İÇTE VE DIŞTAKİ KİRLİ ÇARKLAR

İÇTE VE DIŞTAKİ KİRLİ ÇARKLAR

Temiz çarkla kirli çark insanlık tarihi boyunca dönüyor, öğütüyor ve de öğütülüyor.

Son iki asırda ise, son raundu neticelendirmek ve neticeyi kendi lehlerine çevirmek üzere içte ve dıştaki komiteler ve bunların başında dinsiz komiteler çarkları daha hızlı çevirmekteler.

Artık oyunlarını ve çarklarını açıktan açığa sürdürmektedirler.

İman ediyorum ki; Allah asla ve asla dünya sahnesini kendi aleyhine olarak kapatmaz ve de kapatmayacaktır.

Hep Kur’an-ı Kerim’ de; Âkibet müttakilerindir, der.

Âkibet Allah’ındır. O’nun lehinedir.

Şeytan ve avaneleri mağlup olacaklardır.

Dünya son raunda birkaç adım kaldı.

Haşmetli sona gidilmekte ve küfrün bütün kaleleri yıkılmaktadır.

Haçlı topluluğunun bütün içte ve dıştaki hücum ve saldırısı, bitişin işaretidir.

Zulmü zulüm olarak sürdürenler, bugün hukuk perdesi arkasına saklanarak bunu sürdürmeye çalışmaktadır.

Irak’ta demokrasi ve hukuku temin etmek için gelenler, zalim Saddam’a rahmet okuttular.

Türkiye’de terörü dağda estirenler, bitişleriyle şehirde hukukun arkasına saklanmaktadırlar.

**************  

Avukatlar terör savunmasında mı?

-“Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 2020-2021 Adli Yıl Açılış Töreninde önemli açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘Şehit savcımız Mehmet Selim Kiraz’ı katleden terör örgütü mensuplarına destek için açlık grevine giden avukatları bu kararlarından vazgeçirmek için, devlet üzerine düşeni yapmıştır. Avukatların, teröristlerin bu kadar pervasızca yanlarında durabilmeleri, cübbeleriyle cenazesine katılabilmeleri, onları öven bildiriler yayınlayabilmeleri kabul edilebilir davranışlar değildir.’ ifadelerini kullandı.”[1]

-Yıllar öncesinde ye son sınıf öğrencilerine hangi mesleği seçeceklerini sorduğumda bir öğrenci avukat olacağını söylemişti.

Ne yapacağını, neden seçtiğini, hedefini sorduğumda şöyle demişti; Herkesi savunurum.

Şaşırmıştım. Peki hırsızları, katilleri de savunacak mısın? dediğimde cevaben;

Hocam avukatlık savunma mesleği değil mi? Elbette hırsızı da, katili de savunurum, demişti.

Garibime gitmişti, uzun nasihat ve telkinlerde bulundum. Ancak daha sonra durumu ne oldu bilemiyorum. Maalesef yoksa bu tipteki bazı avukatlar katilleri, eşkıyaları ve teröristleri mi savunuyor, bu öğrenci gibi?…

-Cumhurbaşkanı olması gereken ve de genç kalınmış olan haberi verdi;

– “Avukata meslekten çıkarma cezası.

Avukatlık Yasası’nda yeni yasama yılında yeniden değişikliğe gidilecek. “Müvekkilinin işlediği suçlarla ilgili destek niteliğinde eylem ve söylem içine giren avukatlar”a “meslekten çıkarma” cezası verilebilecek.”[2]

-Terörün arkasında baro veya barodan kimseler mi var?

Ne kadar hazin değil mi?

Bir savcının öldürülmesinde rol oynayan teröristlerin savunmasını yapan bir avukatın açlık grevine girip ölmesini İstanbul Barosu arkasında durarak savunuyor.

-“İstanbul Ağır Ceza Mahkemenin gerekçeli kararında, Halkın Hukuk Bürosu’nda avukat olarak çalışan Ebru Timtik “Yakalanan örgüt mensuplarına örgüt talimatlarını ilettiği, örgütle arasındaki irtibatı sağladığı, kuryelik yaptığı” suçlamaları yapılmıştı. ‘Örgüt üyeliği’ suçundan Ebru Timtik 13 yıl 6 ay, hapse mahkum edilmişti.”[3]

“Baro terörün arka bahçesi olamaz.[4]

-Terörün arkasında hukuktan destek  mi var?

Terör ve terörist bu vatanı ve bu vatanın evladını yakıyor, memleketi yıkıyor.

-“DHKP-C orman yaktı: Hadi buna da sahip çıkın!

CHP ve bazı barolar, DHKP-C’nin talimatıyla girdiği ölüm orucunda ölen Ebru Timtik’e sahip çıkarken bir başka DHKP-C’li İstanbul’da orman yaktı. Maltepe’deki yangın 3 helikopter ve 1 uçakla söndürüldükten sonra kundakçı S.U. gözaltına alındı. Karakola götürülen S.U.’nun DHKP-C ve PKK bağlantısı çıktı.[5]

**************  

Yüz yıl önce hakimiyetini kuran ve bu amaçla Sömürgecilik bakanlığını bile oluşturan batı ve haçlı zihniyeti, yüz yıl sonra genişletmek ve sömürgeciliğini ve hakimiyetini arttırmak istiyor.

Bir yandan Korona virüsle tedavi amaçlı beyne yerleştirilecek Çiple tüm dünyayı tek bir bilgisayara ve o bilgisayarı da bir kişi eliyle kontrol etmeye çalışırken, diğer yandan dünyanın tüm enerji gibi zenginliklerine sahip olmaya çalışmaktadır.

Dünya işgal edilmeye çalışılıyor.

-“Sömürgecilik dönemi bitti: Cumhurbaşkanı Erdoğan Fransa’yı “modern sömürgeci” olarak tanımladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Doğu Akdeniz’in zenginliklerine el koymak isteyen Fransa’yı “modern sömürgeci” olarak tanımladı. Erdoğan, “Afrika’dan Güney Amerika’ya kadar sömürmedik yer, katletmedik toplum, zulmetmedik insan bırakmayanların devri sona eriyor. Ne yaparlarsa yapsınlar, adalet uyanışını durduramayacaklar” dedi.”[6]

-Şeytan sağdan geldi.

-“ABD’li uzmandan çarpıcı açıklama: Obama, ABD’yi PKK ile ittifaka soktu.

Hudson Enstitüsü Kıdemli Orta Doğu Uzmanı Michael Doran, tarihsel olarak ABD’nin, Türkiye’nin tehdit algılarına saygı duyduğunu belirterek “Ancak (eski ABD Başkanı Barack) Obama, Suriye’de bu teamülü bozdu ve YPG’yi DEAŞ ile mücadelede ana ortağı olarak seçerek ABD’yi PKK ile ittifaka soktu.” dedi.”[7]

Adının başında Hüseyin olduğu, babasının Müslüman olduğu yönünde İslam dünyasına mesaj verilen Obama, nifak perdesi altında, kirli işler onun vitrininde piyasaya sürüldü.

En büyük darbe ondan geldi.

Kolay kolay Müslüman birisini Abd’nin başına getirirler mi, büyük oyunlarını devreye koymadan…

Aynısının içteki benzeri ise;

-Kalkışma başarılı olsaydı buraya yerleşecekti! İşte FETÖ’nün Ankara’daki malikanesinin içi.

FETÖ elebaşısı Fetullah Gülen için Ankara’da inşaa edilen lüks malikaneyi AHaber görüntüledi. İçerisinde sözde “Bakanlar Kurulu” masası bile bulunan malikaneye, terörist Fetullah Gülen darbe girişimi başarı olması halinde gelmeyi planlıyordu. Öte yandan malikanenin ABD’deki Beyaz Saray’ı andırması dikkat çekiyor. İşte Çankaya’ya 15 dakika mesafede bulunan ve FETÖ firarisi Akın İpek tarafından yaptırılan devasa malikane…[8]

-Allah’ın bir virüsü batıyı, haçlı topluluğunu bitirdi.

Nicelerini madden bitirirken, kimilerini de çıkışa geçirdi.

Bir virüs yetti.

Allah Muizdir, İzzetli olup, izzetli kılandır.

Allah Müzildir. Dilediğini zelil ve rezil kılandır.

Bir virüsle dünyadaki sıralamalar değişti.

Kâinat ve dünya sahipsiz değil. Sahibi Allah’tır.

Beşer zulmeder, kader adalet eder.

MEHMET ÖZÇELİK

03-09-2020


[1] https://www.yenisafak.com/gundem/resmi-gazetede-yayimlandi-coklu-baro-yururluge-girdi-3555560

[2] https://www.haber7.com/guncel/haber/3009906-avukata-meslekten-cikarma-cezasi

[3] https://www.ahaber.com.tr/gundem/2020/08/29/dhkp-c-sanigi-ebru-timtiki-kutsayan-chplimutlu-yildiriminevinde-baskin

[4] https://www.yenisafak.com/gundem/baro-terorun-arka-bahcesi-olamaz-ebru-timtikin-dev-posterini-asan-istanbul-barosuna-tepki-yagiyor-3555154

[5] https://www.yenisafak.com/gundem/dhkp-c-uyesi-orman-yakti-3555155

https://www.haber7.com/guncel/haber/3008585-devlete-katil-diyenlere-fahrettin-altundan-tepki

[6] https://www.yenisafak.com/gundem/somurgecilik-donemi-bitti-cumhurbaskani-erdogan-fransayi-modern-somurgeci-olarak-tanimladi-3555535

[7] https://www.haber7.com/dunya/haber/3009530-abdli-uzmandan-carpici-aciklama-obama-abdyi-pkk-ile-ittifaka-soktu

[8] https://video.haber7.com/video-galeri/170609-kalkisma-basarili-olasaydi-buraya-yerlesecekti-iste-fetonun-ankaradaki-malikanesinin-ici




DEŞİFRE

DEŞİFRE

Bundan 100 yıl önce işgal Devletleri Doğuyu, memleketimizi işgal ederken azınlıkların haklarını koruma bahanesini öne sürmüşlerdi.

Şu bir gerçektir ki Türkiye’de farklı yerlerden göçmüş olan insanlar özellikle ve özellikle azınlıkların Türkiye’deki hakimiyeti 100 yıldır sürmekte ve bunlardan birçoklarını ekonomik alanda tutunuzda, yönetim alanında da birçok insanları görebilirsiniz. Nitekim Kenan Evren 1980’de Darbe yapan bu kişi Balkan göçmenlerindendir.

Ekonomik alanda Cavit Çağlar.

Ve daha kimler yok ki….

Ahmet Necdet Sezer den Çiller e kadar.[1]

Anadolu savaş ve başka sebeplerle de olduğu gibi ve de bugünde gerçekleştiği üzere göç olayı almış ve almaya da devam etmektedir.

Burada onların gelmesinin problem olması değil, problemli olanların problemi yaymış olmasıdır.

Kullanılabilir pozisyonda olmasından, çok rahat ajanlığa kadar her alanda piyonluğa elverişli olmasındandır.

Bu onların hepsinin böyle olduğu anlamına da geldiği değildir.

Bazen kan, din, örf, adet, değer, fikir ve yaşantı uyuşmazlığı buradan kaynaklanıyor.

Buradaki problem göçmen olup olmaması değil.

Mesele bu milletle ve değerleriyle uyumlu olmayanların, Doku uyuşmazlığıdır.

