HUTBE-İ ŞAMİYE: İSLAM ALEMİNİN KURTULUŞ REÇETESİ VE GELECEĞİ
HUTBE-İ ŞAMİYE: İSLAM ALEMİNİN KURTULUŞ REÇETESİ VE GELECEĞİ
Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri, bir tabib-i manevi (manevi doktor) hassasiyetiyle İslam dünyasının nabzını tutmuş ve bizi ortaçağ karanlığına düşüren hastalıkları “Teşhis” etmiş, ardından Kur’an eczahanesinden aldığı ilaçlarla “Tedavi” yöntemlerini sıralamıştır. Bu hutbe, İslam’ın istikbalde yeniden dünyaya hâkim olacağının “akli ve mantıki” isbatıdır.
1. Teşhis: Bizi Durduran Altı Dehşetli Hastalık
Bediüzzaman Hazretleri, İslam dünyasının gerilemesini ve Batı’nın (Avrupa’nın) maddi olarak ileri gitmesini tahlil ederken, içimizdeki altı temel hastalığı tespit eder. Bu hastalıklar bugün dahi güncelliğini korumaktadır:
* Yeis (Ümitsizlik): “Bizden adam olmaz, biz bittik” diyerek ümitsizliğin içimizde yükselmesi.
* Sıdkın Hayat-ı İçtimaiyede Ölmesi: Doğruluğun toplumsal hayattan çekilmesi, yalanın yaygınlaşması.
* Adavete Muhabbet: Düşmanlığı sevmek, sürekli kavga edecek sebep aramak.
* Ehl-i İmanın Bağlarını Bilmemek: Müminleri birbirine bağlayan manevi rabıtalardan habersiz olmak.
* Çeşit Çeşit İstibdat (Baskı): Yöneticilerin halka, babanın evlada, patronun işçiye uyguladığı baskı rejimi.
* Menfaat-i Şahsiye: Şahsi çıkarı, milletin menfaatinin önüne geçirmek.
Bu hastalıklar, İslam bünyesini zayıflatmış ve maddeten geri kalmamıza sebep olmuştur.
2. Tedavi: Birinci Kelime “Ümit” (El-Emel)
Hutbe-i Şamiye’nin en gür sedası “Ümit”tir. Üstad Hazretleri, “Yeis (ümitsizlik), her kemalin engelidir” ve “Milletlerin kanseridir” der. Kurtuluşun ilk şartı, İslam’ın parlayacağına dair sarsılmaz bir inanç taşımaktır.
Bediüzzaman, geleceğin İslam’ın olacağını şu sosyolojik kanunla isbat eder:
Eski zamanda insanlara “kuvvet” ve “hissiyat” hükmediyordu. Ancak gelecek asırlarda insanlara “akıl”, “ilim” ve “fen” hükmedecektir. Madem Kur’an’ın bütün hükümleri akla, mantığa ve ilme uygundur; öyleyse istikbalde aklını kullanan beşeriyet, akın akın Kur’an’a koşacaktır.
Metinde geçen şu müjde, ruhlara âb-ı hayat serper:
> “İstikbal, yalnız ve yalnız İslâmiyet’in olacak. Ve hâkim, hakaik-i Kur’aniye ve imaniye olacak… Evet, ümitvar olunuz; şu istikbal inkılabı içinde en yüksek gür sada, İslâm’ın sadası olacaktır!” (Hutbe-i Şamiye, s.23).
>
3. Tedavi: İkinci Kelime “Sıdk” (Doğruluk)
İslamiyet’in temeli “Sıdk”tır, yani doğruluktur. İman, doğruluğun zirvesi; küfür ise yalanın dibidir. Peygamber Efendimiz (a.s.m.), “Emin” sıfatıyla İslam’ı yaymıştır.
Üstad Hazretleri, yalanın toplumu nasıl zehirlediğini anlatır ve kurtuluş için “Sıdk”ın yeniden diriltilmesini şart koşar. Siyasette, ticarette ve komşulukta yalan söylemek, İslam’ın izzetine aykırıdır. Eğer Müslümanlar sıdkı ve dürüstlüğü hayatlarıyla gösterseler, sair dinlerin tabileri fevç fevç İslam’a gireceklerdir.
> “Eğer biz doğru İslâmiyet’i ve İslâmiyet’e layık doğruluğu ve istikameti göstersek, bundan sonra onlardan (başka dinlerden) fevç fevç dâhil olacaklardır.” (Hutbe-i Şamiye,s. 30).
>
4. Meşrutiyet ve Hürriyet: İstibdada Karşı İslam
Hutbe-i Şamiye’nin önemli bir boyutu da siyasi ve içtimaidir. Bediüzzaman, İslam’ın özünde “Meşveret” (Danışma) ve “Hürriyet-i Şer’iye” (Şeriata uygun özgürlük) olduğunu savunur.
Baskı ve istibdat (diktatörlük), kabiliyetleri söndürür. Halbuki İslam, hür bir zeminde, şura (meclis) ile yönetilen, hukukun üstünlüğüne dayalı bir sistemi emreder. Asya’nın bahtının açılması, bu “Şer’i Hürriyet”in tesisiyle mümkündür.
Netice: İttihad-ı İslam (İslam Birliği)
Hutbe-i Şamiye’nin nihai hedefi, teşhis edilen hastalıkların tedavi edilmesiyle **”İttihad-ı İslam”**ın (İslam Birliği’nin) kurulmasıdır. Bu birlik, siyasi bir sınır birliğinden ziyade; kalplerin, fikirlerin ve hedeflerin birliğidir.
Zaman cemaat zamanıdır. Tek başına hareket etme devri geçmiştir. Müslümanlar, fen ve sanat silahıyla donanmalı, cehalet, zaruret (fakirlik) ve ihtilaf düşmanlarına karşı omuz omuza vermelidir.
Kur’an-ı Kerim, bu zaferin şartını Saf Suresi’nde şöyle beyan eder:
> “Şüphesiz Allah, kendi yolunda, sanki birbirine kenetlenmiş kurşunla dökülmüş bir bina gibi saf bağlayarak savaşanları sever.” (Saff Suresi, 61/4).
>
Hülasa; Hutbe-i Şamiye, Müslümanın “Aşağılık Kompleksi”nden kurtulup, medeniyetin hakiki kurucusu olduğu şuuruna ermesi için yazılmış muazzam bir manifestodur.
Hazırlayan: Mehmet Özçelik www.tesbitler.com
14/11/2025