Tefekkür yolculuğumuzda yükseliş; “Mirac”

Tefekkür yolculuğumuzda yükseliş; “Mirac”

Risale-i Nur’un Otuz Birinci Söz’ü, Mirac’ı sadece bir “gezinti” değil; kâinat ağacının en uzak dallarından, o ağacın çekirdeği ve kökü olan Hakk’ın huzuruna yapılan bir seyahat olarak tasvir eder.
Bediüzzaman Hazretleri, Mirac’ın lüzumunu, hakikatini ve bizlere getirdiği hediyeleri harika bir temsil (benzetme) ile akla yaklaştırır.

1. Mirac Nedir? Velayet ve Risalet Kanatları

Mirac, Efendimiz’in (a.s.m.) manevi yolculuğunun (Velayet) zirvesi ile Peygamberlik vazifesinin (Risalet) başlangıcının birleştiği noktadır.
* Gidiş (Velayet): Kulun, mertebe mertebe yükselerek Rabbine gitmesidir. Efendimiz (a.s.m.), bütün varlıkların tesbihatını, meleklerin ibadetini ve kâinatın sırlarını görerek yukarı çıkmıştır.
* Dönüş (Risalet): Rabbinden aldığı emirleri, hediyeleri ve hakikatleri kullara getirmek için aşağıya inmesidir.
Temsil: Bir padişahın iki türlü konuşması vardır:
* Telefonla (Vahiy): Bir valisiyle uzaktan konuşması. (Diğer peygamberler ve veliler böyledir).
* Huzura Kabul (Mirac): Padişahın, en has yaverini sarayına çağırması, ona mülkünü gezdirmesi, bizzat görüşmesi ve ona nişanlar takıp halkına elçi olarak geri göndermesi. (Mirac budur).

2. Neden Gerekliydi? (Görmek ve İnanmak)

Efendimiz (a.s.m.) Kur’an’ın tebliğcisidir. Anlattığı şeyler; melekler, cennet, cehennem ve Allah’ın cemalidir.
İşte Allah (c.c.), o en büyük elçisini “yalancı çıkmamak” ve “gözüyle görmediği şeyi anlatmamak” durumunda bırakmamak için; O’nu huzuruna aldı. Cenneti gösterdi, “Git, kullarıma müjdele” dedi. Cehennemi gösterdi, “Git, sakındır” dedi. Melekleri gösterdi, “Gördüm, varlar de” dedi.
Yani Mirac, imanın isbatı ve gözle görülmesi hadisesidir.

3. O Kısa Zamanda Nasıl Gitti?

Otuz Birinci Söz, “Bir insan bedeniyle bu kadar kısa sürede milyarlarca yıllık yolu nasıl gider?” sorusuna, kâinattan bilimsel ve mantıki örneklerle cevap verir.
* Ruhun Hızı: İnsan uykuya daldığında, ruhu bir anda geçmişe, geleceğe veya uzak diyarlara gider (rüya yoluyla).
* Gözün Hızı: Gözümüzü açtığımız anda, saniyede 300.000 km hızla giden ışıktan daha hızlı bir nazarla, Neptün gezegenine veya bir yıldıza ulaşırız.
* Hakikat: Eğer Allah (c.c.), kocaman Dünya’yı sapan taşı gibi döndürüp gezdiriyorsa; en sevdiği kulunu, şimşekten daha hızlı bir binek (Burak) ile huzuruna alması O’nun kudretine hiç ağır gelmez.

4. Risale-i Nur’dan İktibas: Mirac’ın Meyveleri

Mirac sadece Efendimiz (a.s.m.) için şahsi bir ikram değil, bizim için de hayati hediyelerle dolu bir seyahattir. Bediüzzaman Hazretleri, bu seyahatin “meyvelerini” şöyle sıralar:
* Gözümüzle Görmüş Gibi: O (a.s.m.) gördü, “Var” dedi. Biz de O’nun sözüne dayanarak, cenneti görmüş gibi inanıyoruz. Ebedi saadetin varlığını bizzat müşahede edip bize müjdeledi.
* Namaz Hediyesi: Namaz, Mirac’tan getirilen en büyük hediyedir. Mü’minin namazı, onun Mirac’ıdır. İnsan namazda “Allahu Ekber” diyerek dünyayı arkasına atar ve ruhuyla Rabbine yükselir.
* Allah’ı Görme (Rü’yetullah): O (a.s.m.), dünyada iken Allah’ı gördü. Bu durum, bizim de ahirette Allah’ı görebileceğimizin en büyük delili oldu. “Sizin gibi bir insan O’nu gördü ise, siz de görebilirsiniz” kapısını açtı.
> Mirac, velayet-i Ahmediyenin (a.s.m.) keramet-i kübrasıdır (en büyük kerametidir). … O Zât (a.s.m.) öyle bir salât (namaz) kılıp öyle bir dua etti ki; o namaz, o dua bütün kâinatı nurlandırdı.
>
5. Yalnızlık (Vahşet) Sırrı

Mirac’ın belki de en latif meyvesi şudur:
İnsan kâinata bakar; yıldızlar, gökler, dağlar sessiz ve korkunç görünür. Kendini yalnız hisseder.
Efendimiz (a.s.m.) Mirac’tan dönünce bize dedi ki: “Korkmayın! O gördüğünüz gökler, yıldızlar boş değil; hepsi Allah’ın memurudur, askeridir. Gökyüzü meleklerle doludur. O dehşetli sandığınız kâinat, aslında şenlikli bir memlekettir.”
Böylece insanın kâinata bakışı değişti, vahşet (yalnızlık korkusu) ünsiyete (dostluğa) döndü.

Netice: Namaz, Küçük Bir Mirac’tır
Mirac bahsinden alacağımız en büyük hisse şudur:
Efendimiz (a.s.m.), “Kab-ı Kavseyn” (imkan ve vücub arası, en yakın makam) denilen zirveye çıktı. Biz o kadar çıkamayız ama namaz seccadesine bastığımızda, niyetimiz ve hayalimizle aynı kapının tokmağını çalıyoruz. Her namaz, Mirac’ın bir gölgesidir.

Hazırlayan: Mehmet Özçelik www.tesbitler.com
13/11/2025