**************  

Mısır, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi Arap dünyasının 3 sünni ağırlıklı ülkesi Türkiye karşısında ayırt etmeksizin her türlü bölgesel ve dış güçle iş birliği yapıyor. Bu ülkeler tıpkı 1. Dünya Savaşı’nda yapılan isyanlar gibi emperyal dış güçlerin ekmeğine yağ süren kendi ayaklarına sıkan politikalara destek veriyorlar. Orta Doğu’da 21. Yüzyılın yeni düzeni kurulurken bu düzende söz sahibi olmak maksadıyla Türkiye de pek çok cephede mücadele veriyor..[2]

-Ortadoğu da kirli insanların hakimiyeti sürmekte ve de sürdürülmektedir.

El Maktum ailesini bitirecek dava! 1 milyar sterlin…

Birleşik Arap Emirliği Başbakanı’nın kuzeni Şeyh Muhammed bin Halife bin Saeed al-Maktum’un da aralarında bulunduğu üst düzey isimlerin, İngiliz vatandaşı Muhammed Haddad’ı 10 yıl önce dolandırdığı gerekçesiyle haklarında 1 milyar sterlinlik dava açıldı.[3]

Bu kirli insanlar beslenmekte ve desteklenmektedir.

İşte Ortadoğu’da olsun, Türkiye’de olsun bu kirli insanlar hatta soylarıyla tesbit edilerek kendilerine ulaşılmakta ve önemli yerlerde kullanılmaktadır.

Joe Biden gibilerde bunu yapmaktadır.

-Joe Biden’ın Türkiye’de görüştüğü ‘muhaliflerin’ isimleri ortaya çıktı!

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı devirmek için Türkiye’deki muhalefetle açıkça irtibata geçmeleri gerektiğini savunan Joe Biden’ın Türkiye ziyaretinde görüştüğü ‘muhalif isimler’in kimler olduğu ortaya çıktı. 2016 yılında gerçekleştirilen toplantıda, casusluk davasından tutuklu bulunan Osman Kavala’nın yanı sıra, Kadri Gürsel, Aslı Aydıntaşbaş, Ceyda Karan, Prof. Dr. Yaman Akdeniz gibi isimler bulunuyordu.[4]

-Joe Biden’ın küstah açıklamalarına tepki yağdı.

Trump’ın rakibi Demokrat Parti’nin başkan adayı Joe Biden’ın Türkiye ve Başkan Erdoğan hakkındaki küstah açıklamalarına bir çok kesimden tepki yağdı. Biden’in Türkiye’nin başına dış güçlerin yardımıyla Batı’nın emellerine göre hareket edecek kukla yönetimler koyma hedefini açıkça ifade eden skandal sözlerine muhalefetin sessiz kalması ise yerli ve milli vicdanı olan vatandaşları adeta isyan ettirdi.[5]

Bununda en önemli yolu istihbaratta geçmektedir.

Türkiye ve dünyadaki darbelerin en önemli geçiş yeri istihbarat birimlerinin rolüdür.

15 Temmuz’daki başarısızlık, Mitin olaya önceden vakıf olması, darbenin erkene alınmasıyla akamete uğramasıdır.

Yunan denize mi döküldü acaba? Toprağa mı dikildi, toprağa ekim işine benziyor, bugün bitiyor olmasından.

Bu toprağı birileri sürüp ektiğinden, biçmektedir.

-Yağ fabrikası istihbarat merkezi çıktı! İş adamı meğer casusmuş.

Gilodo kardeşler tarafından 1925’te Adana’da kurulan Gilodo Nebati Yağ Fabrikası’nın aynı zamanda İngiliz istihbaratının merkezi olduğuna dair iddialar, Emniyet Genel Müdürlüğü’nün arşivlerine girdi. İşte o iddiaların nefes kesen hikâyesi…[6]

-Bir İngiliz ajanın 1980’lerde verdiği, ancak yeni yayınlanan bir mülakat, İngiltere’nin 1953’te İran Başbakanı Muhammed Musaddık’ın devrilmesi ve Şah’ın ülkeye dönmesiyle ilgili rolünü gözler önüne serdi. ABD’yi darbeye ikna eden İngilizler, Şah’ın kız kardeşine bile rüşvet vermiş.[7]

İngiltere Devleti orada yerleştirdikleri Vali veya Vali mesabesinde olan insanlarla velayetini idare ederler. Bizzat işin içerisine girip riske girmez uzaktan kumanda ile yönetirler. Bugün de aynısını yapmaktadırlar.

Türkiye için Fetö’yü 1 dolara kiraladılar.

-Fransa, İngiltere, İtalya hala sömürge ile ayakta durmaktadırlar. Sömürdükleri Cezayir olsun. Libya olsun. Afrika buradan sömürmüş oldukları ile ayakta durmaktadırlar. Yoksa içleri boştur, güçsüzdür, yıkılmaya mahkumdurlar.

-Ortada bir kirliliğin olduğu kesindi. Yavaş yavaş kokuları çıkıyor gibi.

-“Lübnan Fetva Kurulu Genel Sekreteri Şeyh Emin el-Kurdi, Beyrut Limanı’ndaki  patlamaya sebep olan amonyum nitrat maddesi ile ilgili olarak, “Bu patlayıcıların ne olduğunu sormak hakkımız? Varil bombaları yapması, Suriye’de silahsız halkı bombalaması için suçlu Esed rejimine mi gönderiliyordu?” dedi.”[8]

**************

Bazılarının Başkanlık sisteminden rahatsız olması, devirdikleri saltanatı hatırlattığı ve yerine ikame edildiği için olsa gerek?

Devleti kontrol etmek için devletin güçsüz olmasını isteyenler, güçlü devletten pay koparamayacaklarını ve istedikleri gibi yönlendiremeyeceklerini bildiklerinden dolayı içten ve dıştan sürekli aynı noktaya hücum etmektedirler.

Sürekli Erdoğan deyip saldırmalar; Projesiz ve birikimsiz olanların onun sırtından geçinme ve ayakta durma çabalarıdır.

Erdoğan saldırganlığıyla kendi ayıp ve beceriksizliklerini gizlemek ve gündemde kalma çabasıdır.

Aynı durum yüz sene önce Merhum Abdulhamid’e de yapılan ancak devrildikten sonraki durumda; biz bu anı düşünmemiş, ondan sonrasını hesaba katmamıştık, kişisizliğini itiraf ettirmişti.

-Nifak gün yüzüne çıktı. Bu bir başarıdır. Münafıklar artık oyunlarını açıkça oynuyorlar.

Bu Türkiye’de olduğu gibi, dünyada da gün yüzüne çıkmaktadır.

-Savaşın şekli değişti. Savaşlar devam etmektedir.

-Kovid-19’un ilk çıkışının 2012’ye dayandığı ortaya kondu.[9]

-Temizlenme çabası.

ABD’li medya kuruşu Wuhan’daki laboratuvarı gezdi.

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) merkezli NBC Televizyonu, Koronavirüs salgınının yayılım merkezi olan Wuhan’daki viroloji laboratuvarına girdi.[10]

-Trump’ın aşı iddiası ortalığı karıştırdı: Altında derin devlet var.

Can kaybının 180 bine, vaka sayısının ise 5 milyon 800 bine dayandığı ABD’de koronavirüsle ilgili aşı çalışmalar hızla devam ederken ABD Başkanı Trump’tan aşının çıkış tarihi ile ilgili ilginç bir açıklama geldi. Trump aşının çıkış tarihinin gecikmesinin altında derin devlet olduğunu iddia ederek hıza odaklanmalıyız ve hayat kurtarmalıyız çağrısı yaptı.[11]

-Tehlikeli oyun! Genetiği değiştirilmiş, doğaya 750 milyon tane salınıyor –

ABD’nin Florida eyaletinde genetiği değiştirilmiş 750 milyon sivrisineğin doğaya salınmasına onay verildi.[12]

-“O, dönüp gitti mi (yahut bir iş başına geçti mi) yeryüzünde ortalığı fesada vermek, ekinleri tahrip edip nesilleri bozmak için çalışır. Allah bozgunculuğu sevmez.”[13]

MEHMET ÖZÇELİK

23-08-2020


[1] https://m.medyafaresi.com/foto-galeri/aileleri-anadoluya-goc-etmis-17-gocmen-unlu/782833/14

[2] https://www.ahaber.com.tr/video/gundem-videolari/analiz-orta-doguda-yeni-duzen-nasil-olacak-misir-suudi-arabistan-ve-birlesik-arap-emirlikleri-bolgede-ne-hedefliyor

[3] https://www.haber7.com/dunya/haber/3004360-el-maktum-ailesini-bitirecek-dava-1-milyar-sterlin

[4] https://www.yenisafak.com/gundem/joe-bidenin-turkiyede-gorustugu-muhaliflerin-isimleri-ortaya-cikti-3553296

[5] https://www.haber7.com/guncel/haber/3004326-joe-bidenin-kustah-aciklamalarina-tepki-yagdi

[6] https://www.haber7.com/guncel/haber/3004383-yag-fabrikasi-istihbarat-merkezi-cikti-is-adami-meger-casusmus

[7] https://www.hurriyet.com.tr/dunya/ingiliz-ajanin-iran-itiraflari-musaddiki-boyle-devirdik-41590368

[8] https://www.haber7.com/dunya/haber/3002059-patlayicilar-esed-rejimine-mi-gonderiliyordu

[9] https://www.haber7.com/dunya/haber/3004627-kovid-19un-ilk-cikisinin-2012ye-dayandigi-ortaya-kondu

[10] https://www.haber7.com/dunya/haber/3004398-abdli-medya-kurusu-wuhandaki-laboratuvari-gezdi

[11] https://www.haber7.com/dunya/haber/3006443-trumpin-asi-iddiasi-ortaligi-karistirdi-altinda-derin-devlet-var

[12] http://www.haber7.com/haber.php?haber_id=3005798

[13] Bakara. 205.




SEVİNEMEDİLER

SEVİNEMEDİLER

Sevinmediler, sevinemediler, sevinmek istemediler.

Yani üzüldüler Karadeniz’de çıkan 320 milyar metre3 petrole.

Bunların problemi Sayın Erdoğan’la değil; bu milletle, bu milletin değerleriyle, bu milletin geçmişi ve tarihiyle.

Problem anlayış problemidir.

Problem değerler problemidir.

Problem tarih problemidir.

Müjdeli haberi; neden Cuma günü açıklıyor, diyen insanın problemi, oturmamış ve oluşmamış bir kişilik ve değer problemidir.

Cumhurbaşkanı açıklamayı niye cuma günü verecek diyecek kadar alçalan bir zihniyet, hakikaten irinli, kirli, kısır ve cehenneme odun olabilecek, kalitesi düşük bir haldir.

Zihni kirli olanlar hala havayı kirletmekte ve bu sevinci bulandırmak için üstünü örtmeye ve saptırmaya çalışmaktadırlar.

-Ama, fakat, ancak ile tamamıyla sevinemeyen insanın işi, suyu bulandırıp balık avlama, siyasi kirlilik, oluşmamış şahsiyet, basar ve basiret körlüğüdür.

-Bu memleketin en büyük eksikliği; enerji eksikliği, doğalgaz eksikliği vesaire eksikliği değildir.

Bu memleketin en büyük eksikliği, adam eksikliğidir.

Adam eksikliğinden kastım, azınlıkların harcadığı çoğunlukların kaybıdır.

Bir yabancı elçinin okullarımızın önündeki cıvıl cıvıl oynayan öğrencileri görünce;

Ne büyük bir başarı sağlıyorsunuz, deyince bizim temsilci;

Nasıl olur ya hu, bizler eğitimden şikayetçiyiz, ne başarısı deyince yabancı elçi cevabında;

Bu öğrencileri bozmadaki başarınıza, nasıl bozduğunuza şaşıyorum, der.

