye kadar yolda
telsiz ile bir emir gelirse (idamın durdurulması için) Egesel o zaman hemen
yolda hücumbotta idamı infaz ederiz diye tertibat aldırmış. C. Gürsel saat başı
durumu Örfi İdare K. C. Tural ’dan sormakta imiş. En nihayet C. Tural, daha
Adnan Menderes asılmadan asıldı diye telsizle C. Gürsel ’e bildirilmiştir. Ve
kanuna aykırı olarak da acele ile sabaha karşı idam hükümlerinin infazı
gerekirken Pazar günü saat 18.00’de Adnan Menderes ’i asmışlardır.

Bu bilgiler C. Sunay, Tarık Güryay, Hv. Bnb. Remzi, Dnz.
Kur. Alb. Bülent Tarkan, Egesel, İrtibat bürosu Bşk. Tuğg Namık Kemal Ersun
’dan bizzat dinlenmiştir.Buna göre Adnan Menderes ’in asılmasında çaba
gösterenlerin kimler olduğu açıkça meydandadır. Milleti kandırmaktan fayda uman
CHP ’liler artık herkese iftira etmekten biraz olsun utansınlar. Tarih bir gün
gelecek her şeyi açıklığı ile meydana koyacaktır. Bundan başka söylenenlerin
hepsi yalandır. ”

MEHMET
ÖZÇELİK

18-09-2019




EŞKİYA

EŞKİYA

-ABD
Başkanı Trump, G-7 Zirvesi kapsamında görüşeceği Mısır’ın darbeci lideri
Sisi’yi beklediği sırada, “Nerede benim favori diktatörüm” dediği
ortaya çıktı. Wall Street Journal’ın iddiasına göre, Trump’ın bu sözlerini
toplantı odasındaki Mısırlı yetkililer duydu ancak tepki veren çıkmadı.[1]

-ABD,
terör örgütü PKK/YPG’nin kontrolündeki bölgeye yaklaşık 200 araçlık konvoy
gönderdi.[2]

-Dahlan
15 Temmuz için FETÖ’ye para gönderdiğini kabul etti!

Muhammed
Dahlan’ın FETÖ bağlantısıyla 15 Temmuz darbe girişimindeki rolü resmen ortaya
çıktı. Dahlan, “darbe için FETÖ’ye finans sağladı” haberi için açtığı davadan
çekildi, bir anlamda FETÖ’ye para transfer ettiğini kabul etmiş oldu.[3]

-PKK
eşittir HDP. Dağa kaçırdığı çocukları askerin karşısına çıkarıp öldürürken,
diğer yandan da katılmayıp kaçmaya çalışanı katledip, bunu destekçisi olan CHP
ve ahmak dostlar ve sanatkar bozuntuları tarafından devlet katil ilan edilmeye,
devlet ve toplumla karşı karşıya getirilmeye çalışılmaktadır.

Asker
ve polisle savaşanlar ödüllendiriliyor, makam veriliyor.

Taş
atanlar milletvekili yapılıyor.

Yılan
elbette yılanlığını yapacak ve devlette başını ezecektir.

Ya
dost görünümlü ahmak dostlar?

Onlar
içimizdeki virüsler ve Truva atlarıdır.

Onların
ipi sahiplerinin elindedir.

Sürdükleri
yere giderler.

Devlet
dağdan önce şehirden başlamalı tasfiyeye.

Dağın
kaynağı şehirdedir.

İpin
ucu buradadır.

Puştun
elinde…

Bu
uzantı 20 Avrupa ve batı devletlerine kadar uzanmaktadır.

Batı
bu zulmünün karşılığında kendi gemisi de şu almaktadır.

Gemi
su alınca ilk terk eden fareler olurmuş.

İngiltere
her türlü zararı göze alarak gemiyi hızla terk etmektedir.

Dünyayı
eşkıyalar mı idare ediyor?

İnsan
kanı ve canı çok ucuzlamış…

İnsanlar
çok rahat öldürülüyor.

Size
binlerce karınca, sinek, böcek öldürme teklif edilse, şimdiden yüzünüzü ekşittiniz
değil mi?

Suriye-de,
Irakta, Afganistan-da, İslam ülkelerinde milyonlarca insan birden çok rahatlıkla
öldürülmektedir.

Dünyada
eşkıyalar cirit atıyor.

