ALLAH’IN GÜNLERİ: TARİHİN VE KADERİN DERSLERİ
ALLAH’IN GÜNLERİ: TARİHİN VE KADERİN DERSLERİ
(İbrâhim Sûresi, 5. Âyet Işığında)
1. Âyetin Beyanı ve Manası
“Andolsun, Mûsâ’yı da, ‘Kavmini karanlıklardan aydınlığa çıkar ve onlara Allah’ın günlerini hatırlat’ diye âyetlerimizle gönderdik. Şüphesiz bunda çok sabreden, çok şükreden herkes için ibretler vardır.”
(İbrâhim, 5 )
Bu âyet, hem tarihî bir hakikati hem de hikmetli bir dersi ihtiva eder.
Cenâb-ı Hak, Hz. Mûsâ’ya iki büyük vazife yüklemiştir:
• Kavmini zulmetten nura çıkarmak, yani şirkten tevhide, esaretten hürriyete, zulümden adalete götürmek.
• Onlara “Allah’ın günlerini” hatırlatmak.
Bu “Allah’ın günleri (اَيَّامَ اللّٰهِ)” ifadesi, Kur’ân’da derin bir manaya işaret eder. Çünkü gün, yalnızca bir zaman dilimi değil; ilâhî kudretin tecelli ettiği bir an, ibret levhası, kaderin dönüm noktasıdır.
2. “Allah’ın Günleri” Ne Demektir?
Müfessirler bu ifadeyi farklı yönlerden açıklamışlardır:
• İbn Abbas (ra) der ki: “Allah’ın günleri, Allah’ın kullarına nimet ve azapla tecellî ettiği günlerdir.”
Yani bazen nimet günleridir — Allah’ın lütfu, yardımı, zaferi;
bazen azap günleridir — inkârcı kavimlerin helâk edildiği, zulmün yıkıldığı günler.
• İmam Taberî ve Kurtubî gibi müfessirler, bu “günleri” tarih boyunca Allah’ın kudretinin açıkça görüldüğü zaman dilimleri olarak açıklamışlardır.
Meselâ;
Nûh tufanı, Firavun’un denizde boğulması, Âd ve Semûd kavimlerinin helâki, İbrahim’in ateşten kurtuluşu, Bedir günü gibi olaylar, hep **“Allah’ın günleri”**dir.
Çünkü o günlerde kudret, ilim, adalet ve rahmet açıkça görünmüştür.
3. Neden “Allah’ın Günleri” Denilmiştir?
Allah’ın günleri tabiri, sıradan zamanla mukayyet olmayan özel anları ifade eder.
Her gün Allah’ındır; fakat bazı günler vardır ki,
– Kudret daha belirgin tecellî etmiştir.
– Adalet apaçık görünmüştür.
– Rahmet ya da gazap gözle görülür hâle gelmiştir.
O günler, tarihte **“ilâhî müdahale günleri”**dir.
Firavun’un ordusunun Kızıldeniz’de boğulduğu gün,
İbrahim’in ateşte yanmadığı gün,
Bedir’de zayıf bir topluluğun güçlü bir orduyu mağlup ettiği gün,
hep Allah’ın kudretinin “zamanı eğdiği” anlardır.
İşte bu sebeple o zaman dilimlerine “Allah’ın günleri” denilmiştir;
zira tarihin o kesitinde hâkim olan irade yalnızca Allah’ın iradesidir.
4. Hatırlatmanın Hikmeti
Hz. Mûsâ’ya verilen emir, “onlara Allah’ın günlerini hatırlat” şeklindedir.
Bu hatırlatmanın üç büyük hikmeti vardır:
a) İbret ve Uyarı
Geçmişte azgın kavimlerin helâk edildiğini, zulmün devam etmediğini hatırlatmak,
bugünkü insanlara bir uyarıdır:
“Dün, zulmedenler nasıl yok olduysa; bugün de aynı akıbet mümkündür.”
b) Şükür ve Minnet
Allah’ın nimetle tecellî ettiği günleri hatırlamak, şükrü tazeler.