Adeta başarılı öğrenci, defolu öğrenci durumuna düşmektedir.

-Bir zihniyet bozukluğunun ve bu milletin enerjisini bitiren insanların varlığı ve çokluğu ve de bu milletin bütün değerlerini bitirmesi ile orantılı olarak enerjisini ve gücünü bitirmesidir.

Birçok değerlerini bitirmesi ile toplumu ve zamanını bitiren bu zihniyet, kısır zihniyet Türkiye’yi bitirmektedir.

Türkiye’nin bulmuş olduğu 320 milyar metreküplük doğalgaza karşı bazılarının hazımsızlığı, çapsızlıklarını göstermektedir.

**************  

Üzerimizden Ayasofya’nın açılması ile beddua kalkmış, maddi ve manevi yönden ilerlemeye başladık.

İşte Ağustos ayında ortaya çıkmış olan Fatih gemisinin keşfetmiş olduğu doğalgaz, hakikaten 320 milyar metreküp doğalgaz rezervi olup, yıllık 40 milyar dolar cari açığı kapatacak hatta arttıracak bir duruma gelmiştir. İnşallah artık beddua da kalktı, zincirler kırıldı, kilit açıldı ve artık bu milleti kimse durduramaz.

-Abdülhamit’ten bu yana; doğusundan batısına memleketin birçok yerinde petrol olduğu konusunda bizzat tespit edilmiş ama maalesef şimdiye kadar ya çok kaliteli olmadığı, yeterli değil, masrafları kurtarmaz, gerek yok denilip kapatıldı.

Bu kadar parayı nereden bulacağız, bu kadar parayı ona vermektense dışarıdan alırız gibi hainane, cahilane bir şekilde bu millet çok ihanet yaşadı.

-Suya sabuna dokunmayın deyip geçmişte hep kirli kalanlar, kirli olanlar, kirletenler; Bugün de temizlenenlere engel olmaya çalışarak, ne işimiz var? Ne yapıyoruz? Niye gidiyor, niye orada oluyoruz? niye karışıyoruz? Ne derler gibi ifadelerle pisliklerini sürdürmeye, pis kalmayı yine dayatmaya devam etmektedirler.

Suya sabuna dokunulacaktır, temizlik için…

Geçmişi kirletip ve de kirli olanlar, geleceğimizi de kirletmektedirler.

-100 küsur yıldır bugün yeni yeni cumhurbaşkanının vereceği Müjde genelde Akdeniz’de Petrol doğalgaz bulunması yönünde ağırlık olmakla beraber şunu gösteriyor ki; hakikaten şimdiye kadar bu milletin maddi manevi gelişmesine engel olanların yavaş yavaş devre dışı olması ile millet toplanmakta, kendine gelmekte, maddi ve manevi olarak donanımlı bir hale gelmektedir.

Yapılan bunca ihanetler içerisinde hala bir kasıt aramamak safdilane, daha ötesini ahmakane veya bir siyaset ve taktik tavır içerisine girip de işin üzerine örtbas etmeye çalışmak, sulandırmak, tamamen o ihanet içerisinde olanlarla beraber aynı kapta bulunmak demektir. Onları desteklemek demektir.

Çoklar bunun bir ihanet içerisinde olunduğunun farkındadır.

Esefle ifade etmeliyim ki; Sayın Erdoğan hazımsızlığı, bir kısım insana devletteki başarısızlığın, hükümetin başarısızlığının devam etmesi ve müjdeli şeylerin olmaması veya müjde verilecek olan şeylerin daha önceden de olan şeylerin devamı olarak ifade ederek örtbas edilmeye çalışılması, tam bir hazımsızlık ve nefretin ifadesidir.




KARPUZ KABUĞU

KARPUZ KABUĞU

Eşeğin aklına karpuz kabuğu düşürmek gibi olmayayım ama ne oldu;

Bir zamanlar hani Şeriat geliyordu. İrtica hortlamıştı. Laik’lik elden gidiyordu. Başörtüsü geriye götürüyordu.

O halde kim yaptı tüm bunları? İsrail mi yaptı? Amerika mı yaptı? Kim yaptı? ABD’de Donald Trump’ın rakibi olan Demokrat Parti Başkan Adayı Joe Biden ve içimizdeki ortakları mı yaptı?

Amerika yaptıysa; bugün Amerika’ya da bu terörleri kim yapıyor?

Yahudi mi yapıyor? Çin’e göçüp orayı kullanmaya çalışan Yahudi sermayesinin işi ve düşüncesi mi? Mason düşüncesi mi? Kim yapıyor?

Bunu güne göre, Nabza göre şerbet verilerek Gezi olaylarını destekleyen, darbeleri oluşturmak için sosyolojik olayları alevlendirip ve medyanın etkisi ile; güya aydın geçinen ve aynı zamanda sanatçılık yapan ve terörü besleyen insanların toplandığı havuzlar mı dalgalandırılıyor?

Terör ve terörizmi besleyenler ve bu kanallardan beslenenler ortak yıkım noktasında buluşarak farklı sosyal olayları tahrik edip; bazen din perdesi altında ve bazen de dindışı oluşumlar içinde kendisini ortaya koymaktadır.

-Birbirleriyle bir araya gelmesi mümkün olmayanlar maalesef yıkımda birleştiler.

Darbe buluştukları nokta oldu.[1]

 Konuşan ve konuşacak olan öldürülüyor.

Engeller öldürülerek ortadan kaldırılıyor.[2]

***********   

Ahmet Davutoğlu 15 Temmuz’u önleyecekti, Hakan Fidanı milletvekili yaparak.

Çünkü 15 Temmuz’a gerek kalmayacak ve darbe içten mi yapılmış olacaktı?

Peki bu aklı ona kim vermişti?

Davutoğlu buna cevap vermeli yoksa bu şaibe hayat boyu kendisini takip eder.

Amaç Miti zayıflatmak ve yüz yıllık kontrolü sürdürmek miydi?

Külliyenin ve Erdoğan’ın otoritesi bitirilmiş olacaktı.

Zira Fetö-de o noktaya hücum etmişti.

O zaman Ahmet Davutoğlu’nun başaramadığını şimdi ona parti kurdurarak mı başarmaya çalışmaktadırlar?

Dün kendi vatandaşıyla adeta kavgalı olan, kavgalı hale getirilen Mit, işte bugün kontrolü eline almaya çalışıp, “istihbarat savaşlarında” rol almaktadır.[3]

Ağzımız çok yandı… Ayran da olsa mecburen üfürerek içmekteyiz.

Darbelerin çocuğuyuz. Derbeder edildik, darbeler ve darbecilerle…

MEHMET ÖZÇELİK

18-08-2020


[1] https://m.facebook.com/story.php?story_fbid=2473720546200498&id=100006877292104

https://m.facebook.com/story.php?story_fbid=2473005336272019&id=100006877292104

https://m.facebook.com/story.php?story_fbid=2454950748077478&id=100006877292104

https://m.facebook.com/story.php?story_fbid=2454243284814891&id=100006877292104

[2] https://www.internethaber.com/semih-tufan-gulaltay-tutuklandi-kozinoglunu-perincek-oldurttu-demisti-2105636h.htm

https://m.facebook.com/story.php?story_fbid=2476820509223835&id=100006877292104

[3] https://m.facebook.com/story.php?story_fbid=2474123716160181&id=100006877292104




KİLİT AÇILDI

KİLİT AÇILDI

Bir asırlık Kilit açıldı.

Bağlantılarımızla kopmuş olan bağlantılarımızı yeniden tesis ediyoruz.

Düne kadar Avrupalı dostlarımızı küstürmeyelim, Yunanlılarla sürtüşmeyelim, bizim bir şey yapmamıza gerek yok, direk dostlarımızdan alırız, diyenler ya hapiste, ya yurt dışında ya da yunan dost ve akrabalarının yanında bulunmakta ve korunmaktadır.

-Fetö gidince toplumdaki ayrı ayrı ayrıştırmalar da bitti.

Askeriyedeki darbe söylentileri gitti. İrtica tehlikesi, şeriat geliyor korkusu ve problemleri otomatikman bitti.

Bu her ne kadar devletin bir başarısı olsada, ondan daha önemlisi olan Fetö’nün devre dışı olmasından kaynaklanmış oldu. Fetö fitneyi sürekli ateşledi ve de toplumu tahrik etti, devletin boşluğundan istifade ederek.

Her kesimde bulundu. Atatürkçülerin içinde, Alevilerin içinde, solcuların içinde, bütün kesimden sanatçıların içinde, solcu yazarların içerisinde, darbecilerin içerisinde kısaca herkesin içinde olduğu yerde bulundu.

-NATO ve ABD 15 Temmuz’da başarılı olamayınca şimdi Akdeniz’de ve etrafını çevreleyerek Yunanistan’la bizi karşı karşıya getirmeye çalışıyor yoksa bu Yunan meselesi, Akdeniz meselesi, mavi Vatan meselesi, Acaba bir 15 Temmuzun başarısızlığının bir rövanşımı alınmaya çalışılıyor.

-Sayın Erdoğan’a saldırılan noktalardan birisi de onun devlet itibarıyla çevremizdeki devletlerle yalnızlaştırma ithamıdır?

Bunu iddia edenler şu idrakten mahrumdurlar;

Sanki Öncesinde çok bizi seviyorlardı, çok beraber idik de.

1974 de sanki silah yardımı yapıyorlardı. Yüzyıl öncesinde çok içli dışlı samimiydi.

Haçlı zihniyeti, İsrail dün nasıl istediyse bugün de aynıdır. Yunan’da aynı, İngiltere’de aynı, Fransa ve İtalya’da hep aynıdır, değişmemişlerdir.

-Çok garibime gitmişti; Yunanistan’la neredeyse savaşın eşiğine geldiğimiz bir anda Tv-nin birisi Yunanlı Herkül filmini Tv-sinde yayınlıyordu.

Fetö- de açmış olduğu sitesinin adını Herkül koymuştu.

Aslında biz ne Yunanistan’la ne de haçlılarla değil, içimizdeki muhib ve piyonlarıyla mücadele ediyoruz.

-Yunanistan ve Fransa kale alınmayacak durumdadır ancak hala Atina’nın ve Paris’in bu millet üzerinde etkisi sürmektedir. Bu etkinin kırılması lazım. Zaten kale bile alınmayacak olan Yunanistan ve Fransa gerek sefahet ile, siyaseti ile, hırçınlığı ile yani Atina ve Paris’le bizleri etkisi altına almış, kültürümüzün bozulmasında rol oynamış, dünyayı hala o manevi etkisiyle etkilendirmektedir.

Atina ve Paris öyle ki ayrı bir devlet olarak düşünülmektedir. O derece etkilidir.

-Beyrut’taki patlamada ilk Türkiye oraya yetişti.

Beyrut’u havaya uçuran patlamanın Lübnan’daki siyasi yansımalarında başlıca hedef olan Hizbullah’a bu sefer içeriden çok sert bir tepki geldi. Lübnan’daki Şii alimlerden ve Hizbullah’ın ilk genel sekreteri Şeyh Subhi Tufeyli, örgüte ateş püskürdü. Hizbullah’ın Suriye, Irak ve Yemen’deki iç savaşlarda takındığı tavra işaret eden Tufeyli, ‘Bu silah Suriye, Irak ve Yemen’i yerle bir etti; Beyrut’u patlattı’ dedi.”[1]

***************   

“Başkan Erdoğan ve Türkiye’yi hedef almıştı! ABD’li Joe Biden’a CHP, PKK ve FETÖ dışında tepki yağdı.