MEHMET
ÖZÇELİK

17-09-2019


[1] https://www.yenisafak.com/dunya/trump-sisi-icin-nerede-benim-favori-diktatorum-dedi-3506135

[2] http://m.haber7.com/guncel/haber/2896363-abdden-pkkya-200-aralik-konvoy/?detay=1

[3] http://m.haber7.com/dunya/haber/2896350-dahlan-15-temmuz-icin-fetoye-para-gonderdigini-kabul-etti




AĞAÇ KURDU

AĞAÇ
KURDU

Dede
Korkut:“ Kahpe içerden olunca Kapı kilit tutmaz oğul!

Halk
içinde bozgunluk yapan Haindir oğul!”

Kaleler
düşmanla değil, Truva atıyla işgal edilir.

-Ğassalın
işini sürdürmesi için birilerinin ölmesi gerekiyor.

Kabir
soyguncularının iş yapması için zengin ölüler lazım.

Kabir
soyguncularında artış var.

Bir
ara bir iş adamı Türkiye nüfusunun 80 milyon değil, 35 milyon olması
gerektiğini söylemesi, dünya nüfusunu çok gören silah şirketleri ve kodamanlar
ekmeklerini paylaşma yerine, ekmek çalmaktadırlar.

Düşman
içerde.

Münafık
yapı faaliyette.

Ağacı
deviren baltanın sapı yine ağaçtan.

Ağacın
içini boşaltıp çökerten ağacın içindeki yine ağaç kurdudur.

-“Allah’ın
mescitlerini, ancak Allah’a ve ahiret gününe inanan, namazı dosdoğru kılan,
zekâtı veren ve Allah’tan başkasından korkmayan kimseler imar eder. İşte
onların doğru yolu bulanlardan olmaları umulur.”(Tevbe.18.) ayetiyle;

Allah’ın
mescidlerini yapanın Allah’a iman edenler olduğunu söyleyen Rabbimiz,
münafıkların yaptığı Mescid-i Dırar-ı – Zararlı Mescidi- (Tevbe.107-110) yıktırmaktadır.

-Akp-nin
İstanbul’daki kaybında önemli çapta içteki ihmal ve kasıt olduğu ifade edilir.

Ahmet
Davutoğlu, Abdullah Gül ve Ali Babacanın kazanması için, Erdoğan’ın kaybetmesi
veya ona kaybettirilmesi lazım.

Geminin
su aldığını veya aldırılmaya girişim çabalarının olduğunu gören fareler gemiyi
terk ederlermiş.

Piyasada
fareler çoğaldı.

Şu
anda bu yapılmaktadır.

-Hz.
Ömer ve Hz. Ali cami yolunda ve namazda şehid edilirken, Hz. Osman Kur’an
okurken şehid edilmiştir.

Düşmanı
dışarı değil, içerde aramak gerek.

Dost
görünümlü düşmandır insanı kahreden.

Sende
mi Brütüs…

En
ağır hastalık olan kanser dışarıda değil, içeridedir.

İç
kanama, beyin kanaması, insanı yine insanın kanı boğmaktadır.

Mikrop
içeridedir.

Bilgisayarı
içerdeki virüs çökertmektedir.

Hz.
Hasan’ı eşi öldürmüştür.

Hz.
Hüseyin’i sanki yabancı mı öldürdü?

Osmanlı
dıştan değil, içten yıkıldı.

Kardeş
katli ve savaşları Osmanlıyı yıprattı.

Cemel
ve Sıffin savaşları iç savaştır. En hazini.

Habil-i
kardeşi Kabil öldürdü.

Dünyada
kavga edip savaşanlar hep Adem’in çocuklarıdır.

-Herkesin
kıymeti mensub olduğu, tercih edip teveccüh ettiği şey ve kimselerin kıymetindedir.

MEHMET
ÖZÇELİK

17-09-2019




FİTİL

FİTİL

Fetö-nün
ikinci gezisi veya başarırsa ikinci 15 Temmuz devlete saldırıdan sonra
cemaatlere saldırı olacaktır.

Bir
yandan devletle cemaatleri karşı karşıya getirmeye çalışırken, diğer yandan da
cemaatleri birbirleriyle çarpıştırma yoluna gidecektir.

Zaten
15 Temmuzdaki hedef de o kaos ortamını oluşturmak ve fitilini ateşlemekti.

Bu
konuda sürekli gündemde tutup, bir yandan toplumu dolduruşa getirip, nefret
duygularını yalan ve iftiralarla da süslemek yoluyla çatışmanın fitilini
ateşleyerek, fitneyi uyandıracaktır.

