RİSALE-İ NUR’DA İSLAM VE İNSAN MODELİ- 2 –
RİSALE-İ NUR’DA İSLAM VE İNSAN MODELİ- 2 –
Risale-i Nur’un teklif ettiği “İslam ve İnsan Modeli”nin, mezkûr dört esas (Usul, Metod, Model, Tarz) üzerine nasıl bina edildiğini, Kur’an-ı Kerim’in nurları ve kelimelerin müradifleri (eş anlamlıları) ile birlikte geniş ve detaylı bir surette izah etmeye çalışalım:
GİRİZGÂH: ASLA SADAKAT VE TECESSÜD
Dinin yüksek hâdimleri (müceddidler) “mübtedi’ değil, müttebi’dirler.” Yâni, esastan ve ahkâm-ı diniyeden bir şey ihdas etmez, yeni bir hüküm getirmezler. Onların vazifesi, “dinin hakikat ve asliyetini izhar” ve “yeni îzah tarzlarıyle zamanın fehmine uygun yeni ikna usulleriyle… îfa-yı vazife” etmektir.
Risale-i Nur, tam da bu noktada, Kur’an’ın bu asra bakan bir tefsir-i manevîsi olarak, İslam’ın ezelî ve ebedî “modelini” ortaya koyarken, o modele ulaşmak için bu asrın idrakine hitap eden bir “usul”, bir “metod” ve bir “tarz” takip eder.
1. USUL (Esas, Prensip, Kaide)
İzahı: Usul, bir şeyin temeli, kökü, asla dayanan ana prensibidir. Metod ve tarzın üzerine bina edildiği, değişmez esastır.
Bediüzzaman Hazretleri’nin “kendisine mahsus bir usul-ü tedris icad” etmesi, dinin esasatını (usulünü) değiştirmek değil, o esasatı “asrın fehmine uygun” ispat etmektir. Bu usulün temeli, “Şarkın terakkiyatı dinle kaimdir” hakikati mucibince, “ulûm-u diniye esas olmalıdır” prensibidir.
Risale-i Nur’un usulü, imanı taklitten tahkike çıkarmaktır. Usuldeki bu sağlamlık, “eski zamanda medrese usulü ile onbeş senede elde edilebilen imanî ve İslâmî netice bu zamanda, Risale-i Nur’la onbeş haftada elde” edilmesine vesile olur.
Müradifleri: Esas, Prensip, Kaide, Asl, Temel, Rükün, Dayanak.
Ayet İktibası (Usul’ün Değişmezliği):
Usul, Allah’ın fıtrata yerleştirdiği ve din ile izhar ettiği değişmez hakikattir. Kur’an-ı Kerim, bu temel usule (asla) sadakati şöyle emreder:
${فَاَقِمْ وَجْهَكَ لِلدّ۪ينِ حَن۪يفاًۜ فِطْرَتَ اللّٰهِ الَّت۪ي فَطَرَ النَّاسَ عَلَيْهَاۜ لَا تَبْد۪يلَ لِخَلْقِ اللّٰهِۜ ذٰلِكَ الدّ۪ينُ الْقَيِّمُۙ وَلٰكِنَّ اَكْثَرَ النَّاسِ لَا يَعْلَمُونَۙ}$
“Artık sen yüzünü, hakka yönelen bir kimse olarak dine çevir. Allah’ın insanları üzerinde yarattığı fıtrata sımsıkı tutun. Allah’ın yaratmasında hiçbir değiştirme yoktur. İşte bu, dosdoğru dindir. Fakat insanların çoğu bilmezler.” (1Rum 30/30)
2. METOD (Yöntem, İkna ve İsbat Yolu)
İzahı: Metod, usule sadık kalarak hedefe ulaşmak için takip edilen yol, yöntem ve tatbikat sistemidir.
Bu asırda “dinsizliğin hükümferma olduğu” ve “ecnebi parmağıyla idare edilen zındıka komitelerinin” , “sinsî metodlar” takip ettiği bir dönemde, Risale-i Nur bunlara mukabil “müsbet bir metod” takip etmiştir.
Bu metod; “Yirminci Asrın ilim ve fen seviyesine uygun” olarak, aklı ve kalbi birlikte tatmin eden “ikna ve isbat yoluyla” gitmektir. Bu, “teferruata dalmamak” ve “zihni, teferruatla dağıtmamak” suretiyle doğrudan hakaik-i imaniyeye odaklanan bir metoddur. Bu, “müspet bir tarzda mücadele” metodudur.