ABD’de Donald Trump’ın rakibi olan Demokrat Parti Başkan Adayı Joe Biden Türkiye ve Başkan Erdoğan’ı adeta hedef gösteren skandal açıklamalara imza attı. Biden, Başkan Erdoğan’ı devirmek için muhalefete akıl verirken birlikte hareket etmeleri gerektiğini söyledi. Biden, ”Muhalefeti desteklediğimizi açıkça göstermeliyiz. Onlarla doğrudan temasa geçip Erdoğan’ı yenecek duruma gelmelerini sağlamalıyız.’ ifadelerini kullandı. Biden’ın skandal açıkmalarına CHP, HDP-PKK ve FETÖ’cüler dışında tepki yağdı.[2]

Adıyaman tabiriyle kohmuş…

Vay kohmuş Vay… Tuzluyayım da kohma emi…

Bu aslında bizim açımızdan bir yönüyle de güzeldir çünkü Devletleri o kadar çökmüş bir durumda iken, oradaki siyaseti belirlemek amacıyla bizdeki siyasete ihtiyaçları var. Bir de Pentagon’a mensup bir kişi. Joe Biden 15 Temmuz’da yapamadığını seçim bahanesini öne sürerek aslında yine sürdüreceklerini de bu manada ima etmiş olmaktadır.

Amerika gibi devlet kendi Siyasetini bizim siyaset siyasetimiz üzerine yönlendirmekte ve belirlemektedir. Vay haline Vay.. Vah düştüğü hale vah.

Muhalefet yapanlarında kimlerle ittifak halinde olduğu anlaşılıyor değil mi?

Çevremizdeki kavgalı olduğumuz; devletlerle uyuşalım, uzlaşalım, savaşmayalım demek; kanımıza ekmek doğrayan o insanlarla aynı masada oturmak, uyumlu olmuş olmak demek, uzlaşmak demek değil belki aynı zamanda 2000 yılının öncesine dönmek demektir. Bu da bir zillettir. Bugün bu millet izzetli bir hareket içerisine girmiştir. Ancak bu izzeti kaldıramayanlar 20 yıl öncesindeki zillet hali olan her oluşuma ses çıkartma, yut ve kavgalı olmayalım, zillet politikasını sürdürüp el ovuşturalım demektir.

Ve bu düşüncede olan maalesef bu insanlar, içerde devlet ile, hükümet ile ortak hareket etmemekte, muhalifleri ile hareket edip onlarla uzlaşarak ortak olan devlet meselesinde bizdekiler ile değil, bize muhalif olanlar içerisinde olmaktadırlar.

Erdoğan yalnızlaştı, Devleti yalnızlaştırdı, çevredeki devletlerle düşman oldu diyenler şunu mu demek istiyorlar; yani gayri meşru olan çevremizdeki devletlerle, Amerika ile, İsrail’le, Mısırda darbe ile gelmiş olan ve darbe içinde olan ve aynı zamanda gayrimeşru bir durum ile idare ve yönetim süren o insanlarla uyumlumu olalım? Onlarla aleyhimize çevirdikleri planlarıyla neyi anlaşalım? Yani onların gayrimeşru durumlarını meşru olarak mı görelim diyorlar?

Ne yani teröristlik yapıp, teröristlerle iş yapanlarla iş mi yapalım, demek isteniyor?..

Gerek içte gerek Arap dünyasında Erdoğan’ı yıkmaya çalışanlar Biden ile ortak hareket ettiklerini göstermiş oluyorlar ve bunlar kimlerle beraber olduklarının en bariz göstergesidir. O da Erdoğan’ı devirmek istiyor. İçerdekiler ve Arap dünyası da bakın Kurtlar Sofrasında Kimler var, kimler kurtlar sofrasına oturmak istiyor?

Kurtlar Sofrasında maalesef kurtluk yapmaktadırlar.

Kendilerine düşecek bu sofradan küçücük bir lokmacık için, küçük bir pay için, iktidarı ele geçirmek için bu kadar zillete katlanmakta, bu kadar takla atmaktadırlar. Muhaliflerle aynı kurtlar sofrasına oturmaktadırlar.

Türkiye’ye karşı düşmanca tavır alan bazı Arap ülkelerini araştırdığımızda geçmişlerinin, bağlı oldukları durumlarının şaibeli olduğu görülmektedir.

100 yıl önce orta doğuya istedikleri insanları vali olarak yerleştirilenler, bugün içten tam istedikleri tipte o toplumların, Arap toplumların başına getirmeye ve Müslümanları birbirleriyle kırdırmaya çalışmaktadırlar.

-Ateist bir babanın oğlu mbz.

 Halife bin Zayed Arap dünyasında ateist kimliğiyle tanınır.

Halife’nin ateist olduğunu da ünlü bir Arap din alimi açıklamıştır.

Halife’nin oğlu veliaht Muhammed bin Zayed de babası kadar net olmasa da söylentilere göre İslamiyet ile pek ilişkisi olmayan biri olarak bilinir.[3]

İşte Bae yani Birleşik Arap Emirlikleri ve başındakinin durumu.

Diğer terörü besleyip cephe alanlara baktığınızda daha dehşetlisiyle karşılaşacaksınız.

Ben karşılaştım.

Mevla görelim neyler/ Neylerse güzel eyler.

Beşer zulmeder, kader adalet eder.

İslâm dünyası İttihad- ı İslâma doğru yol almaktadır.

MEHMET ÖZÇELİK

16-08-2020


[1] https://www.yenisafak.com/video-galeri/dunya/sii-lider-tufeyli-hizbullaha-ates-puskurdu-bu-silah-suriye-irak-ve-yemeni-yerle-bir-etti-beyrutu-patlatti-2207782

[2] www.ahaber.com.tr/galeri/gundem/baskan-erdogan-ve-turkiyeyi-hedef-almisti-abdli-joe-bidena-chp-pkk-ve-feto-disinda-tepki-yagdi/amp

[3] https://www.google.com/amp/s/m.yeniakit.com.tr/amp/haber/406812/kim-bu-zayed-ailesi




ÇOCUKLARIN YIKILAN DÜNYALARI

ÇOCUKLARIN YIKILAN DÜNYALARI

19. ve 20. Yüzyılda gerek savaş ve gerekse göç yollarıyla en çok harcanan nesil çocuklar olmuştur.

Yine savaş sebebiyle veya kaçırılarak uyuşturucu ,organ mafyası, devşirilerek bir çok gayrı meşru alanda kullanıldılar.

1980 yıllarında ve 1910 başlarında sürekli çocuk kaçırılması, hastanede çocukların değiştirilmesi ve dünya genelinde uyuşturucu da kullanmak üzere kız çocuklarını fuhuşta kullanmak üzere kaçırılması, savaşlarda göç esnasındaki çocukların yine binlercesinin kaçırılması hep gündem oldu.

Bunu yapan terör örgütleri kaos oluşturmak, terörü oluşturmak, güvensizlik ve emniyetsizlik ile huzurumuzu bozmayı amaçlamaktadırlar.

1989 yılından itibaren ara sıra hastanelerde doğan çocukların değiştirilmekte olduğu gündeme getirilirdi.

-Bugünlerde de devrede;

-“Gaziantep’te yeni doğan bebeğin hastanede karıştığı öne sürüldü. Fatma Ç, erkek çocuk dünyaya getirdiğini, hastanede kendilerine verilen doğum raporunda bebeğin cinsiyetinin erkek olarak yazıldığını ancak kendisine kız bebek verildiğini öne sürdü. Bebeğe DNA testi yapılacak.”[1]

-‘İnek sağmaya gidiyorum’ diye çıkan genç kızdan 3 gündür haber alınamıyor.[2]

Organ mafyasından uyuşturucu sektörüne bu güvensizliği, itimatsızlığı oluşturmaya kadar terör örgütleri ortak faaliyet göstermektedirler.

-Teröre kurban edilen çocuklar azımsanacak değil.[3]

-Besleme medyaya sert tepki: Neden susuyorsunuz?

PKK terör örgütü tarafından servis edilen kız çocuklarının dağı çıkarılma görüntüleri toplumda infial yaratırken, AB/ABD fonlarıya kurulan ve finanse edilen “besleme basın” bu görüntülere sessiz kaldı. 9,5 yıl cezaevinde kaldıktan sonra örgütün gerçek yüzünü görerek 3 kitap yazan Aytekin Yılmaz bu suskunluğa sert tepki gösterdi.[4]

-Çocuk yaşta YPG/PKK’ya katılan iki terörist ikna sonucu teslim oldu.[5]

-PKK/YPG’li hainler çocukları acımasızca infaz etmeye başladı.

PKK/YPG Suriye’de, dünyanın gözleri önünde ve Batı’nın desteğiyle bir vahşet politikası izliyor. Terör örgütü, Rakka ve Deyrizor’da kendisine destek vermeyen ailelerin çocuklarını infaz ediyor. Son kurban, kaçırıldıktan sonra asılmış halde bulunan 7 yaşındaki Yasir Halef oldu.[6]

-Adana’da PKK’nın gençlik yapılanmasına operasyon: 13 kişi gözaltına alındı

Adana’da PKK’nın gençlik yapısına operasyon gerçekleştirildi, 13 kişi yakalandı. Zanlıların, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Gençlik Meclisi adı altında, terör örgütü PKK/KCK’nın gençlik yapılanması Devrimci Gençlik Hareketi (DGH) içerisinde faaliyet yürüttükleri, bu kapsamda örgüt ve örgüt elebaşı lehine duvarlara yazılama yaptıkları, bir market zincirini benzin dökerek kundakladıkları iddia edildi.[7]

-İnsan ticareti: Dünyanın kanayan yarasında kadınlar ve çocuklar en mağdur grup.[8]

Bu yazı bir korku oluşturmak için elbette değil ancak bu genel olarak büyük bir sıkıntı halinde kendini göstermekte ve dünyada en çok harcanan ve kullanılan çocuklar ve kadınlar olmaktadır.

Çocuklara sahip çıkalım.

MEHMET ÖZÇELİK

14-08-2020


[1]https://www.haber7.com/gaziantep/3001249-dogumda-erkekti-taburcu-olurken-kiz

[2] https://www.haber7.com/guncel/haber/3001778-inek-sagmaya-gidiyorum-diye-cikan-genc-kizdan-3-gundur-haber-alinamiyor

[3]https://www.google.com/search?q=%C3%A7ocuk+ter%C3%B6ristler&oq=%C3%A7ocuk+ter%C3%B6ristler&aqs=chrome..69i57j35i39j46j0j46j69i65l3.4181j0j7&sourceid=chrome&ie=UTF-8

[4] https://www.haber7.com/guncel/haber/3002169-besleme-medyaya-sert-tepki-neden-susuyorsunuz

[5] https://www.aa.com.tr/tr/vg/video-galeri/cocuk-yasta-ypg-pkkya-katilan-iki-terorist-ikna-sonucu-teslim-oldu/0

[6] https://www.yenisafak.com/dunya/vahset-pkkli-teroristler-suriyedeki-cocuklari-acimasizca-infaz-ediyor-3551066

[7] https://www.yenisafak.com/gundem/adanada-pkknin-genclik-yapilanmasina-operasyon-13-kisi-gozaltina-alindi-3552174

[8] https://www.yenisafak.com/hayat/dunyanin-karayan-yarasi-insan-ticareti-kadinlar-ve-cocuklar-en-magdur-grup-3551232




HAYATTA EN BÜYÜK HİZMET HAYATA HİZMETTİR

HAYATTA EN BÜYÜK HİZMET HAYATA HİZMETTİR

Gerçekten hayatın içinde yapılan hizmetler içerisinde en büyük hizmet, hayata yapılan hizmettir.