Türkiye-deki
fitili ateşleyenler geçmişten günümüze, İttihat ve Terakkiden Cumhuriyete ve bu
günümüze Masonlar olmuştur.

Münafık
ve gizli bir yapı.

-“Emniyet
Umum Müdürlüğü, 14 Eylül 1960 tarihinde komiteye cevap verdi. “Gizli”
damgalı Müsteşar Hilmi İncesulu imzalı raporda masonlar ve FETÖ gibi
masonik örgütlerin bugün olduğu gibi geçmişte te devleti ele geçirmeye
çalıştığını ortaya koydu.

İNÖNÜ’NÜN
MASON OLDUĞU GİZLENDİ!

Milli
Birlik Komitesi’ne gönderilen 2 raporda da İsmet İnönü’nün korunması dikkat
çekti. Gerçek Hayat’ın yayınladığı belgelere göre dönemin ünlü
masonlarının ismi tek tek sıralanırken 1937
yılında “İstiklal-Areopage” adlı locaya kayıt yaptıran İnönü’nün adına
yer verilmedi.

Ayrıca
raporun hazırlanma aşamasında ilgili kuruma resmi bir yazı gönderen Milli
Birlik Komitesi Üyesi Albay Mehmet Şükrü Özkaya, “Masonlarla ilgili
hazırlanan raporda Sn. İnönü’nün isminin kesinlikle yer almaması gereği
bilgilerinize arz olunur…” diyerek talimat verdi.”[1]

*************   

NEREDE
KİŞİLİK

Önce
Rusya’yı, komünizmi, sosyalizmi, ateizmi, sefaheti, fakirlik edebiyatını,
materyalist, devrimleri, darbeleri, ABD’yi, Atatürkçülüğü, kürtçülüğü, deaşi,
PKK-yı ve şimdilerde terör örgütlerinin arkasında olan sol, sol zihniyet bir
türlü kişiliğini bulamadı..

Olmayan
bir şey bu kadar bulanıklıklar içerisinde nasıl bulunsun ki?

-Solun kirli ve sefih zihniyet ve
yaşantısı onların bir dava içerisinde olmadıklarını gösteriyor.

1970- lerde fakir edebiyatı yapan
bu sol zihniyet, 1980- den itibaren Türkiyenin en zenginleri sırasına girdiler.

İsterseniz şöyle bir göz gezdirebilirsiniz…

1970.lerde
ABD’ye, Go Home, haydi evine, evine git diyenler, bugün, Come Here yani Buraya,
evine gel demektedirler.

Bu
da gösteriyor ki sol zihniyet şeytanla bile çok rahat ortaklık kurar.

Ortaklık
ne demek?

Ona
yalakalık, şakşakçılık ve hizmetçilik yapar.

Türkiye
kimliksiz ve kişiliksiz bir zihniyetin kıskacına alınmaya çalışılmaktadır,
münafık yapılarla beraber…

Bizi
bu coğrafyadan silmek isteyenler önce hafızamızı sildi, sonrada
değerlerimizi…

Bugünkü
PKK’nın temelinde sol var.

Onu
besleyip sürdüren de sol.

Temsilcilerinde
bu durum çok açıkça ortadadır.

Türkiye
de fitnenin fitilini ateşleyip yakan, sol zihniyettir.

Bu
tinet hiçbir zaman için değişmez.

-“HDP
Hakkari Milletvekili Leyla Güven, “Kürt sorunu devam ettiği sürece;
gerillaya da katılımlar olacak, çatışmalar da olacak, savaşlar da
olacak.” ifadeleriyle tehditler savurdu.

-İçişleri bakanı Süleyman soylu
açıklamasında;

“Bunlar 2015 yılında 15 yaşından
küçük 521 tane çocuğu terörist olarak dağa götürdü. Çocuklarımızı teröristlerin
eline bırakmayız.”

-‘PKK’yı kınama’ önergesi CHP
oylarıyla reddedildi!

İzmir Büyükşehir Belediye
Meclisi’nde AK Partili üyenin Karabağlar yangınıyla ilgili terör örgütü PKK’nın
kınanmasına ilişkin verdiği önerge CHP’nin oylarıyla reddedildi.”
[2]

-Âyinesi iştir kişinin lâfa bakılmaz
Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde

(Açıklaması:
Kişinin aynası yaptığı işlerdir, laflarına bakılmaz; çünkü kişinin aklının
seviyesi ancak yaptığı işlerle ortaya çıkar.)Ziya Paşa.

