Ellinci Yılın Sessiz Tanıkları: SENARYO: “Bir zaman, Eskişehir Hapishanesinin penceresinde, bir Cumhuriyet Bayramında oturmuştum. Karşısındaki lise mektebinin büyük kızları, onun avlusunda gülerek raksediyorlardı. Birden, mânevî bir sinema ile elli sene sonraki vaziyetleri bana göründü. Ve gördüm ki, o elli altmış kızlardan ve talebelerden kırk ellisi, kabirde toprak oluyorlar, azap çekiyorlar. Ve on tanesi, yetmiş seksen […]
Esed Hanedanı: Babadan Oğula Zulmün Tarihi 1. Bir Aile İktidarı: Hafız Esed’in Yükselişi (1970) Suriye’de Baas Partisi’nin 1963’te darbeyle iktidarı ele geçirmesinin ardından, Hafız Esed 1970 yılında bir iç darbeyle ülke yönetimini tamamen kontrol altına aldı. Asker kökenli olan Hafız Esed, iktidarını sıkı bir polis devleti ve korku rejimi üzerine kurdu. Özellikle ülke içindeki farklı […]
YA MUCİBED-DEA’VAT, İSTECİB DUÂENÂ Ey duaları kabul eden Allahım! Duamızı kabul eyle! Giriş: Duanın Özüdür İstiâne İnsan acz ile yoğrulmuş, fakr ile kuşatılmış bir varlıktır. Bu fıtratla her an bir yardım arayışı içindedir. İşte bu noktada dua, kulun Rabbi ile kurduğu en samimi ve en fıtri bağdır. Duanın özü, kalbin Allah’a yönelmesi; diliyle değil, ruhuyla […]
MUHABBETİN YOLU MARİFETTEN GEÇER “Kişi tanıdığını sever, sevdiğini de tanır. Tanıdıkça sevgisi artar.” Giriş: Sevgi Rastgele Değil, Bilinçle Büyür İnsan kalbi, sevgiyle yoğrulmuş bir cevherdir. Fakat bu sevgi, kör bir bağ değil; basiretli bir tercihle kök saldığında gerçek anlamını bulur. İşte bu yüzden, “Muhabbetin yolu marifetten geçer” denilmiştir. Zira kişi, ancak tanıdığı, bildiği ve anlamaya […]
İstanbul’da şimdiye kadar olmuş depremler,yıkımlar ve kayıplar nedir. Şu anda ve gelecek zamanda ne gibi riskleri söz konusudur İstanbul, tarihi boyunca birçok yıkıcı depremle sarsılmış ve önemli can ve mal kayıpları yaşamıştır. Fay hatları üzerinde bulunması nedeniyle bu durum, şehrin geçmişinde olduğu gibi bugününde ve geleceğinde de önemli bir risk faktörü olmaya devam etmektedir. İstanbul’da […]
Allah Katında Cinsiyet Değil, Takva Üstündür: Ahzab 35’in Hikmeti “Müslim erkekler ve Müslim kadınlar, Mü’min erkekler ve Mü’min kadınlar, adanmış erkekler ve adanmış kadınlar, sadık erkekler ve sadık kadınlar, sabreden erkekler ve sabreden kadınlar, huşulu erkekler ve huşulu kadınlar, sadaka veren erkekler ve sadaka veren kadınlar, saim olan erkekler ve saim olan kadınlar, ırzlarını koruyan […]
İSLAM DÜNYASININ SİYASETLE İMTİHANI Tarihin Göğsünde Kırılmış Kılıçlar ve Unutulmuş Dualar Siyaset… Kelime anlamı olarak “idare etmek, yön vermek” manasına gelir. Ama tarihin içinde bu kelime, nice ümmetlerin kaderini belirlemiş, nice zaferlerin ve nice hüsranların gölgesinde yankılanmıştır. İslam tarihi de bu anlamda, siyasetin imanla, hikmetle, nefisle ve güçle imtihanının canlı bir laboratuvarı olmuştur. Peygamberlerle Başlayan […]
