5-KİTAP ÖZETLERİ-7 KİTAP

5-KİTAP ÖZETLERİ-7 KİTAP

Prof. Dr. Ömer Çelik tarafından kaleme alınan “Hakk’ın Daveti Kur’ân-ı Kerîm Meâli Ve Tefsiri” isimli eser hakkında. (Cilt 1 ve Cilt 2)

1. Kitabın Vermek İstediği Mesajlar
Eserin (Cilt 1’de yer alan) “Takrîz” ve “Giriş” bölümleri, bu tefsirin gayesini ve temel mesajlarını net bir şekilde ortaya koymaktadır:
• Kur’an’ı Yaşamak (Amel Etmek): Kitabın en mühim mesajı, Kur’an-ı Kerîm’in sadece lafızlarını okumakla yetinilmemesi gerektiğidir. Asıl gayenin, “tefekkür ve duygu derinliği içinde anlayıp yaşamaya çalışmak” olduğu vurgulanır. Fudayl b. Iyâz’dan (r.h.) şu iktibas yapılır: “Kur’an kendisiyle amel edilmek üzere indirildi. İnsanlar ise onun sadece okunmasını amel edindiler!”.
• Meal’in Yetersizliği ve Tefsir İhtiyacı: Eser, Kur’an’ı anlamak için sadece meâl (tercüme) okumanın “son derece mahzurlu” olduğunu kuvvetle belirtir. Sebeb-i nüzûl (iniş sebebi) , müteşâbih âyetler , nâsih-mensûh ve Sünnet’teki izahlar bilinmeden yapılacak meâl okumalarının “yanlış bir yorumda bulunması kuvvetle muhtemeldir”. Bu sebeple tefsire müracaat zaruridir.
• Manevî ve Ahlâkî Gelişim: Tefsirin üslubu, okuyucuyu “iman-ı kâmil, amel-i sâlih, ihlâs, takvâ, ihsân, güzel ahlâk ve âdâba teşvik” etmek gayesiyle şekillendirilmiştir.
• İşârî (Tasavvufî) Boyut: Eser, âyetlerin sadece zâhirî mânâlarıyla yetinmez; “işârî tefsirler ve mânevîyatı kuvvetlendirecek izahlara” da mümkün mertebe yer vermeyi hedefler .
• Geniş Kitlelere Ulaşmak: Kitabın hedeflerinden biri, “geniş halk kitleleriyle beraber özellikle gençliğin, lise ve üniversite öğrencilerinin, Kur’an Kursu ve İmam Hatip talebelerinin” anlayabileceği “muhtasar bir tefsir” (özet/kısa tefsir) ihtiyacını karşılamaktır.
2. Kitapta Verilen Bilgi, Belge ve Tesbitler
Eser, bir tefsir çalışması olarak zengin bir muhteva sunmaktadır. Ayetlerin açıklanmasında kullanılan bilgi ve belgeler şunlardır:
• Tefsir ve Meâl: Eser, özgün bir meâl ile birlikte, âyetlerin tafsilatlı bir tefsirini (yorumunu) sunar.
• Esbâb-ı Nüzûl (İniş Sebepleri): Birçok âyetin (örneğin Bakara 26 , Bakara 44 , Mâide 51-52 , Mâide 57 , En’âm 7 ) hangi hâdise üzerine indiğini açıklayarak, o âyetin bağlantısını (bağlamını) ortaya koyar.
• Hadîs-i Şerîfler: Ayetlerin tefsiri, Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) sözleri ve tatbikatları (Sünnet) ile desteklenir. Örneğin, Mâide 5/78-79 tefsirinde Tirmizî ve İbn Mâce’den veya Bakara 44 tefsirinde Müslim ve Buhârî’den iktibaslar yapılır.
• Lügat Tahlilleri (Kelimelerin Kökeni): Ayetlerde geçen kilit Arapça kavramların (örneğin hamd , küfür , fesâd , fısk , halîfe , veli , ğuluvv ) lügat ve ıstılah (terim) mânaları açıklanır.
• Kıssalar ve Menkıbeler: Peygamber kıssaları (Hz. Âdem, Hz. İbrâhim, Hz. Mûsâ, Hz. Îsâ ) ve sahâbe menkıbeleri (Hz. Ömer’in takvâ tarifi , Hz. Ebûbekir’in âyet karşısındaki sarsıntısı ) tefsiri desteklemek için kullanılır.
• Görsel Belgeler (Harita ve Şemalar): Kitaplarda, anlatılan konuların daha iyi anlaşılması için haritalar (Tebûk Savaşı Haritası, Hz. Âdem’in (a.s.) Hindistan, Seylan, Mekke ve Cidde Mevkileri Haritası ) ve şemalar (Güneş Sistemi Gezegenleri, Ay ve Güneş Tutulmaları [Cilt 2, Sayfa 104]) kullanılmıştır.
3. Vurucu ve Vurgu Yapılan Cümleler (İktibaslar)
Eserin hem giriş bölümlerinde hem de tefsir metninde, kitabın gayesini özetleyen pek çok vurucu cümle bulunmaktadır:
* Tefsirin Gerekliliği Üzerine (Takrîz): “Bu sebeple belli seviyede bir Kur’an kültürüne sahip olmayanların meâl ile iktifâ etmeleri son derece mahzurludur.” * Okumanın Gayesi Üzerine (Takrîz): “Kur’an kendisiyle amel edilmek üzere indirildi. İnsanlar ise onun sadece okunmasını amel edindiler!” * Tefsirin Gayesi Üzerine (Giriş): “Tefsirde, Kur’ân-ı Kerîm’in indiriliş gâyesine uygun olarak insanları dâimâ iman-ı kâmil, amel-i sâlih, ihlâs, takvâ, ihsân, güzel ahlâk ve âdâba teşvik eden bir dil ve uslûb kullanılmaya çalışıldı.” * Tevhid Üzerine (Bakara 22 Meâli): “O halde, siz de gerçeği bile bile Allah’a ortak koşmayın!” * Takvâ Üzerine (Bakara 2 Meâli): “Kendisinde hiçbir şüphe bulunmayan şu yüce kitap, müttakîler için bir yol göstericidir.” * İnsanın Değeri Üzerine (Bakara 30 Meâli): “Hani Rabbin meleklere: ‘Ben yeryüzünde bir halîfe yaratacağım’…” * Kulluk Bilinci Üzerine (Bakara 44 Meâli): “Siz insanlara iyilik yapmayı emredip kendinizi unutuyor musunuz? Halbuki ilâhî kitabı da okuyup duruyorsunuz. Hiç aklınızı çalıştırmıyor musunuz?” * Hakkı Gizlemek Üzerine (Bakara 42 Meâli): “Hakkı bâtılla örtbas etmeğe kalkışmayın ve bile bile gerçeği gizlemeyin.” * Dost Edinme Üzerine (Mâide 51 Meâli): “Ey iman edenler! Yahudi ve hıristiyanları dost ve sırdaş edinmeyin… Sizden kim onları dost edinirse, kesinlikle onlardan olur.” * Misallerin Hikmeti Üzerine (Bakara 26 Meâli): “Allah, hakikatleri beyân için bir sivrisineği, hatta küçüklük ve kıymetsizlikte ondan daha aşağı bir şeyi misal getirmekten çekinmez.”
4. Konuyu Destekleyen Diğer Kaynaklar
Bu tefsir, kendi metodolojisini (usulünü) açıklarken ve âyetleri tefsir ederken çok sayıda klasik ve muteber İslâmî kaynağa müracaat etmiştir. Eserde sıklıkla atıf yapılan başlıca kaynaklar şunlardır:
• Tefsir Kaynakları:
• Taberî, Câmi’u’l-beyân
• Fahreddin er-Râzî, Mefâtîhu’l-gayb
• Kurtubî, el-Câmi’
• Zemahşerî, el-Keşşâf
• Elmalılı, Hak Dini
• Bursevî, Rûhu’l-Beyân (İşârî tefsir için)
• Kuşeyrî, Letâifü’l-işârât (İşârî tefsir için)
• Hadîs Kaynakları:
• Buhârî
• Müslim
• Tirmizî
• Ebû Dâvûd
• Ahmed b. Hanbel, Müsned
• Diğer Kaynaklar:
• Vâhidî, Esbâbu’n-nüzûl (İniş sebepleri için)
• Şârânî, Velîler Ansiklopedisi (Menkıbeler için)
5. Şahitler ve Çıkarılacak Sonuçlar
Eserde, âyetlerin mânalarını kuvvetlendirmek için kullanılan “şahitler” (deliller, örnekler) ve bu şahitlerden çıkarılan “sonuçlar” (dersler) belirgindir:
• Şahit 1: Hz. Âdem ve İblîs Kıssası (Bakara 30-37)
• Tesbit: İnsanın (Hz. Âdem) yaratılış gayesi “yeryüzünde halîfe” olmaktır. Melekler, “fesat çıkaracak ve kan dökecek” bir varlığın hikmetini sorgulamıştır.
• Delil (İmtihan): Allah, Âdem’e “isimlerin tamamını öğretmiş” , melekler bu ilim karşısında “Senin öğrettiğinden başka hiçbir bilgimiz yoktur” diyerek acziyetlerini itiraf etmişlerdir. İlim, ibâdetten üstün tutulmuş ve hilâfetin şartı olarak ilim gösterilmiştir.
• Sonuç: İnsanın şerefi ve meleklerden üstünlüğü, ona bahşedilen “ilim” kabiliyetinden gelir. İblîs’in secde etmeyip “kibirlenmesi” ise onun kâfirlerden olmasına sebep olmuştur.
• Şahit 2: İsrâiloğulları’nın Durumu (Bakara 40-123)
• Tesbit: İsrâiloğulları’na (Yahudilere) hitap edilerek onlara verilen nimetler hatırlatılmış ve Allah’a verdikleri sözü (ahdi) tutmaları istenmiştir.
• Delil (Hata): Onlar, “Hakkı bâtılla örtbas etmeğe kalkışmış” ve “bile bile gerçeği gizlemişlerdir”. Bu gerçek, özellikle Tevrat’ta vasıfları bulunan son peygamberi (Hz. Muhammed s.a.v.) inkâr etmektir. “Âyetlerimi küçük bir dünya menfaati için satıvermeyin” ikazı, âlimlerinin bu tahrifatına işarettir.
• Sonuç: Bilgi sahibi (Ehl-i Kitap) olmalarına rağmen, dünyevî menfaatler veya kibir sebebiyle hakkı gizlemek ve ahdi bozmak, Allah’ın gazabına uğramaya sebep olmuştur.
• Şahit 3: Münafıkların Hâli (Bakara 8-20)
• Tesbit: Münafıklar, mü’min olmadıkları halde “inandık” diyen , “Allah’ı ve iman edenleri” aldattıklarını sanan kimselerdir.
• Delil (Hastalık): Onların bu durumu “Kalplerinde bir hastalık vardır” şeklinde teşhis edilir. Bu hastalık nifak, şüphe ve cehâlettir. “Yeryüzünde bozgunculuk yapmayın!” dendiğinde, “Biz ancak ıslah edicileriz” derler.
• Sonuç: Onlar “bozguncuların ta kendileridir; fakat bunun farkına varmazlar”. “Doğru yola karşılık sapıklığı satın” aldıkları için ticâretleri kâr etmemiştir.
6. Genel Yönler, Özet ve Sonuç
Bu eseri, sağlanan kaynaklar dâhilinde genel hatlarıyla şu şekilde özetlemek mümkündür:
Genel Yönleri (İktibaslar):
• Adı: Hakk’ın Daveti Kur’ân-ı Kerîm Meâli Ve Tefsiri.
• Müellifi: Prof. Dr. Ömer Çelik.
• Yayınevi: Erkam Yayınları.
• Türü: Muhtasar (kısa/özet) Tefsir.
• Hedef Kitlesi: “Türkiye’de geniş halk kitleleriyle beraber özellikle gençliğin, lise ve üniversite öğrencilerinin, Kur’an Kursu ve İmam Hatip talebelerinin” anlayabileceği bir dille kaleme alınmıştır.
• Üslûbu ve Metodolojisi (Usulü):
• Sadece nakle dayalı değil, “telif üslubu” (müellifin kendi yorum ve sentezlerini kattığı) tercih edilmiştir.
• “Tefsir kaleme alınırken meâl, tefsir, hadis, siyer, fıkıh, kelâm, tasavvuf, lügat kaynaklarından çok sayıda esere müracaat edildi.”.
• “Eserde, bu tür işârî tefsirler ve mânevîyatı kuvvetlendirecek izahlara mümkün mertebe yer verilmeye” ve “iman-ı kâmil, amel-i sâlih, ihlâs, takvâ, ihsân, güzel ahlâk ve âdâba teşvik eden bir dil” kullanılmaya gayret edilmiştir.
Önemli Noktaları (İktibaslar):
• Hidâyetin Şartı (Bakara 2-5): Kur’an, “müttakîler için bir yol göstericidir”. Müttakîler ise “gaybe iman eder, namazı dosdoğru kılar ve kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden harcarlar” , ayrıca “hem sana indirilene hem de senden önce indirilenlere iman ederler. Ahiret gününe ise yakînen inanırlar.”.
• Küfrün Neticesi (Bakara 6-7): Küfürde ısrar edenleri “uyarsan da uyarmasan da hiç farketmez; onlar iman etmezler” . Zira “Allah, küfürdeki inatları yüzünden onların kalplerine ve kulaklarına mühür vurmuştur. Gözleri üzerine de kalın bir perde gerilmiştir.”.
• İnsanın Yüceliği ve Vazifesi (Bakara 30-34): İnsan “yeryüzünde bir halîfe” olarak yaratılmış; bu makama ibâdetin yanı sıra öncelikle “ilim” (isimlerin tamamını öğrenme) kabiliyetiyle lâyık görülmüştür. Bu üstünlük karşısında melekler secde etmiş, İblîs ise “kibirlendi ve kâfirlerden oldu.”.
• Ehl-i Kitab’a Çağrı (Bakara 40-42): İsrâiloğulları’ndan, “bana olan sözünüzü tutun” (özellikle son Peygamber’e iman etme sözü) , “Kur’an’a inanın” , “Âyetlerimi küçük bir dünya menfaati için satıvermeyin” ve “hakkı bâtılla örtbas etmeğe kalkışmayın” istenmektedir.
• İlmî Metod (En’âm 59): Allah’ın ilminin mutlaklığı vurgulanır: “Gaybın anahtarları Allah’ın yanındadır; başkası onları bilemez. Karada ve denizde ne varsa hepsini O bilir. O’nun bilgisi dışında dalından bir yaprak bile düşmez…”.
Sonuç ve Özet Notu
Prof. Dr. Ömer Çelik’in “Hakk’ın Daveti” isimli eseri , Kur’an-ı Kerîm’in sadece lafızlarının okunmasının yeterli olmadığını, asıl gayenin tefekkür ve amel olduğunu vurgulayan modern bir tefsir çalışmasıdır.
Osman Nûri Topbaş’ın takrîzi ile sunulan eser, özellikle meâl okumalarının Kur’an’ın derinliğini kavramada yetersiz kalacağı tesbitinden hareketle, “muhtasar” (kısa ve öz) bir tefsir boşluğunu doldurmayı hedefler.
Müellif, eserin üslubunu sadece nakilcilikten ziyade “telif üslubu” üzerine kurmuş; klasik tefsir, hadis ve fıkıh kaynaklarının yanı sıra, okuyucunun maneviyatını güçlendirmeyi hedefleyerek “işârî (tasavvufî) tefsirlere” de özel bir yer vermiştir . Eserin temel gayesi, okuyucuda “iman-ı kâmil, amel-i sâlih, ihlâs, takvâ” gibi hasletleri yeşertmektir.
Kitap, âyetleri açıklarken esbâb-ı nüzûl (iniş sebepleri) , lügat tahlilleri , peygamber kıssaları ve yer yer harita gibi görsel destekler kullanarak, Kur’an’ın mesajını hem aklî hem de kalbî bir bütünlük içinde sunmayı amaçlamaktadır.

Prof. Dr. Ömer Çelik tarafından kaleme alınan ve Erkam Yayınları tarafından 2013 (Hicrî 1434) senesinde İstanbul’da neşredilen “Hakk’ın Daveti Kur’ân-ı Kerîm Meâli ve Tefsîri” isimli eserin 3, 4 ve 5. Ciltleridir.

