Şükür ve Sabır: İmanın İki Kanadı ve Faziletin Aslı
Şükür ve Sabır: İmanın İki Kanadı ve Faziletin Aslı
Ey Hayat yolcusu, bu fânî cihanda hakikî saadetin ve kâmil imanın sırrını arayan mü’min! Gel, şükür ve sabır menbaından hikmet pınarını içelim. Zira insan, hissiyat-ı ulviye ile yoğrulmuş bir acâib-i hilkattir; ya şükür ile nimeti artırır, yahut sabır ile musibeti faaliyete dönüştürür.
💖 Şükreden Bir Kul Olmak Ne Demektir?
Şükreden bir kul olmak, sadece dil ile “Elhamdülillah” demekten ibaret değildir. Şükür, lisanın, kalbin ve azaların küllî bir faaliyetidir.
* Lisan ile şükür: Nimetin menbaını Cenâb-ı Hak’tan bilip, onu tasvir ve ilân etmektir.
* Kalb ile şükür: Nimet veren Zât’a karşı derûnî bir minnet ve muhabbet hissetmek, enaniyetten sıyrılıp tevazu göstermektir.
* Âzâlar ile şükür: Nimetleri, verildiği makam ve gayeye uygun faaliyetle kullanmaktır. Mesela, gözün şükrü, ibret ile nazar etmek ve haramdan sakınmaktır.
Şükür, bir hakikat-i külliyedir. O, fakr ve aczini bilen bir kulun, Ganiyy-i Mutlak olan Rabbine karşı teslimiyetinin en güzel dışavurumudur. Şükreden, nimetin hakikatini bilir; o nimeti başkasına atfetmez ve nimetteki sanatı gözler.
❓ Nasıl Şükreden Bir Kul Olunur?
Şükür makamına ermek, bir fazilet ve istikamet işidir. Bunun esası şudur:
* Nimeti Allah’tan Bilmek (Tevhid-i Hakikî): Nimeti sebeplere değil, Müsebbib-ül Esbâb’a bağlantılamaktır. Güneşteki ziyayı bir cama değil, Güneş’e nazar etmek gibi.
* Nimeti Meşru Dairede Kullanmak: Her bir nimetin bir şükür faaliyeti vardır. Haram ve israf, nimete karşı en büyük nankörlüktür.
* Hâli Gözlemlemek (Nazar ve İbret): Nimeti, yokluk ve mahrumiyet makamıyla karşılaştırmaktır. Elimizdeki hayat, sıhhat, iman gibi azîm nimetlerin aslı, esasını tefekkür edip, o nimetlerden mahrum olanların hâline bakış atmaktır.
⚖️ Peygamberimizin (asm) Hikmetli Beyanı
Peygamber Efendimiz’in (asm), Salebe’ye hitaben buyurduğu: “Şükredebildiğin az mal, şükredemediğin çok maldan hayırlıdır” hakikati, enaniyet ve mal sevgisine karşı vurucu bir hakikati tasvir eder.
Bu, malın kemiyetinden ziyade, o malın kulun kalbinde bıraktığı tesirin kalitesine bağlantı çeker. Çok mal, eğer kulu tuğyana, enaniyete ve nankörlüğe götürüyorsa; mâl sahibine fayda yerine zarar getirir, kalbini kasvetle doldurur. O mal, uhrevî felaketlerin aslı, esası olur.
Fakat az mal, eğer kulu tevazuya, şükre ve kanaate faaliyetlendiyorsa, o az mal pek çok manevî rızık hükmüne geçer. Zira şükür, o az nimeti mânevî cihetten çoğaltır ve berekete medar olur. Bu hikmetli beyan, faziletin maddede değil, manada olduğunu gösteren cihan-şümul bir derstir.
✨ Şükür mü, Sabır mı?
Şükreden bir kul mu, yoksa sabreden bir kul mu olmak? Bu, zıt ve aykırı iki fazilet gibi görünse de, hakikatte ikisi, iman ağacının birbirinden ayrılmaz iki köküdür.
* Şükür: Nimet halinde faaliyet gösteren imandır.
* Sabır: Musibet halinde faaliyet gösteren imandır.
İnsan hayatı, nimet ve musibet devirleri arasında gidip gelir. Her iki hâlde de istikameti muhafaza eden kul, kâmil fazilete ermiştir. Edebî ifade ile: Nimetin şükrünü edâ edemeyen, sabır makamında da istikamet gösteremez. Çünkü şükürsüzlük, fakr ve aczin bilinmemesinden; sabırsızlık ise kaderin hikmetini gözlemleyememekten neş’et eder.
Hakikî kul, hayatın her bağlantısında, nimet geldiğinde şükreden (şâkir), musibet geldiğinde ise sabreden (sâbir)dir. Her ikisi de, Hakk’ın küllî takdirine derûnî bir teslimiyetin isbatıdır.
📝 Makalenin Özeti (Hülâsası)
Bu makale, şükür ve sabır faziletlerini ele almıştır. Şükreden bir kul olmak; sadece dil ile değil, kalb ve azaların küllî faaliyeti ile nimetin Menba-ı Hakikîsini bilmek ve nimeti meşru dairede kullanmaktır. Peygamber Efendimiz’in (asm) beyanlarından iktibas edilen hikmet, malın niceliğinden ziyade, şükür ile olan niteliğinin hayra aslı, esası teşkil ettiğini tasvir etmiştir. Şükür ve sabır, imanın iki temel rüknü olup, kulun hayatın her hâlinde istikametini korumasının derûnî isbatıdır. Kâmil kul, hem şükreden hem de sabredendir.
📖 Konuyla Alakalı ve Müradifi Ayetler
Bu muhteva ile bağlantılı ve müradif (benzer) manaları ihtiva eden, ayetler aşağıdadır:
1. Şükrün Zenginliği ve Nimetin Artması Hakkında:
> İbrâhîm Sûresi, 7. Ayet:
> “Hani rabbiniz şunu bildirmişti: “Andolsun, eğer şükrederseniz elbette size nimetimi artırırım. Eğer nankörlük ederseniz hiç şüphesiz azabım çok şiddetlidir.””
>
2. Şükür ve Sabırla Yardım İstemek Hakkında:
> Bakara Sûresi, 153. Ayet:
> “Ey iman edenler! Sabır ve namazla yardım dileyin. Şüphe yok ki Allah sabredenlerle beraberdir.”
>
3. İnsanların Çoğunun Şükürden Gâfil Olduğu Hakkında:
> Yûnus Sûresi, 60. Ayet:
> “Allah hakkında yalan uyduranların kıyamet günündeki durumu ne olacaktır? Şüphesiz Allah insanlara karşı lütuf sahibidir, fakat onların çoğu şükretmezler.”
>
4. Şükredenlerin Mükafatı ve Sabrın Fazileti Hakkında:
> Zümer Sûresi, 10. Ayet:
> “De ki: Ey iman eden kullarım! Rabbinizden korkun. Bu dünyada güzel davranışlarda bulunanlara güzellik vardır. Allah’ın arzı geniştir. Ancak sabredenlere mükâfatları hesapsız olarak verilecektir.”
>
Hazırlayan: Mehmet Özçelik www.tesbitler.com
04/12/2025