KİŞİLERE DEĞİL, VASIFLARA TARAF OLMAK Tarafımız daima hak ve hikmetten yana olsun. İnsanlık tarihi boyunca hak ile batıl, doğru ile yanlış, adalet ile zulüm arasındaki mücadele hep var olmuştur. Bu mücadelenin merkezinde ise çoğu zaman insanlar değil, onların taşıdığı vasıflar yer almıştır. Ne var ki, çoğu insan değerlendirmelerini hak ve batıl kıstasına göre değil, aidiyet […]
BEKLEYENLER: ECEL, KABİR, CENNET VE CEHENNEM “Ecel ve kabir insanı beklediği gibi, cennet ve cehennem de insanı bekliyor ve gözlüyor.” – Bediüzzaman Said Nursî İnsanoğlu, fani dünyanın telaşları içinde ebedi bir yolculuğun adımlarını atmaktadır. Bu yolculukta her nefes, bizi bekleyen hakikatlere biraz daha yaklaştırır. Ecel, kabir, cennet ve cehennem… Bunlar sadece soyut kavramlar değil, insanın […]
HER ŞEYİN MUKADDER BİR ECELİ VARDIR Kur’an-ı Kerim’de Ecel ve Muradifleri Üzerine Düşünceler Zaman, insan için hem en büyük sermaye hem de en büyük sırdır. Bu zamanın içinde ise bir hakikat var ki, hiçbir beşer ondan kaçamaz: Ecel. Kur’an-ı Kerim, hayatın her safhasını düzenleyen ilahi bir nizamdan söz eder. Bu nizamda hiçbir şey başıboş ve […]
İSLAM DÜNYASININ İŞGALİ: İÇTEN İŞGAL Zamanın ruhu, İslam coğrafyasının dört bir yanında acı, yoksulluk, parçalanmışlık ve çaresizlik olarak tezahür ediyor. Kudüs mahzun, Şam yorgun, Bağdat kan içinde, Kahire susturulmuş, İstanbul tedirgin… Peki bu manzaranın sebebi nedir? Dış güçlerin oyunları mı? Elbette onların tesiri vardır. Ancak esas mesele orada değildir. İslam dünyasının asıl işgali dışarıdan değil, […]
VAHYE MAZHAR OLAN YER VE GÖĞÜ TESADÜFE HAVALE ETMEK: CEHL-İ MÜREKKEBİN ZİRVESİ Cehl-i mürekkeb, yani “bilmeyen ve bilmediğini de bilmeyen cehalet”… Bu, sadece bilgisizlik değil; kibirle karışmış, inkâra bulanmış, hakikati reddeden bir cehalet biçimidir. Bugünün dünyasında en çok karşılaştığımız cehalet türlerinden biri de budur: Vahyin muhatabı olan bu azametli kâinatı, kör tesadüfün oyuncağı gibi göstermek. […]
HAKİKATE PERDE OLAN BİLİM KILIFI Değişken Bilimin, Değişmeyen Hakikatin Üzerini Örtmesi Üzerine Bir Teemmül İnsanlık tarihi boyunca hakikat iki şekilde gizlenmiştir: Bazen cehaletle, bazen de ilim kılıfıyla. Cehalet, hakikati bilmemekten doğar; ama ilim kılıfı, hakikati bilip de perdelemektir. Günümüzde ise en tehlikeli perde, “bilim” kisvesi altında hakikate örülen perdedir. İlmin bizzat kendisi değil, istismar edilen […]
TESADÜF DİYE BİR ŞEY YOKTUR Bilimin Ardındaki Kudreti Göremeyen Gözlere Dair Bir İkaz Günümüzde birçok “bilim adamı” yahut bilimsel geçinen zihniyet, kâinattaki büyük hadiseleri basit bir cümleyle geçiştirmektedir: “Tamamen tesadüf.” Depremler, fırtınalar, yağmurlar, volkanlar, gezegenlerin hareketleri, hatta bir insanın doğumu ya da ölümü… Her biri bu zihniyetin nazarında sebeplerin bir araya gelişinden ibaret, amaçsız ve […]