Akıl ve Dilin Toplumsal Yansımaları

  1. Akıl ve Dilin Toplumsal Yansımaları

    İnsan toplumsal bir varlıktır; diliyle düşünür, diliyle konuşur, diliyle anlaşır.
    Dil, hem kültürün hem de medeniyetin taşıyıcısıdır.
    Ne var ki akıl zayıflayınca, dil o asli vazifesinden sapar; hakikati söylemek yerine gösteriş, tenkit ve tartışma aracına dönüşür.
    Günümüzde bilgi çok, fakat hikmet azdır.
    Her şeyin konuşulduğu ama az şeyin düşünüldüğü bir çağdayız.
    Söz çoğaldı, hikmet azaldı.
    Sosyal mecralarda fikirden ziyade laf yarışı, bilgiden çok benlik gösterisi öne çıkıyor.
    Bu hâl, atasözündeki o hikmetli uyarının canlı bir tasviridir:
    “Akıl fukara olunca dil ukala olur.”

    2. Eğitimde Akıl Terbiyesi ve Dil Edebi

    Eğitim, sadece bilgi aktarmak değil; aklı terbiye, dili edeplendirmek içindir.
    Zira bilgi yığmak aklı zenginleştirmez;
    aklı zenginleştiren, tefekkür, muhakeme ve hikmettir.
    Eğitim, aklı beslemediği zaman; kişi konuşur ama anlamaz, söyler ama hissetmez.
    Böylece dil ukala, akıl yoksul olur.
    Yani;Terbiye-i İslâmiye’den çıkan bir akıl, ne kadar harika da olsa, insanı hakikî saadete götüremez.
    Demek ki aklın kıymeti, ilimle değil; imanla, hikmetle, edeple ölçülür.
    Eğitim sisteminin gayesi; bilgiyle şişkin, ama hikmetsiz ve edepsiz insanlar değil,
    ilimle beraber irfanı, sözle beraber sükûtu bilen insan yetiştirmektir.

    3. Modern Zamanın “Ukala Dili”

    Bugün “ukalalık” yeni biçimler aldı.
    Sosyal medya, televizyon, dijital yayınlar;
    herkese konuşma imkânı verdi ama dinleme edebini unutturdu.
    İnsanlar artık sözle değil, sesle yarışıyor; fikirle değil, tartışmayla öne çıkıyor.
    Dilin ukalalığı; sadece bir tavır değil, bir zihniyetin göstergesidir.
    Bu zihniyet, bilgi kibri üretir.
    Yani bilginin değil, bilginin gölgesinin kibri…
    İnsan bildiğini sandıkça, anlamaktan uzaklaşır.
    Böylece ilim, hikmetten kopar; söz, hakikatten boşalır.
    Kur’ân-ı Kerîm bu hâle şöyle işaret eder:
    “Onlar, ilimden nasipleri olmayan şeyin ardına düşerler…”
    (Rûm Sûresi, 7)
    Yani bilgi var, ama hikmet yok.
    Aklı zenginleştiren iman ve edep olmadıkça, dil o bilgiyi şatafatlı ama boş cümlelere dönüştürür.

    4. Aklın Zenginliği – Dilin Tevazusu

    Hakikî akıl, tevazu ile konuşur; çünkü bilir ki hakikat kendinden değil, Hak’tandır.
    Ukala dil ise “ben bilirim” der;
    halbuki akıl “Rabbim öğretmiştir” der.
    Aklın zenginliği, dilin tevazusunda tecellî eder.
    Bir insan ne kadar çok biliyorsa, o kadar az böbürlenir;
    ne kadar az biliyorsa, o kadar çok konuşur.
    Tıpkı; Bilen konuştu mu ilim artar; bilmeyen konuştu mu fitne artar.

    5. Akıl, Dil ve Medeniyet

    Bir toplumun medeniyet seviyesi,
    yollarının genişliğiyle değil, sözlerinin hikmetiyle ölçülür.
    Akıllar fakirleştiğinde dil zenginleşmez; bilakis çirkinleşir.
    O dil, hakikati değil, menfaati taşır.
    Böyle bir dil, toplumun ahlâkını zedeler.
    Medeniyet, güzel konuşmakla değil, doğru düşünmekle başlar.
    Doğru düşünen insan, güzel konuşur;
    fakat güzel konuşan herkes doğru düşünmez.

    6. Konuyla İlgili Ayetler

    📖 Nahl Sûresi, 125:
    “(Ey Muhammed!) Rabbinin yoluna hikmetle, güzel öğütle çağır ve onlarla en güzel şekilde mücadele et…”
    📖 Zümer Sûresi, 18:
    “Onlar sözü dinlerler, en güzeline uyarlar. İşte onlar, Allah’ın doğru yola eriştirdiği kimselerdir. Onlar akıl sahipleridir.”
    📖 Hucurât Sûresi, 12:
    “Zannın çoğundan sakının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin gizlisini araştırmayın, gıybet etmeyin…”
    📖 A’râf Sûresi, 179:
    “Onların kalpleri vardır, onunla anlamazlar; gözleri vardır, onunla görmezler; kulakları vardır, onunla işitmezler. İşte onlar hayvanlar gibidir, hatta daha da sapıktırlar.”

    7. Netice ve Özet

    Özet: Modern çağda atasözünün hikmeti, eskisinden daha çok geçerlidir.
    Bilgi arttı ama hikmet azaldı.
    Akıl fukara olunca, dil ukala olur; çünkü düşünmeden konuşmak, bilmeden hükmetmek artık alışkanlık haline geldi.
    Eğitimin gayesi sadece öğretmek değil, düşündürmek ve edeplendirmektir.
    Zira aklı terbiye etmeyen bilgi, dile ukalalık verir.
    Aklın zenginliği imanda, dilin edepli oluşu hikmettedir.
    Akıl imanla zenginleşir, dil hikmetle güzelleşir.
    Bir toplumun kurtuluşu; susması gerekenin susması, konuşması gerekenin de hikmetle konuşmasıyla başlar.

    Hazırlayan: Mehmet Özçelik www.tesbitler.com
    06/11/2025