📜 Kitap Hakkında Tafsilatlı Bilgi
Bu eser, âyetlerin hem meâlini (tercümesini) hem de tefsirini (izahını) ihtiva eden hacimli bir çalışmadır. Yapısı itibarıyla klasik ve modern tefsir usullerini birleştirmektedir.
• Usûl (Metodoloji): Her sûrenin başında, o sûrenin nüzûl (iniş) sırası, âyet sayısı, ismi ve Mekkî veya Medenî olduğuna dair temel bilgiler verilir.
• Muhteva: Sûrenin “Konusu” başlığı altında, o sûrenin ana mesajları ve ihtiva ettiği temel mevzular özetlenir. Bazen sûrenin “Fazileti” ile ilgili hadîs-i şeriflere yer verilir.
• Tefsir Kısmı: Âyetler gruplar hâlinde sunulur. Önce Arapça metin, ardından Türkçe meâl verilir. Meâlin hemen altında ise âyetlerin tefsiri yapılır. Bu tefsirlerde âyetlerin iniş sebepleri (esbâb-ı nüzûl), lügavî (dilbilimsel) incelikleri, tarihî arka planı, kıssalardan çıkarılacak dersler ve günümüz hayatına bakan yönleri izah edilir.
Mevcut Ciltlerin Muhtevası:
• Cilt 3: Hicr Sûresi (15) başlar, İsrâ Sûresi (17) ile sona erer.
• Cilt 4: Rûm Sûresi (30) ile başlar, Fâtır Sûresi (35) ile sona erer.
• Cilt 5: Vâkıa Sûresi (56) ile başlar, Meâric Sûresi (70) ile sona erer.
🎯 Kitabın Vermek İstediği Mesajlar
Eserin temel gâyesi Kur’ân-ı Kerîm’in mesajını okuyucuya en doğru ve tesirli şekilde ulaştırmaktır. Mevcut ciltlerde öne çıkan mesajlar şunlardır:
• Tevhîd (Allah’ın Birliği): En temel mesajdır. Allah’tan başka ilâh olmadığı , O’nun Evvel, Âhir, Zâhir ve Bâtın olduğu , mülkün tamamının O’na ait bulunduğu ve O’na ortak koşmanın (şirk) en büyük zulüm olduğu sürekli vurgulanır.
• Kur’an’ın Hak Oluşu: Kur’an’ın “içinde hiçbir şüphe bulunmayan” , Allah tarafından indirilen ve insanları “her hususta en doğru yola” ileten (لِلَّتِي هِيَ أَقْوَمُ) bir rehber olduğu mesajı verilir.
• Kâinat ve Tefekkür: İnsanlar sürekli olarak göklerin, yerin, gece ile gündüzün, yağmurun, bitkilerin, hayvanların (özellikle bal arısının ) ve bizzat kendi yaratılışlarının üzerinde düşünmeye (tefekkür etmeye) davet edilir.
• Ahlâkî Esaslar: Adâlet, ihsân (iyilik yapma) , akrabaya yardım , verilen sözde durma (ahde vefâ) , kibirden kaçınma ve ana-babaya iyilik gibi temel ahlâkî düsturlar emredilir.
• Ahiret ve Hesap: Dünya hayatının geçici bir “oyun ve eğlence” olduğu , asıl hayatın ahiret olduğu , kıyametin “göz kırpması kadar yakın” olduğu ve herkesin “yarın için ne hazırladığına bir bakması” gerektiği mesajı verilir.
• İnfâk ve Cihâd: Allah’ın rızasını kazanmanın yolunun, O’nun verdiği maldan O’nun yolunda harcamak (infâk) ve can ile “Allah yolunda cihâd etmekten” geçtiği , ve bunun “pek acı bir azaptan kurtaracak çok kârlı bir ticâret” olduğu belirtilir.
📚 Kitapta Verilen Bilgi, Belge ve Tesbitler
Eser, tefsir olmasının gereği olarak çok zengin bir malumat, belge ve tesbit havuzudur:
• Tarihî Tesbitler ve Nüzul Sebepleri:
• Rûm-Sâsânî Savaşı: Rûm Sûresi’nin başında, Bizanslıların (Rumlar) İranlılara (Farslar) mağlup olması ve “üç ile dokuz yıl içinde” tekrar galip geleceklerine dair verilen gaybî haber tafsilatıyla anlatılır .
• “Edna’l-Ard” (Yeryüzünün En Aşağısı): Savaşın geçtiği Lût Gölü bölgesinin, “karaların en derin noktasını teşkil etmekte ve deniz seviyesinin 395 metre aşağısında” yer aldığına dair coğrafî tesbit iktibas edilir.
• Hendek (Ahzâb) Savaşı: Savaşın en kritik anları, münafıkların “Meğer Allah ve Rasûlü bize zafer adına sadece boş bir vaatte bulunmuşlar” şeklindeki ihanetleri ve Allah’ın “görünmeyen ordular” ile mü’minlere yardımı detaylıca izah edilir.
• Benî Nadîr Sürgünü (Haşr Sûresi): Yahudilerin anlaşmayı bozmaları, kalelerine güvenmeleri , fakat Allah’ın kalplerine korku salması ve evlerini “hem kendi elleriyle hem de mü’minlerin elleriyle” yıkmaları hadisesi anlatılır.
• Hâtıb b. Ebî Beltaa Hadisesi (Mümtehene Sûresi): Mekke Fethi öncesi Hâtıb’ın, ailesini koruma maksadıyla Mekkelilere gizli bir mektup göndermesi, durumun vahiyle ortaya çıkması ve “Ey iman edenler! Benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olan kimseleri… dost edinmeyin!” âyetlerinin bu sebeple indiği belirtilir.
• Bilimsel ve Kevnî (Kâinata Dair) Tesbitler:
• Rüzgârın Aşılayıcılığı (Hicr 15/22): Rüzgârların hem bulutları (negatif ve pozitif elektrik yüküyle) hem de bitkileri (tozlaşma) aşıladığına dair bilimsel izahlar iktibas edilir.
• Bal Arısı (Nahl 16/68-69): Arıya “vahyedilmesi” , kovanını “eşit kenarlı altıgen gözcükler” şeklinde yapmasındaki hikmet (boşluk kalmaması) ve balın “insanlara şifa” oluşu vurgulanır.
• Sütün Oluşumu (Nahl 16/66): Sütün, hayvanın karnında “fışkı ile kan arasından” saf ve temiz bir içecek olarak çıkmasının bir ibret olduğu belirtilir.
• Kâinat ve Astronomi (Yâsîn 36/38-40): Güneşin ve Ay’ın “kendine ait yörüngesinde” akıp gitmesi, hiçbirinin diğerine yetişememesi gibi kozmik deliller sunulur.
• Hukukî ve İçtimâî Tesbitler:
• Evlatlık Meselesi (Ahzâb 33/37): Hz. Peygamber’in (s.a.v.), evlatlığı Zeyd b. Hârise’nin boşadığı hanımı Hz. Zeynep ile evlenmesinin, “evlatlıkların boşadıkları hanımlarla evlenememe” şeklindeki câhiliye âdetini bizzat Peygamber eliyle ortadan kaldırmak için ilâhî bir emir olduğu tesbit edilir.
• Zıhâr (Mücâdile 58/1-4): Bir adamın hanımına “Sen bana annemin sırtı gibisin” diyerek onu kendisine haram kılması âdetinin “çok çirkin ve gerçek dışı bir söz” olduğu belirtilir ve kefâret hükümleri açıklanır.
• Malın Dolaşımı (Haşr 59/7): Ganimetlerin (fey) taksimindeki gâye, “Tâ ki o mallar, içinizde sadece zenginler arasında dolaşan bir servet hâline gelmesin!” şeklinde açıklanarak İslâm iktisadının bir ilkesi tesbit edilir.
💬 Vurucu ve Vurgu Yapılan Cümleler (İktibaslar)
Eserde, tefsir bağlamında pek çok âyet ve izah “vurucu” niteliktedir:
• Allah’ın Koruması: “Şüphesiz ki bu Kur’an’ı biz indirdik; onu muhafaza edecek olan da elbette biziz.” (Hicr 15/9)
• Ahlâkî Çöküntü: “İnsanların işledikleri kötülükler yüzünden karada ve denizde karışıklık ortaya çıktı, düzen bozuldu. Böylece Allah, belki doğru yola dönerler diye, yaptıklarından bir kısmının kötü sonuçlarını onlara tattırıyor.” (Rûm 30/41)
• En Güzel Örnek: “Allah Rasûlü’nde sizin için; Allah’a ve âhirete kavuşmayı uman ve Allah’ı çok çok zikreden kimseler için her bakımdan uyulması gereken mükemmel bir örnek vardır.” (Ahzâb 33/21)
• Ahde Vefâ: “Mü’minler içinde öyle yiğitler var ki, Allah’a verdikleri söze dâimâ bağlı kalmışlardır. Onlardan kimi sözünün gereğini yerine getirip O’nun yolunda can vermiş, kimi de sırasını beklemektedir. Onlar, verdikleri sözü asla değiştirmemişlerdir.” (Ahzâb 33/23)
• İslâm’ın Davet Usûlü: “İnsanları Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel öğütle dâvet et. Bir mücadeleye girmen gerektiğinde, söz ve davranışında dâimâ daha güzel olanı tercih et.” (Nahl 16/125)
• Kalbin Huşû Vakti: “İman edenlerin, Allah’ın zikri ve Kur’an’dan inen gerçekler karşısında kalplerinin saygı ve ürpertiyle yumuşayıp Allah’ın emirlerine tam teslim olma vakti hâlâ gelmedi mi?” (Hadîd 57/16)
• Nefsin Unutulması: “Allah’ı unutup da bu yüzden Allah’ın da kendilerine kendilerini unutturduğu, dolayısıyla fayda ve zararını bilmeyen kimseler gibi olmayın.” (Haşr 59/19)
• Kur’an’ın Azameti: “Eğer biz bu Kur’an’ı bir dağın tepesine indirseydik, sen onu Allah korkusundan başını eğip paramparça olduğunu görürdün. Biz bu misâlleri insanlara veriyoruz ki, etraflıca düşünüp gerekli dersi alsınlar.” (Haşr 59/21)
• Söz ve Fiil Uyumu: “Ey iman edenler! Yapmadığınız ve yapmayacağınız şeyleri niçin söylüyorsunuz? Yapmadığınız ve yapmayacağınız şeyleri söylemek, Allah katında büyük kızgınlığa sebep olan çok çirkin bir davranıştır.” (Saff 61/2-3)
• Allah’ın Sevgisi: “Şüphesiz Allah, bütün yapı taşları birbirine kurşunla kenetlenmiş sağlam bir binâ gibi saf tutarak kendi yolunda savaşanları sever.” (Saff 61/4)
🔗 Konuyu Destekleyen Diğer Kaynaklar (Eserde Atıf Yapılanlar)
Müfessir (Prof. Dr. Ömer Çelik), tefsirini zenginleştirmek için çok geniş bir kaynakçadan faydalanmıştır. Metin içinde ismi geçen başlıca kaynaklar şunlardır:
• Hadîs Külliyatı: Buhârî, Müslim, Tirmizî, Ebû Dâvûd, Nesâî, İbn Mâce, Ahmed b. Hanbel (Müsned), Muvatta’ (İmam Mâlik), Dârimî, Hâkim (el-Müstedrek), Heysemî (Mecma’u’z-zevâid) .
• Tefsir Kaynakları: Sıklıkla Taberî (Câmi’u’l-beyân), Kurtubî (el-Câmi’), Fahreddin er-Râzî (Mefâtîhu’l-gayb), İbn Kesîr, Vâhidî (Esbâbu’n-nüzûl), Elmalılı (Hak Dini Kur’an Dili) ve Seyyid Kutub (Fî Zılâli’l-Kur’ân) gibi temel tefsirlere atıf yapılır .
• Tasavvuf ve Ahlâk Eserleri: Yorumları zenginleştirmek için Kuşeyrî (Letâifü’l-işârât) , Mevlânâ (Mesnevî) , Şârânî (Velîler Ansiklopedisi) , Sâdî Şirâzî (Gülistan) ve Hânî (el-Hadâiku’l-verdiyye) gibi irfânî kaynaklardan iktibaslar yapılır.
• Siyer ve Tarih: İbn Hişâm (es-Sîre) ve İbn Esîr (Üsdü’l-gâbe) gibi tarih ve siyer kaynaklarına başvurulur.
📜 Şahitler (Misâller) ve Çıkarılacak Sonuçlar
Eser, Kur’an’ın mesajlarını pekiştirmek için tarihî ve temsîlî “şahitler” (misâller) kullanır:
• Olumlu Şahitler (Örnekler):
• Ashâb-ı Kehf (Cilt 3): İmanlarını korumak için zalim düzenden kaçan, Allah’a teslim olan ve asırlarca uyutularak ahiretin ispatı kılınan gençlerin kıssası [Cilt 3, pages 158-167].
• Hz. İbrâhim (a.s.): Tek başına bir “ümmet” olarak tevhîdi savunan, müşrik babası ve kavmiyle net bir şekilde arasına çizgi çeken örnek bir şahsiyet.
• Muhacirler ve Ensâr (Haşr Sûresi): Muhacirlerin Allah yolunda yurtlarını terk etmeleri ve Ensâr’ın onları sevmesi, “ihtiyaç içinde kıvransalar bile” kardeşlerini kendilerine tercih etmeleri (îsâr) , kurtuluşun (felâh) modeli olarak sunulur.
• Hz. Mûsâ ve Hz. İsa’nın Havârileri: Allah’ın dinine yardımcı (ensâr) olmanın misâli olarak zikredilir.
• Olumsuz Şahitler (İbretler):
• Helâk Edilen Kavimler (Hicr, Secde Sûreleri): Lût kavmi , Eyke halkı ve Hicr halkı (Semûd) , peygamberlerini yalanlamaları ve azgınlıkları sebebiyle helâk edilen ibretlik misâllerdir.
• İblîs (Hicr, İsrâ Sûreleri): Allah’ın emrine karşı kibirlenmesi , insanı saptırmaya yemin etmesi ve “ihlâsa erdirilmiş kullar” dışındakilere olan nüfûzu anlatılır.
• İsrâiloğulları (İsrâ, Saff Sûreleri): Yeryüzünde iki defa bozgunculuk çıkarmaları (لَتُفْسِدُنَّ فِي الْأَرْضِ مَرَّتَيْنِ) , başlarına Bâbil ve Roma istilâlarının gelmesi ve peygamberlerine (Hz. Mûsâ ve Hz. İsa) eziyet etmeleri , ibret alınması gereken menfî şahitler olarak sunulur.
• Münafıklar (Ahzâb, Hadîd, Haşr, Mücâdile Sûreleri): Savaşın en kritik anında korkaklık göstermeleri , kalplerinin darmadağınık olması , yalan yere yemin etmeleri ve şeytanın taraftarı (hizbüş-şeytân) olmaları sebebiyle en büyük zarara uğrayacakları belirtilir.
• Çıkarılacak Sonuçlar:
• Kur’ân-ı Kerîm, hem lafzı hem de mânasıyla Allah’ın koruması altındadır.
• İnsanın varlık gayesi, kâinattaki delilleri tefekkür ederek Allah’ın birliğini (Tevhîd) idrak etmek ve O’na kulluk etmektir.
• Tarih tekerrürden ibarettir; Allah’a ve peygamberlerine karşı çıkanlar (Hz. Mûsâ’ya eziyet edenler, münafıklar) daima zillete uğramışlardır.
• Allah’ın sevdiği kullar, “bütün yapı taşları birbirine kurşunla kenetlenmiş sağlam bir binâ gibi” O’nun yolunda mücadele edenlerdir.
• Gerçek kurtuluş (felâh), “nefsinin cimriliğinden” korunmak ve “Allah’ı unutarak kendini unutmaktan” sakınmaktır.
📑 Özet Notu ve Sonuç
Bu eser (Hakk’ın Daveti Kur’ân-ı Kerîm Meâli ve Tefsîri), Kur’an âyetlerini sadece lügavî ve fıkhî açıdan değil, aynı zamanda güncel bilimsel tesbitler , tarihî hadiseler , Peygamber kıssaları ve derin irfânî boyutta (tasavvufî incelikler) ele alan kapsamlı bir çalışmadır.
Eserin genel yönleri ve önemli noktaları iktibas edildiğinde şu sonuç ortaya çıkar:
Eser, Kur’ân-ı Kerîm’in “her şeyi açıklamak üzere” indirildiğini ve “insanları her hususta en doğru yola” ilettiğini vurgular. Tefsir, Allah’ın varlığını ve kudretini kâinattaki delillerle (Tefekkür) ispat etmeye geniş yer ayırır.
Kitabın en mühim odak noktalarından biri, “Allah Rasûlü’nde… mükemmel bir örnek” olduğu hakikatidir. İslâm şahsiyetinin, O’nun ahlâkıyla ahlâklanarak inşa edilmesi gerektiği belirtilir. Eser, İslâm toplumunun temel direklerini “adâlet”, “ihsân” , “infâk” ve “ahde vefâ” olarak tesbit eder.
Aynı zamanda, mü’minlerin kalplerinin “Allah’ın zikri ve Kur’an’dan inen gerçekler karşısında… yumuşayıp” huşû içinde olmasını, aksi takdirde Ehl-i Kitap gibi “kalplerinin kaskatı kesileceği” tenkidinde bulunur.
Sonuç olarak bu tefsir, imanın sadece dilde kalmaması, aksine mal ve can ile cihâd ederek , Allah’ın dinine “yardımcılar” (ensâr) olarak ve “Allah’ın taraftarı” (Hizbullah) safında yer alarak ispat edilmesi gerektiğini; zira kâfirler istemese de Allah’ın “nûrunu mutlaka tamamlayacağını” müjdeleyen bir davet ve irşâd çalışmasıdır.

KİTAP LİNKİ:
https://t.me/dindersimamhatip/82418

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır’ın “Hak Dini Kur’an Dili” isimli 6 ciltlik tefsir külliyatı.

1. Kitap Hakkında Tafsilatlı Bilgi
Bu eser, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk devirlerinde, bizzat Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 21 Şubat 1925 tarihli kararıyla Diyanet İşleri Riyaseti’ne tevdi edilen bir vazife üzerine kaleme alınmıştır .
• Müellif: Merhum Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır (ö. 1942) .
• Neşreden: (İncelediğimiz bu baskı) Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı’dır .
• Hazırlayanlar: Prof. Dr. Asım Cüneyd Köksal ve Doç. Dr. Murat Kaya’dır .
• Yazım Süreci: Tefsir, başlangıçta (26 Ekim 1925 tarihli mukavele ile) meâlinin Mehmed Akif Bey (Ersoy) ve tefsirinin Elmalılı Hamdi Efendi tarafından yapılması kararlaştırılarak başlamıştır . Ancak Mehmed Akif Bey’in sonradan bu vazifeden çekilmesi üzerine (1932 civarı) , meâl kısmı da Elmalılı Hamdi Efendi’ye tevdî edilmiştir . Müellif, bu muazzam eseri yaklaşık on iki yıllık (1926-1938) bir inzivâ dönemi ve maddî sıkıntılar içinde tamamlamıştır .
• Eserin Hususiyetleri: Bu tefsir, son devir Osmanlı ulemâsının ilmî birikiminin zirvelerinden biridir. Yalnızca naklî (rivâyet) bir tefsir olmayıp, aynı zamanda müellifin felsefe, kelâm, fıkıh, tasavvuf ve lisan ilimlerindeki derinliğini gösteren güçlü bir aklî (dirâyet) tefsiridir . Eser, Batı felsefesinden gelen pozitivist ve materyalist (maddeci) akımlara karşı ilmî ve felsefî cevaplar üretme gayesi de taşır .
2. Kitabın Vermek İstediği Mesajlar
Müellif, eserin mukaddimesinde ve muhtelif sûrelerin tefsirinde birçok temel mesaj vermektedir:
• Hak Din ve Kur’an Dili: Eserin ismi, iki temel mesajı vurgular: 1) İslâm’ın, pozitivist ve ateist (ilhad) cereyanların aksine “hak dini” olduğu . 2) O dönemde başlayan “Türkçe Kur’an” ve “Türkçe ibadet” tartışmalarına karşı, Kur’an’ın dilinin Arapça olduğunu ve lafzının da mânâsı gibi vahy-i ilâhî olduğunu müdafaa etmek .
• Kur’an’ın Tercüme Edilemezliği: Elmalılı, Kur’an’ın nazmındaki i’câz (mucizevî yapı) sebebiyle hiçbir dile hakkıyla tercüme edilemeyeceğini kuvvetle savunur . Bu sebeple yaptığı çalışmaya “tercüme” değil, “meâl” adını vermiştir . Meâlinde, Türkçe’nin cümle yapısından ziyade, Arapça nazmın aslına ve kelime sırasına sadık kalmayı (“cezâlet”) tercih etmiştir .
• Tevhid ve Tenzih: Bilhassa Âl-i İmrân Sûresi tefsirinde görüldüğü üzere, Hristiyanlıktaki teslis (üçleme) akidesini ve Yahudilerin Hazret-i Îsâ’yı inkârlarını reddederek, İslâm’ın saf tevhid ve tenzih akidesini isbat etmeyi amaçlar .
• Muhkem ve Müteşâbih Âyetler: Kur’an’ı anlamada usûl olarak, âyetlerin bir kısmının “Ümmü’l-Kitâb” (Kitab’ın anası) olan “muhkemât” (mânâsı açık) ve bir kısmının “müteşâbihât” (mânâsı kapalı veya birden çok mânâya gelebilen) olduğunu belirtir. Kalplerinde eğrilik (zeyğ) olanların, fitne çıkarmak için müteşâbih âyetlerin ardına düştüğünü; bunların hakikî te’vilini ise ancak Allah’ın bildiğini vurgular (Âl-i İmrân 7 tefsiri) .
3. Kitapta Verilen Bilgi, Belge ve Tesbitler
Eserin birinci cildindeki “Giriş” bölümü, tefsirin yazılış sürecine dair mühim vesikalar sunar:
• Belgeler:
• TBMM Kararı: 21 Şubat 1925 tarihli Meclis kararı ve Abdullah Azmi Efendi’nin teklifi .
• Mukavelenâme (Sözleşme): 26 Ekim 1925’te Diyanet İşleri Riyaseti, Elmalılı M. Hamdi Yazır ve Mehmed Akif (Ersoy) arasında imzalanan resmî mukavelenin tam metni . Bu mukavele, tefsirde riayet edilecek usûlleri (Ehl-i Sünnet ve Hanefî mezhebine bağlılık, ilmî izahlar, Frenk müelliflerin hatalarına tenkit vb.) madde madde sıralar .
• Mektuplar ve Yazışmalar: Elmalılı’nın, eserin müsveddelerini okuyan Ahmed Hamdi Akseki’ye yazdığı mektuplar (örneğin Kur’an’ın azameti karşısındaki hislerini belirten mektup ), Diyanet Reisi Rifat Börekçi ve Maarif Vekâleti (Milli Eğitim Bakanlığı) arasındaki resmî yazışmalar . Bu yazışmalar, o dönemdeki “Türkçe Kur’an” ve eserin dilinin “Türk Dili Tetkik Cemiyeti” tarafından incelenmesi gibi siyasî ve kültürel baskıları ortaya koymaktadır.
• Tesbitler (Müellifin Tahlilleri):
• İnsanın Yaratılışı ve Fıtrat: İnsanın “ahsen-i takvîm” (en güzel kıvamda) yaratıldığını , ancak bunun bir imtihan olduğunu , fıtratın din ile uyumlu olduğunu ve dinin fıtratı değiştirmek için değil, onu selâmete erdirmek için geldiğini belirtir (Rûm Sûresi tefsiri) .
• Tevhid ve Şirk: Tevhidin, dinin temeli olduğunu ; şirkin ise (Fâtiha tefsirinde olduğu gibi) insanlığı dağıttığını, İslâm’ın ise topladığını vurgular .
• Nübüvvet (Peygamberlik): Peygamberlerin (Resullerin) “nezîr” (korkutucu) ve “mübeşşir” (müjdeci) olarak gönderildiğini , onların vazifesinin “tebliğ” olduğunu ve gaybı kendiliklerinden bilemeyeceklerini, ancak Allah’ın bildirdiği kadarını bilebileceklerini (Cin Sûresi tefsiri) izah eder.
• İlim ve Gayb: İnsana ilimden ancak az bir şey verildiğini (İsrâ 85 tefsiri) , “ilm-i ledünnî”nin (Hızır kıssası) kesbî (çalışarak) değil, vehbî (Allah vergisi) olduğunu , gaybı bilenin ancak Allah olduğunu vurgular.
4. Vurucu ve Vurgu Yapılan Cümleler (İktibaslar)
Eserden hem müellifin kendi ifadelerinden hem de tefsir metninden bazı vurucu noktalar:
• Müellifin İfadesi (A. H. Akseki’ye Mektubundan): “Azamet-i Kur’ân beni eritti. O benim öteden beri iman edegeldiğimden daha büyük bir mucize olduğunu her lahzada isbat ettikçe ediyor.”
• Mukaddimeden (Kur’an Tercümesi Hakkında): “Kur’ân’ı anlamayan da tercemesine dolanır.”
• Mukaddimeden (Türkçe Kur’an Tartışması): “Türkçe Kur’an mı var behey şaşkın / Oynamaktır bu, dîn ü îmanla” (Bir meb’ûsun şiirinden iktibas)
• Kur’an’ın İ’câzı (Mukaddime): “Lâkin nazm-ı Kur’an nasıl bir nazımdır? … her âyeti bir sehl-i mümteni olan öyle i’câzkâr bir nazımdır ki, hiç Arabî bilmeyen bir kimseye bile okunduğu zaman tatlı ve güzel bir kelâm olduğunu duyurur.”
• Fâtiha Tefsirinden (Tevhid ve İnsanlık): “İşte beşeriyet… nihâyet dîn-i İslâm ile tevhîd-i hakīkīyi kemâliyle bulmuş ve toplanmıştır… Bunun içindir ki insanlar İslâm’a koştukça toplanır, âkıbet İslâm’dan kaçtıkça dağılır, nihâyet zelil ve perişan olurlar.”
• Âl-i İmrân 7. Âyetin Meâl ve Tefsiri (Muhkem-Müteşâbih): “O’dur indiren sana bu muazzam kitabı: Bunun bir kısım âyâtı vardır muhkemât: Onlar ‘ümmü’l-kitâb’, ana kitab. Diğer birtakımları da müteşâbihâttır. Amma kalblerinde bir yamukluk bulunanlar sade onun müteşabih olanlarının ardına düşerler: Fitne aramak, tevilini aramak için. Halbuki onun tevilini ancak Allah bilir…”
• Âl-i İmrân 31. Âyetin Meâli (Allah Sevgisi): “De ki: Eğer siz Allah’ı seviyorsanız hemen bana uyun ki Allah da sizleri sevsin ve suçlarınızı mağfiretle örtsün.”
• Enfâl Sûresi Tefsirinden (İlâhî İhâta): “…ve biliniz ki Allah muhakkak kişi ile kalbinin arasına hâil olur.”
• Haşr Sûresi Tefsirinden (Kur’an’ın Azameti): “Biz bu Kur’ân’ı… eğer bir dağın üzerine indirse idik her hâlde sen onu, o dağı Allah korkusundan çatlayarak başını eğmiş görürdün.”
• İhlâs Sûresi Tefsirinden (Tevhid): “Allah öyle bir ehad, sameddir ki ona herhangi bir temâyüz veya tesâvî ile denk olacak ne bir vahdet ne de bir kesret mümkin değildir.”
5. Konuyu Destekleyen Diğer Kaynaklar (Müellifin Kullandığı)
Elmalılı Hamdi Yazır, tefsirini hazırlarken son derece zengin bir İslâmî ve felsefî literatürden faydalanmıştır. Mukaddimede ve metin içinde atıfta bulunduğu başlıca kaynaklar şunlardır:
• Başlıca Tefsirler: Câmiʻu’l-Beyân (Taberî) , Mefâtîhu’l-Gayb (Fahreddin er-Râzî) , Keşşaf (Zemahşerî) , Envârü’t-Tenzîl (Kādî Beyzâvî) , Medârik (Nesefî) , İrşâdü’l-Akli’s-Selîm (Ebussuûd Efendi) , Rûhu’l-Meânî (Âlûsî) , Ahkâmü’l-Kur’ân (Cessâs) .
• Hadis Kaynakları: Kütüb-i Sitte (Buhârî , Müslim , Tirmizî , Ebû Dâvûd , İbn Mâce , Nesâî ) ve en-Nihâye fî Garîbi’l-Hadîs (İbnü’l-Esîr) .
• Felsefe ve Kelâm: Müellif, metin içinde İbn Sînâ ve Gazzâlî gibi düşünürlerin yanı sıra, Batı felsefesine (pozitivizm, materyalizm) ve modern bilimsel bulgulara (astronomi , biyoloji ) da atıflar yaparak tenkit ve tahlillerde bulunur.
6. Şahitler ve Çıkarılacak Sonuçlar
• Şahitler (Tefsirin Yazılış Sürecine Dair): Tefsirin yazılma süreci, dönemin mühim siyasî ve ilmî şahsiyetlerinin şahitliğinde gerçekleşmiştir:
• Meclis ve Hükümet: TBMM , Maarif Vekilleri Reşid Galip ve Hikmet Bayur .
• Diyanet Riyaseti: Rifat Börekçi (Reis) ve Ahmed Hamdi Akseki (projeyi takip eden) .
• İlmî Çevre: Başlangıçta Mehmed Akif Ersoy ve Babanzâde Ahmed Naîm Bey .
• Çıkarılacak Sonuçlar:
• “Hak Dini Kur’an Dili”, Kur’an’ın sadece lafzî bir meâlini sunmakla kalmaz, aynı zamanda onun ruhunu, hikmetini ve kâinatla olan alâkasını felsefî ve ilmî bir derinlikle izah etmeye çalışır.
• Müellif, Kur’an’ın “hak” olduğunu ve Allah’ın “tevhid” ve “ehadiyetini” ispatlamayı temel gaye edinmiştir.
• Tefsir, Kur’an’ın sadece mâziye ait bir metin olmadığını, “tecdid” (yenilenme) yoluyla her asrın idrakine hitap ettiğini ve kıyamete kadar bâkî kalacak hikmetler ihtiva ettiğini savunur.
• İnsanın yaratılış gayesinin “en güzel amel” ile “ibtilâ” (imtihan) olduğunu ve nihâî dönüşün (Masîr) Allah’a olduğunu vurgular.
7. Özet ve Sonuç Notu
Özet:
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır’ın “Hak Dini Kur’an Dili” isimli 6 ciltlik bu eseri , Cumhuriyet’in ilk yıllarında, Diyanet İşleri Riyaseti’nin talebi üzerine, Kur’an’ı hem Ehl-i Sünnet akidesi ve Hanefî fıkhı çerçevesinde izah etmek hem de dönemin ilmî ve felsefî (pozitivizm gibi) meydan okumalarına cevap vermek maksadıyla kaleme alınmış bir şaheserdir. Müellif, 12 yıllık bir çalışma ile tamamladığı bu tefsirde, âyetlerin lafzî tahlillerinin yanı sıra, âyetler arası münasebetlere, ilmî, felsefî, ahlâkî ve içtimâî hikmetlere geniş yer ayırmıştır . Eserin “meâl” kısmı, Kur’an’ın lafzının tercüme edilemeyeceği esasına dayanarak, Arapça nazmın yapısını (“cezâlet”) korumayı hedeflemiş , “Türkçe Kur’an” gibi fikirlere şiddetle karşı çıkmıştır.
Sonuç Notu:
“Hak Dini Kur’an Dili”, Kur’an’ı “hakim bir kitap” olarak ele alır; onun sadece bir ibadet metni değil, aynı zamanda kâinatın yaratılışını (halk) , insanın fıtratını , hukukun temellerini (kıst/adalet) ve ahlâkın gayesini beyan eden ilâhî bir kaynak olduğunu ispatlar. Müellif, Kur’an’ın “hak” ve “mübîn” (apaçık) olduğunu, ancak anlaşılmasının “ilim” ve “tedebbür” gerektirdiğini gösterir. Eser, baştan sona (Fâtiha’dan Nâs’a ) tevhid akidesini müdafaa eder ve insanlığın yegâne kurtuluş yolunun (felâh), Allah’a ve O’nun Resûlü’ne (Hz. Muhammed’e) tam bir teslimiyet (İslâm) ile mümkün olacağını tesbit eder.