MEHMET ÖZÇELİK

13-09-2019


[1] http://m.haber7.com/guncel/haber/2895382-sinsi-sinsi-siziyorlar-belgeler-yayimlandi

[2] http://www.haber7.com/guncel/haber/2895063-pkkyi-kinama-onergesi-chp-oylariyla-reddedildi




DOĞU İNSANI MI YOKSA….

DOĞU
İNSANI MI YOKSA….

Evet
doğu insanı mı cahil yoksa batı insanı mı?

Doğu
insanı yüz yıldır zorbalıklarla, jandarma dipçikleriyle cahil bırakıldı.

Menderes
döneminde nefes alacaktı darbe ve 163. Madde ile susturuldu.

Özal
döneminde bir açılım ve atılıma girecekti başına PKK belası musallat edildi.

Erdoğan
döneminde ayağa kalkmaya çalıştı iç ve dış saldırılar, 15 temmuz darbe
teşebbüsü ile önü tıkanmaya ve devre dışı bırakılmaya çalışıldı.

Her
türlü ayak oyunları, 50 yıldır beslenenler, tüm münafık yapılar devreye
konuldu.

Doğu
insanı PKK korkusu ile kuşatıldı. Oğlunu kurban verdi. Sustu, konuşmadı.

Çocukları
okumasın, halkı cahil kalsın diye okulları yakıldı, öğretmenleri öldürüldü,
polis ve askere saldırıldı.

Doğu
yeni yeni uyanmaya, PKK’nın adam daha doğrusu çocuk devşiricisi olan BDP’ye baş
kaldırıyor.

Bütün
bu cehalete, cahil bırakılmaya rağmen, doğu insanı hayatını verecek kadar
fedakâr, misafirperver, cesur, vefalı, teslimiyet sahibi, devletine bağlıdır.

Kaba
bile olsa yontulabilir.

Ya
batı?

Batı
dünyasının şımarık çocuğu..

Su
eklesen cıvıklaşıyor, un eklesen katılaşıyor.

Soğuk
ve resmi insan.

Karanlıktaki
aydın. Dağdaki çobandan üstün olduğunu söyleyip sürü politikası izleyen..

Tıpkı
cehalet asrının insanı gibi;

“Ya
Muhammed. Sen bizi atalarımızın tapa geldiği şeyden mi alıkoyuyorsun?

Kur’an
onlara cevabında; ya atalarınız yanlış yolda ise, aynı yanlışı sürdürecek
misiniz?

Batı
insanı, biz atadan beri o partiye veririz.. aynıdır değişmez. Katı ve
kalıplaşmış bozuk zihniyet.

Celladına
aşık olacak kadar.

İpini
çekenin elini öpecek kadar.

Aynı
delikten onlarca defa sokulup, zehirleninceye kadar.

Batı
kullanıyor, doğu kullanılıyor.

Batı
melez.

İnsanlar
doğudan gittiği gibi, insanlık yine doğuda.

Tamire
ihtiyacı var.

Batı
ayaklanması değil, ayıklanması gerek.

Doğu
bilmezliğinden aldanırken, batı bilmişliğinin kurbanı olmaktadır.

Doğu
cahilliğinden ve baskıdan PKK’yı desteklerken, batı PKK’nın avukatlığını
yapmaktadır.

Cahili
anlarım da, ya PKK’yı destekleyen akademisyenlere ne demeli?!

Kim
daha cahil?

Devletin
üst kademelerinde görev yapmışların pkk-nın arkasında durmasına ne demeli?

Batı
aklını başına almalı, doğu dağıttığı gücünü toplamalıdır.

Batı
doğuyla vardır.

Doğu
batıya yardır.

Doğu
insanı stratejik konumundan dolayı her cihetten darbe yedi.

Şamar
oğlanı gibi.

Elinden
tutup kaldırılması, silkelenip uyandırılması lazımdır.

Bir
kadının PKK’ya karşı evladına sahip çıkmak için ayağa kalkması bile, devlet
gibi güç kazandırdı.

Damla
sel olup akmaya başladı.

Doğu
bunu çoktan yapmalıydı, meşale gibi de elden ele taşımalı, sürdürmelidir.

İşte
doğu aslında budur.

Selahaddin-i
Eyyubi-nin torunlarına da bu yakışır.

Doğuyu
geri bırakan üç şeydir.

