Tefekkür yolculuğumuzda- Kur’an-da Meyveler

Tefekkür yolculuğumuzda- Kur’an-da Meyveler

İnsan vücudunun o muazzam donanımını (göz, hafıza, kalb) inceledikten sonra; şimdi o vücudun ihtiyacı olan ve Rezzâk-ı Kerim’in “Rahmet Hazinesi”nden gönderdiği meyveleri tefekkür edelim.
Kur’an-ı Kerim; meyveleri sadece birer gıda olarak değil, Cennet nimetlerinin birer numunesi ve kudret-i İlahiyenin birer isbatı olarak nazara verir. Risale-i Nur’da bu meyveler, “Kudretin mucizeleri” ve “Rahmetin hediyeleri” olarak tasvir edilir.

1. Hurma: Mü’minin Temsili ve Şifa Kaynağı
Hurma, Kur’an’da en çok zikredilen meyvelerden biridir. Hem dünya rızkı hem de Cennet nimeti olarak anlatılır.
* Ayet-i Kerime (Hz. Meryem ve Hurma):
Hz. Meryem’in doğum sancısı çektiği esnada Allah ona taze hurma yemesini emreder. Mealinden:
> “Hurma dalını kendine doğru silkele ki, üzerine taze, olgun hurma dökülsün.” (Meryem, 19/25)
>
* Tefekkür ve Hikmet:
Bilimsel olarak hurma, doğum sırasında ihtiyaç duyulan enerjiyi ve rahim kaslarını düzenleyen (oksitosin benzeri) maddeleri ihtiva eder. Kuru bir topraktan, o tatlı ve vitamin deposu meyvenin çıkması, toprağın değil, Rahman’ın işidir.
Hz. Peygamber (s.a.v.), hurma ağacını (Nahle) mü’mine benzetmiştir; kökü sağlam, meyvesi boldur.

2. İncir ve Zeytin: Üzerine Yemin Edilen Mucizeler

Cenab-ı Hak, Tin Suresi’nde bu iki meyve üzerine yemin ederek söze başlar. Bu, onların biyolojik ve manevi kıymetine büyük bir işarettir.
* Ayet-i Kerime:
> “İncire, zeytine, Sina dağına ve şu emîn beldeye yemin olsun ki…” (Tîn, 95/1-3)
>
* Zeytin (Nur ve Bereket):
Zeytin ağacı Kur’an’da “mübarek” bir ağaç olarak geçer. Yağı, ışık verme özelliğiyle “Nur” suresinde Allah’ın nurunun tasvirinde kullanılır. Hem gıdadır, hem katıktır, hem ışıktır, hem ilaçtır.
* İncir (Biyolojik Hafıza):
Risale-i Nur, inciri “Haşir” ve “Hafıza” bahsinde mühim bir delil olarak kullanır.
Koca incir ağacının bütün planı ve programı, o küçücük çekirdeğinin içine yerleştirilmiştir. Bu durum, Allah’ın “Hafîz” (Koruyan/Kaydeden) isminin bir cilvesidir.
Risale-i Nur’dan İktibas:
> “Evet, şu İmam-ı Mübin, bir nevi ilim ve emr-i İlahînin bir unvanıdır. Yani eşyanın mebâdileri ve kökleri ve asılları, kemal-i intizam ile eşyanın vücudlarını gayet sanatkârane intac etmesi cihetiyle elbette desatir-i ilm-i İlahînin bir defteri ile tanzim edildiğini gösteriyorlar. Ve eşyanın neticeleri, nesilleri, tohumları; ileride gelecek mevcudatın programlarını, fihristelerini tazammun ettiklerinden elbette evamir-i İlahiyenin bir küçük mecmuası olduğunu bildiriyorlar. Mesela bir çekirdek, bütün ağacın teşkilatını tanzim edecek olan programları ve fihristeleri ve o fihriste ve programları tayin eden o evamir-i tekviniyenin küçücük bir mücessemi hükmünde denilebilir.”
> (Mektubat, Onuncu Mektup)
>
3. Üzüm: Kuru Çubuktan Akan Şerbet
Üzüm, Kur’an’da cennet tasvirlerinde sıkça geçer. İnsana verilen rızkın, sebeplerin (ağaç, dal, toprak) eseri olmadığını, doğrudan Kudret’ten geldiğini haykırır.
* Ayet-i Kerime:
> “Sizin için orada hurma ve üzüm bağları inşa ettik. Oralarda sizin için birçok meyveler vardır ve onlardan yersiniz.” (Mü’minûn, 23/19)
>
* Risale-i Nur Nazarı:
Bediüzzaman Hazretleri, üzüm asmasını “kupkuru bir çubuk” olarak tarif eder. O kuru odundan, incecik bir sap ile takılmış, içi şerbet dolu, ambalajı (kabuğu) narin o sulu topların çıkması, kör tesadüfün işi olamaz. O kuru çubuk, bir fabrika değil, sadece bir tabeladır; rızkı gönderen Allah’tır.

4. Nar: Mücevher Sandukçası

Nar, iç dizaynı, tanelerinin yerleşimi ve ambalajlanmasıyla tam bir “İlahi Sanat” harikasıdır.
* Ayet-i Kerime:
Rahman Suresi’nde cennet meyveleri sayılırken özellikle vurgulanır:
> “İkisinde de (her çeşit) meyve, hurma ve nar vardır.” (Rahmân, 55/68)
>
* Tefekkür:
Bir nar tanesini düşünün; incecik bir zarda saklanan tatlı su. Yüzlercesi bir araya geliyor, hiçbiri diğerini ezmiyor, sıkıştırmıyor. Dışına sertçe bir kabuk örülüyor ki bozulmasın.
Risale-i Nur’da meyveler, “Konserve kutuları” ve “Kudretin tatlı hediyeleri” olarak isimlendirilir. Nar, bu hediyelerin en süslü olanlarındandır, adeta bir sandukça-i murassadır (süslü mücevher kutusu).

5. Muz (Talh): Dizilmiş Lezzet
Vakıa Suresi’nde cennet ehlinin nimetleri anlatılırken “Talh” kelimesi geçer. Müfessirlerin çoğu buna “muz” manası vermiştir.
* Ayet-i Kerime:
> “Ve meyveleri salkım salkım dizili muz ağaçları…” (Vâkıa, 56/29)
>
* Hikmet:
Muzun, lifli yapısı, kolay sindirimi ve salkım halindeki o düzenli dizilişi, “nizam” ve “intizam” sahibini gösterir. Ambalajı (kabuğu) en pratik, kendisi en leziz bir rızıktır.

Netice: Sikke-i Tevhid (Birlik Mührü)
Bütün bu meyvelere baktığımızda şunu görüyoruz:
Toprak aynı, su aynı, güneş aynı… Fakat birinden zeytin çıkıyor, diğerinden incir; birinden acı biber, diğerinden tatlı üzüm.
Bu durum isbat eder ki; bu meyveler tabiatın ve şuursuz toprağın işi değil, “İlim, İrade ve Kudret” sahibi bir Zât’ın, yani Allah’ın, kullarına özel olarak hazırladığı ikramlardır. Her meyve, O’nun birliğine (Tevhid) bir mühürdür.

Hazırlayan: Mehmet Özçelik www.tesbitler.com
16/11/2025