“Esbab’ı Nüzul” isimli dosya.

Kitabın “Ayetlerin Nüzul Sebebi” ile ilgili olduğunu ve Fatiha Suresi ile başladığını, sonunda ise kaynakça ve dipnotlar bulunduğunu göstermektedir.

1. Kitap Hakkında Tafsilatlı Bilgi
Bu eser, “Ayetlerin Nüzul Sebebi” başlığını taşımaktadır ve Kur’an-ı Kerim ayetlerinin hangi hadiseler, sualler veya durumlar üzerine nazil olduğunu (indiğini) izah eden rivayetleri bir araya getiren bir çalışmadır. Kitap, Kur’an ilimlerinden olan “Esbab-ı Nüzul” (Nüzul Sebepleri) alanına dahil bir tefsir çalışması olarak tasvir edilebilir.
Kitabın muhtevası ve metodu şu şekildedir:
• Sistematik Tasnif: Eser, Mushaf sırasına göre sureleri (Fatiha Suresi , Bakara Suresi , Âl-i İmrân Suresi , Nisa Suresi vb.) ve sure içlerindeki ayet gruplarını sırayla ele almaktadır.
• Rivayet Esaslı: Her ayet veya ayet grubu için, o ayetin nüzul sebebine dair sahabe (mesela İbn Abbas , Hz. Ali , Hz. Aişe , Abdullah b. Mes’ud , Hz. Ömer , Cabir b. Abdullah ve Tabiin (mesela Mücahid , Katâde , Hasan el-Basrî ) gibi ilk devir alimlerinden gelen muhtelif rivayetleri sıralamaktadır.
• Kaynak Gösterimi: Kitap, bu rivayetleri aktarırken İbn Cerir et-Taberî , Kurtubî , Fahreddin er-Razi ,İbn Kesir , Suyuti (Lubabu’n-Nukul) gibi temel tefsir ve hadis kaynaklarına atıfta bulunmaktadır.
• Tenkit ve Tercih: Yazar veya derleyen, bazen aktardığı rivayetler arasındaki farklılıklara işaret etmekte, bazen de Taberî veya Razi gibi müfessirlerin tercih ettiği görüşü belirtmektedir.
2. Kitabın Vermek İstediği Mesajlar
Bu eserin temel gayesi ve vermek istediği mesajlar şunlardır:
• Kur’an’ı Bağlantısı İçinde Anlamak: Ayetlerin soyut metinler olmadığını, büyük bir kısmının Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ve ashabının hayatındaki belirli hadiselere, sorulan suallere veya ortaya çıkan meselelere cevap olarak nazil olduğunu göstermektir.
• Tefsire Yardımcı Olmak: Bir ayetin hangi olay üzerine indiğini bilmek (sebeb-i nüzul), o ayetin manasını, hikmetini ve kimlere hitap ettiğini daha doğru idrak etmeyi sağlar.
• Hükümlerin Gelişimini Göstermek: Bazı hükümlerin (mesela oruç ,kıblenin değiştirilmesi , içki )hangi toplumsal şartlarda ve nasıl tedricen (aşama aşama) vahyedildiğini ortaya koymaktır.
• Şüpheleri Gidermek: Ayetler hakkında (mesela Bakara 26’daki sivrisinek misali ) veya İslam’ın uygulamaları hakkında (mesela “Râinâ” kelimesinin yasaklanması ) ortaya atılan şüphelerin veya yanlış anlamaların tarihi arka planını izah etmektir.
3. Kitapta Verilen Bilgi, Belge ve Tesbitler
Kitap, her ayet için tarihi rivayetler şeklinde bilgi ve tesbitler sunmaktadır. İşte bazı mühim misaller:
• Fatiha Suresi: Kaynaklarda nüzulü için özel bir olay bulunmadığı, Kur’an’ın bir mukaddimesi ve özeti mahiyetinde olduğu belirtilir .Mekke’de mi Medine’de mi nazil olduğuna dair alimlerin (İbn Abbas, Katâde, Mücahid) farklı görüşleri ve rivayetleri sunulur .
• Bakara Suresi (Başlangıcı): İlk dört ayetin müminler, sonraki iki ayetin kâfirler, sonraki on üç ayetin ise münafıklar hakkında nazil olduğuna dair Mücahid’den bir tesbit aktarılır.
• Bakara 104 (“Râinâ” Ayeti): Müslümanların “râinâ” (bizi gözet) kelimesini kullandığı, ancak Yahudilerin bu kelimeyi kendi lisanlarında bir hakaret (işitmez olası) manasında telaffuz ederek alay ettikleri rivayet edilir . Sa’d b. Ubade (veya Muaz) durumu fark edince Yahudileri tehdit etmiş, bunun üzerine müminlerin bu kelime yerine “unzurnâ” (bize bak) demelerini emreden ayet nazil olmuştur.
• Bakara 142-144 (Kıblenin Değişmesi): Rasulullah (s.a.v.)’ın Medine’de 16-17 ay Beytu’l-Makdis’e doğru namaz kıldığı, ancak Kâbe’ye dönmeyi arzuladığı (yüzünü göğe çevirdiği) belirtilir. Kıble değişince “insanlardan bir takım beyinsizlerin” (Yahudiler veya münafıklar olarak tesbit edilmiş) “Onları kıblelerinden ne çevirdi?” dedikleri aktarılır. Bu değişikliğin, peygambere uyanlarla geri dönecekleri ayırdetmek için bir imtihan olduğu vurgulanır.
• Bakara 187 (Oruç Gecesi): Orucun ilk zamanlarında, yatsıdan sonra (veya uyuduktan sonra) ertesi akşama kadar yeme, içme ve cinsi münasebetin haram olduğu rivayet edilir. Hz. Ömer b. Hattab ve Kays b. Sırme el-Ensari gibi sahabelerin bu kuralı (birinin uyuyakalması, diğerinin nefsine hakim olamaması sebebiyle) ihlal etmeleri ve pişman olmaları üzerine, Allah’ın bir ruhsat olarak fecrin doğuşuna kadar bunları helal kılan ayeti indirdiği belirtilir
• Âl-i İmrân Suresi (Başlangıcı): Surenin başından itibaren 80 küsur ayetin, Necran’dan gelen Hristiyan bir heyetle Rasulullah (s.a.v.) arasında Hz. İsa’nın (a.s.) tabiatı (Allah’ın oğlu, üçün üçüncüsü iddiaları) hakkında yapılan münazaralar üzerine nazil olduğu tesbit edilir .
• Âl-i İmrân 100-103 (Birliğe Davet): Medine’de Yahudilerden Şâs b. Kays adında birinin, Evs ve Hazrec kabilelerinin İslam sayesinde ulaştıkları kardeşliği kıskanarak, aralarına fitne sokmak maksadıyla bir genci gönderip onlara Câhiliye dönemindeki Buâs savaşını ve eski düşmanlıklarını hatırlattığı rivayet edilir. Bunun üzerine iki kabilenin mensupları öfkelenip silahlarına sarılmış ve savaşmak üzere toplanmışlardır. Rasulullah (s.a.v.) hadiseyi duyunca derhal gelip “Ben aranızda iken Câhiliye davası mı güdüyorsunuz?” diyerek onları yatıştırmış, onlar da ağlayarak kucaklaşmışlardır. Bu olay üzerine “hepiniz toptan sımsıkı Allah’ın ipine sarılın, parçalanıp ayrılmayın” ayetlerinin nazil olduğu belirtilir.
• Nisa 3 (Yetim Kadınlar): Bir adamın velisi olduğu yetim kızın malı ve güzelliği sebebiyle onunla evlenmek istediğini, fakat ona denk bir mehir vermediğini veya malı sebebiyle onu nikahlayıp sonra ona kötü davrandığını yahut malına başkası ortak olmasın diye evlenmesine mani olduğunu belirten rivayetler aktarılır. Ayetin, bu adaletsizlikten korkuluyorsa, o yetimle değil, helal olan başka kadınlarla evlenilmesi gerektiğini bildirdiği tesbit edilir
4. Vurucu ve Vurgu Yapılan Cümleler (İktibaslar)
Kitabın kendisi bir rivayetler mecmuası olduğundan, en vurucu kısımlar, bu nüzul sebeplerini tasvir eden bölümlerdir.
• (Bakara 26 – Sivrisinek misali hakkında): “Allah teala münafıkları, ateş yakıp ta sonra ateşi sönen ve karanlık bir gecede yağmura yakalanan kimseye benzetince münafıklar: “Allah bu gibi misalleri vermekten beridir. O, bu seviyelere inmekten yüce ve büyüktür.” dediler. Allah teala da bu âyeti indirerek en zayıf yaratıklarından olan sivrisineği dahi misal vermekten çekinmeyeceğini beyan etmiş ve onları susturmuştur.”
• (Bakara 80 – Yahudilerin “Sayılı günler” iddiası): “Rasulullah (s.a.v.) Medine’ye geldiğinde, Yahudiler şöyle diyordu: “Şu dünyanın ömrü ancak yedi bin senedir. İnsanlar Cehennem’de dünya günlerinden her bin sene için ahiret günlerinden bir gün kadar azab görecek. Zaten o ahiret de yedi günlük olduğuna göre, demek ki azab yedi gün sonra kesilecek.” Bu asılsız iddia üzerine Allah Teala bu hususta o Yahudiler’in delilsiz sözlerine işaret eden bu âyeti indirdi.”
• (Âl-i İmrân 100 – Evs ve Hazrec hadisesi): “Allah’ın Rasûlü (s.a.v.)… “Ey müslümanlar Allah adına Allah adına sakin olun, bu ne câhiliyet davası! Ben aranızda iken, Allah sizi İslâm’a hidayet etmişken… Halâ câhiliyet davası mı güdecek ve eskiden üzerinde olduğunuz küfre mi döneceksiniz?” buyurdu. Topluluk o anda anladı ki bu şeytanın bir dürtmesi, vesvesesidir, düşmanlarının bir hilesidir; silâhlarını atıp Evs ve Hazrecliler ağlaşarak birbirlerine sarıldılar…”
• (Nisa 65 – Hakem Tayini): “Zübeyr, Ensar’dan Bedir’de bulunmuş bir adamı… Peygamber’e havale etmişti. Peygamber (s.a.v.) Zübeyr’e: “Bahçeni sula, sonra suyu komşuna sal” buyurdu. Ensarî olan zat, buna kızdı ve: “Ey Allah’ın Rasulü, o, halanın oğlu olduğu için öyle mi?” dedi. Bu söz üzerine Rasulullah (s.a.v.)’in yüzü öfkeden kızardı. Sonra Zübeyr’e dedi ki: “Bahçeyi sula. Sonra suyu ağaçların köklerine ulaşıncaya kadar hapset.”… Vallahi ben bu âyetin, bu hususun haricinde indirildiğini sanmıyorum.”
5. Konuyu Destekleyen Diğer Kaynaklar
Bu eser, birincil kaynaklardan derlenmiş bir çalışmadır. Eserin kendi içinde atıfta bulunduğu ve konuyu (Esbab-ı Nüzul) destekleyen temel kaynaklar şunlardır:
• İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul
• İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbab-ı Nüzul
• İbn Cerir et-Taberî, Câmiu’l-Beyân (Taberi Tefsiri)
• Ebu Abdullah Muhammed ibn Ahmed el-Kurtubî, el-Câmiu li-Ahkâmi’l-Kur’ân (Kurtubi Tefsiri)
• Fahreddin er-Razi, Mefatihu’l-Ğayb (Tefsir-i Kebir)
• İbn Kesîr, Tefsiru’l-Kur’ani’l-Azim
• Beyhakî, Delâili’n-Nübüvve
• Hadis Külliyatı (Buhari, Müslim, Tirmizi, Nesai vb.)
6. Şahitler ve Çıkarılacak Sonuçlar
• Şahitler (Rivayet Edenler): Nüzul sebeplerine dair bilgilerin ana kaynağı, hadiselere bizzat şahit olan veya o döneme yakın yaşayan sahabe ve tabiindir. Bu kitapta ismi en sık geçen şahitler (raviler) arasında İbn Abbas Mücahid ,Katâde , Hz. Aişe ve Süddî bulunmaktadır.
• Çıkarılacak Sonuçlar: Kitabın tamamından çıkarılabilecek temel sonuç, Kur’an ayetlerinin nüzulünün (inişinin) keyfi olmadığıdır. Her ayet, ilahi hikmetin bir parçası olarak, ya bir suale cevap, ya bir hadiseye hüküm, ya bir yanlışı düzeltme veya müminlere teselli ve irşad maksadıyla nazil olmuştur. Nüzul sebebini bilmek, ayetin gerçek manasına ve maksadına ulaşmak için zaruri bir ilimdir.
7. Kitabın Genel Yönleri, Önemli Noktaları ve Özet Notu
Özet Not:
“Ayetlerin Nüzul Sebebi” isimli bu eser, Kur’an-ı Kerim’in Fatiha Suresi’nden başlayarak Nisa Suresi’ne (ve muhtemelen devamına) kadar ayetlerin hangi tarihi ve sosyal şartlarda nazil olduğunu açıklayan rivayetleri derleyen mufassal bir çalışmadır. Kitabın temelini, İbn Abbas, Mücahid, Katade gibi ilk nesil müfessirlerin tesbitleri ile Taberî, Kurtubî, Râzî gibi büyük tefsir alimlerinin eserlerindeki bilgiler oluşturur.
Genel Yönleri ve Önemi:
Bu kitap, ayetlerin sadece metnini değil, o metnin nazil olduğu “bağlantıyı” da sunar. Okuyucuya, Kur’an’ın nazil olduğu 23 yıllık süreçte Müslüman toplumun, Yahudilerin,Hristiyanların (Necran Heyeti gibi) ve münafıkların Peygamber (s.a.v.) ile olan münasebetlerini, sordukları sualleri ve karşılaştıkları hadiseleri canlı bir şekilde tasvir eder.
Önemli Noktalardan İktibaslar:
• Farklı Görüşlerin Sunulması: Kitap, bir nüzul sebebi hakkında tek bir görüşü dayatmaz, farklı rivayetleri sunar. Mesela, Bakara 6-7 ayetlerindeki kâfirlerin kim olduğu hakkında “Bu âyet Ebû Cehl ve onun ehli beytinden beş kişi hakkında inmiştir.” diyen Dahhak’ın görüşü yanında, “Yani yahudilerdir” diyen Kelbî’nin ve “Huyey ibn Ahtab, Ka’b ibnu’l-Eşref vb. Yahudi ileri gelenleri hakkında nâzil oldu” diyen İbn Abbas’ın görüşleri de aktarılır.
• Hükümlerin Gerekçesi: Şer’i hükümlerin (mesela miras , talak (boşanma) , yetim malı ) hangi sosyal ihtiyaçlara veya sorunlara (mesela Câhiliye adetlerine) cevap olarak geldiğini gösterir.
• İmtihan Vurgusu: Birçok ayetin, müminleri münafıklardan ayırmak için bir “imtihan” maksadıyla indiği vurgulanır. Kıblenin değiştirilmesi hadisesinde bu durum açıkça “o peygambere uyanları, ayağının iki ökçesi üzerinde geri döneceklerden ayırdetmemiz içindir” şeklinde ifade edilir.
• Yahudi ve Münafıkların Tutumu: Kitap, Medine döneminde Yahudilerin ve münafıkların Müslümanların birliğini bozmak , şüphe uyandırmak (mesela Bakara 26 veya Al-i İmran 72’deki “günün evvelinde iman edip, sonunda inkâr etme” planları) veya Peygamber (s.a.v.) ile alay etmek (“Râinâ” hadisesi) için gösterdikleri çabaları ve bunlara cevap olarak inen ayetleri detaylıca ortaya koyar.
Sonuç:
Bu eser, Kur’an ayetlerinin “ne” söylediğinin yanı sıra “neden” o anda nazil olduğunu merak edenler için temel bir başvuru kaynağıdır. Okuyucuya, vahyin pasif bir metin değil, 23 yıllık bir zaman diliminde yaşayan, cevap veren, yönlendiren ve imtihan eden dinamik bir süreç olduğunu tesbit ve tasvir etmektedir.