46 yıl at üzerinde savaşa çıkan ve Muhibbi lakabıyla beyitleri bulunan yani 2799 gazeli olmakla ikinci sıraya oturan Kanuninin en çok ve herkes tarafından bilinen beyti ise;

“Halk içinde mu’teber bir nesne yok devlet gibi

Olmaya devlet cihânda bir nefes sıhhat gibi.”

“Halkın gözünde devlet (iktidâr) gibi değerli bir şey yok.

Halbuki şu dünyada bir nefes sıhhat gibi devlet (güç) olamaz.”

Sağlık en büyük devlettir.

-Asker dağdaki eşkıya mikrobuyla uğraşırken, sağlıkçı da şehirde Korona mikrobuyla uğraşmaktadır.

Allah yardımcıları olsun, hıfz ve muhafaza etsin.

Bütün kâinat hayatın etrafında dönmektedir.

Her şey hayatın oluşumuna ve devamı yönünde çalışmaktadır.

Ondandır ki Kur’an-ı Kerim’de; Bir insana hayat vermenin, bütün insanlara hayat vermekle eş tutulmaktadır.

Böylece bir kişiyi kurtaran bütün insanları kurtarmış gibi iken, bir insanı öldüren de bütün insanları öldürmüş gibidir.

Sağlıkçılar cephenin önünde olup, zor bir iş yürütmektedirler.

Milletin duası onların arkasındadır.

**************  

HASTA ASRIN ÖZÜRLÜ İNSANLARI

Dünyanın dengesini bozan koronavirüs pandemisinin kaynağı olarak gösterilen yarasalarla ilgili, bilim insanları çok çarpıcı tespitlerde bulundu. Yapılan araştırmaya göre, koronavirüse yol açan viral soy hattının, yarasalarda yıllardır fark edilmeden dolaştığını ortaya koydu..[1]

-Kadir Mısıroğlu, korkunç hazırlığı böyle anlatmış.

Kadir Mısıroğlu, bir konuşmasında “ABD, Çin’in nüfusunu kırmak için mikrop harbi hazırlığında, benden duyun. Sizin nesliniz bunu görecek.” demişti.[2]

-Cenabı Hak Peygamber Efendimiz aleyhissalâtü vesselâm’a ümmetine helak etmeyeceğini ancak bununla beraber onların arasında ihtilaf gibi, musibet gibi bir çok adı sanı duyulmayacak hastalıklar vereceğini ifade etmiş olmaktadır.

Beşeriyet bugün işlemiş olduğu günah tohumu kendisine virüs ve hastalıklar olaraktan geri dönmektedir.

Dünya virüsün etkisindedir. Günah virüs doğurmaktadır.

Hadîste var ki: “Hattâ deniz dibindeki balıklar dahi günahkâr ve zâlimlerden şekvâ ediyorlar ki, onların yüzünden yağmur kesilir, hattâ bizim de nafakamız azalır” derler.

MEHMET ÖZÇELİK

13-08-2020


[1] https://www.ahaber.com.tr/yasam/2020/08/04/yarasalarla-ilgili-dikkat-ceken-aciklama

[2] https://m.yeniakit.com.tr/haber/kadir-misioglu-korkunc-hazirligi-boyle-anlatmis-1354357.html




KISIR ZİHNİYET

KISIR ZİHNİYET

Avrupa’nın komünizm Rus düşmanlığı bir asra yakın menfaati yönünde sürdürüldü.

Komünizm yıkılınca yeri boş kaldığından doldurulması gerekti. Yeri ise İslam düşmanlığı ile sürdürüldü.

Bununla da tarafları birbiriyle çatıştırıp kendilerini canlı tutmaya çalışırken, bunun da sonuna ve sona gelindi.

Yeni bir düşman gerekti batı ve Avrupa için.

Aynı zamanda ekonomik tehdit oluşturan Çin hedefe konuldu.

Bir sürede bu tarzda bir düşmanlık sürdürülecektir.

Bizde ise kısır zihniyet olan solculuk zorla da olsa veya bazı hiziplerin içerisinde kendi varlığını sürdürmeye çalışmaktadır.

-Sosyalistlerin tezleri artık geçersiz ancak kafaları geçerli değil.

Adamın son model 200 milyarlık aracı var, araçtan geçilmiyor ve hala acım, bu millet aç ve açız demeden dem vuruyor.

-“Davutoğlu: Kendimi hiçbir zaman sağcı görmedim.

Gelecek Partisi Genel Başkanı Davutoğlu, kendisini hiçbir zaman sağcı olarak görmediğini söyledi. Büyüdüğü ortamlarda sol görüşün ağır olduğunu belirten Davutoğlu, kültürel değerlerini de sol değerlerle birleştirdiğini ifade etti.

-“Kendimi hiçbir zaman sağcı olarak görmedim. Marksist literatürü de ilk kez ortaokulda okudum, 68 neslinin hemen sonrası. Emperyalizme karşı mücadelenin tüm dünyada kıpraştığı bir dönemde geçti gençliğim. Bunun arayışındaydım.”[1]

 Allah Allah bende çoktan beridir düşünüyordum, Davutoğlu’nun başımıza açtığı bunca iş neden kaynaklanıyor diye?

Demek ki bu kısırlık kısır bir sol düşünceden imiş.

Zaten önceden yaralıymış meğer!!!

Acaba bununla sola bir göz mü kırpmaktadır?

Zaten bende sizdenim diyerek!!!

Meğer bu memleket kimlere teslim edilmiş?

Veya kimler teslim almış?

Veya kimlere bu yollar açılmış?

-“Davutoğlu’nun partisinde HDP depremi.

Ahmet Davutoğlu’nun kurucu başkanlığını yaptığı Gelecek Partisi’nin siyaset yolculuğunun rotası netleşmeye başladı. Parti’nin Giresun İl Başkanı Ahmet Yılmaz, davetliler arasında HDP’li milletvekilleri ve il genel meclis üyesinin de bulunduğunu öğrenmesi üzerine istifa etti.”[2]

Kimin eli kimin cebinde gerçekten belli değil ancak en güzel olanı mızrağın çuvala sığmayıp sırıtması ve ifşa olması..

Meğer hiç sağcı olmadığını söyleyen Davutoğlu gibi..

-Fetö’de bunu yapmış ve her telden çalmıştır.

Pkk’ dan tutun, solcularla, Kemalistlerle, uyuşturucu, Cıa gibi tüm kirli ilişkileri ortaya çıktı.

Kimliksiz ve kişiliksiz bir yapı.

-“FETÖ elebaşı Gülen ve Hikmet Çetinkaya irtibatlı çıktı.

FETÖ elebaşı Gülen’in, Cumhuriyet gazetesi yazarı Hikmet Çetinkaya ile irtibatlı olduğu ortaya çıktı. Sabah Gazetesi’nden Sema Alim Dalgıç’ın haberine göre; Örgüt üyeliğinden hakkında dava açılan Abdurrahman Baz’a 2011’de ABD’de ziyaret ettiği Gülen’in, Çetinkaya’ya hitaben yazılan bir mektup verdiği bilgisine ulaşıldı.”[3]

İşte bu gün; Türkiye’deki bu kısır zihniyet devre dışı olurken toparlanıyor, İslam Dünyasına el uzatıyor ve Haçlı ordularına göz dağı veriyoruz.

Çünkü dün sessiz kalıp susanlar, taviz verip toprak verenler, göz yumup saldıranlar bu gün yoklar, devre dışılar.

Türkiye ayağa kalktı ve atağa geçti.

Artık onlar düşünsün…

MEHMET ÖZÇELİK

13-08-2020


[1] https://www.haber7.com/siyaset/haber/3001801-davutoglu-kendimi-hicbir-zaman-sagci-gormedim

[2] https://www.haber7.com/siyaset/haber/3003557-davutoglunun-partisinde-hdp-depremi

[3] https://www.ahaber.com.tr/gundem/2020/08/11/feto-elebasi-gulen-ve-hikmet-cetinkaya-irtibatli-cikti




BEYRUTUN 11 EYLÜLÜ


BEYRUTUN 11 EYLÜLÜ

Yıllar öncesinde Arap Baharı adıyla orta doğuya kışı yaşatanlar, bunu az görmüş olsa gerek ki, şimdi de 11 Eylül sonrasının işgalini ve saldırısını yapma planlarını yapmaya başladılar.

Yüz yıl önce İslam ülkelerinin başlarına yerleştirdikleri batının valilerinin devir teslimini gerçekleştirmek ve yeni bir yüz yılın sömürüsünü gerçekleştirmek üzere ve bir yandan da elde ettiklerini bırakmamak için toplu saldırıya geçilmiş görülmektedir.

Terör odakları devrede ve iş başında.

Yüz yıl önce petrolü ele geçirmek için İslam Ülkelerini ele geçirip sömüren haçlı zihniyeti, bugün de enerji kaynaklarını ele geçirmek için devreye girmiştir.

Bunun içinde içte isyan çıkarıp, içteki piyon ve maşalarını devreye koymuştur, deşifre olması hesabına…

-‘Yahudilerle Müslümanlar savaşmadıkça kıyamet kopmaz’ hadisinde acaba İsrail’de savaşacak olan kim? Bu patlama Onun bir işarete miydi?

Lübnan savaşırsa ona ilkyardım edecek olan İha’ları ve Siha’larıyla Türkiye mi olacak? Arkasından İran mı?

Lübnan’daki patlama da İsrail’in eli olduğu belgeleriyle ortaya çıkarsa; Lübnan İsrail savaşı olup, arkasından da İslam ülkeleri, Türkiye ve İran gibi ülkeler Lübnan’a yardım etmek suretiyle böyle bir savaş başlayıp büyüme ve neticesinde büyük bir savaşın yolu açılmış olabilir mi?

Amerika da bu patlamanın tamamen bir Sabotaj olduğunu ve hariçten bir bombanın patlatılması ile olduğunu söylüyor.

Eğer bu doğrulanır ve İsrailin bunu yaptığı anlaşılırsa ve bütün devletlerin İsraile cephe almasına rağmen arkasında duran Amerika bunu ne derece sürdürebilir? O da çekilince İsrail yalnız kalır. Buda onun sonunu getirir.

İsrail orta doğuda terörün başını çekmekte ve terörü beslemektedir.

-Lübnan’da dün meydana gelen 113 kişinin can verdiği, 4 bin kişinin yaralandığı facia ile ilgili İsrail’deki sağcı Zehut (Kimlik) Partisi Başkanı ve eski Meclis Başkan Yardımcısı Moshe Feiglin’den skandal bir açıklama geldi. Feiglin patlamanın gerçek bir “şükür günü” olduğunu söyleyerek “muhteşem bir havai fişek gösterisi seyrettik” dedi.

 “Sevgililer günü onuruna bu harika kutlamayı düzenleyen gerçek kahramanlara” da  teşekkür etti.”[1]

2750 tonluk Amonyum nitrat yani gübre… Altı yıldır bekliyor, gel beni patlat diye adeta.

ABD başkanı Trump bunun bir saldırı olduğunu söylerken, genel kanaat İsrail’in yaptığı yönündedir.

-Beyrut’taki bu patlama basit bir gübrenin patlaması değildir. Eski bir Cıa ajanının da ifade ettiği gibi mutlaka hariçten bir bomba ile patlatılması olduğunu söyledi.

Herkesin ortak kanaatı bunun İsrail tarafından yapıldığıdır.

2013 yılından beri 7 yıldır orada yakalanmış olan bir gemiden alınıp, 7 yıldır bir sonuca varılmıyor.

Hizbullah bu konuda tamamen sakin ve sessiz bir durumda.