İsrailoğulları için denizin yarılması, bulutların gölgelendirmesi, kudret helvası ve bıldırcınla rızıklandırılmaları hep Allah’ın günlerindendir.
Hatırlamak, unutmamak demektir; unutmamak da nimeti korumanın ilk şartıdır.
c) Sabır ve Teselli
Belalar, sıkıntılar, esaretler karşısında “Allah’ın günlerini hatırlamak”, sabır ve ümidi güçlendirir.
Zira Allah’ın yardımı bir defa tecellî ettiyse, yine tecellî eder.
Tarih tekerrürden ibarettir; ama hakikat değişmez: “Allah sabredenlerle beraberdir.”
5. Tarihten İbret: Firavun’un ve Musa’nın Günü
Hz. Mûsâ’nın kıssası, “Allah’ın günleri”nin en belirgin misalidir.
Bir yanda kibirle ilahlık iddia eden Firavun,
diğer yanda asasını yere vurup denizi yaran bir peygamber.
Firavun’un günü zulmün doruk noktasıydı;
Mûsâ’nın günü ise Allah’ın kudretinin zaferiydi.
Denizin yarıldığı o gün, Allah’ın günüdür;
zira insan aczinin, ilâhî kudretin huzurunda secdeye kapandığı gündür.
6. Günlerin Hatırlanması: Tarih Değil, Ders
Kur’ân’da tarih anlatılmaz; tarihten ders verilir.
“Allah’ın günlerini hatırlat” emri, tarih bilgisini değil, tarih bilincini öğütler.
Unutan milletler, aynı hatayı tekrarlar;
hatırlayanlar ise, şükrü ve sabrı tazeler.
Her mü’min, kendi hayatında da “Allah’ın günlerini” aramalıdır:
– Günahlarından kurtulduğu bir an,
– Dua edip kabul gördüğü bir vakit,
– Karanlıktan nura çıkış hissettiği bir dönem…
İşte onlar da kulun özel Allah günleridir.
7. Netice: Allah’ın Günleri Hâlâ Devam Ediyor
Zaman değişse de Allah’ın günleri bitmez.
Bugün de zalimlerin saltanatları çökerken, mazlumların duaları kabul olurken o günler yeniden yaşanır.
Her çağın kendi “Allah günü” vardır.
Zira Allah’ın kudreti ezelîdir, hükmü bâkidir.
KONUYLA ALAKALI VE MÜRÂDİF ÂYETLER
• “Onlara geçmiş kavimlerin haberlerini anlat; belki düşünürler.”
(A‘râf, 176)
• “Nice memleket halkını zulmettikleri için helâk ettik; sonra onların ardından başka kavimleri var ettik.”
(Enbiyâ, 11)
• “Andolsun, onların kıssalarında akıl sahipleri için ibretler vardır.”
(Yûsuf, 111)
• “Yeryüzünde gezip dolaşmadılar mı ki, kendilerinden öncekilerin sonlarının nasıl olduğunu görsünler? Onlar onlardan daha güçlü idiler.”
(Rûm, 9)
• “Allah zalim kavimleri hidayete erdirmez.”
(Câsiye, 23)
ÖZET
İbrâhim Sûresi’nin 5. âyetindeki “Allah’ın günleri” ifadesi, Allah’ın kudret ve adaletinin tarih içinde açıkça göründüğü nimet ve azap günleridir.
Bu günlerin hatırlatılması, insanlara hem şükür, hem sabır, hem de ibret dersi verir.
Zira o günlerde ilâhî adalet tecellî etmiş, zulüm devrilmiş, iman galip gelmiştir.
Tarih, yalnız geçmişin aynası değil; ilâhî sünnetin sahnesidir.
O halde her mü’min, kendi hayatında Allah’ın günlerini hatırlayıp ibretle yaşamalıdır.
Hazırlayan: Mehmet Özçelik www.tesbitler.com
06/11/2025