Eşref_Ali_etTehanevi_ve_diğer_Hadislerle_Hanefi_Fıkhı_01_Cilt_Misvak2006
1-7 ciltlerin genel tanımı

Yedi ciltlik “Hadislerle Hanefi Fıkhı” (İ’lâü’s Sünen) isimli eseri.
Kitap Hakkında Tafsilatlı Bilgi
Bu eser, asıl adı İ’lâü’s Sünen (Sünnetin Yüceltilmesi) olan, Hanefi fıkhının hadis delillerini toplamak maksadıyla telif edilmiş hacimli bir çalışmadır.
• Eserin Adı: İ’lâü’s Sünen (Sünnetin Yüceltilmesi). Türkiye’de Hadislerle Hanefi Fıkhı adıyla neşredilmiştir.
• Müellifler: Eserin müellifleri Hindistan’ın büyük âlimlerinden Eşref Ali Et-Tehânevî ve onun yeğeni olan Zafer Ahmed El-Osman Et-Tehânevî’dir.
• Neşreden: Misvak Neşriyat.
• Muhteva: Kitap, Hanefi mezhebinin fıkhî görüşlerinin ve hükümlerinin dayandığı hadis-i şerifleri, sahabe ve tabiîn kavillerini (görüşlerini) bir araya getiren kaynak bir eserdir. Eser, fıkıh bablarına (konularına) göre tasnif edilmiştir; taharetten namaza , oruçtan hacca kadar fıkhın bütün mevzularını hadis temelli olarak tasvir eder.
Kitabın Vermek İstediği Mesajlar
Eserin telif gayesi ve vermek istediği mesajlar, birinci cildin “Önsöz” ve “İ’lâü’s-Sünen’in Telif Süreci” bölümlerinde açıkça ifade edilmiştir.
• Hanefi Mezhebinin Hadise Dayandığını İsbat Etmek: Kitabın telif edilmesinin temel sebebi, Müellif Eşref Ali et-Tehânevî’nin, “bazı kimselerin mezhebinin hadislere dayanmadığı, re’yi (şahsî görüşü) sahih hadise tercih ettiği ve benzeri delilsiz iddialarla İmam Ebû Hanife’ye dil uzattıklarını” müşahede etmesidir. Eserin ana mesajı, Hanefi fıkhının temellerinin Kur’an ve Sünnet’e ne kadar sağlam dayandığını isbat etmektir.
• Dağınık Delilleri Toplamak: İmam Ebû Hanife’nin (r.a.) delil olarak kullandığı hadisler, klasik kaynaklarda dağınık bir halde bulunmaktaydı. Eser, bu hadisleri fıkıh konularına göre tasnif ederek bir araya toplamayı ve Hanefi fıkhı hazinesinin büyüklüğünü göstermeyi hedefler.
• Sünnetin Yüceltilmesi: Eserin asıl ismi olan İ’lâü’s Sünen (Sünnetin Yüceltilmesi), mezhebin hükümlerinin Sünnet-i Seniyye’yi yüceltmek ve hayata tatbik etmek üzerine kurulu olduğunu gösterme mesajı taşır.
• Müctehid İmama Tâbi Olmanın Ehemmiyeti: Önsöz’de vurgulandığı üzere, saadet ve kurtuluşun yolu, “ilimsiz, amelsiz ve ehil olmayan kişilerin arkasından gitmekle değil, ilmini, ahlâkını, ehliyetini İslam âleminin kabul ettiği müctehid imamların arkasından gitmekle” elde edilir. Kitap, İmam-ı A’zam’ın (r.a.) bu ehliyete sahip olduğunu delilleriyle ortaya koyar.
Kitapta Verilen Bilgi, Belge ve Tesbitler
Kitap, baştan sona Hanefi mezhebinin fıkhî tesbitleri ve bu tesbitlerin dayandığı naklî deliller (belgeler) ile doludur. Eserin metodolojisi şu şekildedir:
• Fıkhî Hükmün Belirlenmesi: Önce, “Bayram Namazlarının Vâcib Oluşu” veya “Abdestte Başın Dörtte Birini Mesh Etmek” gibi Hanefi mezhebinin görüşü başlık olarak verilir.
• Hadislerin Sunulması: O hükmü destekleyen hadis-i şerifler, sahabe sözleri ve tabiîn uygulamaları sıralanır.
• Senet Tenkidi (Bilgi ve Belge Analizi): Nakledilen her rivayetin senedi (râvi zinciri) incelenir. Râvîlerin sika (güvenilir) olup olmadıkları, hadisin “sahîh,” “hasen” , “zayıf” veya “mürsel” olup olmadığı ilmî ölçülerle tartışılır.
• Metin Tenkidi ve İstidlâl (Tesbit): Hadisin metninden hükmün nasıl çıkarıldığı (istinbat edildiği) izah edilir.
• Muhtemel İtirazlara (Tenkitlere) Cevap: Diğer mezheplerin veya muhaddislerin, Hanefilerin delil olarak kullandığı bu hadise yönelik tenkitleri veya onların delil olarak kullandığı zâhiren zıt görünen (müteârız) hadisler zikredilir.
• Delillerin Uzlaştırılması (Cem’ ve Te’lif): Eserin en mühim yönü, bu zıt gibi görünen rivayetlerin arasını bulması, Hanefi mezhebinin bu delilleri nasıl uzlaştırdığını veya neden bir hadisi diğerine tercih ettiğini (tercih sebebini) açıklamasıdır.
Misal Tesbitler:
• Abdestte Başın Meshi (Cilt 1): Kur’an’daki “başınızı mesh edin” (Mâide 5/6) emrindeki “ba” harfinin “ilsak” (bitiştirme) manasında olduğu; Hz. Muğire b. Şu’be’nin (r.a.) rivayet ettiği “perçemine (nâsiye) mesh etti” hadisiyle birleşince, başın tamamının değil, nâsiye (perçem) miktarı olan dörtte birinin mesh edilmesinin farz olduğunun isbatı yapılır.
• Vitir Namazı (Cilt 4): Vitir namazının “vacib” olduğu ve “üç rek’at” olduğu hadislerle ortaya konur.
• Hacc (Cilt 7): Haccın farziyeti, mikat yerleri ve ihramın türleri incelenir. Hz. Peygamber’in (s.a.v.) haccının “Kıran Haccı” olduğu ve bunun diğerlerinden daha faziletli olduğu yönündeki tesbitler hadislerle desteklenir.
• İmamet (Cilt 5): Cuma namazının sıhhati için “sultan”ın (devlet başkanı veya onun vazifelendirdiği idareci) izninin şart olduğu delillendirilir.
• Kaza Namazı (Cilt 5): Kaçırılan namazlar arasında “tertibin vacib olduğu” hadisler ve sahabe uygulamalarıyla gösterilir.
Vurucu ve Vurgu Yapılan Cümleler (İktibaslar)
Eserin telif gayesini ve ilmî seviyesini gösteren bazı vurucu cümleler (burada sizin ifadenizle) şunlardır:
• İmam-ı A’zam’ın Hadis İlmindeki Yeri: “İmam-ı A’zam Ebû Hanife (r.a.), başta tabiin imamları olmak üzere dörtbin kadar kişiden ve bu ilmi büyük bir itina ile öğrenmiş olduğundan İmam-ı Zehebi ve onun gibi meşhur tarihçiler yanında hafız muhaddisler tabakasına dahildir.”
• Fıkıhtaki Yeri (İmam Şâfiî’den iktibas): “İmam-ı Şafiî (r.a.); ‘Her kim Fıkhı anlamak isterse İmam-ı A’zam Ebû Hanife (r.a.)’e ve onun ashabına sımsıkı sarılsın. Çünkü fıkıh sahasında insanların tamamı İmam-ı A’zam Ebû Hanife (r.a.)’in iyalidirler.'”
• Kitabın Telif Gayesi: “…bazı kimselerin mezhebinin hadislere dayanmadığı, re’yi sahih hadise tercih ettiği ve benzeri delilsiz iddialarla İmam Ebû Hanife’ye dil uzattıklarını müşahede etmekteydi.”
• Mezhebe Uymanın Ehemmiyeti: “Bizim de dünya ve âhiret saadetini elde etmemizin yolu düzgün bir itikada, salih bir amele sahip olmaktan geçmektedir. Bu da ancak; ilimsiz, amelsiz ve ehil olmayan kişilerin arkasından gitmekle değil, ilmini, ahlâkını, ehliyetini İslam âleminin kabul ettiği müctehid imamların arkasından gitmekle elde edilir.”
Konuyu Destekleyen Diğer Kaynaklar
Eser, kendi iddialarını desteklemek için hadis, fıkıh ve usûl ilmindeki temel kaynakların neredeyse tamamını kullanmıştır. Kitabın bizzat kullandığı ve delillerini desteklediği kaynaklardan bazıları şunlardır:
• Hadis Külliyatı: Kütüb-i Sitte (Buhârî , Müslim , Ebû Dâvûd , Tirmizî , Nesâî , İbn Mâce ), Muvatta (İmam Mâlik ve İmam Muhammed ), Müsned (Ahmed b. Hanbel ), Sahîh (İbn Huzeyme , İbn Hibbân ), Sünen (Dârekutnî , Beyhakî ), Musannef (Abdürrezzâk , İbn Ebû Şeybe ), Mu’cem (Taberânî ).
• Fıkıh ve Şerh Kaynakları: el-Hidâye (Merğînânî) , Bedâiu’s-sanâi’ (Kâsânî) , Fethu’l-kadîr (İbnü’l-Hümâm) , el-Bahrü’r-râik , Reddü’l-muhtâr (İbn Abidîn).
• Hadis Şerhi ve Tenkit Kaynakları: Fethu’l-bârî ve Telhîsü’l-habîr (İbn Hacer el-Askalânî) , Nasbu’r-râye (Zeylaî) , Umdetü’l-kârî (Aynî) , Mîzânü’l-i’tidâl (Zehebî).
Şahitler ve Çıkarılacak Sonuçlar
Eserin, Hanefi mezhebinin doğruluğuna dair gösterdiği “şahitler” (deliller ve otoriteler) ve bunlardan “çıkarılacak sonuçlar” şöyledir:
Şahitler (Otoriteler):
• Sahâbe-i Kirâm: Kitap, mezhebin hükümlerinin Abdullah b. Mes’ûd, Hz. Alî , İbn Ömer , İbn Abbâs , Ebû Hüreyre, Hz. Âişe gibi en fakih sahâbîlerin rivayetlerine ve uygulamalarına dayandığını gösterir.
• Tabiîn: Mezhebin hocası olan İbrâhim en-Nehâî , Şa’bî , Saîd b. el-Müseyyeb gibi tâbiînin büyük âlimlerinin görüşleri sürekli şahit olarak zikredilir.
• Müctehidler ve Muhaddisler: Eser, sadece Hanefi imamları (Ebû Hanîfe , Ebû Yûsuf , Muhammed ) değil, aynı zamanda İmam Şâfiî , İmam Mâlik, Ahmed b. Hanbel gibi diğer büyük imamların ve Buhârî , Müslim , Tirmizî , İbn Hacer gibi hadis otoritelerinin (muhaddislerin) tesbitlerini ve hatta Hanefi mezhebini destekleyen ikrarlarını “şahit” olarak kullanır.
Çıkarılacak Sonuçlar:
• Hanefi mezhebi, keyfî bir re’y (görüş) üzerine değil, doğrudan Kitap, Sünnet, Sahabe icmâı ve kıyâs-ı sahîh üzerine bina edilmiştir.
• İmam-ı A’zam Ebû Hanîfe (r.a.), hadis ilminde de bir otoritedir. Onun, diğer imamların bilmediği veya farklı değerlendirdiği hadislere dayalı içtihatları (istinbatları) vardır.
• Hanefi mezhebinin delilleri, ilmî tenkit karşısında zayıf değil, bilakis kuvvetlidir. Eser, mezhebin delillerini hem rivâyet (nakil) hem de dirâyet (anlayış ve yorum) bakımından savunur.
Özet Notu ve Sonuç
Özet Notu (İktibaslarla):
Hadislerle Hanefi Fıkhı (İ’lâü’s Sünen), Hanefi mezhebine yönelik “hadisleri terk edip re’ye (görüşe) dayandığı” yönündeki tenkitlere ilmî bir cevap olarak telif edilmiş, 7 ciltlik (neşredilen) muazzam bir hadis ve fıkıh ansiklopedisidir.
Eserin temel gayesi, “Sünnetin Yüceltilmesi”dir. Bunu yaparken, taharetten hacca kadar tüm fıkhî meselelerde Hanefi mezhebinin dayandığı hadisleri senet ve metin tahlilleriyle birlikte sunar. Kitap, İmam-ı A’zam’ın (r.a.) fıkıhtaki dehasının, hadis ilmideki derinliğinden kaynaklandığını isbat eder. Nitekim İmam-ı A’zam (r.a.), “hafız muhaddisler tabakasına dahildir” ve “Ben hadis-i şeriflere aykırı görüş belirtmekten Allah’a sığınırım” diyerek kendi usûlünü belirtmiştir.
Eserin vurguladığı önemli bir nokta, İmam-ı Şâfiî’nin (r.a.) şu tarihî tesbitidir: “Çünkü fıkıh sahasında insanların tamamı İmam-ı A’zam Ebû Hanife (r.a.)’in iyalidirler (ona muhtaçtırlar).”
Sonuç:
Bu eser, Hanefi mezhebinin sadece bir fıkıh mezhebi değil, aynı zamanda Kur’an ve Sünnet’ten hüküm çıkarma (istinbat) konusunda en derinlikli metodolojilerden birine sahip olduğunu hadis delilleriyle ortaya koyan bir başyapıttır. Kitap, fıkhî hükümlerin dayandığı delilleri (şahitleri) derinlemesine inceleyerek, mezhebe yönelik tenkitleri ilmî bir zeminde cevaplandırmakta ve mezhebin Sünnet’e ne kadar bağlı olduğunu isbatlamaktadır.

Eşref_Ali_etTehanevi_ve_diğer_Hadislerle_Hanefi_Fıkhı_01_Cilt_Misvak2006
8-14 ciltlerin genel tanımı

Vermiş olduğunuz dosyalar, tek bir kitap değil, “Hadislerle Hanefi Fıkhı” (orijinal adıyla “İ’lâü’s Sünen”) isimli çok ciltli kapsamlı bir eserin 8, 9, 10, 11, 12, 13 ve 14. ciltleridir. Müellifleri Eşref Ali et-Tehanevî ve Zafer Ahmed el-Osman et-Tehanevî’dir.
Bu eser, devasa bir fıkıh ve hadis çalışmasıdır. Yüzlerce sayfalık bu yedi cildin tamamının muhtevasını okuyup, talep ettiğiniz derinlikte (vurucu cümleler, şahitler, detaylı analiz vb.) bir tahlil ve özet çıkarmam maalesef mümkün değildir.
Ancak, eserin başlıkları, müellifleri ve bana sağlanan (daha çok içindekiler ve kapak sayfalarından ibaret olan) kısımlardan yola çıkarak, bu kıymetli çalışmanın genel mahiyeti ve gayesi hakkında aşağıdaki bilgileri sunabilirim:
1. Kitap Hakkında Tafsilatlı Bilgi
• Eserin Adı: Hadislerle Hanefi Fıkhı (Sünnetin Yüceltilmesi)
• Orijinal Adı: İ’lâü’s Sünen (اعلاء السن)
• Müellifler: Eşref Ali et-Tehanevî ve Zafer Ahmed el-Osman et-Tehanevî
• Yayınevi: Misvak Neşriyat
• Mahiyeti: Bu eser, Hanefi mezhebinin fıkhi görüşlerinin ve hükümlerinin dayandığı hadis delillerini bir araya getiren, bu delilleri tahkik eden (inceleyen) ve savunan ansiklopedik bir çalışmadır.
2. Kitabın Vermek İstediği Mesajlar Nelerdir?
Eserin isminden (“Sünnetin Yüceltilmesi” ve “Hadislerle Hanefi Fıkhı”) de anlaşıldığı üzere, temel mesajı şudur:
• Hanefi mezhebinin fıkhî içtihatları ve hükümleri, zannedildiğinin aksine, keyfi veya sadece re’ye (görüşe) dayalı değil, doğrudan doğruya Kur’an’a ve sahih hadislere, yani Sünnet-i Seniyye’ye dayanmaktadır.
• Eser, İmam-ı A’zam Ebû Hanife (r.a.) ve diğer Hanefi imamlarının görüşlerinin hadis temellerini ortaya koymayı ve bu konudaki eleştirilere (özellikle İbn Hazm gibi diğer mezhep alimlerinden gelen tenkitlere) ilmî cevaplar vermeyi hedefler.
3. Kitapta Verilen Bilgi, Belge ve Tesbitler
• Bilgi: Eser, fıkhın hemen her konusunu (elimizdeki ciltlerde Nikah, Talak (Boşanma), Kitabet (Kölelik), Siyer (Devletler/Savaş Hukuku), Buyu’ (Alışveriş), Riba (Faiz) gibi) ele alır.
• Belge ve Tesbit: Her fıkhî meselede, Hanefi mezhebinin görüşünü belirttikten sonra, bu görüşün delili olan hadis-i şerifleri zikreder. Bu hadislerin sıhhat durumunu, ravilerini (hadisi nakledenleri) ve hadisten nasıl hüküm çıkarıldığını (istidlal yönünü) tafsilatlı olarak inceler.
4. Vurucu ve Vurgu Yapılan Cümleler
Yedi cildin tamamından “vurucu cümleler” iktibas etmem imkansızdır. Ancak eserin vurgusu, her fıkhî hükmün bir hadis deliline dayandırılması ve bu bağlantının isbat edilmesidir. İçindekiler kısmında görülen “İbn Hazm’a Cevab” gibi başlıklar, eserin aynı zamanda polemik (cedel) yönünün olduğunu ve mezhebin görüşlerini güçlü bir şekilde müdafaa ettiğini göstermektedir.
5. Konuyu Destekleyen Diğer Kaynaklar / Şahitler
Eserin kendisi, Hanefi fıkhını destekleyen birincil kaynakları, yani hadisleri bir araya getirmektedir. Kullandığı “şahitler” ve “kaynaklar” şunlardır:
• Başta Kütüb-i Sitte (Buhari, Müslim vb.) olmak üzere temel hadis külliyatları.
• Diğer hadis cüzleri, müsnedler ve sünenler.
• Hadis ravileri hakkında bilgi veren rical (biyografi) kitapları.
• Diğer Hanefi ve gayr-ı Hanefi fıkıh ve usul-i fıkıh kaynakları.
6. Çıkarılacak Sonuçlar ve Özet Notu
Genel Yönleriyle İktibas Edilecek Fikir:
“İ’lâü’s Sünen”, Hanefi mezhebinin, fıkhî hükümlerini tesis ederken Sünnet’e ne derece bağlı olduğunu göstermek için kaleme alınmış monumental bir savunma ve isbat çalışmasıdır. Eser, Hanefi fıkhının sadece bir “görüş” fıkhı olmadığını, bilakis her bir meselesinin temelini teşkil eden hadislerin bulunduğunu ilmî bir metodoloji ile ortaya koyar.
Sonuç ve Özet Notu:
Elimizdeki 7 cilt (8-14), bu devasa eserin muamelat (Nikah, Talak), ukubat (Cezalar) ve siyer (Devletler Hukuku) gibi ana konuları işleyen kısımlarıdır.
• Cilt 8: Nikah, Süt Emme (Rada’) ve ilgili meseleleri ele alır.
• Cilt 9: Kitabet (Kölelikle ilgili bir akit) ve İstilad (Cariyenin efendisinden çocuk doğurması) gibi kölelik hukukuyla ilgili konuları inceler.
• Cilt 10: Talak (Boşanma) ve Hadler (İslam Ceza Hukuku) gibi konulara odaklanır.
• Cilt 11 ve 12: Siyer (Devletler ve Savaş Hukuku), ganimetler ve cihad ile ilgili meseleleri hadis delilleriyle işler.
• Cilt 13: Buyu’ (Alışveriş) hukuku, muhayyerlikler (seçim hakları) ve kusurlu malların satışı gibi ticaret hukukunu ele alır.
• Cilt 14: Riba (Faiz) ve ticaretle ilgili diğer karmaşık meseleleri (bey’u’l-îne gibi) inceler.
Genel Çıkarım: Bu yedi ciltlik kısım dahi, eserin ne kadar kapsamlı ve akademik olduğunu göstermektedir. Her bir cilt, belirli fıkıh konularını sistematik olarak ele almakta ve o konulardaki Hanefi görüşlerini destekleyen hadisleri senet ve metin tenkidi yaparak sunmaktadır. Eser, Hanefi mezhebi alimleri ve bu mezhebin delilleri üzerine çalışanlar için temel bir başvuru kaynağı niteliğindedir.