Müradifleri: Yöntem, Yol, Tarîk, Üslûb-u beyan, İkna usulü, Vasıta.
Ayet İktibası (İlâhî Metod):
Risale-i Nur’un “ikna ve isbat” metodu, Kur’an’ın tebliğde emrettiği İlâhî metoda tam muvafıktır:
${اُدْعُ اِلٰى سَب۪يلِ رَبِّكَ بِالْحِكْمَةِ وَالْمَوْعِظَةِ الْحَسَنَةِ وَجَادِلْهُمْ بِالَّت۪ي هِيَ اَحْسَنُۜ اِنَّ رَبَّكَ هُوَ اَعْلَمُ بِمَنْ ضَلَّ عَنْ سَب۪يلِه۪ وَهُوَ اَعْلَمُ بِالْمُهْتَد۪ينَ}$
“Rabbinin yoluna hikmetle, güzel öğütle çağır ve onlarla en güzel bir şekilde mücadele et. Şüphesiz senin Rabbin, kendi yolundan sapanları en iyi bilendir. O, doğru yolda olanları da en iyi bilendir.” (Nahl 16/125)
Buradaki “hikmet” (isbat) ve “mev’ize-i hasene” (ikna), Risale-i Nur metodunun temelini teşkil eder.
3. MODEL (Nümune, Kalıp, Örnek)
İzahı: Model, hem kâinatın hem de insanın yaratılışındaki İlâhî plan, program ve nümunedir. Kaderin ilmî bir kalıbıdır.
Sâni’-i Hakîm’in “herbir asrı bir model yaparak” taze bir âlemi ona giydirmesi; Kader’in “herşeyin manevî ve mahsus kalıbı hükmünde bir mikdar tayin” etmesi ve o “model hükmüne” geçmesi; ve de “ilminde herşeyin plânı, modeli, fihristesi ve proğramı taayyün” etmesi, modelin yaratılıştaki yerini gösterir.
Bu bahsin zirvesi, “İnsan Modeli”dir:
• İnsan, Esma’ya Modeldir: İnsan, Sâni’-i Zülcelâl’in “esma-i hüsnanın nukuşunu göstermek için” modellik vazifesi gören bir “ayna”dır. Hayatın başına gelen musibet ve elemler, bu modelliğin icabıdır; “vücud gömleğini esma-i hüsnanın nakışlarını göstermek için çok hâlât içinde çevirir, çok vaziyetlerde değiştirir.”
• İnsan, Teceddüd Eden Modeldir: insanın ömrünün saatleri adedince “birer ferd-i âher şeklini giyer” denilerek, insanın sabit değil, “teceddüd” eden (yenilenen) dinamik bir model olduğu ve bu sebeple “her zaman tecdid-i imana muhtaç” olduğu belirtilir.
• İnsanın Modeli (Örneği): Bu insan modelinin zirvesi ve mükemmel numunesi gösterilir: “İşte böyle bir zâtın (Hz. Muhammed A.S.M.) ef’al, ahval, akval ve harekâtının herbirisi, nev-i beşere birer model hükmüne geçmeye lâyıktır.”
Müradifleri: Nümune, Misal, Kalıp, Örnek, Plan, Program, Mikyas, Suret-i asliye.
Ayet İktibasları (Model Olarak İnsan ve Peygamber):
Kur’an-ı Kerim, hem insanın yaratılış modelinin mükemmelliğine hem de takip edilmesi gereken beşerî modele işaret eder:
• İnsanın Yaratılış Modeli (Ahsen-i Takvim):
${لَقَدْ خَلَقْنَا الْاِنْسَانَ ف۪ٓي اَحْسَنِ تَقْو۪يمٍۘ}$
“Biz, gerçekten insanı en güzel bir biçimde yarattık.” (Tîn 95/4)
• Takip Edilecek İnsan Modeli (Üsve-i Hasene):
${لَقَدْ كَانَ لَكُمْ ف۪ي رَسُولِ اللّٰهِ اُسْوَةٌ حَسَنَةٌ لِمَنْ كَانَ يَرْجُوا اللّٰهَ وَالْيَوْمَ الْاٰخِرَ وَذَكَرَ اللّٰهَ كَث۪يراًۜ}$
“Andolsun, Allah’ın Resûlü’nde sizin için; Allah’a ve âhiret gününe kavuşmayı uman, Allah’ı çok zikreden kimseler için güzel bir örnek vardır.” (Ahzâb 33/21)
4. TARZ (Üslûp, Edâ, Suret-i İcra)
İzahı: Tarz, bir işin yapılışındaki üslûp, edâ ve biçimdir. Usul ve metoda ruh ve karakter veren, onu diğerlerinden ayıran has bir keyfiyettir.