Bu 11 Eylül’ün Ortadoğu’daki yeni bir yansımasıdır. Yeni patlamaya hazır bir bombanın fitili çekildi ve kimi de belli ki çekilecek?

Birçok bomba patlamaya ve patlatılmaya hazır bir şekilde ortada bulundurulmaktadır. Ortadoğu’da kaynayan kazanın altına sürekli odun atılmaya çalışılmaktadır.

Bir yandan Amerika’nın İran’ı tehdit etmiş olması ve İsrail’in arkasında durması ve de bir yandan İsrail- Hizbullah ve İran’ın sürekli bir şekilde hedef olarak gösterilmesi, etrafı boşaltılan yani Suriye ve Irak ile etrafı boşaltılan İran’a saldırmak için yeni bir 11 Eylül oluşumu yapılmaya, zemini hazırlanmaya çalışılmaktadır.

İçten yıkımlarla İslam ülkeleri yıkılmaya çalışılmaktadır. Ortadoğu kaynayan bir kazan haline konulmaya çalışılmaktadır.

Dikkat ve teyakkuzda olunmalı. Akıllı olunmalı. Tedbirli olunmalıdır. Düşünceli davranmalı, hesaplar önceden yapılıp tedbir alınmalı, bilinmeli, takip edilmelidir.

Özellikle istihbarat güçlendirilmelidir.

Müslim ve gayrimüslim gibi farklı kesimlerin olduğu Beyrut aynı zamanda Orta Doğu’nun Paris’i ve huzur kenti olarak görülmüş olmasına rağmen, bugün tamamen bir yıkım halinde. Şimdilik 100’ün üzerinde ölü, 5000’in üzerinde yaralı olsa da aynı zamanda 300.000 insanın evine giremeyeceği şeklinde bir netice ortaya çıkmaktadır.

Ekonomik olarak sıkıntı içinde… İkinci bir Suriye yapılmaya çalışılmaktadır.

Bu acaba İran’a saldırmanın bir bahanesi mi veya Hizbullah’ın İsrail’e saldırmasının bir bahanesi midir?

1982 yılında da İsrail Beyrut’u bombalamış, geçmişte de karıştırılmıştı.

İsrailin gözü Beyrut’ta mı?

-100 sene öncesinde Araplar bizi arkadan vurdu. Bize saldırdı denilirdi ve bizde köpeklerimize Arap adını verir ve iki taraf birbirine düşman hale getirildi.

Bugün yine aynı durumda tarih tekerrür ettirilmeye çalışılarak, Birleşik Arap Emirlikleri’ne ve Suudi Arabistan’a baktığımız zaman; aynen 100 sene önce oynanan oyunu burada da görmekteyiz.

Bu durum bu iki halkın düşman olmasından kaynaklanmayıp ya yöneticiler eliyle veya kiralık katiller, paralı askerler tarafından yapıldığı görülmektedir.

Üç beş tane Yahudi yanlısı, muhibbi ve taraflısı, terörist yapılı olan insanların devreye girmesi ile aynı 100 yıl önce oynanan oyun bugün de oynanmaktadır.

Adı mı; Araplar bizi arkadan vurdu.

Aslında burada bizi arkadan vuran Araplar değil, Arapların içerisinde paralı askerler ve üç beş tane sorumsuz ve ilgisiz, alakasız, kötü niyetli olan insanların durumudur.

Orta doğudaki tüm bu olumsuzlukların sonuçsuz kalmasının yolu; Bu zamanda Farz olan İttihad-ı İslam’dan geçer.

Acilen İslam Dünyası bir birlik oluşturmalı ve Araplar yüz yıldır uyudukları uykularından uyanmalıdırlar.

MEHMET ÖZÇELİK

07-08-2020


[1] https://www.haber7.com/dunya/haber/3001472-lubnandaki-facia-ile-ilgili-skandal-sozler-muhtesem-bir-havai-fisek-gosterisi-seyrettik




DÜNYA İMTİHANDA

DÜNYA İMTİHANDA

Dünya devam ettikçe imtihanda devam ediyor.

Bazen esnafları dolaşır. Durumlarını, hallerini, hatırlarını sorardım. Tabii Genelde hepsi, -bir dokun bin ah işit- kabilinden sıkıntılarını sıralardı.

Onlara şunu söylerdim; bakın benim babamın hiçbir sıkıntısı yok, borcu yok, kış derdi yok, yaz derdi yok, açlık yok, yorgunluk yok, hastalık yok, hiçbir derdi yok, derdim. Çünkü vefat etmişti o.

Hayat oldukça imtihanda, sıkıntılarda devam edecektir.

Sıkıntı yok mu?

İmtihanında olmasına gerek yok çünkü hayat imtihanla devam eder.

Hayat bir imtihandır, bir sınavdır. Sınav bittiği zaman hayatta biter, sıkıntı bittiği zaman, meseleler, problemler bittiğinde; o zaman burada kalmaya da gerek kalmaz. Çünkü artık problem bitti problemler çözüldü ise artık gitmede yakın demektir.

O halde hayat problemlerle vardır. Mukavemet etmek, sabretmek, güç yetirmek, tedbirli olmak, Akıllı olmak gerekir.

Zor gelirse belanın sahibine iltica etmek gerekir.

Biz imtihandayız.

-Dünya imtihan da …

Ecdadın yaptığı gibi tablolaştırılması gereken şu sözü hatırlamalıdır;

Bu da geçer ya hu, demeli, O’na dönmeli ve O’na yalvarmalıdır.

************  

Kurban olmak yok olmak değil. Kurban etmek iç etmek ve hiç etmek değil.

Ebedi olan için yapılan ebedidir. Fani dünyada yapılan, onun için olan şey ise o şey kadardır. Onun kadardır, ora kadardır.

O halde insan ebedi olan için gayret göstermeli.

Ahirette seni kurtaracak bir eserin olmadığı takdirde, fani dünyada bıraktığın eserlere de kıymet verme hakikatini düşünmeli, ona göre hareket etmelidir.

-Nasreddin Hoca’ya sormuşlar: “Kimsin?”

“Hiç” demiş Hoca, “hiç kimseyim.”

Dudak bükülüp önemsenmediğini görünce, sormuş Hoca: “Sen kimsin?”

“Mutasarrıf”ım demiş adam kabara kabara.

“Sonra ne olacaksın?” diye sormuş Nasreddin Hoca.

“Herhalde vali olurum” diye cevaplamış adam…

“Daha sonra?..” diye üstelemiş Hoca.

“Vezir” demiş adam.

“Daha daha sonra ne olacaksın?”

“Bir ihtimal sadrazam olabilirim.”

“Peki ondan sonra?”

Artık makam kalmadığı için adam boynunu büküp “Hiiiç.” Demiş

“Daha niye kabarıyorsun be adam, demiş Hoca..

Ben şimdiden, senin yıllar sonra gelebileceğin makamdayım.

Büyük bir hiç uğruna değer mi bunca ihtiras ve intikam?!

Mesele akıbeti önceden ve önden görmektir.

**************  

ABD’de yaşayan Türk doktordan kan donduran itiraf: Ölümlerine karar verdik.

Koronavirüs salgınında yaşadıklarını kitaplaştıran New York’lu doktor Sine Aras Akten, “Hastanelere ani yığılmalar olunca çok zorlandık. Bazı insanların ölümüne karar verdik” dedi.[1]

-Afrika kıtasında yeni tip koronavirüs (Kovid-19) vakalarının en fazla görüldüğü ülke olan Güney Afrika Cumhuriyeti’nde eyalet yönetimleri toplu mezarlar yaptırmaya başladı.

Ülkede en fazla Kovid-19 vakasının görüldüğü Gauteng eyaletinin sağlık yetkilisi Bandile Masuku, 1,5 milyon kişilik toplu mezarlar hazırladıklarını açıkladı.[2]

İmtihanın en dehşetlisi ve de en ağırı bu.

Zira bu insanların tedavi için imkanı da yok. Tehlike ise büyük.

-Çinliler vahşi hayvan yemekten neden vazgeçmiyor?

Çin’de köpek eti festivali tepkilere rağmen başladı.[3]

Yeni tip koronavirüsün (Kovid-19) ilk ortaya çıktığı Çin’de 10 gün sürecek köpek eti festivali tepkilere rağmen başladı.[4]

Belli ki dünyaya saldıkları Korona az gelmiş gibi?

-Danimarka’da son bir hafta içinde iki vizon çiftliğinde ve bir köpekte yeni tip koronavirüse (Kovid-19) rastlandı. Salgının yayılmasını önlemek için, söz konusu çiftlikteki 11 bin vizon itlaf edilmişti.[5]

Dünya imtihanında başarılı değil.

Kendi eliyle belaya davetiye çıkarmaktadır.

***************  

Kayıplar kazanımda.. Yüzyıl hatta geçmişe doğru 300 yıl öncesinden bu yana kadar kaybetmiş olduklarımızı kazanımdayız.

Kazanmaya çalışmakla, elde etmeye çalışmakta, önce zincirleri kırıp daha sonra da İslam dünyasının zincirlerini kırarak bir bütünlük içerisinde İttihad-ı İslam’a doğru gitmekteyiz.

Batının başta Fransa olmak üzere ülkelerinin en büyük rahatsızlığı, yüzyıl öncesine kadar elde ettikleri şeylerin ellerinden yavaş yavaş, teker teker çıkmaya başlaması ve yer altı ve yer üstü zenginliklerinin gittikçe azalması ile, iflasın eşiğine doğru gitme korkusudur.

Dünya beşten büyüktür, sözü dünyada bir kırılmaya yol açtı. Büyük devletlerin zincirlerinde zayıflama ve kırılma oldu. Birçok küçük devletler kendilerinden büyük olduklarını görmeye başladı.

Türkiye yüz yıl önce batının ve özellikle Fransa-nın aldığı yerleri libya’da da, Suriye’de de almaya başlamaktadır.

-“Devletler, milletler muharebesi, tabakat-ı beşer muharebesine terk-i mevki ediyor. Zira beşer esir olmak istemediği gibi, ecîr olmak da istemez. Galip olsaydık, hasmımız ve düşmanımız elindeki cereyan-ı müstebidaneye, belki daha şedîdâne kapılacak idik. Halbuki o cereyan hem zalimâne, hem tabiat-ı âlem-i İslâma münâfi, hem ehl-i imânın ekseriyet-i mutlakasının menfaatine mübayin, hem ömrü kısa, parçalanmaya namzettir. Eğer ona yapışsaydık, âlem-i İslâmı fıtratına, tabiatına muhalif bir yola sürükleyecektik.”[6]

“Ölüm bize ne uzak bize ne yakın ölüm. Ölümsüzlüğü tattık bize ne yapsın ölüm”E. Bayazıt.

MEHMET ÖZÇELİK

01-08-2020


[1] https://m.haber7.com/guncel/haber/3000012-abdde-yasayan-turk-doktordan-kan-donduran-itiraf-olumlerine-karar-verdik

[2] https://seslimakale.com.tr/haberdetay/ulkede-korkutan-goruntu-15-milyon-kisilik-toplu-mezar-hazirliyorlar-20540

[3] https://www.yenisafak.com/video-galeri/dunya/cinliler-vahsi-hayvan-yemekten-neden-vazgecmiyor-2205930

[4] https://www.yenisafak.com/foto-galeri/dunya/cinde-kopek-eti-festivali-tepkilere-ragmen-basladi-2039533?page=1

[5] https://www.haber7.com/foto-galeri/63424-binlerce-hayvan-itlaf-edilmisti-avrupada-kabus-yeniden-ortaya-cikti/p7

[6] Sünuhat Rü’yada Bir Hitabe.57.