Eşref_Ali_etTehanevi_ve_diğer_Hadislerle_Hanefi_Fıkhı_01_Cilt_Misvak2006
15-20 ciltlerin genel tanımı.
Eşref Ali et-Tehanevî ve Zafer Ahmed el-Osman et-Tehânevî tarafından telif edilen İ’lâü’s Sünen (Sünnetin Yüceltilmesi) isimli muazzam eserin Türkçe tercümesi olan Hadislerle Hanefi Fıkhı külliyatının 15, 16, 17, 18, 19 ve 20. ciltleridir.

1. Kitap Hakkında Tafsilatlı Bilgi
Bu eser, Hanefi fıkıh mezhebinin fıkhî hükümlerinin ve ictihadlarının dayandığı hadis delillerini toplamak, şerh etmek ve mezhebin görüşlerini Sünnet-i Seniyye temelinde ispatlamak gayesiyle hazırlanmış ansiklopedik bir çalışmadır. Adından da (Sünnetin Yüceltilmesi) anlaşıldığı üzere, temel hedefi Hanefi mezhebinin re’y (görüş) ağırlıklı olduğu yönündeki tenkitlere karşı, bu mezhebin hükümlerinin aslında ne kadar kuvvetli hadis ve eser (sahâbe sözü) temellerine dayandığını ortaya koymaktır.
Müellifler, Eşref Ali et-Tehânevî ve talebesi Zafer Ahmed el-Osman et-Tehânevî’dir. Sağlanan ciltler, Misvak Neşriyat tarafından basılmıştır.
Elinizdeki ciltler (15-20), fıkıh konularının devamı niteliğindedir. 20. cildin muhteviyatı (fihrist) incelendiğinde, eserin 20 ciltlik tam bir külliyat olduğu ve fıkhın tüm ana konularını (Taharetten mirasa kadar) işlediği anlaşılmaktadır.
İncelenen ciltlerde ele alınan başlıca konular şunlardır:
• Cilt 15: Haklar Babı , Müşterinin Tazminat hakkı , iflas eden kimsede malını bulma meselesi , Fuzûlînin (izinsiz temsilcinin) satışı ve Selem (vadeli satış) bahisleri.
• Cilt 16: Şâhidlikler (Şehâdât) Bahsi ; yalancı şâhidlik , had cezalarında şâhidliği gizlemenin efdal olması , kadınların , kölelerin ve a’mâların şâhidliği gibi konular.
• Cilt 17: Emânetler Bahsi (emânete tazminat gerekmemesi ) ve Hibe (Bağış) Bahsi (hibeden rücû etme , hibenin kabz ile tamam olması , şüyûlu (ortak) malın hibesi ).
• Cilt 18: (İçerik sadece dosya adı ve fihristten anlaşıldığı kadarıyla) Hazar ve İbaha (Yasaklar ve Mubahlar) konusuna devam etmekte; altın ve gümüş kaplar, erkeklere altının haram olması gibi konuları işlemektedir.
• Cilt 19: Hazar ve İbaha Kitabı (erkeğe ipeğin haram, kadına helâl olması , caiz olan ipek miktarı , kırmızı/safranlı elbise giymek , na-mahremle yalnız kalma , azil ), Cinayetler Kitabı (kısas, diyet ) ve Vasiyetler Kitabı.
• Cilt 20: Kasâme (Toplu Yemin) Kitabı ile başlamakta, ardından tüm 20 cildin genel bir fihristini sunmaktadır.
2. Kitabın Vermek İstediği Mesajlar
Bu eserin temel mesajı, Hanefi fıkhının sadece kıyas ve re’ye dayalı bir mezhep olmayıp, bilakis her bir hükmünün temelinde Kur’an, Sünnet ve Sahâbe icmâı veya eserlerinin bulunduğu gerçeğini isbat etmektir. Kitap, mezhebin ictihadlarının hadislerle olan bağlantısını kurarak “Sünnetin Yüceltilmesi” hedefini gerçekleştirir.
Eser, aynı zamanda diğer fıkıh mezheplerine (özellikle İmam-ı Şâfiî , İmam-ı Mâlik ve Zâhirîlerden İbn Hazm ) karşı Hanefi görüşlerini müdafaa eden ilmî bir münazara ve mukayese (karşılaştırma) metnidir. Hanefi usûlünün, hadisleri reddetmek yerine, farklı rivâyetleri nasıl birleştirdiğini (cem’ ve te’lîf) ve Sahâbe uygulamalarına nasıl öncelik verdiğini gösterir.
3. Kitapta Verilen Bilgi, Belge ve Tesbitler
Eser, fıkhî hükümleri sadece sıralamakla kalmaz, o hükümlerin delillerini (bilgi ve belgeleri) sunar ve bu deliller üzerinden ilmî tesbitlerde bulunur:
• Metodoloji: Her bahis, bir fıkıh başlığı ile açılır (mesela, “Hata Diyeti Babı” ). Konuyla ilgili temel hadisler ve eserler (sahâbe ve tâbiîn sözleri) sıralanır . Hadislerin senedleri (râvi zincirleri) ve sıhhat durumları üzerinde durulur (örn: “…bu hadîsin isnadı ceyyid’dir.” ).
• Mezhepler Arası Mukayese: Hanefi mezhebinin görüşü belirtildikten sonra, muhalif görüşler (örn: İmam-ı Şâfiî , İmam-ı Ahmed , İbn Hazm ) ve onların delilleri zikredilir.
• Delillerin Tenkidi ve Hanefi Görüşünün İspatı: Muhaliflerin delilleri (hadisler, kıyaslar) tenkit edilir ve Hanefi mezhebinin delillerinin (diğer hadisler, Sahâbe icmâı veya farklı bir usûl kaidesi) neden daha kuvvetli olduğu izah edilir.
Örnek Tesbitler:
• Hibe (Bağış) ve Kabz (Teslim): Cilt 17’de, bir hibenin mülkiyeti nakletmesi için kabz (hibe edilen malın teslim alınması) şarttır. Delil olarak Hz. Ebû Bekir’in (r.a.) kızı Hz. Aişe’ye (r.anha) yaptığı hibe zikredilir. Vefatına yakın, “Eğer onu hasad edip depolamış olsaydın o, senin olurdu. Ama bugün o, ancak vârislerin malıdır” demesi, kabz gerçekleşmediği için hibenin tamamlanmadığını gösterir.
• İftira Edenin (Kazif) Şâhidliği: Cilt 16’da, iftira (kazf) suçu sebebiyle had vurulan kimsenin şâhidliğinin ebediyen kabul edilmeyeceği, tevbe etse bile bu durumun değişmeyeceği savunulur. Delil olarak Nur Sûresi’ndeki “…ve şâhidliklerini asla kabûl etmeyin” ifadesindeki “ebeden” kaydı ve istisnanın (“Ancak tevbe edenler…”) sadece “fâsıklık” hükmünden olduğu, şâhidliğin kabul edilmemesi hükmünden olmadığı yönündeki Hanefi usûl tefsiri kullanılır. Ayrıca Sahâbe’nin (Hz. Ömer, Sa’d b. Ubâde) sözleri de bu anlayışı destekleyici “şahitler” olarak sunulur.
• Müslümanın Zimmî Karşılığı Kısas Edilmesi: Cilt 19’da, Hanefi mezhebinin zimmîyi (İslam devleti vatandaşı gayrimüslim) kasten öldüren Müslümana kısas uygulanacağı görüşü savunulur. “Müslüman kâfir için öldürülmez” hadîsindeki “kâfir” ifadesinin “harbî kâfir” (İslam devleti ile savaş halinde olan) olarak tevil edilmesi gerektiği , zira zimmînin canının da Müslümanın canı gibi “masum” (koruma altında) olduğu belirtilir. Delil olarak Hz. Ömer (r.a.) ve Hz. Ali (r.a.)’nin uygulamaları ve bazı rivâyetler zikredilir.
4. Vurucu ve Vurgu Yapılan Cümleler (İktibaslar)
Eserin üslûbu, mezhep savunması ve ilmî delillendirme üzerine kuruludur:
• İmam-ı A’zam’ın Usûlü Hakkında: “İmam-ı A’zam Ebu Hanife (r.a.)’in mezhebinin hakikati ve onun görüşünün dayanağı budur. Onun ayrıca eserlere temessük etmesi, yalnız takviye ve teyid içindir… Bu bir sırdır ki, muvafıka da, muhalife de gizli kalmıştır. Allahü Te’ala onu anlamayı bana nasip etti.”
• Muhaliflere (İbn Hazm) Cevap: “Fakat İbn Hazın, hakka uymak yerine, avam halkı yaldızlı ve süslü sözlerle peşine takmayı ve hakla batılı birbirine karıştırmayı tercih etmiştir.” “İbn Hazm’ın, “Re’y İle İctihad Etmek… Cehd ve Gayret Göstermektir.” Demesinin Reddi”
• Hile-i Şer’iyye (Meşru Çareler) Üzerine: “Meşru olan hilenin aslı (Sad s. 44) ayetidir. Buna göre, eğer hile haramdan kaçmak ve günahtan uzaklaşmak için olursa güzeldir, fakat bir hakkın iptali için olursa, günah ve haddi aşmaktır.”
• Sahâbe İcmâının Önemi: “Ömer (r.a.) bu kararı sahâbelerin huzûrunda (ve muhtemelen onların teklif ve işaretiyle) almış ve henüz çok olan sahâbelerden hiçbiri bu kararı eleştirmemiş ve ona muhalif davranmamıştır. Böylece bu karar sahâbe icmaı haline gelmiştir.”
• Hadis ve Fıkıh İlişkisi: “Rivâyetler böyle muzdarip/farklı oldukları için, Allâh Resûlü (s.a.v.)’ in Ensâr’dan yemin isteyip istemediği… açık bir şekilde anlaşılmıyor. Sehl ibn Husme’nin rivâyetinin durumu budur… Rivâyetler arasında mevcut olan bu ihtilafları görünce, şübhe etmezsin ki, raviler kıssayı olduğu gibi hıfzedememişlerdir. Onun için onlarla ihticaç edilmez ve Ömer (r.a.)’in hükmüne dönmek vaciptir. Ashabımız da bunu yapmışlardır.”
5. Konuyu Destekleyen Diğer Kaynaklar (Eserin Dayanakları)
Müellifler, Hanefi fıkhını ispatlamak için İslamî ilimlerin temel kaynaklarının tamamını kullanmıştır:
• Kur’an-ı Kerim: Hükümlerin aslî kaynağı olarak kullanılır (Örn: Nûr Sûresi 4-5. ayetler veya Bakara 282 ).
• Hadîs-i Şerîfler: Kütüb-i Sitte (Buhârî , Müslim , Ebû Dâvud , Tirmizî , Nesaî , İbn Mâce ) başta olmak üzere, Ahmed b. Hanbel’in Müsned’i , İmam Mâlik’in Muvatta’ı , Dârekutnî , Beyhakî , İbn Hibbân , Hâkim , Taberânî , Abdürrezzak ve İbn Ebû Şeybe gibi temel hadis kaynaklarına müracaat edilir.
• Sahâbe ve Tâbiîn Eserleri (Söz ve Uygulamaları): Özellikle Hz. Ömer, Hz. Ali , İbn Mes’ud , İbn Abbas gibi fakih sahâbîlerin ve İbrahim en-Nehaî , Şa’bî , Saîd ibn Müseyyeb gibi tâbiîn imamlarının görüşleri, hadislerin tefsiri ve icmâın tespiti için sıkça kullanılır.
• Muhalif Mezheplerin Kaynakları: İmam-ı Şâfiî’nin el-Ümm ve İbn Hazm’ın el-Muhallâ gibi eserlerine, görüşlerini çürütmek maksadıyla atıf yapılır.
6. Şahitler ve Çıkarılacak Sonuçlar
• Şahitler (Deliller): Kitabın kullandığı “şahitler”, Hanefi mezhebinin haklılığını ispat için sunduğu hadisler ve eserlerdir. Örneğin, “evlâtlar arasında hibede eşitlik” tavsiyesinin vücub (zorunluluk) değil, müstehap (tavsiye) olduğuna dair delil (şahit), Hz. Ebû Bekir, Hz. Ömer ve Abdurrahman ibn Avf gibi büyük sahâbîlerin bizzat kendi çocukları arasında (ihtiyaç gibi meşru sebeplerle) farklı uygulamalar yapmış olmasıdır.
• Çıkarılacak Sonuçlar: Eserden çıkarılacak temel sonuç, Hanefi fıkhının keyfî bir re’y ve kıyas ürünü olmadığı, aksine her bir meselesinin köklerinin Sünnet’e ve Sahâbe uygulamalarına dayandığıdır. İmam-ı A’zam’ın (r.a.) usûlünün, hadisleri reddetmek değil, bilakis rivâyet ile dirâyeti (nakil ile akıl ve anlayışı) birleştirerek mevcut tüm deliller arasında bir denge kurmak olduğu sonucuna varılır.
7. Genel Yönleri, Önemli Noktalarıyla İktibas ve Özet Notu
Genel Yönler ve Önemli Noktalar (İktibaslarla):
Bu külliyat, klasik fıkıh konularını (muamelat, ukubat, şahidlik vb.) ele alır. Ancak onu diğer fıkıh kitaplarından ayıran temel yönü, bir delil ve müdafaa kitabı olmasıdır.
• Hadîs Temelli Delillendirme: Kitap, her fıkhî hükmü doğrudan hadîslerle veya sahâbe eserleriyle temellendirir. Sadece hükmü vermekle kalmaz, o hükmün delilini de sunar.
• İktibas (Kasâme): “Ben derim ki; Kasâme’nin İslâm’daki şekli yukarıdaki hadîslerde anlatıldığı gibidir. İmâm-ı A’zam Ebû Hanîfe (r.a.) de bunu söylemiştir… Ömer (r.a.)’in icra ettiği kasâmede Vadia halkından belli bir kimse hakkında dava bulunmamıştır. Buna rağmen kendisi o köyün halkına yemin ettirmiş ve onları diyet vermeye mahkûm etmiştir.”
• Usûl (Metodoloji) Savunması: Eser, İmam-ı A’zam’ın (r.a.) hadisleri anlama ve kullanma metodolojisini (usûlünü) fiilen gösterir ve savunur.
• İktibas (Hile): “İmam-ı Muhammed’in mezhebinden bilinen odur ki, kendisi hilelerden mutlak sûrette iğrenirdi. Hilelerde bir ölçüde İmam Ebu Yusuf yumuşak davranmıştır. Çünkü kendisi, kişiyi harama girmekten koruyan veya meşru bir şekilde helal olan maksadına ulaştıran hilelere ruhsat vermiştir.”
• İlmî Münazara: Kitap, diğer mezhep imamlarının (özellikle İmam-ı Şâfiî ve İbn Hazm) delillerini çürütmeye odaklanır.
• İktibas (İbn Hazm’a Reddiye): “Biz deriz ki; iftira eden, hasmının doğru söylediğini yanlış gösterendir. İlim ehline gizli değildir ki, üzerine atıf yapılan öndeki cümlede olan şey, ona atıf yapılan sonraki cümlede de geçerlidir. Bu ise sözde ister istemez takdim ve tehiri gerektirir… Fakat İbn Hazın, kendi kafasından çıkanı bilmez, hasmının ne dediğini anlamak için de durup düşünmez. O, görüşünü savunamadığı zaman sadece dilini bozmayı, sövmeyi, kötülemeyi, hasımını suçlamayı bilir.”
Sonuç ve Özet Notu:
Hadislerle Hanefi Fıkhı (İ’lâü’s Sünen), Hanefi mezhebinin fıkhî görüşlerinin tamamını Sünnet ve eserlerle delillendirmeyi hedefleyen, 20 ciltlik devâsâ bir başyapıttır. Eser, sadece hükümleri sıralayan klasik bir ilmihal veya fıkıh kitabı değil; aynı zamanda mezhebin usûlünü müdafaa eden, hadislerin sıhhatini ve delâlet yönlerini tahkik eden ve diğer mezheplerin tenkitlerine ilmî cevaplar veren mukayeseli bir hukuk ve hadis çalışmasıdır.
Sağlanılan 15-20. ciltler, muamelâtın (haklar, satışlar, şâhidlik, hibe, rehin), ukûbâtın (cinayetler, kasâme) ve sosyal hayatın (yasaklar, giyim-kuşam, kadın-erkek münasebetleri) en karmaşık meselelerini ele almakta ve her birinde Hanefi görüşünün hadislere ve sahâbe icmâına dayandığını ispat etmeye çalışmaktadır. Bu eser, Hanefi fıkhının “ehl-i re’y” olduğu ve hadisi ihmal ettiği yönündeki yaygın tenkitlere karşı yazılmış en hacimli ve en kuvvetli ilmî cevaplardan biri olarak kabul edilmektedir.