“tarz” kelimesinin kullanımı, hem Hâlık’ın icraatındaki hem de mahlûkatın ve dinin tatbikatındaki hususiyeti gösterir:
• Yaratılıştaki Tarz: “Cenâb-ı Hakkın yaratış tarzı”; “Hergün ayrı bir tarzda tecdid”; her mahlûka verilen “tesbih ve ibadet tarzı” ve her şeye “münasip bir tarz-ı muntazam” verilmesi, O’nun Sâni’ isminin tecellisidir.
• Dindeki Tarz: “Dinin tarzı ise: Din bir imtihandır… Akla kapı açacak, ihtiyarı elinden almayacak” suretinde tarif edilir. Bu, Risale-i Nur’un da temel hareket tarzıdır.
• İnsandaki Tarz: “Niyet gibi, tarz-ı nazar dahi âdeti ibadete çevirir” denilerek, bakış açısındaki tarzın, mahiyeti değiştirdiği vurgulanır. Allah’ı sevmenin yolu, “Allah’ın sevdiği tarzı yapmak” yani Sünnet-i Seniyye’ye (Peygamberin tarzına) benzemektir.
• Risale-i Nur’un Tarzı: Risale-i Nur’un bu asra has tarzını netleştirir. Bu tarz, “korku ve dehşet vermek tarzını tâkip etmiyor.” Bilakis, “Gayr-i meşru bir lezzetin içinde, yüz elemi gösterip hissi mağlûp ediyor.” Bu, aklı ve ruhu hissiyatın tasallutundan kurtaran aklî ve şefkatli bir tarzdır.
Müradifleri: Üslûp, Edâ, Suret, Biçim, Tavır, Nevi, Keyfiyet-i icra.
Ayet İktibası (Allah’ın İcraat Tarzı – Sünnetullah):
Cenâb-ı Hakk’ın kâinattaki ve hadiselerdeki icraat tarzı (Sünnetullah) şaşmaz bir nizam içindedir. Bu O’nun tarzıdır.
${اِسْتِكْبَاراً فِي الْاَرْضِ وَمَكْرَ السَّيِّئِۜ وَلَا يَح۪يقُ الْمَكْرُ السَّيِّئُ اِلَّا بِاَهْلِه۪ۜ فَهَلْ يَنْظُرُونَ اِلَّا سُنَّتَ الْاَوَّل۪ينَۚ فَلَنْ تَجِدَ لِسُنَّتِ اللّٰهِ تَبْد۪يلاًۙ وَلَنْ تَجِدَ لِسُنَّتِ اللّٰهِ تَحْو۪يلاً}$
“Yeryüzünde büyüklük taslamak ve kötü tuzak kurmak için (böyle davranıyorlardı). Oysa kötü tuzak, ancak sahibine dolanır. Onlar öncekilerin kanunundan (sünnetinden) başkasını mı bekliyorlar? Allah’ın kanununda (sünnetinde) asla bir değişme bulamazsın. Allah’ın kanununda (sünnetinde) asla bir sapma da bulamazsın.” (Fâtır 35/43)
NETİCE
Risale-i Nur;
• Usul olarak, Kur’an ve Sünnet’in “asl”ına ve “fıtrat”a (Rum 30/30) sadık kalır.
• Metod olarak, bu asrın aklına ve fennine karşı “hikmet” ve “güzel öğüt” (Nahl 16/125) ile “ikna ve isbatı” esas alır.
• Model olarak, “ahsen-i takvim”de (Tîn 95/4) yaratılan insanın, Esma-i Hüsna’ya ayinedarlık vazifesini ve bu modelin en mükemmeli olan “üsve-i hasene”yi (Ahzâb 33/21) hedefler.
• Tarz olarak, “ihtiyarı elinden almayan”, şefkatli, müspet ve hissiyatı akla mağlup ettiren bir üslûbu benimser.
Böylece Risale-i Nur, İslam’ın ve o dinin tezahürü olan kâmil insanın modelini, bu zamanın ihtiyacına en muvafık usul, metod ve tarz ile takdim ederek iman-ı tahkikî dersini vermektedir.
Bakınız:
https://tesbitler.com/2015/01/01/risale-i-nurda-islam-ve-insan-modeli/
Hazırlayan: Mehmet Özçelik www.tesbitler.com
13/11/2025
![]()

