HÜSNÜ BİZZAT
HÜSNÜ BİZZAT
* Hüsn-ü Bizzat: Kendisi bizzat güzel olanlar.
* Hüsn-ü Bilgayr (Hüsn-ü Binnetice): Dış yüzü çirkin veya sert görünen ama neticesi ve iç yüzü güzel olanlar.
Geliniz, “Çirkinlik Yoktur” hakikatini bu iki pencereden ve Mülk – Melekût (Eşyanın dış ve iç yüzü) dengesi üzerinden derinlemesine inceleyelim.
1. Zahir ve Hakikat (Dış Görünüş ve İç Yüz)
Kâinatta “çirkin” dediğimiz şeyler, genellikle bizim yüzeysel ve kısa vadeli bakışımızdan kaynaklanır. Hâlbuki eşyanın Allah’a bakan yüzünde (Melekût) ve verdiği neticelerde kusur yoktur.
* Gök Gürültüsü ve Yağmur Örneği:
* Zahiri Nazar (Yüzeysel Bakış): Yağmurlu, çamurlu, fırtınalı bir havaya bakan adam; “Ne kadar sıkıcı, ortalık kirlendi, ıslandık” der. Zahiren çirkin görür.
* Hakikat Nazarı (Derin Bakış): O çamurun ve fırtınanın arkasında baharın çiçekleri, ekinlerin büyümesi ve hayatın devamı saklıdır. O zahiri kargaşa, muazzam bir rahmet düğünüdür. Neticesi itibariyle o yağmur ve çamur, güneşli bir gün kadar güzeldir.
2. Zıtlıkların Hikmeti: “Her Şey Zıddıyla Bilinir”
Kâinatta mutlak bir güzellik olsaydı ve hiç çirkinlik, hastalık veya karanlık olmasaydı; güzelliğin, sağlığın ve ışığın kıymeti bilinmezdi.
* Tablo Analizi: Büyük bir ressam, tablosunda sadece parlak renkler kullanmaz. Gölgeler, siyahlar ve zıt renkler kullanır ki, asıl güzellik ve ışık ortaya çıksın. O tablodaki siyah leke, tek başına bakıldığında çirkin görünebilir; ama tablonun bütünü (külli nazar) içinde o leke, sanatın kemâlini gösteren bir güzelliktir.
* İlahi İsimlerin Tecellisi: Cenab-ı Hakk’ın Cemal (Güzellik) isimleri olduğu gibi Celal (Haşmet/Sertlik) isimleri de vardır.
* Gülün çiçeği Cemal ismini, dikeni Celal ismini gösterir. İkisi beraber harika bir bütündür.
* Şifa Rahim ismini, hastalık Şâfi ismini tanıttırır.
3. Ameliyat Masasındaki Güzellik (Hüsn-ü Binnetice)
En çarpıcı örneklerden biri tıbbi müdahalelerdir.
* Bir insanın karnının kesilmesi, kan akması zahiren (bizzat) çirkin, vahşice ve nahoş bir manzaradır.
* Fakat o kesik, kangren olmuş bir uzvu kurtarmak veya bir tümörü almak için yapılıyorsa; o kesme işlemi neticesi itibariyle hayattır, şifadır ve “güzel”dir.
Risale-i Nur, kâinattaki deprem, sel, ölüm gibi hadiselerin de kâinatın büyük bir ameliyatı ve tasfiyesi olduğunu; neticeleri itibariyle (manevi kirlerin temizlenmesi, şehitlik mertebesi kazandırması, dünyanın fani yüzünü göstermesi gibi) güzel olduğunu isbat eder.
4. Risale-i Nur’dan İktibas: Mülk ve Melekût
Bediüzzaman Hazretleri, Bu hakikati, eşyanın Allah’a bakan şeffaf yüzü (Melekût) ile insana bakan perdeli yüzü (Mülk) ayrımıyla şöyle anlatır:
> “Kâinatta, küllî nazarıyla (bütüncül bakışla) her şey güzeldir… Ve her şey ya bizzat güzeldir veya neticeleri cihetiyle güzeldir.
> …
> Zahirî çirkinlikler, intizamsızlıklar, musibetler, belalar ise; o koca fabrikanın (kâinatın) işlememesinden, işlemesindeki çok faydalı neticeleri vermemesinden ileri gelen çirkinlikleri gidermek içindir.
> …
> Demek çirkinlik, bir nevi güzelliğin, hakikatın, intizamın yüzündeki perdedir. O perdenin altındaki, hakikî güzellik ve intizamı saklar.
>
5. İnsanın Bencilliği ve Yanılgısı
İnsan genellikle olayları “kendi menfaatine” göre değerlendirir. “Bana faydalıysa güzel, bana zararlıysa çirkin” der. Halbuki kâinat sadece insan için yaratılmamıştır.
* Bir mikrop veya yırtıcı hayvan, kendi sanatı ve yaratılış gayesi açısından mükemmeldir, güzeldir. İnsana zarar vermesi, onun yaratılışındaki sanatın güzelliğini bozmaz.
* Risale-i Nur; Eşya, kendi nefisleri ve Sâni-i Zülcelal (Yaratıcı) için birer gayesi varsa, insana bakan bir tek gayesi vardır, diyerek bu bencilliği kırar.
Netice: “Kahrın da Hoş, Lütfun da Hoş”
Bu tefekkür penceresi, insana İbrahim Hakkı Hazretleri’nin şu teslimiyetini kazandırır:
“Hak şerleri hayr eyler, Zannetme ki gayr eyler, Ârif anı seyr eyler, Mevlâ görelim neyler, Neylerse güzel eyler…”
Kâinatta çirkinlik yoktur; “çirkinlik” bizim tamamlanmamış idrakimizdedir.
Hazırlayan: Mehmet Özçelik www.tesbitler.com
13/11/2025