KİTAP LİNKİ:
https://t.me/dindersimamhatip/82414

Salih amellerde bulunmuş ve iman etmiş olan kullarını selam yurduna (cennete) davet eden Allah’ın (c.c) adıyla sunulan

“Kur’an Yolu Türkçe Meâl ve Tefsir” (Cilt 1, 2 ve 3) adlı eserler, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yayımlanmış ve Prof. Dr. Hayreddin Karaman, Prof. Dr. Mustafa Çağrıcı, Prof. Dr. İbrahim Kâfi Dönmez ve Prof. Dr. Sadrettin Gümüş’ten müteşekkil bir komisyon (Heyet) tarafından kaleme alınmıştır.
Talebiniz doğrultusunda, bu kıymetli eserlerin (özellikle birinci cildin “Takdim”, “Ön Söz” ve “Giriş” bölümlerinde 3) bizzat kendi muhtevasından hareketle hazırladığım tafsilatlı analizi aşağıdadır:
Kitap Hakkında Tafsilatlı Bilgi
Bu eser, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bir “Kaynak Eser” olarak neşrettiği, gözden geçirilmiş baskıya sahip bir meâl ve tefsir çalışmasıdır. Eserin hazırlanma süreci, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın “ülkemizin ilâhiyat alanındaki birikiminden âzami ölçüde yararlanma politikasının bir gereği” olarak tarif edilmiştir.
Yazım Süreci ve Metodu:
• Bir “İlk”: Eserin “Ön Söz” bölümünde belirtildiğine göre, bu çalışma “İslâm dünyasında bir heyet tarafından yazılmış ve tamamlanmış Kur’an- Kerîm tefsiri” olması açısından bir ilki teşkil etmektedir.
• Müellifler: Eser, farklı uzmanlık alanlarına (tefsir, fıkıh ve fıkıh usulü, İslâm felsefesi ve İslâm ahlâkı) sahip bir heyet tarafından hazırlanmıştır. Bu durumun, Kur’an tefsirinin gerekleri bakımından önemli imkânlar sağladığı ifade edilmiştir.
• Gözden Geçirme: Eser, Din İşleri Yüksek Kurulu üyeleri tarafından da okunup “tenkit süzgecinden geçirilmiş” ve Din İşleri Yüksek Kurulu’nun kararı ile basımı uygun görülmüştü.
• Hedef Kitle: Bu tefsir, din üzerine uzmanlık düzeyinde araştırma yapan ilim adamlarını değil, öncelikle “Kur’an’ı doğru anlamak ve hayatında rehber edinmek isteyen, -farklı düzeylerde de olsa- kültürel birikimi olan insanların ihtiyaç ve beklentileri” dikkate alınarak hazırlanmıştır.
• Üslup: Eserin, bir müracaat kitabından ziyade “baştan sona okunan, tekrar tekrar okunan ve üzerinde zihin yorulan, inanç, fikir ve hayata pratik katkı sağlayan bir tefsir” olması hedeflendiği için “orta hacimde tutulmuş” ve “anlaşılır bir dilin kullanılmasına özen gösterilmiştir.
Kitabın Vermek İstediği Mesajlar
Bu tefsir, Kur’an-ı Kerîm’in kendi mesajını günümüz insanına ulaştırmayı hedefler. Eserin “Giriş” bölümünde Kur’an’ın amacı ve muhtevası etraflıca izah edilmiştir. Bu tefsirin (kitabın) temel mesajı, bu ilâhî mesajı erişilebilir kılmaktır:
• Kur’an’ın Asıl Gayesini İletmek: Kitap, Kur’an-ı Kerîm’in gönderiliş amacının “insanların inançlarını düzeltmek, ahlâkını güzelleştirmek, dünya hayatlarını düzene koymak” ve bu sayede “ebedî saadetlerini kazandırmak” olduğunu temel mesaj olarak benimser.
• Hayata Rehberlik Etmek: Tefsir, Kur’an’ın sadece teorik bir metin değil, “müslümanca yaşamak isteyenler için hayat kılavuzu olan ilâhî kitap” olduğu mesajını vurgular. Eserin “inanç, fikir ve hayata pratik katkı sağlayan bir tefsir” olması hedeflenmiştir.
• Evrensel Değerleri Vurgulamak: Kitap, âyetlerin “indirildiği dönemdeki mânalarını” tesbit etmenin yanı sıra, bunların “evrensel anlam, değer ve amaçlar taşıdığını” da ortaya koyan yorumlar yapmayı hedefler.
• Bütüncül Bir Bakış Sunmak: Tefsir, Kur’an’ın hidayetini; insana vermek istediği “bilgi, iman, şuur, ahlâk ve eğitimi” sistematik ilim dallarından (kelâm, fıkıh, tasavvuf vb.) aktarılan dağınık bilgiler yerine bütüncül bir yaklaşımla sunmayı amaçlar.
Kitapta Verilen Bilgi, Belge ve Tesbitler
Eser, özellikle Cilt 1’in “Giriş” bölümünde, Kur’an ve Tefsir ilimlerine dair kapsamlı bilgi ve tesbitler sunmaktadır:
• Kur’an-ı Kerîm’in Tarifi ve Korunması: Kur’an, “Hz. Muhammed’e vahiy yoluyla Arapça olarak indirilen… hayat kılavuzu olan ilâhî kitap” olarak tarif edilir. Vahyin ne olduğu ve nasıl korunduğu (ezber , mukabele , yazıya geçirilme ) anlatılır.
• Tarihî Tesbitler (Mushaflaştırma):
• Hz. Ebû Bekir Dönemi: Yemâme Savaşı’nda (633) çok sayıda hafızın şehid düşmesi üzerine, Zeyd b. Sâbit başkanlığında bir komisyonun dağınık Kur’an metinlerini “mushaf haline getirdiği” tesbit edilir.
• Hz. Osman Dönemi: Genişleyen İslâm coğrafyasındaki farklı okuyuş (kıraat) ihtilaflarını gidermek amacıyla, yine Zeyd b. Sâbit başkanlığında, Kureyş lehçesi esas alınarak “muayyen sayıda resmî mushaflar” hazırlandığı ve bunların çeşitli merkezlere gönderildiği belirtilir. Günümüzdeki mushafların bu mushafa dayandığı ifade edilir.
• Kur’an’ın Muhtevası: Eser, Şah Veliyyullah’ın tasnifine atıf yaparak Kur’an’daki bilgileri beş ana başlıkta toplar:
• Hükümler (İbadetler, sosyal, hukukî ve siyasî hayat).
• Sapmış dört grupla (Yahudiler, hıristiyanlar, müşrikler, münafıklar) mücadele bilgisi.
• İlâhî nimetlerin (âlâullah) hatırlatılması.
• Geçmiş kavimlerin (eyyâmullah) kıssaları.
• Ölüm ve sonrası (âhiret) ile ilgili bilgiler.
• Kur’an’ın Üslûbu ve Mûcize Oluşu (İ’câz): Kur’an’ın ne şiir ne de nesir olduğu, kendine has bir üslûbu bulunduğu ; hükümleri teorik değil, hayatın doğal akışı içinde verdiği ve konuları sistematik değil, muhatabın alışkanlıklarına uygun olarak (tekrarlarla) dağınık verdiği tesbit edilir. Mûcize oluşunun üç temel özelliği olduğu belirtilir: 1. Söz sanatı (kelimeler, diziliş, mûsiki) , 2. Üslûp ve şekil özelliği , 3. Muhteva özelliği (ümmî bir peygamber tarafından, geçmiş ve geleceğe dair doğru bilgilerin getirilmesi).
• Tefsir İlmi: Tefsir ve te’vilin tanımları yapılır , tefsire neden ihtiyaç duyulduğu ve tefsir çeşitleri (Rivayet , Dirayet , Tasavvufî-İşârî , Konulu , Sistematik ) açıklanır.
Vurucu ve Vurgu Yapılan Cümleler (İktibaslar)
Eserin “Ön Söz” ve “Giriş” bölümlerinde, kitabın yaklaşımını ortaya koyan şu ifadelere vurgu yapılmaktadır:
• “Batı’da Kitâb- Mukaddes’in yorumu konusunda heyet olarak hazırlanmış birçok yayının mevcudiyetine karşılık, bildiğimiz kadarıyla İslâm dünyasında bir heyet tarafından yazılmış ve tamamlanmış Kur’an- Kerîm tefsiri bulunmamaktadır. Bu açıdan bizim çalışmamızla bir ilkin gerçekleştiği söylenebilir.”
• “Öncelikli olarak bir müracaat kitabı değil, baştan sona okunan, tekrar tekrar okunan ve üzerinde zihin yorulan, inanç, fikir ve hayata pratik katkı sağlayan bir tefsir olmasının daha yararlı olacağı düşünüldüğü için eser orta hacimde tutulmuş; ayrıca anlaşılır bir dilin kullanılmasına özen gösterilmiştir.”
• “Kur’an- Kerîm’in gönderiliş amacı insanların inançlarını düzeltmek, ahlâkını güzelleştirmek, dünya hayatlarını düzene koymak; ilâhî irade, rızâ ve düzene uygun bir dünya hayatından sonra ve bu sayede onlara ebedî saadetlerini kazandırmaktır.”
• (Kur’an’ın mûcize oluşu hakkında): “Peygamberliğinden önce okuma yazma bilmeyen (ümmî) bir zatın ağzından çıkan, hepsinin de doğru olduğu ya o anda yahut zamanı gelince anlaşılan… bu muhteva… olağan üstüdür, mûcizedir; ancak doğru bilginin kaynağı Allah’tır, başka bir ihtimal mâkul değildir.”
• (Bu tefsirin metodu hakkında): “Bu çalışmada âyetlerin meâlleri ve yorumları verilirken öncelikle onların indirildiği dönemdeki mânalar… tesbit edilmeye çalışılmış… Bununla birlikte Kur’an’ın ilk muhataplarına verdiği bilgiler… aynı zamanda evrensel anlam, değer ve amaçlar taşıdığından, olabildiğince bunları da ortaya koyan yorumlar yapılmıştır.”
Konuyu Destekleyen Diğer Kaynaklar (Eserin Başvurduğu Kaynaklar)
Bu tefsir çalışması (“Kur’an Yolu”), kendi konusunu (Kur’an’ın tefsirini) desteklemek için zengin bir İslâmî ilimler mirasına müracaat etmiştir. Eserin “Giriş” bölümünde (Cilt 1) , “Sıkça başvurulan tefsir kitapları” başlığı altında şu kaynaklar zikredilmiştir:
• İbn Cerîr et-Taberî, Câmi’u’l-beyân
• Ebû Bekir er-Râzî el-Cessâs, Ahkâmü’l-Kur’an
• Zemahşerî, el-Keşşâf
• Ebû Bekir İbnü’l-Arabî, Ahkâmü’l-Kur’an
• Abdülhak b. Galib b. Atıyye, el-Muharrerü’l-vecîz
• Fahreddin er-Râzî, Mefâtihu’l-gayb
• İbn Kesîr, Tefsirü’l-Kur’ani’l-azîm
• Ebü’l-Berekât en-Nesefî, Medârikü’t-tenzîl
• Kurtubî, el-Câmi li-ahkâmi’l-Kur’an
• Muhammed b. Ali eş-Şevkânî, Fethu’l-kadîr
• Mahmûd el-Alûsî, Rûhu’l-meʻânî
• Muhammed Tâhir b. Âşûr, et-Tahrir ve’t-tenvir
• Muhammed Hamdi Yazır, Hak Dini Kur’an Dili
• Muhammed İzzet Derveze, et-Tefsiru’l-hadîs
• Süleyman Ateş, Yüce Kur’an’ın Çağdaş Tefsiri
• Muhammed Esed, Kur’an Mesajı
Ayrıca, tefsir kitaplarının yanı sıra “sahih hadislerden, umumi tarihten, Hz. Peygamber’in devrini ve hayatını anlatan eserlerden, dinler tarihinden” ve mukayese için “Kitâb-ı Mukaddes’ten” de yararlanıldığı belirtilmiştir.
Şahitler ve Çıkarılacak Sonuçlar
• Şahitler: Bu eserin şahitleri, bizzat müellifleri olan ilim heyeti , Diyanet İşleri Başkanlığı ve Din İşleri Yüksek Kurulu’dur. Eserin dayandığı şahitler (kaynaklar) ise Kur’an-ı Kerîm’in kendisi, sahih hadisler ve yukarıda listelenen zengin tefsir mirasıdır.
• Çıkarılacak Sonuç: Bu eser, Kur’an’ın ilâhî bir rehber olduğu ve onun mesajının evrensel ve ebedî olduğu sonucunu ortaya koyar. İnsanların Kur’an’ı anlayabilmesi için tefsire ihtiyaç vardır ve bu tefsir, “günümüz müslümanlarının ihtiyaçları göz önünde bulundurularak ve klasik tefsir birikiminden yararlanılarak hazırlanmış değerli bir çalışma”dır.
Özet ve Sonuç Notu
Özet:
“Kur’an Yolu Türkçe Meâl ve Tefsir” (Cilt 1, 2, 3), Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Prof. Dr. Hayreddin Karaman, Prof. Dr. Mustafa Çağrıcı, Prof. Dr. İbrahim Kâfi Dönmez ve Prof. Dr. Sadrettin Gümüş’ten oluşan bir heyete hazırlattığı , alanında bir ilk olan komisyon tefsiridir. Eser, Kur’an’ı “baştan sona okunan”, “hayata pratik katkı sağlayan” bir rehber olarak sunmayı amaçlar. Bu maksatla orta bir hacim ve anlaşılır bir dil kullanılmıştır.
Metodolojik olarak bu tefsir, bir “dirayet tefsiri” olup, klasik tefsir birikiminden (Taberî, Râzî, Zemahşerî, İbn Kesîr, Elmalılı vb.) azami ölçüde yararlanır. Sadece nakilcilikle yetinmez, aynı zamanda “Kur’an’ın ruhuna ve bu ruha uygun genel İslâmî ölçüleri, ilmin gereklerini ve çağın ihtiyaçlarını birlikte göz önüne alarak” yorumlar getirir. Temel hedefi, âyetlerin hem “indirildiği dönemdeki mânalarını” hem de “evrensel anlam, değer ve amaçlarını” ortaya koymaktır.
Eserin birinci cildindeki “Giriş” bölümü , Kur’an’ın tanımı , tarihi (cem’i ve çoğaltılması) , amacı , üslûbu , i’câzı (mûcize oluşu) ve nesih gibi temel “Kur’an İlimleri” ile “Tefsir” ilminin tanımı, ihtiyacı ve çeşitleri hakkında akademik ve tafsilatlı bilgiler ihtiva eder.
Sonuç:
“Kur’an Yolu”, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın, Cumhuriyet dönemi tefsir birikiminin (Elmalılı Hamdi Yazır ) üzerine inşa ettiği, sahasında uzman bir heyet tarafından hazırlanmış , hem klasik mirasa sadık hem de modern ihtiyaçlara cevap veren muteber bir tefsir çalışmasıdır. Temel amacı, Kur’an-ı Kerîm’in hidayet mesajını Türk insanının idrakine açık ve sade bir dille sunmaktır.

“İlmin Işığında Asrın Kur’ân Tefsiri” adlı eserin 1. cildi.

1. Kitap Hakkında Tafsilatlı Bilgi
• Eserin Adı: İlmin Işığında Asrın Kur’ân Tefsiri.
• Müellifi (Yazarı): Merhum Celal Yıldırım (1928-2019). Müellif, 14 yıl boyunca Diyarbakır, Siirt ve Bitlis yörelerindeki medreselerde tahsil görmüş, Arapça ve Farsçayı kavaidiyle öğrenmiş , uzun yıllar müftülük ve vaizlik yapmış bir İslâm âlimidir. Prof. Dr. Mustafa Özel, kendisinin “Hem İdareci Hem de İlim Adamı” vasfına dikkat çekerken , Dr. Halil Deniz onu “Cumhuriyet dönemi son Osmanlı âlimlerinden” biri olarak kabul etmektedir.
• Yayınevi: Mirac Yayınları.
• Hacmi ve Emeğin Süresi: Eser, 14 ciltten ve 7.000 küsur sayfadan oluşan devasa bir külliyattır. Müellif, bu eseri hazırlamak için 1960 yılında çalışmaya başlamış ve 23 yıllık “ciddi, yorucu ve araştırıcı bir çalışmadan”sonra 1983 yılında tamamlamıştır.
2. Kitabın Vermek İstediği Mesajlar
Müellif Celal Yıldırım, eseri kaleme alma gayesini kendi önsözünde ve yayıncının iktibas ettiği yazılarında net bir şekilde ifade etmektedir.
• Asrın İdrakine Hitap Etmek: Kitabın temel mesajı, Kur’ân-ı Kerim’i modern çağın insanının idrakine sunmaktır. Müellif, “Günün insanına, gelişen ve gelişmeye devam eden ilme, değişen aile ve sosyal yapıya ışık tutacak, yön verecek, dengeleyecek Kur’ân tefsirine büyük bir ihtiyaç” olduğunu belirtir. Yayıncı da bu gayeyi, Mehmed Akif Ersoy’un “Asrın idrakine söyletmeliyiz İslâmı” mısraıyla perçinler.
• Kur’ân’ı Hayat Kitabı Olarak Sunmak: Eser, Kur’ân’ın sadece okunup geçilen bir metin değil, “onun bir hayat kitabı olduğunu ortaya koymak” gayesindedir. Doç. Dr. Ercan Şen’in de belirttiği gibi, Kur’ân’ı “yalnız ölülere okumak… yerine amel edilen ve hükümleri uygulanan, hikmetleri anlaşılması gereken bir kitap” olarak görmeyi hedefler.
• Din ve Bilim İlişkisini Kurmak: Tefsir, “İlmin Işığında” başlığını taşımasına mukabil, vahyi ilme değil, ilmi vahye tasdik ettirmeyi amaçlar. Yayıncının ifadesiyle, müellif “âyetleri bilimsel gelişmelerin değil, bilimsel gelişmeleri âyetlerin süzgecinden geçirmeye gayret etmiştir”. Dr. Halil Deniz, eserin adeta “din ve bilim ilişkisinin… manifestosunu yazdığını” ve Materyalizm, Darwinizm, Ateizm gibi akımlara Kur’ân ve bilim temelinde cevaplar verdiğini belirtir.
• Bütüncül Bir Pusula Olmak: Eser, “günümüz Müslümanlarına İslâm’ın temel kaynaklarından ilki olan Kur’ân-ı Kerim’i nasıl anlamaları, nasıl yorumlamaları ve İslâmı yaşama noktasında nasıl hareket etmelerini izaha çalışan bir pusula mesâbesindedir”.
3. Kitapta Verilen Bilgi, Belge ve Tesbitler (Metodoloji)
Eser, “ansiklopedik bir yaklaşımla metodlu, planlı ve düzenli bilgi vermek” üzere tasarlanmıştır. Müellif, klasik “rivâyet ve dirâyet” metodlarını birleştirmiştir.
• Sistematik Yapısı: Tefsir, âyetleri izah ederken standart bir yapı kullanır. Bu yapı genelde şu başlıkları ihtiva eder:
• İlgili âyetlerin meâli.
• “İniş Sebebi” (Nüzul sebebi).
• “İlgili Hadisler” (Konuyla ilgili hadîs-i şerifler).
• “Rivâyetler, Yorumlar ve Tahliller”.
• Ayetlerin “ahlâkî, ictimaî, itikadî, tarihî, fıkhî, psikolojik, ilmî ve tasavvufi yönlerinin” izahı.
• “Sûreler ve Ayetler Arasındaki Bağlantı” (Âyetler ve sûreler arası tenâsüp).
• Bilimsel Tesbitler: Eser, isminden de anlaşıldığı üzere, modern bilimlerin verilerini aktif olarak kullanır. Müellif, tefsirinde “biyoloji, astronomi, anatomi, tarih felsefesi, psikoloji, ekonomi, devlet idaresi, coğrafya” gibi ilimlerden faydalandığını belirtir. Dr. Halil Deniz, müellifin Fâtiha Sûresi’ndeki “Rabbu’l-âlemîn” kavramını açıklarken Darwinizm’i tenkit ettiğini, hücre, DNA ve RNA gibi modern biyoloji kavramlarını kullandığını zikreder.
• Mukayeseli Kaynak Kullanımı (Kitab-ı Mukaddes): Prof. Dr. Mustafa Özel, eserin en ayırıcı vasıflarından birinin, “Kitab- Mukaddes’i yer belirterek kaynak olarak kullanması” olduğunu belirtir. Müellif, Kur’ân’ın hakikatlerini ve Hz. Muhammed’in (s.a.v.) risâletini ispat etmek için tahrifata uğramış olmalarına rağmen mevcut Tevrat ve İncil’den iktibaslar yapar.
4. Vurucu ve Vurgu Yapılan Cümleler (İktibaslar)
• Müellif Celal Yıldırım (Gayesini açıklarken): “Tefsirimiz ilâhî muradı yansıtmak, asrımıza Kur’an kapısını açmak, onun bir hayat kitabı olduğunu ortaya koymak ve meraklılara İslâmiyet hakkında bilgi vermek gayesiyle yazılmıştır.”
• Müellif Celal Yıldırım (Metodunu açıklarken): “Günün insanına, gelişen ve gelişmeye devam eden ilme, değişen aile ve sosyal yapıya ışık tutacak… Kur’ân tefsirine büyük bir ihtiyaç söz konusudur. O da plânsız, düzensiz bir bilgi yığını halinde değil, ansiklopedik bir yaklaşımla metodlu, planlı ve düzenli bilgi vermekle gerçekleşebilir.”
• Tefsiri Tanıtan Dr. Halil Deniz: (Müellifin) “din ve bilim ilişkisinin başka bir ifadeyle din ve bilim birliğinin manifestosunu yazmıştır.”
• Tefsiri Tanıtan Doç. Dr. Ercan Şen: (Müellife göre) “ilimle dini birlikte rehber edinmeli, ilim ve din iki meşale olarak kabul edilmelidir.”
• Tefsiri Tanıtan Doç. Dr. Ercan Şen (Kur’ân’ın amacına dair): (Kur’ân) “fal bakmak, muska olarak kullanılmak… için indirilmiş bir kitap olmayıp aksine zihinleri aydınlatmak, vicdanları geliştirmek, fizikle metafizik arasında ilgi kurmak, dünya ile âhiret arasında denge sağlamak… için gönderilmiştir.”
5. Konuyu Destekleyen Diğer Kaynaklar
Müellif, ansiklopedik bir tefsir ortaya koymak gayesiyle, Doç. Dr. Ercan Şen’in de belirttiği gibi “çok çeşitli ve zengin bir yelpazeyi” kaynak olarak kullanmıştır:
• Klasik Tefsirler: Tâberî, Semerkandî, Nîsâbûrî, Zemahşerî, Râzî, Süyûtî gibi tefsir tarihinin temel isimleri.
• Çağdaş İslâm Düşünürleri: Mehmet Akif, Tantâvî Cevherî, Mustafa Merâğî, Roger Garaudy, Muhammed Ebu Zehra, Muhammed Hamidullah.
• İslâm Fikir Adamları: Fârâbî, İbn Sînâ, Gazzâlî, İbn Rüşd, İbn Haldûn, Mevlânâ, İbn Arabî.
• Batılı Mütefekkirler ve Bilim Adamları: Müellif, Batı düşüncesine de vâkıftır ve “Descartes, Auguste Comte, Immanuel Kant, Herbert Spencer, Roger Bacon, J.J. Rousseau, Spinoza, Goethe, Einstain, Alexis Carrel, Maurica Bucaille… Karl Marx, Charles Darwin, Sigmund Freud” gibi pek çok Batılı ismin fikirlerini (bazen tenkit ederek, bazen destekleyerek) eserine dahil etmiştir.
6. Şahitler ve Çıkarılacak Sonuçlar
• Şahitler: Kitabın 1. cildinde, eserin kıymetine “şahitlik” eden üç değerli akademisyenin (Dr. Halil Deniz , Prof. Dr. Mustafa Özel, Doç. Dr. Ercan Şen ) takdim yazıları bulunmaktadır.
• Çıkarılacak Sonuçlar (Doç. Dr. Ercan Şen’in Sonuç bölümünden):
• Celal Yıldırım, “Cumhuriyet Türkiyesinin dinî ve düşünce hayatında önemli yer edinen… bir müfessir ve düşünür olarak öne çıkmaktadır”.
• Eserin gayesi, Müslümanların “toplumsal problemlerine çözüm arama gayreti” içindedir.
• Müellif, “âyet ve hadis bütünlüğüne daima riayet etmeye çalışmış, aklî ilimlerden ve bilimsel gelişmelerden elde ettiği verilere yer vermeyi ihmal etmemiştir”.
• Kur’ân’ı “bugünkü insana inmiş gibi tasavvur eden” Yıldırım, “Kur’ân’la modern bilimler arasında sık sık münasebet kurmaya çaba sarfetmiş”tir.
• Bir “din eğitimcisi” olarak “materyalizme, komünizme ve pozitivizme karşı bazı argümanlar geliştirmiştir”.
• Eserlerinde “mezhep ayrılıklarına ve aşırılıklarına yer vermeyerek birleştirici bir üslup kullanmaya özen göstermiştir”.
• Vardığı son tesbit şudur: Celal Yıldırım, “din ilimleriyle müspet ilimleri aynı potada eritmeye çaba gösteren Müslüman bir aydın portresi çizdiğini söylemek doğru olacaktır”.
7. Genel Yönleri, Önemli Noktaları (İktibas) ve Sonuç Notu
Genel Yönleri ve Önemli Noktaları (İktibaslar):
Merhum Celal Yıldırım’ın “İlmin Işığında Asrın Kur’ân Tefsiri”, 23 yıllık bir emeğin ürünü olan 14 ciltlik anıtsal bir çalışmadır. Eserin en belirgin özelliği, “İslâm’ın ‘asrın idrâki’ne söyletilmesi” gayretidir. Müellif, bu eseri “günün insanına… ilme, değişen aile ve sosyal yapıya ışık tutacak, yön verecek, dengeleyecek” bir kaynak olması için kaleme almıştır.
Bu tefsir, sadece klasik rivayetleri toplamakla kalmaz (bu yönüyle Dr. Halil Deniz onu Tâberî’ye benzetir ), aynı zamanda “ansiklopedik bir yaklaşımla” âyetleri “ilmî, ahlâkî, hukukî, sosyal, ekonomik ve tarihî yönlerini” tahlil eder.
Eserin en “vurucu” noktası, “İlmin Işığında” ifadesinin hakkını vermesidir. Müellif, “biyoloji, astronomi, anatomi, tarih felsefesi, psikoloji, ekonomi” gibi modern ilimlerin verilerini kullanır. Fâtiha Sûresi’ni tefsir ederken Darwinizm’i tenkit eder, hücre, DNA ve RNA’dan bahseder. Ancak bu, Kur’ân’ı bilime tasdik ettirme çabası değil, “bilimsel gelişmeleri âyetlerin süzgecinden geçirme” gayretidir. Müellif, “ilimle dini birlikte rehber edinmeli, ilim ve din iki meşale olarak kabul edilmelidir” mesajını vurgular.
Ayrıca, “Kitab- Mukaddes’i yer belirterek kaynak olarak kullanması”, eserin mukayeseli dinler açısından da önemli bir “tesbit” ortaya koyduğunu gösterir.
Sonuç ve Özet Notu:
“İlmin Işığında Asrın Kur’ân Tefsiri”, müellifinin ifadesiyle “asrımıza Kur’an kapısını açmak, onun bir hayat kitabı olduğunu ortaya koymak” için yazılmış, Ehl-i Sünnet çizgisinde, ansiklopedik bir tefsir çalışmasıdır. Geleneksel tefsir usûllerini (rivâyet ve dirâyet) modern bilimlerin ve felsefî akımların (materyalizm, komünizm vb. ) verileriyle harmanlayarak, Kur’ân’ın her çağa hitap eden “cihan şümul” mesajını ortaya koymayı hedefler. Eser, sadece âyetlerin manasını vermekle kalmaz, aynı zamanda “ahlâkî, ictimaî, itikadî, tarihî, fıkhî, psikolojik, ilmî ve tasavvufi” tahlillerle okuyucuya bütüncül bir “Kur’ân tasavvuru” sunar. Celal Yıldırım, bu eseriyle, “din ilimleriyle müspet ilimleri aynı potada eritmeye çaba gösteren Müslüman bir aydın portresi” çizmektedir.