Cehalet,
Fakirlik ve İhtilaftır.

Çaresi
de üç şeydir;

Marifet,
Sanat ve İttifaktır.

 MEHMET ÖZÇELİK

09-09-2019




İLK İNSAN

İLK
İNSAN

İlk
insan Hz. Adem-le beraber vahiy yolu da açılmış, peygamber ve yükümlülükler
devreye girmiştir.

Kendisinin
maymundan geldiğini iddia eden hayvan bozuntusu kişiye sorarım,

Maymunlardan
peygamber gelmiş midir?

Onlara
vahiy inmiş midir?

Vahiy
gelmesi için binlerce yıl insan olması mı beklenmiştir?

İnsan
olarak yaratılmaya güç yetirilememiş midir?

Vahye
mazhar olacak yüksek bir ruha sahip midir?

Neden
bu değişim ve dönüşüm devam etmemektedir?

Şimdiki
maymunların suçu nedir?

Bir
haksızlık değil midir?

Soyunuzun
maymun olmasını ruhen, aklen, kalben ve vicdanen nasıl hissedersiniz?

Size
maymun oğlu maymun denilse rahatsız olur musunuz?

-“Hani
Rabbin (ezelde) Âdemoğullarının sulblerinden zürriyetlerini almış, onları
kendilerine karşı şahit tutarak, “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” demişti.
Onlar da, “Evet, şahit olduk (ki Rabbimizsin)” demişlerdi. Böyle yapmamız
kıyamet günü, “Biz bundan habersizdik” dememeniz içindir.”
[1]

Allah
bu sözü maymunlardan mı aldı?

Allah
bu sözleşmeyi maymunlarla mı yaptı?

-Ayette
Hz. Âdem-in muhtelif nevi ve safhalara sahip oluşu hakkında:
Mesela, .Adem (a.s)’in yaratılışı ile ilgili olarak bir defa
;”Topraktan” (Al-i İmran,3/5’9) şeklinde, bir defa “bir
balçıktan” (Hicr, 15/26, 28, 33) şeklinde, bir defa;”Yapışkan bir
çamurdan” (Saftat, 37/11) şeklinde, başka bir defa da;”Kiremit gibi
pişmiş çamurdan” (Rahman 55/14:) şeklinde farklı ifadeler ‘gelmiştir.  Bunlar, muhtelif lafizlardır, her birinin
durumlarına göre farklı manaları vardır.
-Salsal” kelimesi,  hame  kelimesinden, 
hame” kelimesi de türab kelimesinden
farklı manadadır. Ancak bunların madde olarak aslı topraktır. Bu değişik
hallerden
herbiri tedrici olarak topraktan meydana gelmiştir. Böylece farklı
merhalelerden
bahseden bu kelimeler arasında bir çelişki olmadığı anlaşılmış olur.”
[2]
-Kainatta en şaşılacak
bir şey varsa o da Ateizm ve inançsızlıktır.

İnançsızların
haline şaşmak lazım. Cenabı Hakk’ın yokluğu konusunda düşünüp tartışacaklarına,
onun eserlerine bakıp azametini, haşmetli kâinattaki mükemmel işleyişi görseler
hayret ve hayranlık içerisinde kalırlar.

Allah
zatı itibarıyla mükemmel olduğu gibi, sıfatları mesela yaratma özelliğiyle de
mükemmeldir.

Bu
insanın mükemmel yaratılışını Allah’tan başka kime verebilirsiniz?

İnsanın
yaratılışı konusunda hataya düşenler ya inkârlarından ya da iman ve
idraklerinin zayıflığındandır.

MEHMET
ÖZÇELİK

07-09-2019


[1] A’raf.172. Diğer bazı âyetlerde de Allah’ın
insanlardan mîsâk aldığına dair doğrudan veya dolaylı ifâdeler bulunmaktadır.
İlgili âyetlerden bâzıları için bk. Rûm 30/30, el-En‘âm 6/161, Yûsuf 12/40.
İlgili hadisler için bk. el-Muvatta’, “Kader”, 2, Müsned, I, 272, İbn Ebu
Şeybe, Musannef, Evâil, 1.

[2] Zerkeşi, a.g.e, II, 5·!; Suyilti, a.g.e, ID, 84;
Cerrahoğlu, Tefsir UsUlü, s. 180. Bak. ÂYETLERİ YORUMLAMADA DÜŞÜLEN HATALAR
ÜZERİNE BİR İNCELEME-Muhammed AYDIN.