AHLAK BAKANLIĞI KURULMALI

AHLAK BAKANLIĞI KURULMALI

Yıllardır Başbakan ve Cumhurbaşkanı ve ailesine, arkasından damadı ve eski Başbakanlardan Binali Yıldırımın eşine ve devlet erkanına ve ailesine çok rahatlıkla yapılan saldırılar ve de Sosyal Medyadaki çok rahatlıkla kullanılan ahlaksızca kullanılan küfür ve kötü sözler iki sebebe dayanmaktadır;

1-Ailedeki yıkım ve çöküntünün önemli bir yer alması.

2-Kişilerin ahlaki yıkılışın içerisinde oluşu.

Bu iki ciddi yıkıma karşı Ahlak Bakanlığı kurularak aile ve ahlaki çöküntünün önüne geçilmelidir.

Böyle çok rahat küfür ve saldırıda bulunan insanlar şu üç testten geçirilmelidir;

1-Kan tahlil ve testi yapılmalı.

Gerçekten bu milletin asil kanını taşıyor mu?

Hangi milletin kanını taşımaktadır?

Kanında bir bozukluk var mı?

Zira çok göç alan ve de yol geçen hanı gibi her gelenin kaldığı, kimlik değiştirdiği, kripto kişiler çok rahatlıkla kandırılıp, bu millete ihanete sevk edilebilir!

Nitekim bir beyanda;

-“BİR YAHUDİ İTİRAF EDİYOR.

Cumhuriyetin ilanının hemen ardından Selanik’ten “Türk” diye Sabetaycı Yahudileri getirdik. Yeni göçmüş olmalarına rağmen onları bir anda ülkenin en zenginleri, toprak zenginleri, iş verenleri, sanatkarları, ünlüleri yaptık. Ankara’yı başkent ilan etmeye biz karar verdik.

Yahudi kardeşlerimize haber verip dağını taşını satın aldırdık. Bir anda gayr-i menkul zengini oluverdik. Türkler kurtuluş savaşı falan kazanmadı. İngiltere’ye karşı durmadık. İngiltere’de hakim Yahudiler ile anlaştık ve bu toprakların Yahudi Cenneti ayarında ilan edilecek yeni bir Cumhuriyet ile bize bırakılmasına karar verdik. Bu bir plandı. İngilizler bu nedenle savaşmadan geri çekildi.

Bu süreçte pek çok sanal kahraman ürettik. Ordunun adını bile Türk Silahlı Kuvvetleri koyduk. Merkez bankasını çok uluslu ve çok ortaklı bir anonim şirket yaptık. Bu süreçte Sabetayist Yahudilerden çok faydalandık. Çok ince hesaplar yaptık.

Planlarımızı büyük bir gizlilik ve başarı içinde uyguladık. Ne kadar hayatta kalmış Türk ve Müslüman fikir adamı ve beyin takımı varsa onları da sudan bahanelerle astırdık. Olmadı sürgüne gönderdik. İstiklal mahkemelerinin hakimlerinin de çoğunu Yahudi olanlardan oluşturduk. Önce asıp sonra yargıladılar. İnkılaplar çok önceden belirlediğimiz bir planın parçasıydı.”[1]

Bediüzzaman’ın ifadesiyle; Bu millete ihanet eden, bu milletin kanını taşımamaktadır.

2-Suyu tahlil ve kontrol edilmeli.

Aslında Yahudiler bir Yahudi çocuğunun anne tarafından Yahudi olmadığı takdirde, Yahudi kabul etmezler.

Aslında pek de haksız değiller.

Bu ırkçılık yahut bir ırkı üstün göstermek amaçlı değildir.

İnsan aslına çeker.

-“ De ki: Herkes, kendi mizaç ve meşrebine göre iş yapar. Bu durumda kimin doğru bir yol tuttuğunu Rabbiniz en iyi bilendir.”[2]

-3-Süt Tahlili yapılmalı.. Südü bozuk mu?

Eskilerin çok okuduğu; Ahmediyye ve Muhammediye kitabının sahibi olan Muhammed çok bilgili, hatip olmasına rağmen kendisini dinleyenlerin az ancak ne konuşursa kendisini dinleyenlerin çok olduğu Ahmed’in farkını annesine soran Muhammed’e annesi şu cevabı verir;

-Elbette oğlum der çünkü bir gün ben namaz kılarken sen çatlayacak gibi ağlıyordun. Evde bulunan komşu kadın seni alıp bir kere emzirdi, der.

Süte bozuk veya çok temiz olmayan bir süt karışmış ve karıştırmıştır.

-Bediüzzamanın annesi ona hamile kaldığında ve süt verdiğinde abdestsiz vermediğini söylerken baba da;

Uzak olan tarladan öküzle dönerken öküzün ağzını bağlar ta ki komşunun tarlasına girip de başkasının ekinini yemesin diyerek hassasiyetini gösterir.

Ve Bediüzzaman bir ömür boyu bu millete ve özellikle onların ahiretine hizmet etmiştir.

Kanı, suyu ve südü temiz olan, temiz bir hayat yaşar.

-Bir beldenin ileri gelenin oğlu esnafın tuluğuna iğne batırıp emer ve kaçar.

Sabreden esnaf mecburen babasına bu durumu söylerler.

Baba çocuğuna hiçbir şey demeden direk hanımıyla görüşüp, nerede hata ettiklerini sorar.

Ve düşünme neticesinde hanımı olayı bulur; çocuğa hamile olup aş eridiğinde komşunun bahçesinden kendi bahçelerine sarkan ağacın meyvesine iğnesini batırıp emmeye başladığını söyler.

Komşuyla helallik dilenir ve çocuk otomatikman bu yanlışı bir daha yapmaz.

Çocukların hatası, anne ve babanın hatasından da kaynaklanmaktadır.

-Ahlak Bakanlığı Aile bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Ahlak Polisiyle ortak hareket edip bu tahlili yapmalıdır.

İnsanlarda bu üç tahlili yapmalı. Mutlaka biri veya hepsi çıkar.

-Ahlaksız olanların kan tahlili, su ve süt tahlili yapıldığı gibi; 15 Temmuz darbesi içerisine girenlerin de mutlaka ve mutlaka kan tahlilleri, su ve süt tahlilleri yapılmalıdır. Bunlardan birisi veya hepsinin bozuk olduğu ortaya çıkacaktır.

-Okullarda ahlak ve Adab-ı Muaşeret dersleri konulmalı ve Milli Eğitim Ahlaklı öğrenci yetiştirmeye yönelmelidir.

-Özellikle Sosyal medyada kullanılan küfür sözlerinden dolayı kullananlar uyarılmalı, tekrarı halinde sosyal medyaya girmeleri engellenmelidir.

Daha önemlisi, kişiler bunları kendi gruplarına almamalı, alınmış ise engellenmelidir.

Tecrid edilmelidir.

-Ey cahil! Aldanma endamına fâni cihandır bu…/ Kendi aşikar, ateşi gizli külhandır bu…

İnsafı terk eyleme, makamı imtihandır bu…/ Gelen gideni görmez, iki kapılı handır bu…Yavuz Selim Han.

MEHMET ÖZÇELİK

27-07-2020


[1] Jack Kamhi, Profilo yönetim kurulu başkanı Yahudi iş adamı. Yeni çıkacak kitabından.(Analiz; Taha Akyol, gazeteci).

[2] İsra.84.




DİNİ KOLAYLIKLAR

DİNİ KOLAYLIKLAR

Dinin genel olarak hüküm ve uygulamalarına baktığınızda tamamen kolaylıklar üzerine ve de çıkış yolları açtığını görürüz.

Sadece katı bir hükmü söyleyip, başka yolu yoktur, deyip yolları kapamamakta, çözüme yönelik ve kolaylaştırıcı yollar açmaktadır.

Mesela Köle azad etme bir çıkış yoludur.

-“ Bir mü’minin bir mü’mini öldürmesi olacak şey değildir. Ancak yanlışlıkla olması başka. Kim bir mü’mini yanlışlıkla öldürürse, bir mü’min köleyi azad etmesi ve bağışlamadıkları sürece ailesine diyet ödemesi gerekir. (Öldürülen kimse) mü’min olur ve düşmanınız olan bir topluluktan bulunursa, mü’min bir köle azad etmek gerekir. Eğer sizinle kendileri arasında antlaşma bulunan bir topluluktan ise ailesine verilecek bir diyet ve mü’min bir köle azad etmek gerekir. Bunlara imkân bulamayanın, Allah tarafından tövbesinin kabulü için iki ay ard arda oruç tutması gerekir. Allah, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.”[1]

-“Karılarına “zıhar” yapıp, sonra sözlerini geri almak isteyenlerin, karılarıyla temasta bulunmadan önce, bir köle azad etmeleri gerekir.

Azad edecek köle bulamayanın ise, karısıyla temasta bulunmadan önce aralıksız iki ay oruç tutması gerekir. “[2]

-” Diğer yandan zekât verilecek sınıflardan birisi, azad olmak için para biriktiren kölelerdir.”[3]

-Oruçta kolaylığı görürüz.

-Seferide kasr kolaylığı tercihini görürüz.

-Abdestte teyemmüm ve mesh ile bir çıkış yolu sağlanır.

-Hacda kadın erkek tavaf imkânının önü açıktır.

-İkindi ve yatsının sünnetini bazen kılmaya ve birde seferi ise sadece 2 rekat kılma tercihi bulunmaktadır.

-Peygamber Efendimiz nadir olan şeyleri üç kere tekrarlamıştır.

O da üç kere tekrarlanan; “Eddinu yüsrun”,-Din kolaylıktır, hadisi.

-İslam hukukunda; Zaruret halinde haramın helal olması, hayati bir çıkıştır.

-Hastalıktan ve güvenlik gibi durumlardan dolayı cumanın kılınmaması rahatlatıcı ve kolaylaştırıcı bir durumdur.

-Kadının hayız halinde namazdan muaf olurken, orucu sonradan kaza etmesi bir müsamahakarlıktır.

-İma ile namaz bir esnekliktir.

-Seferi iken oruç tutmama, daha sonra tutma ruhsatı bir tercih sebebidir.

-Kaza etme imkânı kaçıranlar için bir alternatiftir.

-Ergenlik çağına kadar sorumluluğun başlamaması bir aşamadır.

-Birçok hükümde geri dönüşün olup, çıkış yollarının bulunması söz konusudur.

-Allah kolaylaştırırken insanlar kendileri zorlaştırmaktadır.

Yahudilerin kesecekleri ineğin nasıl olacağını sorgulaması gibi.[4]

-Ebû Hüreyre’den (ra) rivâyet edildiğine göre, Peygamberimiz Hz. Muhammed (asm) şöyle buyurdu:

“Herhangi bir konuyu size emredip yasaklamadığım sürece, siz de beni kendi halime bırakınız. Sizden önceki ümmetleri çok sual sormaları ve peygamberlerine karşı münakaşaya dalmaları helâk etti. Size herhangi bir şeyi yasakladığım zaman ondan kesinlikle sakınınız, bir şeyi emrettiğimde de onu, gücünüz yettiği ölçüde yerine getiriniz.”[5]

-Ebû Hüreyre’nin şu rivayetinden anlamak mümkündür:

Peygamberimiz (asm) bize hitap etti ve şöyle buyurdu:

“Ey Müslümanlar! Size hac farz kılınmıştır, o halde hac yapınız.” Bir adam:

“Her sene mi, Ya Resûlallah?” dedi.