“İlmin Işığında Asrın Kur’an Tefsiri” başlıklı 11. ve 12. ciltler ,eserlerin hacmi (iki cilt toplamda 1000 sayfadan fazla muhtevaya sahiptir) göz önüne alındığında, bütün yönleriyle tek bir cevapta özetlenmesi oldukça zordur. Celâl Yıldırım’ın kaleme aldığı bu tefsir, MİRAÇ YAYINLARI tarafından neşredilmiştir.

1. Kitap Hakkında Tafsilatlı Bilgi
• Eserin Adı: İlmin Işığında Asrın Kur’an Tefsiri
• Müellif: Celâl Yıldırım
• Yayınevi: MİRAÇ YAYINLARI
• Editör (Cilt 11 & 12): Taner Çakıcı
• Redakte (Cilt 11 & 12): Ahmet Büyüksolak
Ciltlerin Muhtevası:
• 11. Cilt: Sâd Suresi (49. ayetten itibaren), Zümer, Mü’min, Fussilet, Şûrâ, Zuhruf, Duhân, Câsiye, Ahkâf ve Muhammed Suresi’nin (19. ayete kadar olan) tefsirini ihtiva etmektedir.
• 12. Cilt: Muhammed Suresi (20. ayetten itibaren), Fetih, Hucurât, Kaf, Zâriyât, Tûr, Necm, Kamer, Rahmân, Vâkıa, Hadîd, Mücâdele, Haşr, Mümtehine ve Saff Surelerinin tefsirini ihtiva etmektedir.
2. Kitabın Vermek İstediği Mesajlar
Eserin ismi olan “İlmin Işığında” ifadesi, kitabın temel mesajını ortaya koymaktadır. Bu tefsir, Kur’ân-ı Kerim’in mesajını sadece klasik tefsir usulleriyle değil, aynı zamanda modern ilmin verileriyle de destekleyerek açıklamayı hedefler. Temel mesajları şöyle özetleyebiliriz:
• Tevhid ve Kulluk: Kitabın ana mesajı, Allah’ın birliği (Tevhid) ve O’na ihlâsla kulluk edilmesidir.
• Kur’ân’ın Hak Oluşu: Kur’ân’ın Allah’tan gelen, hak ve benzersiz bir kitap olduğu, hem edebi hem de bilimsel yönden mucizevi özellikler taşıdığı mesajı verilir.
• İlim ve Aklın Önemi: Eser, Kur’ân’ın akla ve ilme verdiği önemi vurgular. “Bilenlerle bilmeyenler hiç bir olur mu?” gibi ayetlerin altı çizilir.
• Ahiret Şuuru: Dünyanın geçiciliği ve asıl yurdun ahiret olduğu , bu sebeple hayatın takva , sabır ve ihlâs üzere yaşanması gerektiği mesajı tekrarlanır.
• Tarihten İbret: Peygamber kıssaları (Nuh, Âd, Semud, Lut, Musa, İbrahim) [e.g., 4503, 5049, 5451, 6155, 6200, 6290, 6298] detaylıca anlatılarak, inkârcı kavimlerin akıbetlerinden ibret alınması gerektiği mesajı verilir.
3. Kitapta Verilen Bilgi, Belge ve Tesbitler
Bu tefsir, “tesbitler” (bulgular/saptamalar) açısından zengindir. Her sure ve ayet grubundan sonra “Âyetler Arasında Bağlantı” [e.g., 4423, 4463, 4513, 4571] başlıklarıyla konular birbirine bağlanır.
• Bilimsel Tesbitler: Müellif, Kur’ân’ın kâinatın yaratılışı, göklerin ve yerin düzeni , gecenin gündüze dolanması (Dünya’nın dönüşü) , insanın yaratılışı (embriyoloji, anatomi) , rızkın gökten indirilmesinin ilmi açıklaması (azot döngüsü vb.) ve denizlerin birbirine karışmaması (Kaptan Kusto örneği) gibi konulardaki âyetlerini modern bilimsel verilerle destekleyerek sunar.
• Tarihî ve Rivayete Dayalı Belgeler: Ayetlerin “İniş Sebebi” (Esbâb-ı Nüzûl) [e.g., 4777, 4938, 5551, 5651, 5897, 5942, 5955, 6021, 6070, 6165, 6228, 6241] ve “İlgili Hadisler” [e.g., 4430, 4554, 4635, 4694, 4948, 5552, 5605, 5664, 5702, 5764, 5836, 5900, 5960, 6026, 6076, 6125, 6171, 6185, 6222] başlıkları altında, ayetlerin indiği tarihî bağlam ve Peygamber Efendimiz’in (aleyhisselam) açıklamaları belge olarak sunulur.
4. Vurucu ve Vurgu Yapılan Cümleler
Eserin her iki cildinin sonunda yer alan “Önemli Konular Fihristi”, müellifin vurgu yaptığı ana fikirleri ve vurucu başlıkları göstermektedir. Bu başlıklardan bazı iktibaslar:
• “Kur’ân büyük bir haberdir”
• “Bilenlerle bilmeyenler hiç bir olur mu?”
• “Allah’ın rahmetinden ümit kesmemek”
• “Allah’ı hakkıyla takdir edemiyenler”
• “Kur’ân âyetleri üzerinde sürtüşüp tartışmak”
• “Allah’ın nurunu söndürmek isteyenler”
• “İslâm’da soylu sınıf yoktur”
• “İnsan Allah’ı bilip ibâdet için yaratılmıştır”
• “Kâinat çok hassas bir saat gibi işliyor”
• “Kur’ân, Kitab-ı Meknun’dadır”
5. Konuyu Destekleyen Diğer Kaynaklar
Celâl Yıldırım, tefsirini hazırlarken çok geniş bir kaynakçadan faydalanmıştır. Metin içinde sıklıkla atıf yapılan kaynaklar şunlardır:
• Hadis Külliyatı: Başta Buhari, Müslim, Tirmizi, Ebu Dâvud, Nesâi, İbn Mâce ve Müsned-i Ahmed olmak üzere temel hadis kaynakları [e.g., 4440, 4537, 4646, 4649, 4696, 4949, 5556, 5557, 5654, 5656, 5704, 5830, 5908, 5909, 6031, 6041, 6081, 6082, 6130, 6171, 6185, 6222].
• Klasik Tefsirler: Tefsir-i Kurtubi, Tefsir-i İbn Kesir, Lübabu’t-te’vil (Hâzin), Mefâtihü’l-Gayb (Fahreddin Râzi), Tefsir-i Taberî gibi müfessirlerin görüşleri [e.g., 4536, 4572, 4729, 4777, 4939, 5657, 5886, 5900, 5943, 5958, 6023, 6071, 6124, 6125, 6160, 6164, 6170, 6178, 6207, 6210].
• Bilimsel ve Felsefi Eserler: Yeri geldikçe modern bilimsel dergilerden (örn. La Recherche 40) veya kongre bildirilerinden (örn. Türkiye I. Kömür Kongresi Araştırmaları ) iktibaslar yapılır.
• Diğer Kutsal Metinler: Mukayese için Tevrat ve İncillerden (özellikle Barnaba İncili ) alıntılar yapılır [e.g., 5513, 5514, 5861, 5867].
6. Şahitler ve Çıkarılacak Sonuçlar
• Şahitler (Deliller/Örnekler): Eser, Kur’ân’ın mesajını desteklemek için iki tür “şahit” kullanır:
• Tarihî Şahitler: Helak edilen kavimler (Nuh, Âd, Semud, Lut Kavmi, Firavun ve kavmi) [e.g., 4503, 5049, 5451, 6155, 6200, 6290, 6298, 6299, 6301] ve peygamberlerin mücadeleleri [e.g., 5049, 5451, 5508, 6200].
• Kevnî (Kâinattaki) Şahitler: Göklerin ve yerin yaratılışı , gece-gündüzün oluşumu , insanın yaratılış safhaları (nutfe, alaka) , suyun ve rızkın düzeni , Güneş ve Ay’ın hesabı gibi Allah’ın varlığına ve birliğine delil olan sayısız “âyetler”.
• Çıkarılacak Sonuçlar:
• Kur’ân’ın Hakikati: Kur’ân, hem tarihi hem de kâinatı en doğru şekilde açıklayan, ilimle çelişmeyen, bilakis ilme ışık tutan ilahî bir kitaptır.
• İmanın Gerekliliği: İnsanın yaratılış gayesi Allah’ı tanımak ve O’na ibadet etmektir. Akıl ve ilim, imana götüren birer vasıtadır.
• Ahlâkî Yükümlülük: İman, sadece bir tasdik değil, aynı zamanda takva (Allah’tan korkup sakınma) , salih amel (iyi-yararlı iş) , ihlâs (samimiyet) , sabır ve adalet gerektirir.
• Hüsran Uyarısı: Tarih boyunca peygamberleri yalanlayan, akıllarını kullanmayan, zulüm ve nankörlük eden toplumlar helak olmuştur. Bu, günümüz ve gelecek nesiller için de geçerli bir ilahî kanundur (Sünnetullah).
7. Özet Not ve Sonuç
Sizin talebiniz, “Asrın Kur’an Tefsiri”nin 11. ve 12. ciltlerinin tamamını kapsayan çok geniş bir tahlil içermektedir. Bu iki cilt, Celal Yıldırım’ın modern bilimsel bulguları ve klasik İslâmî kaynakları harmanlayarak Kur’ân’ı yorumladığı kapsamlı bir çalışmanın önemli bir bölümünü oluşturur.
Genel Yönleriyle Eser:
Bu tefsir, Kur’ân’ı “çağın idrakine” sunma gayretinin bir ürünüdür. Müellif, âyetleri açıklarken sadece kelime manaları veya rivayetlerle yetinmez; aynı zamanda o âyetin günümüz insanına, özellikle de bilimsel düşünceye aşina olanlara ne söylediğini de izah etmeye çalışır.
• Önemli Noktalar (İktibaslar):
• Bilim ve Din Uyumu: Eserin temel tezi, Kur’ân’ın bilimsel gerçeklerle çelişmediğidir. Örneğin, yaratılış safhaları (çamurdan , nutfeden ), göklerin ve yerin düzeni (Güneş ve Ay’ın hesabı , yörüngeler , evrenin genişlemesi ), biyolojik mucizeler (ana rahmi , iki denizin birleşmemesi ) gibi konular, bilimsel verilerle desteklenerek “tesbit” edilir.
• Ahlâkî Vurgular: Tefsir, imanın ahlâkî boyutuna güçlü bir vurgu yapar. Takva , ihlâs , Allah’ın rahmetinden ümit kesmemek , gıybet ve zan gibi toplumsal ahlâk kuralları üzerinde önemle durulur.
• Tarihî İbretler: Peygamber kıssaları, özellikle Âd, Semud, Nuh ve Firavun kıssaları [e.g., 5049, 6155, 6200, 6290, 6298, 6301], sadece geçmişte yaşanmış olaylar olarak değil, her çağdaki inkârcı ve zâlimler için bir “uyarı” ve “tehdit” olarak sunulur.
• Tefsir Metodu: Her sure başında surenin genel muhtevası (“Surenin Kapsadığı Başlıca Konular”) [e.g., 4538, 5114, 5507, 5638, 5683, 5883, 6126, 6178, 6245, 6282, 6312] verilir. Ayet grupları arasında “Âyetler Arasında Bağlantı” [e.g., 4423, 4463, 4513, 4571, 4687, 5010, 5089, 5733, 5785, 5812, 5938, 5951, 6016, 6059, 6210, 6228] kurularak metnin bütünlüğü sağlanır.
Sonuç ve Özet Not:
“Asrın Kur’an Tefsiri”nin bu ciltleri, Kur’ân’ın sadece bir inanç kitabı değil, aynı zamanda kâinatı, hayatı ve insanı açıklayan; ilme, akla ve tefekküre davet eden bir hidayet rehberi olduğunu göstermeyi amaçlamaktadır. Celal Yıldırım, Kur’ân’ın “her çağa hitap eden” evrenselliğini, özellikle bilimsel verilerle destekleyerek ispat etmeye çalışmıştır. Kitabın genel sonucu, hakiki kurtuluşun (felah) ve başarının, Kur’ân’ın rehberliğinde , imanı , salih ameli ve takvayı birleştirmekte yattığıdır.

“İlmin Işığında Asrın Kur’an Tefsiri” Cilt 13 adlı eser.

1. 📖 Kitap Hakkında Tafsilatlı Bilgi
• Eserin Adı: İlmin Işığında Asrın Kur’an Tefsiri.
• Müellif: Celal Yıldırım.
• Cilt Numarası: 13.
• Yayınevi: Mirac Yayınları , Güngören / İstanbul
• Teknik Bilgiler:
• Editör: Taner Çakıcı
• Redakte: Ahmet Büyüksolak (Kocaeli Üniversitesi İlahiyat Fakültesi)
• Son Okuma: Latif Kul
• Baskı: Aktif Matbaa
• ISBN (Cilt 13): 978-605-5644-92-5
• ISBN (Takım): 978-605-5644-79-6
• Muhtevası: Bu cilt, Kur’ân-ı Kerim’in 28. Cüz’ünün sonlarından başlayarak 30. Cüz’ün başlarına kadar olan sureleri ihtiva etmektedir. Cuma Suresi (62) ile başlamakta ve İnfitar Suresi (82) ile sona ermektedir
2.
📜 Kitabın Vermek İstediği Mesajlar
Eserin “İlmin Işığında” başlığını taşıması, temel mesajının modern ilimlerin verileri ile Kur’ân hakikatleri arasında bir zıtlık olmadığını, bilakis ilimlerin Kur’ân’ın mesajını teyit ettiğini göstermek olduğunu tasvir etmektedir.
• İman ve Bilim Uyumu: Kur’ân’ın kâinat nizamı (her şeyin tesbih etmesi) hakkındaki ana fikrinin, astronomi ve atom fiziği gibi ilmi araştırmalarla ispatlandığı mesajı verilmektedir.
• Amel-İlim Bütünlüğü: Sadece “bilmenin” veya bir kitaba sahip olmanın (Yahudilerin Tevrat’a sahip olması gibi) yeterli olmadığı; asıl olanın o kitaptaki hükümlerle amel etmek olduğu, aksi takdirde “kitap taşıyan eşek” misalinde kalınacağı mesajı kuvvetle vurgulanmaktadır.
• Hayat Dengesi (Dünya-Ahiret): İslâm’ın, ne dünyayı terk eden bir ruhbanlığı ne de ahireti unutan bir maddeciliği kabul ettiği; Cuma namazı ile rızık için çalışma arasında bir denge kurulmasını emrettiği mesajı verilmektedir. İslâmiyet’in “hareket ve hız kazandıran” bir din olduğu belirtilmektedir.
• Takvanın Kurtarıcılığı: Mal ve evladın birer “fitne” (imtihan vesilesi) olduğu, bu imtihanı kazanmanın yolunun ise “takva” olduğu belirtilmektedir. Kim Allah’tan sakınırsa, Allah’ın ona bir “çıkış imkânı” (mahrec) sağlayacağı ve ummadığı yerden rızık vereceği müjdelenmektedir
• İlâhî Sınırların Korunması: Özellikle Talak (boşanma) konusunda, Allah’ın koyduğu sınırların (hududullah) korunmasının zarureti, bu sınırların aile hukukunu ve bilhassa kadının haklarını (nafaka, mesken, iddet) korumak için konulduğu mesajı verilmektedir.
• Nifak Tehlikesi: Münafıkların, İslâm toplumu için “asıl düşman” olduğu, onların dış görünüşlerine değil, fitne çıkarma çabalarına karşı müminlerin “tetik üzere” olması gerektiği mesajı verilmektedir.
3.
📄 Kitapta Verilen Bilgi, Belge ve Tesbitler
Eser, tefsirini yaparken çeşitli ilmi, tarihi ve fıkhi tesbitlerde bulunmaktadır:
• İlmi Tesbit: “İlmi araştırmalar, Kur’ân’ın bu konudaki anafikrinin, astronomi üzerinde elde edilen başarılı sonuçlarla ve atomla ilgili buluşlarla doğruluğu ispatlanmıştır.”
• Tarihi Tesbit (Dış Ezan): “Üçüncü halife Osman (radıyallahu anh) devrinde… halife öğle vakti girince bir de dış ezan okunmasını emretti. Ashab-ı Kiram bunun yararlı ve gerekli olduğunu görerek halifeye uydular ve itiraz eden olmadı. Böylece dış ezan hakkında icma’ vaki oldu…”
• Tarihi Tesbit (İlk Cuma): “Efendimiz Medine’ye hicret ederken… ‘Batn-i Nahle’de Beni Salim b. Avf kabilesine gelince cuma vakti girmiş bulunuyordu. Oradaki Müslümanları bir araya toplayıp hutbe irad etti ve namaz kıldırdı.” (Müellif, bu ilk hutbenin tam metnini de iktibas etmiştir ).
• Tarihi Tesbit (Münafikun Suresi): Nüzul sebebi olarak Abdullah b. Ubey b. Selul’ün Beni Mustalik (Müreysi) Gazvesi’ndeki “Muhacirler şehrimizde iyice çoğaldılar. Köpeği besleyip semizletirsen, çok sürmez seni parçalayıp yer” ve “Medine’ye döner dönmez, artık aziz olanlar zelil olanları sürüp çıkarmalıdır” sözleriyle çıkardığı fitne hadisesi detaylıca anlatılmaktadır.
• Fıkhi Tesbit (Talak): Boşanma hukuku , iddet (bekleme süresi) , nafaka ve ric’î/bâîn talâk farkları 4lgibi konularda dört mezhebin (Hanefi, Şafii, Maliki, Hanbeli) mukayeseli görüşlerine yer verilmiştir .
• İlmi/Biyolojik Tesbit (İnsanın Yaratılışı): İnsanın “bileşik bir nutfe”den (emşâc) yaratıldığı belirtilerek, bunun erkeğin sperması ile prostat salgısı veya dişi ve erkek üreme hücrelerinin birleşmesi olduğu tesbitine yer verilmiştir.
• Jeolojik Tesbit (Dağlar): Dağların “kazıklar” olarak vasıflandırılmasının hikmetleri; dengeyi sağlama, yeraltı kaynakları (kömür, petrol) ve su kaynaklarının oluşumundaki rolleri gibi ilmi açılardan izah edilmiştir.
• Kozmolojik Tesbit (Kıyamet): Kıyamet günü “Güneş’in kararıp dürüleceği (Tekvir)” , “Yıldızların parçalanıp döküleceği” , “Gök’ün yarılacağı” 49ve “Denizlerin birbirine karışıp kaynayacağı” gibi hadiseler tasvir edilmiştir.
4.
Vurucu ve Vurgu Yapılan Cümleler (İktibaslar)
* “Her hareket bir kanuna, her kanun mükemmel bir plâna, mükemmel plân ise kusursuz bir plânlamacıya delâlet eder.” * “Kitap ne süs eşyasıdır, ne de rafta tozlanmaya bırakılan lüzumsuz bir şeydir. Okunup mefhumunca amel edilmek üzere indirilmiştir.”
• (Peygamber Efendimizin (asm) Hz. Ömer’e (ra) münafıkların başı hakkındaki sözü): “Muhammed (aleyhisselam) kendi arkadaşlarını öldürtüyor” derler. Bu İslâm’ın yüce davasına zarar verir.” “İslâm dini, hukukla ahlâk ve fazileti; hukukla maddî ve manevî müeyyideleri; hukukla imân ve vicdanı birleştirip bütünleştirmiştir.” * “Müslüman anasından doğarken tâbi olarak değil metbû olarak doğar. Bu bakımdan o başkasının kültürüyle beslenme ihtiyacı duymaz…” * “Çünkü o (Kur’an), âlemler için ve sizden doğru davranmayı arzu edenler için katıksız bir öğüttür.” * “Âlemlerin Rabbi Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz.” * (Kâfirlerin itirafı): “Biz namaz kılanlardan olmadık. Yoksulu yedirmedik. (Bâtıla) dalanlarla birlikte daldık. Ve biz hesap ve cezâ gününü yalanladık.” * “İnsan başıboş bırakıldığını (ve bırakılacağını) mı sanır?”
5.
📚 Konuyu Destekleyen Diğer Kaynaklar (Eserde Atıf Yapılanlar)
Müellif, tefsirini hazırlarken geniş bir kaynakçadan istifade etmiştir. Başlıca müracaat kaynakları şunlardır:
• Hadis Külliyatı: Kütüb-i Sitte’nin tamamına (Buhari, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, Nesâi, İbn Mace) ve Müsned-i Ahmed , Dârimi , Taberani gibi diğer muteber hadis kaynaklarına sıkça müracaat edilmiştir.
• Klasik Tefsirler: Tefsir-i Kurtubi , Tefsir-i İbn Kesir , Lübabu’t-te’vil (Hâzin) , Mefâtihu’l-gayb (Râzi) 67, Keşşaf (Zemahşeri) 68686868ve Câmi’u’l-beyân (Taberi) 69 gibi temel tefsir kaynakları kullanılmıştır.
• Sebeb-i Nüzul ve Siyer: Esbabu’n-Nüzul (Nisaburi ve Suyuti) ve İbn İshak’ın siyer çalışmaları rivayetler için esas alınmıştır.
• Tasavvuf ve Fıkıh: Fıkhi konularda müellifin kendi eseri olan “Kaynaklarıyla İslâm Fıkhı”na ve tasavvufi konularda (Nefs-i Levvame gibi) Abdülkadir Geylâni’nin “Füyuzat-ı Rabbaniyye”sine atıf yapılmıştır.
6.
⚖️ Şahitler ve Çıkarılacak Sonuçlar
• Şahitler (Deliller): Müellif, Kur’ân’ın ilâhî bir kelam olduğunu ve hükümlerinin hak olduğunu ispatlamak için üç temel “şahit” kullanmaktadır:
• Naklî Deliller (Ayet ve Hadis): Tefsirin omurgasını oluşturur. Ayet ayetle, hadisle ve sahabe kavliyle açıklanır.
• Aklî ve Mantıkî Deliller: Müellif, “Her hareket bir kanuna, her kanun mükemmel bir plâna, mükemmel plân ise kusursuz bir plânlamacıya delâlet eder” gibi aklî istidlallerle tevhid hakikatini ispat etmeye çalışır.
• Kevnî (Bilimsel) Deliller: Eserin adından da anlaşılacağı üzere, astronomi , jeoloji (dağların oluşumu) , biyoloji (insanın yaratılışı, parmak izi) ve kozmoloji (kıyamet tasvirleri) gibi ilim dallarından elde edilen verileri, Kur’ân’ın mucizeliğine “şahit” olarak sunar.
• Çıkarılacak Sonuçlar:
• Kur’ân-ı Kerim, hem naklî hem de aklî ve ilmi delillerle desteklenen, hakikatin ta kendisidir.
• İslâm, hayatın her safhasını (ibadet, hukuk, aile, bilim, çalışma) kapsayan ve bunlar arasında mükemmel bir denge kuran bir nizamdır.
• Kurtuluş (felah), sadece kuru bir iddia veya bilgi ile değil, “takva” , “salih amel” , “infak” (harcama) 84ve Allah’ın hududuna (sınırlarına) riayet etmekle mümkündür.
• Tarih, Allah’ın sünnetinin (Sünnetullah) bir tecellisidir; hakka karşı gelen ve zulmeden kavimler (Ad, Semud, Fir’avn) helak olmuşlardır ve bu, sonraki nesiller için bir “ibret”tir.
7.
📌 Sonuç ve Özet Notu (Genel İktibas)
“İlmin Işığında Asrın Kur’an Tefsiri”nin 13. Cildi, Celal Yıldırım’ın modern çağın idrakine Kur’ân’ı sunma gayretinin bir numunesidir. Eser, klasik tefsir geleneğini (ayet, hadis, sahabe kavli ve fıkhi istinbatlar) temel almakla birlikte, “ilmin ışığı” vurgusuyla kevnî ayetleri (kâinat hadiselerini) modern bilimsel tesbitlerle (astronomi, biyoloji, jeoloji) tefsir etme yolunu seçmiştir.
Bu ciltte, sosyal hayata dair Cuma namazının ve aile hukukunun (Talak) ehemmiyeti; toplumsal bir hastalık olan nifakın tehlikeleri ; ve imanın pratik hayattaki tezahürleri (infak, adak, emanet) üzerinde durulmaktadır. Müellif, “Müslüman anasından doğarken tâbi olarak değil metbû olarak doğar” tesbitiyle, müminlerin kendi medeniyet değerlerine ve Kur’ân’ın rehberliğine güvenmesi gerektiğini vurgular.
Özetle; bu eser, imanı taklitten tahkike çıkarmayı hedefleyen, ahkâmı hikmetleriyle birlikte sunan ve Kur’ân’ın sadece bir “kitap” değil, “okunup mefhumunca amel edilmek üzere indirilmiş” bir hayat nizamı olduğunu delilleriyle ortaya koyan bir çalışmadır.

İBN CÜZEY TEFSİRİ CİLD 1. ve İBN CÜZEY TEFSİRİ CİLD 2.

Kitap Hakkında Tafsilatlı Bilgi
Bu kıymetli eser, Endülüslü büyük âlim İbn Cüzey el-Kelbî el-Gırnatî (Ebü’l-Kasım Muhammed b. Ahmed, ö. 741/1340) tarafından kaleme alınmış olan “et-Teshîl li-ulûmi’t-tenzîl” isimli tefsirin tercümesidir.
İbn Cüzey bu tefsirinde, kendisinden önceki temel tefsir kaynaklarından büyük ölçüde istifade etmiştir. Özellikle iki temel esere dayandığı görülmektedir:
• Zemahşerî’nin (ö. 538/1144) “el-Keşşaf” isimli tefsiri.
• İbn Atıyye’nin (ö. 541/1147) “el-Muharrarü’l-vecîz” isimli tefsiri. Müellif, İbn Atıyye’nin tefsirini “en güzel ve en tertipli tefsir” olarak nitelendirmiştir.
Yapısı ve Metodolojisi:
Eser, müellifin yazdığı iki mukaddime (giriş) ile başlamaktadır.
• Birinci Mukaddime: Kur’ân ilimlerine (nüzûl, cem edilme, Mekkî-Medenî sûreler, Kur’ân’ın ihtiva ettiği ilimler, tefsir, kıraat, nesh, belagat, i’câz vb.) dair muhtasar (kısa ve öz) bilgiler ihtiva eder .
• İkinci Mukaddime: “Garîbü’l-Kur’an” olarak tabir edilen, Kur’ân’da sık kullanılan, farklı manalara gelen ve anlaşılması zor olan kelimelerin alfabetik sıraya göre bir izahını sunar .
Bu iki mukaddime, tefsirin anlaşılması ve tefsir usûlü terimlerinin öğrenilmesi için bir ön hazırlık niteliğindedir.
Mukaddimelerden sonra İbn Cüzey, Mushaf sırasına göre her âyeti ele alır Yönteminin öne çıkan hususiyetleri şunlardır:
• Anlaşılması zor kelime ve terkipleri açıklar
• Kelâmî meselelere değinir, Ehl-i Sünnet görüşünü savunur ve Mu’tezile gibi mezhepleri tenkit eder1
• İsrailiyattan uzak durur ve sahih rivâyetlere dayanır
• Veciz (özlü) bir üslup kullanır, çok fazla tafsilata girmez
• Naklettiği görüşleri tahlil ve tenkit eder
• Tartışmalı konularda kendi tercihlerini belirtir
Kitabın Genel Yönleri ve Önemli Noktalarından İktibaslar
İbn Cüzey, tefsirini kaleme alırken gözettiği gayeleri ve metodunu “Müellifin Mukaddimesi”nde bizzat şöyle izah etmektedir:
Müellifin Dört Maksadı:
Müellif, bu eseri “kapsamlı, veciz bir şekilde” hazırladığını ve “Dört inceliği ihtiva eden dört maksat gözettiğini” belirtir. Bu maksatlar şunlardır:
• Kapsamlılık ve Vecizlik: “Birinci incelik: Küçük hacimli bu kitapta, öğrencilere kolaylaştırmak ve ilgi duyanları cezbetmek için birçok ilim toplanmıştır… ifrat ve tefrite kaçmadan… rağbet edilen ve temel olan Kur’ân ilim dallarının her birine yer verdim. Ayrıca ibareleri veciz bir şekilde ifade etmeye, aşırı derecede özetlemeye, sözü uzatmaktan ve tekrardan kaçınmaya gayret ettim.”
• Özgün Nükteler: “İkinci incelik: Bu kitapta diğer kitaplarda nadiren bulunan ilginç incelikler, harika nükteler zikredildi. Zira bunların bir kısmı, kalbî duygularımın ve düşüncelerimin tercümanıydı, bir kısmı… üstadlarımdan edindiğim şeylerdi…”
• Kapalı İfadelerin İzahı: “Üçüncü incelik: Müşkil (kapalı) ifadelerin izah edilmesi…”
• Görüşlerin Tenkidi: “Dördüncü incelik: Müfessirlere ait görüşlerin incelenmesi: Bu görüşlerden hatalı olanların sahih olanlardan ayrılması, tercih edilen görüşlerin tercih edilmeyen görüşlerden ayırt edilmesidir.”
Görüşleri Değerlendirme Yöntemi:
İbn Cüzey, tefsirinde sunduğu farklı rivayet ve görüşleri nasıl ele aldığını şöyle tasvir eder:
• “Görüş, son derece geçersiz ve bâtıl ise kitabımı bu görüşten korumak için asla zikretmem. Belki o görüşe karşı uyarıda bulunmak için zikretmişimdir.”
• “Bir şeyi herhangi birinin sözünden hikâye etmeden aktardığımda işte bu, ister kendi tarafımdan ister kendim dışında bir başkasının görüşünü tercih ettiğimden olsun o sözü üstlendiğime veya kabul ettiğime işaret eder.”
Kitabın Vermek İstediği Mesajlar
Müellif, tefsirinin Birinci Mukaddimesi’nin “Üçüncü Bölüm”ünde Kur’ân’ın ihtiva ettiği konuları ve dolayısıyla tefsirinin de odaklandığı ana mesajları hülâsa (özet) olarak şöyle belirtir:
• Ana Hedef: “Şunu bil ki, Kur’ân ile hedeflenen şey, insanları Allah’a kulluk etmeye ve Allah’ın dinine girmeye davet etmektir.”
• Bu Hedefin İki Gereği: Bu ana mesajın iki temel unsuru vardır:
• “İnsanların kendisine davet edildiği kulluğun açıklanması.” (Bu, akâid esasları ve amelî hükümleri kapsar ).
• “İnsanları kulluğa katılmaya yönlendiren ve sevk eden âmillerin anlatılması.” (Bu, teşvik ve sakındırmayı (va’d ve vaîd) kapsar ).
Müellif, daha tafsilatlı olarak Kur’ân’ın ana konularını yedi başlıkta toplar ve tefsirinin de bu konuları açıklamayı hedeflediğini belirtir:
• Rubûbiyyet İlmi: Allah’ın varlığının, birliğinin ve sıfatlarının ispatı.
• Nübüvvet: Peygamberlerin ve özellikle Hz. Muhammed’in (s.a.v.) nübüvvetinin ispatı.
• Ahiret (Mead): Öldükten sonra dirilişin, cennet, cehennem ve hesabın ispatı.
• Ahkâm: Emir ve nehiyler; bedensel, malî ve kalbî ibadetler .
• Va’d (Söz): Dünyevî ve uhrevî müjdeler, cennetin tasviri.
• Vaîd (Tehdit): Dünyevî ve uhrevî cezalar, cehennemin tasviri.
• Kıssalar: Geçmiş peygamberlerin ve ümmetlerin haberleri.
Sonuç ve Özet Notu
İbn Cüzey’in “et-Teshil” tefsiri, adının (Kolaylaştırma) hakkını veren, Kur’ân ilimlerini ve tefsiri bir araya getiren “kapsamlı” (cami) ve “özlü” (veciz) bir eserdir
Özetle:
• Müellif, çok hacimli eserlerde dağınık halde bulunan bilgileri süzerek küçük bir hacimde toplamayı hedeflemiştir
• Sadece nakil yapmakla kalmamış, Ehl-i Sünnet akîdesini savunarak diğer görüşleri tenkit etmiş ve kendi tercihlerini belirtmiştir
• İsrailiyyattan ve lüzumsuz tafsilattan kaçınarak sahih rivayetlere dayanmayı esas almıştır.
• Eserin en değerli yönlerinden biri, tefsire başlamadan evvel sunduğu iki mukaddimedir. Birincisi, Kur’ân ilimlerine dair toplu bir rehber ; ikincisi ise Kur’ân’daki önemli terimlerin ve sık geçen kelimelerin manalarını alfabetik olarak sunan bir nevi “Kur’ân sözlüğü” niteliğindedir.
Bu özellikleri sebebiyle “et-Teshil”, tefsir literatüründe hem yeni başlayanlar için kolay bir kaynak hem de ileri seviyedekiler için analitik bir başvuru eseri olarak önemli bir yere sahiptir.

(İBN CÜZEY TEFSİRİ CİLD 3, 4, ve 5) dayanarak, “İbn Cüzey Tefsiri”

Kitap Hakkında Tafsilatlı Bilgi
• Eserin Tam Adı: et-Teshil li-‘ulûmi’t-tenzîl.
• Müfessir (Yazar): İbn Cüzey (Ebü’l-Kasım Muhammed b. Ahmed b. Muhammed el-Kelbi el-Gırnati) (ö. 741/1340).
• Temel Kaynakları: İbn Cüzey, bu tefsirini hazırlarken büyük oranda Zemahşerî’nin (ö. 538/1144) el-Keşşaf ve İbn Atıyye’nin (ö. 541/1147) el-Muharrarü’l-vecîz isimli tefsirlerinden istifade etmiştir.
Genel Yönleri ve Önemli Noktaları (İktibaslar)
İbn Cüzey’in metodolojisi ve eserin yapısı dosyalarda şu şekilde tasvir edilmektedir:
• Yapısı (Mukaddimeler): Müfessir, tefsirine iki mukaddime (giriş) yazmıştır
• Birinci Mukaddime: Muhtasar (kısa ve öz) olarak Kur’ân ilimlerine yer verilmiştir
• İkinci Mukaddime: “Garîbü’l-Kur’ân” olarak adlandırılabilecek, Kur’ân’da sık kullanılan, farklı manalara gelen ve anlaşılması zor olan kelimelerin açıklamasına alfabetik sıraya göre yer vermiştir.
• Mukaddimelerin Amacı: Bu girişler, Kur’ân’ın belli bir disiplin içerisinde anlaşılması ve tefsir usûlü ile ilgili terimlerin kolay bir şekilde öğrenilmesi için bir ön hazırlık niteliğindedir.
• Tefsir Metodolojisi: Mukaddimelerden sonra İbn Cüzey, her âyeti Mushaf sırasına göre ele alarak anlaşılması zor kelime ve terkipleri açıklamıştır.
Kitabın Vermek İstediği Mesajlar ve Özellikleri
Eserin temel yaklaşımı ve tefsir ilmindeki yerini belirleyen hususlar şunlardır:
• Kelâmî Duruş: Müfessir, ilgili âyetlerde kelâmî meselelere (inanç konularına) değinmiş, Ehl-i sünnet görüşünü savunmuş, Mu’tezile ve benzeri mezhepleri tenkit etmiştir
• Rivayet Kullanımı: İbn Cüzey, âyetleri tefsir ederken israiliyattan (Yahudi ve Hristiyan kaynaklı rivayetler) uzak durmuş ve sahih rivâyetleri kullanmıştır.
• Üslup: Tefsiri “veciz” (kısa ve öz) bir şekilde yapmıştır. Çok fazla tafsilata (ayrıntıya) girmemiştir.
• Tenkit ve Tahlil: Naklettiği görüşleri tahlil (analiz) ve tenkit etmiştir.
• Kapsamlılık ve Tercih: Tefsire dair bilinmesi gereken her konuya yer vermiş ve tartışmalı konularda kendi tercihlerini belirtmiştir.
Sonuç ve Özet Notu
et-Teshil li-‘ulûmi’t-tenzîl (İbn Cüzey Tefsiri), müfessirin kaynaklarını (özellikle Keşşaf ve Muharrarü’l-vecîz) sadece aktarmakla kalmayıp, onları tahlil ve tenkit süzgecinden geçirdiği bir eserdir. Ehl-i sünnet akidesini savunmayı, israiliyattan kaçınmayı ve veciz bir üslupla Kur’ân ilimlerine dair gerekli tüm bilgileri sunmayı hedefler. Bu özellikleri bakımından tefsir literatüründe (tefsirle ilgili yazılmış eserler bütünü) önemli bir yere sahiptir.

KİTAP LİNKİ:

https://t.me/dindersimamhatip/82419

Hazırlayan: Mehmet Özçelik

 www.tesbitler.com
22/11/2025