Peygamberimiz cevap vermeyip sustu. Adam sorusunu üç defa tekrarladı. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz (asm):

“Şâyet ‘Evet’ desem, mutlaka farz olurdu, tabiî sizin de buna gücünüz yetmezdi.” Buyurdular.[6]

“Açıklandığı zaman hoşunuza gitmeyecek olan şeylerden sormayın. Eğer onları Kur’ân indirilirken sorarsanız size açıklanır…”[7]

-Allah Teâlâ, hiç kimseye gücünün üstünde bir yük yüklememiştir.[8]

-Bu konuda daha öncede yazmıştım.[9]

MEHMET ÖZÇELİK

27-07-2020


[1] Nisa.92.

[2] Mücâdele, 57/3-4.

[3] Tevbe, 9/60.

[4] Bakara. 67-73.

[5] Buhârî, İ’tisâm 2; Müslim, Hac 412, Fezâil 130-131

[6] Müslim, Hac 412.

[7] Maide, 5/101.

[8] Bakara,2/286.

[9] http://www.tesbitler.com/2020/03/20/din-kolayliktir/




SUYU BULANDIRMA

SUYU BULANDIRMA

Adamın birisi kuyuya taş atıp, suyu bulandırıyor.

-‘Bir FETÖ gitti, bin FETÖ geldi’ diyerek…

Suyu bulandıranlar, kafasında netlik olmayıp, bulanık olanlardır. [1]

İşte gel de çıkar kuyuya atılan bu taşı.

100 sene önce kapatılan tekkeler, zaviyeler, cemaatler neticesinde Feto gibiler türedi. Herhalde ikinci bir Fetö’nün yolunu açmak için cemaatlere ve tarikatlara hücum edilmektedir.

Bu zihniyet sağlıklı bir zihniyetin neticesi değildir.

Şimdiye kadar neredeydin? Yani illa bunu söylemen için tası tarağı toplayıp, işin bittikten Prof. olup aradan 3 sene geçtikten sonra; nasıl olsa emekliliğe yakın deyip de kuyuya taş atmakla bu iş olur mu?

Böyle bir şaibe cemaatleri töhmet altında bırakmak demektir.

Sağlıklı bir insanın işi değildir. Burada müşahhas bir örnek verilmelidir. Net bir ifade kullanılmalıdır.

Zaten bu konuda net olmayan, bulanık olanlar, dini tahrip ve tahrif edenler yazılıyor. İsim de veriliyor. Yaptıkları da ortaya konuluyor.

Böyle bir çıkış İslam’a hizmet değil bir hezimettir. Bu Müslümanları töhmet altında bırakmaktır.

İkinci bir tekke ve zaviye kapatılması için menfi olanların eline koz vermekten başka bir şey değildir.

-Çoktan beri cemaatlere saldırılıyordu.

Bu konuda daha önce de yazdım.[2]

-Cemaat ve tarikatlara cephe alanlar aslında Fetö’nün önünü açanlardır.

Cumhuriyetle birlikte tekke ve zaviye, Cemaat ve tarikatların kapatılmış olması; Fetö gibi durumların ortaya çıkmasına sebep olmuştur.

Tıpkı hastanelerin kapatılıp da merdiven altı doktorların ve eczacıların ortaya çıkması gibi…

Cemaatlere yapılacak bir baskı otomatikman gizli terör örgütleri, fetö gibi örgütlerin ortaya çıkmasına, dini ihtiyacı karşılamak üzere ehliyetsiz olan insanların çıkmasına sebep olur. Zaten Fetö’yü destekleyen, ortaya çıkmasına sebep olan devletin yanlış bu uygulamasıdır.

Toplumun dini yaşantısını kısıtlayıp engelleyenler, bilinçli ve bilinçsiz, bir projenin de ürünü olarak bu ihtiyacın giderilmesi için Fetö cephesini açmış oldular.

Tıpkı küçük bir benzetme ile; Devlette diş ve göz muayenesinde ya sıra olmadığından veya aylarca sonraya atıldığından özel hastanelerin yolunun gösterilmesi gibi.

Toplum adeta zorla Fetö’ye yönlendirildi.

Cemaatlere saldırıp suyu bulandıranlar, önce kafasındaki bulanıklığı gidersin.

Mesele yanlıştan dolayı başka yanlışlara kapı açmak değil, yanlışları ve hataları düzeltmektir.

Elbette cemaatlerin bir hatası vardır. Ancak bu durum onların kapatılmasını veya Fetöyle aynı durumda değerlendirilmesini gerektirmez, zulüm ve haksızlık olur.

MEHMET ÖZÇELİK

21-07-2020


[1] https://www.internethaber.com/cubbeli-ahmetten-romayi-kabeden-daha-guvenli-bulan-ilahiyatci-koseye-tepki-2115267h.htm

[2] http://www.tesbitler.com/2019/08/04/hedefe-konulan-cemaatler/




DUA NEDİR ?

DUA NEDİR ?
Dua;O’nu istemek ve O’ndan istemektir.
Dua;O’na iltica ve sığınmaktır.
Dua;bir ibadet ve kulluktur.
Dua;bir tazarru ve niyazdır.
Dua;ihtiyaçlarını sadece ve sadece O’na arzetmektir.
Dua;kölenin efendisinden talebidir.
Dua;kulun O’na ve O’ndan kendisine aid bir hak ve hakkıdır.
Dua;göz yaşıdır.
Dua;acziyetini göstermektir.
Dua;Samed isminin en külli bir yansımasıdır.
Dua;inanmak ve sevmektir.
Dua;O’na mensubiyet ve merbutiyettir.
Dua;bir reçetedir.
Dua;O’na müşteri olmaktır.
Dua;sürekli verene yönelmektir.
Dua;sonsuzluğa açılan bir kapı ve anahtardır.
Dua;kapalı rahmet kapılarının çalınması ve açılmasıdır.
Dua;arş olan kalbin O’na yükselişidir.
Dua;her şeyi kucaklamak ve kucaklanmaktır.
Dua;yükseliş,açılım,mükemmellik ve samimiyettir.
Dua;O’nunla olmak,O’nsuz olmamak,O’nu düşünmektir.
Dua;O’nu hatırlamak,O’nun tarafından hatırlanmaktır.
Dua;ilk var oluşun ve ikinci var oluşun birinci sebebidir.
Dua;his ve kabiliyetlerin gelişimidir.
Dua;bir hal,kal ve istidat dilidir.
Dua;ruhun O’na açılan penceresidir.
Dua;O’na yakınlılıktır.
Dua;yokluğun önündeki en büyük engeldir.
Dua;Ahiretin var oluş sebebidir.
Dua;kul ile Allah arasındaki bir sırdır.
Dua;en pâk ve temiz,samimi ve pürüzsüz bir iletişim hattıdır.
Dua;son ilk ve kapı,sığınacak,iltica edilecek tek melce ve sığınak.
Dua;boş döndürülmeyen tek kapı.
Dua;cevab verilen ancak hikmete göre verilen yer.
Dua;mü’minin silahıdır.
Dua;Mazlumun âhıdır.
Dua;Var oluşa çıkıştan,oluşumun tüm aşamalarında istidatların açılımıdır.
Dua;Her varlığın bir öteye attığı adımdır.
Dua;!Kün! –Ol- emrinin ‘Feyekün’ –oluş- udur.
Dua;Maddi- manevi terakki basamağıdır.
Dua;Hiç kapanmayıp ebedi açık kalan ilahi kapı.

MEHMET ÖZÇELİK




BATININ BARBARLIĞI HALA SÜRÜYOR

BATININ BARBARLIĞI HALA SÜRÜYOR

Portekiz’in Evora şehrinde bulunan Capela dos Ossos ismindeki bu kilise; Endülüs Müslümanlarının hristiyanlığa zorlanmış fakat islamdan dönmemiş müslümanları katledilip, kemikleri ile inşa edilmiş bir yerdir. Katliamcı Katil Terörist kimmiş? Onlar Hz. İsa’yı değil ŞEYTANI sever.

-Menderes ezanı, Erdoğan Ayasofya’yı hürriyetine kavuşturdu.

Biri namaza davetin önünü açtı, diğeri caminin kapısını.

-Batı hala barbar.

Dünde barbardı, bugün de hala barbar.

İşte Avrupa’nın ortasında müslümanlara yapılan barbarlık ve vahşet.

Her şey değişir ama tinet değişmez.

-“Büyük bir insanlık trajedisi olan Srebrenitsa katliamının üzerinden 25 yıl geçti. En az 8 bin 372 Boşnak sivilin Sırp askerlerce hunharca katledildiği Srebrenitsa soykırımı, aradan 23 yıl geçmesine rağmen Boşnak halkı için dinmeyen bir acı olarak kalmaya devam ediyor.”[1]

************   

2016 yılında Avrupa’da 12500 mülteci yetim çocuk kayıp olmuştu.
2020 yılında ise Amerika ve Avrupa olmak üzere
27900 çocuk kayıp…

Bu çocukların akıbeti hakkında hiçbir bilgi yok.
Çoğu sex ticaretinden tutun da daha birçok kirli işlerde kullanılıyor…
Hıristiyanlaştırılmak üzere ailelere veriliyor,
Pizzagate partilerinde tecavüz ve işkence ile öldürülüyor,
Uyuşturucu bağımlısı ve satıcısı yapılıyor,
Organları alınıyor,
Devlet kontrolünde gerilla olarak yetiştiriliyor,
Ve daha birçok şey…[2]

************

Bakış açısı.

Dünyanın ve dünya devletlerinin derdi, insanların dünya ve ahiret ve de manevi kaybı değil, ekonomik kayıp.

Dünya Bankası’nın Kovid-19’un eğitime etkileri konusundaki raporuna göre salgın nedeniyle 7 milyon öğrenci okulu bırakabilir. Raporda eğitimdeki bu kaybın zaman içinde küresel ekonomiye 10 trilyon dolara patlayabileceği belirtiliyor.”[3]

*************  

Bizim çocuklar!? başaramadı ve pisliğe battılar.

Bunu bizzat desteklediler, alkışladılar. Herşeyleriyle başarılı olunacağı üzerine plan yapıp, başbakan olacak kişiyi bile belirlediler, 15 temmuz 2016 da.[4]

Sahipleri geride durup, yularını tuttuklarını üzerimize sürmektedirler.

Ordunun içerisinde sürekli darbeye meyilli laik ve Atatürkçü bir damar var.

Ortadoğu’nun ABD işgalinden kurtarılması için incirlik damarının kesilmesi lazım.

Rüzgar tersine döndü.

Surda bir gedik açtık mukaddes mi mukaddes

Ey kahpe rüzgar her nereden esersen es.

– Fetö’nün ölmesi ile birlikte içerisindeki insanları bir araya getirebilecek etkili ve yetkili pek kimse bulunmamaktadır. Zoraki de olsa belki bir araya gelebilirler. Ancak tamamıyla bu örgüt şahıs odaklı olduğu için Fetö’ye direkmen bağlı olduğundan onun gitmesi ile ister istemez bir dağılma hatta birçok parçalara ayrılma durumu ister istemez olacaktır.

-Bu milletin ciğerlerini yakıp tutuşturanın Allah da ciğerini yaksın.

Kalbini dağdâr edenin kalbi iki cihanda dağdâr olsun.

-Adam olmak cinsiyet meselesi değil, şahsiyet meselesidir.

MEHMET ÖZÇELİK

18-07-2020


[1] https://www.haber7.com/foto-galeri/63769-srebrenitsa-katliaminin-uzerinden-25-yil-gecti-iste-korkunc-fotograflar

[2] https://www.facebook.com/alptercume/posts/10158352228073374

[3] https://m.haber7.com/ekonomi/haber/2986854-dunya-bankasindan-soke-eden-aciklama-10-trilyon-dolar-kayip

[4] https://www.facebook.com/tesbitler/videos/10221233448200769/